25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

D OĞADA YAŞAM Haldun Aydıngün R ASGELE Raif Ertem Bir yıldır dağda bayırda... eçen yıl 1 ekimde "Doğada Yaşam" sayfamız ilk kez '*Merhaba" demişti. Bu yazıyla da ikinci yılına girdi. Bir anlamda bir yıldönümünü kutluyoruz. Bu yüzden geri dönüp neler yaptığımıza kısa bir göz atmak istedik. Gerçekte bu sayfanın başlangıcı, 1987 yılı temmuz ayına dayanıyor. O tarihte sıcak bir öğle üzeri. Cumhuriyet gazetesine ilk kez gelip güç bela Liitfiı Tınç'ın karşısına oturmuş, daha önce lelefonda da kendisine söylediğim "Uludağ" ya/ımı vc dialanmı vermiştim. O anda beklediğim iki tür yanıt vardı. Birincisi "Aman ne güzel, hemen basalım", diğeri de "Yok kardeşim, bunlar işe yaramaz, hadi güle güle" şeklindeydiler. Samiıni olarak iyisine de, kötüsüne de hazırdım. Ancak Lütfü Tınç, sadece bir "iyi" deyip hazırladığım dosyayı alıp kaldırdı. Bu kadar nötr bir yanıta hiç hazırlanmamıştım, kös kös çıkıp gittim. 18 Ekim 87'de yazı çıktı. Bunu 29 kasımda "Kar Magarası Kampı", 21 Ağustos 88'de de "Aladağlar" kapak yazısı izledi. Bu yaziların çıkmış olmalarına müthiş sevinmekie birlikte, bir konu hep rahatsız ediyordu, yazılar okuyucuya bu etkinliklere katılabilmelerini sağlayabilecek hiçbir ipucu sağlamıyorlyrdı. Sanki okuyana nispet yapan bir halleri vardı. Bu sorunu çozebilmek için tanımlayabildiğim değişik doğa etkinliklerini, her birini bir yazı konusu olarak işleyecek bir dizi tasarladım. Bu öyle bir dizi olmalıydı ki en basitten başlayarak hem olanaklar ölçüsünde çok bilgi vermeli, hem özendirici olmalı (hem de DERGt'de basılacak kadar albenisi bulunmalıydı). Ekim ve kasım 88'de "Günliik doga yüriiyüşleri" ve "Kampçılık" yazıları bu diziye bir başlangıç oldu. Ancak bu arada DERGİ birtakım değişiklikler'den geçiyordu. Sayfalar kuçulüyor, azalıyor ve benim gibi "hariçten gazel okuyanlara" gittikçe daha az olanak sağlıyordu. Gene de ocak ve mart 89'da "Kaya Tırmanışları" ve "Yeşil Yolculuk" yazıları çıktı. Ama tasarladığım diziyi artık sürdürme olanağı hiç kalmamıştı. Bu dönemde pek çok olumlu tepki geldi ' çıkan bu az sayıda yazıya. Sanırım bunların tesiciyle olacak 89 ağustosunda Lütfü Tınç her hafta yayımlanacak bir sayfa düşündüğUnü söylüyordu. tlk tepkim 'korku' oldu. Canı istedikçe kaleme sarılmak başka şey, her hafta bir yazı yetiştirmek başka şeydi. Ancak böyle bir olanağı reddetme şansım da yoktu. Kabul ettim ve ilk yazı 1.10.89'da "Türkiye Keşfedilmeyi Bekllyor" başlığıyla yayımlandı. Ya/ının son paragrafında, bu sayfanın hedefi (son derece mutevazı!) ortaya konuyordu, "Türkiyc'de 100.000 ya da 1 milyon dağcının (doga sporcusunun) olması." Sayfa genelde "nereye, nasıl, neden gidetim" sorularına yanıtlar getirmeye çalıştı. "Nereye" sorusu için çevremizde, özellikle yurüyüş parkurları aradık, yayımladık. Bunlar için son derece olumlu tepkiler geldi. Pek çok kişinin, açıklamaları izleyip bu parkurları gerçekleşürdiklerini duymak bUyük mut G Osman öğretmen sman Agabey'i gördum. Osman Çelin. yaşlanmış. "Haslayım," dedi Rengi solmuş. Yureği yorulmuş. Dinleniyormuşarasıra... Yürekbu! Dinlenmcyehakkıyokonun!.. Bütünorgaıılaı duruyor. Yaşam bitiyor. Aman ha Osman Ağabey!.. Osman Agabey ile tcyze çocuklarıy ız. lîc nimilkokulöğrctmeniın. Köyenstıtüleriniıı ilk mezunlarından. 4'ılncü, beşinci sınıl'ı • onda okudum. Onda bitirdim. Ortaokula da başlamamao neden oldu. Aradan iki yıl geçtikten sonra. Anılar konacak dal istiyor Oktay Ağabey! Akbal. Oktay Rıfat haklı. llkokul gunlerinegittinı. Karlı birgündü. Erken kalkınıştım. Gun doğmadan önce. At kuyruğundan kıl kesmiştım akşamdan. Tuzak yapmıştım. Koyün altına iniverdim. Çalı dıplenndekı karı temı/ledim. Tu^aklanmı kurdum. Dcrssaatıne'yakıntopladım. Uv tanekaratavuktutmuştum.birdeköroğlu. Diridiri.Koynumadoldurdum.Okulageldiğimde zil çalıyordu. Kuşlar koynumda daldım sınıfa. Kıpırdanıyorlar. Basiırıyorum. Tedırginim. Anlayacak. Neyaparacaba? Ne der? Daha yeni geldiği yıllar. Bilemiyorum. Bakıyor... Gömleğım gevşiyor. Kaçacaklar. Boşluk bulan bir tanesi çırpmdı. Arkasından diğerlerı. "Cuk cuk cuk" ötmeye başlamaz mı! "Gel!" dedi Osman öğretmen. Yerimdcn kalkamıyorum. Bastırıyorum. Gömleklerimi topluyorum. "Gel!..' Ben toparlanamayıncaoyaklaştı.Parmağıylaçeneminaltından iterek kaldırdı. Gömleklerımı çekiverdi. Karatavuklarsınıfadağıldılar. Uçuyorlar, ötüyorlar. Pencerecamlarınavuruyorlar. Sınıfgülüyor. Başımadikiliyor. Bir kuşlara bakıyorum, bir öğretmene... "Açıncamlan!"dedi. Açtılar. Kuşlar çıktı. Ince ince atıştıran karın içinde kanat vuruyorlar. Gidiyorlar. Uzakta bir nokta... Durdu durdu, kayboldu. Dalmışım. Bakıyorum. "Olur! Kapalın pentereleri!" Oturdum, Otururken köroğlu kuşunu gördüm. Olmüş. Ayağımındibineduşmüş. Usulcaeğildim. Kavradım. "Gctironu buraya!" Doğrulamıyorum. Başım sıraya çarptı. Acıyor. Ovuşturuyorum. Oyalandığımı sandı. Sertçe çekti çıkardı. Kuşualdı. Açtı.'penceredenaıtı. Biraz sonra bir kedınin ağzında olacak... Derse kaldırdı... Bir başka havagetirmişlerdiköylereKoy Enstitülüleı. Okuyorduk.çiftsürüyorduk. Evlerekapı, sabahademir... Koşuyorduk, yarışıyorduk. MandolindemUzik! Karakalem resim... Gazete bilcçıkarmıştık. Şımdı ammsadım. tlk ya/.ımı orada yazmıştım. Köykahvesininduvarınaasmıştık. Muhtaı, ihtiyarlarkızmıştı.Şikâyetettiler.Oysaokul gereksinimlerini belirtmiştik. Bırdegazbulamadığımız için yakınmıştık... Sonralan müfettişler, araştırmalar... Sürgunler... Yüreği yorgun Osman öğretmen'in!... Bizyorduk!.. Rasgele! LJ O Veni başlayan amatöriere bu sayfada, "Nereye, nasıl ve neden.." sorulanyla yardımcı olmaya çalıştık . luluk verdi. Bundan sonra da günlük yüruyüş parkurları önemli bir oranda yayımlanacak, ancak sayfanın verdiği teknik bilgilerin ilerlemesine paralel olarak bazı dağların temel yurüyüş ve tırmanış rotalarını ve giderek (bu sayfa o kadar uzun yaşarsa) yurtdışında yapılacak gezi ve (ırmanışların açıklamalarını içerecek. "Nasıl" sorusu için mumkün olduğu kadar çok teknik bilgi vermeye çalıştık. Bu bilgiler çoğunlukla tatsız tuzsuz ve kopunun dışırfdakilere pek bir şey ifade etmeyecek yazılarla verilebiliyordu. Ama verilmeleri kesin bir zorunluluktu, çünku bunları Türkiye'de içeren yazılı kaynak hemen hemen hiç yoktu. Bu noktada Cumhuriyet DERGİ ancak konunun uzmanlık dergilerinin yapacağı bir işlevi üstlendi. Bu bilgiler alınmadan doğada bir etkinlik yapılması düşünülemezdi. Bir yıl içindc çok temel pek çok konuya dokunduk. Gene de her dağcıbk kitabımn başında geçen bir sözü hatırlamadan geçemiyorum. Bu söz "Kitap okuyarak dagcı olunmaz" der. Ne kadar temel olurlarsa olsunlar sadece bu bilgilerle okuyanı doğa sporcusu yapabileceğimizi sanmadık. Ancak hatalarından ders alacak ve denemeden çekinmeyecek kişileri doğa sporlarına başlatacak kadar bilgi yayımlandı sayfamızda. "Neden" sorusu ise dağcılığm ve doğa sporlarının bir anlamda 'felsefesini' içeriyordu. 3000 metrede soğuktan ve korkudan titremeye bir insan kendi iradesiyle gidebiliyorsa bunun bir açıklaması olmalıydı. Bunun dışında sayfayı çok az oranda da olsa dağcılanmız arasında bir iletişim olanağı olarak kullanmak istedik. Tek tük bazı dergi ve kitap duyuruları dışında bu isteğim fazla gerçekleşmedi. Bundan sonra bu konuya daha fazla ağırlık vermeyi düşünüyorum. Bu sayfada tek Uzüldüğüm konu, almış olduğum tüm mektupları şahsen yanıtlayamamak oldu. Ancak hepsini büyük bir heyecanla okudum ve yönümü belirlemede son derece faydalandım. Tüm eksikliklerine karşın sonuç olarak' söylemek gerekirse, sayfamız Türkiye'de olağanustü bir boşluğu doldurmaya çalışıyor. Bu öyle bir boşluk ki sadece İngillere'de, tüm ülke çapında satılan, benim bildiğim yedi uzmanlık dergis mevcut. Bunlar çok zor tırmanışlardan, Amazonlar'da yapılan korkunç motosiklet turlarına kadar pek çok alanı kapsıyorlar. Benzer uzmanlık dergileri gelişene kadar iş gene 'genel' yayın organlarına düşüyor olmalı. D 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle