Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H AFTANIN KONUĞU Olgunlaşma Enstitüsü'nün kurucusu Şerife Uludağlı anlatıyor 'Ankara'mn en turistik yeri idik' Halka ucuz ve hazır giyirni tanıtmak amacıyla Türkiye'de ilk defa konfeksiyon atelyesi etkinliğini Olgunlaştırma Enstitüsü'nde gerçekleştiren Uludağlı, ürettikleri giysilerin, kordiplomatikten yabancı devlet adamlarının eşlerine, Ankara 'ya gelen her seçkinin ilgisini kazandığını belirtiyor. • Konfeksiyon bölumune ilk defa bir Fransi7 geldi. Sonra bir Amerikalı da geldı. Bu bolumıı atınak ve konfeksıyonu öğrelınek iı,in. Fakai kısa lamanda onlardan aldığımız ba/ı yardıııılarla, bılgilere kendi ılavclcrımiL\ yapınak suretıyle, kısa surcdc kendimi/ çalı^maya ba!)ladık. ünlardan öğrendiklerimin kâfi görmedik. /.aien kısa sureli gclmi^lerdi, drtnduler Hi/inı kendi aıkadaslaıunı/ o konfeksiyon atelyesini yuıultuleı ve eok başarılı oldıılaı Buıuıı otekı branşların da hcpsı basaıılıdıı Dıyebilııiın kı, Fürkıye'de av'ilmış bıılLiıı olgunla>ıııa enstılulcrinden daha bas.ıtılı oldıı. • liıı ha^annın lemel nedenı ne iıli? • Hn başta metot ölçülerle kalıpları çıkardılar. Gayeleri, kısa /amaııda eok is çıkartmaktı. Bunda da ıınıvaftak oldular. Satışlar hakikalen ı,ok (,abuk oldu ve sıraya koydıık halkı. Kıyanıel kopuyordu. Sabahın altısından ilibarerı kuyruğa gırıyorlardı. Satış odasıııda seviyorlardı, ölvülerinc gore. Çok muvaflak oldu. Otekı atelyelerin muvaffakiyeti normal oldu da; konfeksiyon, biıa/ daha sevınclı oldu. • Neden konfeksiynn bolumıı bu kadar başanlı oldu? • Yoktu ki! Hiçbir yerde yoktu. Konfeksiyon atelyesi. İlk bıırada avıldı. O bakıından çok seviniyorduk. Turk nakışları nıalum, dikişler deoyle. Lüks. lek kelimeyle, Ankaralılar da vok mutlu oldu, bi? de çok sevindik. • Fiyatlar nasıldı? • Ueu7du. Piyasadan çok ucuzdu. Kapışıyorlardı. İnanır mısınız, Ankara'mn sosyetesi, kordiplomatik çevresi alırdı. Aldıklarından memnundular. Kapıda duruyordum, herkes sırasına riayet ediyoı mu diye bakıyordıım. • Moda nasıldı? Neler dıkıyordunuz? • Günün modası neyse, en rahat, kullanışlı şekilde dikiliyordu. • Günün modasını nasıl takıp ediyordunuz? • Dışardan model alıyordıık. Ayrıca resim atelyemi/ vardı. Orada da modeller çiziliyordu. Onlardan da faydalanıyorduk. • Dcfılelennize kimler geliyordu? • Herkes. Davetiyeyi kordiploınatiğe yapıyorduk. Cîeri kalanlara da bir ücrct konuyordu. Çünkıı çok kalabalık oluyordu. Başcdilmesine imkan yoktu. • Nercde yapıyordunuz defilelerini/i? • Eskiden Ankara Palas'ta, Biiyiik Ankara Oteli'nde yapıyorduk. Fakat Radyoe Günsell Önal I ANKARA urdıığu ve 17 yıl basında kaldığı Ankaru Olgunlaşma Knstitüsü'nden cmeklı olması nedeniyle düzenlenen ve döncmin cumhurbaşkanı Fahri Korıılurk'ıın eşı Kmel Korufürk'un katıldığı löreııde konuşan Şerife Uludağlı, "üevrimini heniız yapmaya haslaınış ulun ınemlekette, öıellikle Tiirk kadınının cağda^ bir duzeye getirilmcsinin kararlaşlırıldıgı bir lamanda, j>enç bir Türk evladı olarak, milli bir davada yörev alınak şerefinc nail uldum. Ben agır giden bir genıinin kaplanı gibi, agır gelişen fakul herhaldı* gclişen, bir milli müesseseniıı kıırıılu> ve yonetiminde görev almış, sade bir nelVrdvn başka bir şey degilim" diyoı. Uludağlı, Olgunlaşma F.nstitusu'nuıı kuruluş guıılerine ilişkin anılarını şoyle aktarıyor: K • Belçika'da gordüğum dort senelik 'etut'ten sonra, Isianbul'a donduğumde, beni doğrudan doğruya Ankaıa'ya tayin etliler. Oraya öğrctmenlik tahsili görmek için gitmiştım. Ankara'da Ismcl Pa$a Kız Knslitiısıi' ııe layin edildim. Ondan sonra, Ankara'da bir "()lf>unla$nıu Knstitüsu" açılması kararı alındı ve bu gorevi baııa verdiler. IVfaltepe'de, Krkek SanaJ Knslilüsıı diye bir okul vardı; orada kuıduk. • İlk hocalarımz Tıırk mUvdü? Ankara Olgunlaşma Enstitüsü'nü 17 yıl yönettlkten sonra kendi isteğiyle 1975te emekli olan Şerife Uludağlı, Enstltü'yü 1958 yılında Maltepe'dekl bir apartman katında kurmuştu. Enstltü üç biçkl dlklş, blrer de fantezl ve renkll nakış atelyelerl ile Türk Işlerl, sırma, moda, çlçek ve resim atelyesi olarak öğretime başlamıştı. 1914 yılında Istanbul'da doğan Uludağlı, 1933 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'nın sağladığı bir bursla Belçika'ya gönderlldi ve Brüksel'de "Composltlon dekorative" ihtlsası yaptı. 1938de Türkiye'ye dönen Uludağlı, Ankara'ya atanarak Ismet Paşa Kız Enstltüsü ve Kız Meslek Öğretmen Okulu'nda müdür yardımcılığı görevlne getirlldi. Bu görevi 1952'ye kadar sürdüren Uludağlı, daha sonra Kız Teknik Öğretmen Okulu'nda atelye şefi olarak çalıştı. 1958 de Ise Türkiye'de sayılan altıyı geçmeyen okullardan blrlsi olan Ankara Olgunlaşma Enstitüsü'nü kurma ve yönetme görevinl üstlendi. vi'nin yanındaki yeni binaya tasındıktan sonra en ust kattaki salonda yaptık. önce talebe velilerine ve öğrcncilere prova mahiyetinde yapılıyordu. Oğrenciler hem kendi işleritıi seyredıyorlardı, hem de alışmış oluyorlardı o günkü defileye. Sonra, birinci gün kordiplomatiğe, ikinci giln halka açıktı. • Mankenliği öğrencilerin kendileri mi yapıyorlardı? • Hayır. Ama eğer kendisi biı nıanken kadar guzelsc ve yapabilirse, tabii bi/iın ıçin daha büyük kolaylık olurdu. Çunku manken aramak, bulmak çok güçtu. Belki başkalan kolay buluyordu da biz biraz daha titi/ davranıyorduk. • tlk defılenıze nasıl hazırlandığımzı anımsıyor musunuz? • Çok enteresandı hakikaten. Bir kere 8