26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tekerlekli cehennem tatilcileri Oye sayısı doksana ulaşan "Tekerlekli Cehennem" Derneği'nin sürücüleri, tüm Avrupa'yı ve ülkemizi adeta 2. Dünya Savaşı filmlerinden fırlamış araçlarıyla karış karış geziyorlar. Oral Gönonç ütün dünyada yeni silahlann yapımı ve geliştirilmesi için milyarlarca dolar harcarurken Avrupa'da bir kısım insan yine savaş araçlan çevresinde.ama bambaşka amaçlarla bır araya geliyor. Bu amaç tkinci Dünya Savaşı'nda kullanılmış tekerlekli araçların, aslına uygun olarak tamiri, yenilenmesi. Belçıkalı elektrik mvlhendisi Willy Scehepers'in de merakı, eski savaş araçlan. Willy ve beş arkadaşı, 1973'te kurdukları derneklerine "Hell on Wheels" yani "Tekerlekli Cehnennem" adını vermişler. Bu ad aslında, Ikinci Dünya Savaşı'nda Willy'nin Belçika'da yaşadığı bölgeyi Almanlardan kurtaran Amerikan ordusunun bir bölümUnün adı. Şimdi, Willy'nin derneğinin üye sayısı, doksana ulaşmış. Belçika'da on beş ile yüz arası üyeye sahip daha beş dernek, Hollanda'da beş yüz üyeli "Keep Them Rolling" (Tekerlekleri DönsUn) derneği, ttalya, Almanya, LUksemburg, lsviçre ve Ingiltere'de başka adlarla daha bir yığın bu tür dernek... B Aslına uygun yenileme Her derneğin yılda bir kere büyük gösterileri ve toplantısı oluyor. Üç yüzden fazla aracın katıldığı bu toplantı, ordu ile işbirliği ve bir program çerçevesinde düzenleniyor. önceleri, yenilenmiş araçların savaşta nasıl kullanıldıkları, tırmanma, sudan geçme gibi konular önemli imiş. Şimdi ise aslına en uygun yenileme, en önde gelen üstünlük... Yıllık toplantıya giriş sırasında alınan paralar, bir fona yatırılıyor. Bizim, "asker ailelerine yardım" gibi. Bu yılhk gflsteri ve toplantılarda, savaştan kalma hatıra eşyaları, mığ fer, yiyecek tası, matara, hatta konserve yiyecekler ve araçların yedek parçaları el değiştiriyor. Ancak değil gerçek, taklit bile olsa, silah yasak! Bu eski arabaların yedek parçaları, ancak büyük hurda merkezlerinde bulunduğundan, yararlı bir şey goren meraklı, hepsini satın alıp sonra tek tek diğer üyelere satıyor. Böylelikle bir kısım giderlerini karşılıyor. Arabasının tamir ve yenilenmesini herkes kendi başına yapmak zorunda. Çünkü tamirciler, olağanüstü pahalıya çalışıyor. Bir saatlik işçilik, 800 Belçika Frangı, yani en az 24.000 TL. Zaten bazı üyeler, tamirhane sahibi, petrolcü ve nakliyeciler. Bunların tankları, ağır kamyonları bıle var. Bir zengin üye, yüzden fazla araca sahip. Bu kişi, 19471953 yılları arasında Endonezya'da savaşta kullandığı "panzer ağır kamyon"u harpten sonra Hollanda ordusundan satın almış, şimdi bir büyük hangarda hepsini birlikte koruyor. Bu ağır ve eski araçların trafiğe çıkması doğallıkla sakıncalı ve yasak. Bu yüzden, gösteri yapılan yere römorklar üstünde getiriliyorlar. Trafiğe çıkabilen tipleri de sahipleri, bir veya iki aylık plaka ile kullanıyorlar; yüksek vergi ve olağanüstü benzin masrafı yüzünden. Eskiden bizim ordumuzda da kullanılan bir GMC kamyonun yüz kilometredeki benzin sarfiyatı, yol ve yük durumuna göre, otuz beş litre ile yüz litre arasında değişiyor! de kullanıyor. Harpten sonra tsviçre ordıısunda kullanılmış 1942 model Dodge 'Command Car' arabamızla 1981de Turkiye'ye geldik. Hayaümızın en guzel latili idi. Bu araba da bugün, on iki milyon TL degerinde. Yine Dodge 1943 model 'silah tasıyıcı'yı 1983'te Antwerp Limanı'nda buldum. Çok kötu dunımda idi. Sekiz yü hiç yerinden oynatılmamıstı! Bu araba ve diger birçoklarını bir İsrailli butun Avrupa'dan satın alıp toplamış. Bir kı> boyunca hepsini Anlwerp'ten gemiyle ulkesine tasımış. Ancak bazılanna Belçika hukumeti ihraç izni vermemiş. Bu da onlardan biri. Yenilemek için Lea ile bir yıl ugrastık. Bugttnktt degeri otıu milyon TL. 1944 Model GMC kamyonumuzu, 1986'da Hollanda ordusundan aldık. Yine Lea ile bir kış uzerinde çalışıp yenlledikten sonra Kransa, tsviçre ve Avusturya'yı kapsayan bir gezi yaptık. Sanınm bir daha yapamayız; benzin gideri yuıunden. Bu kamyonun degeri de yaklaşık yedi milyon TL." Bütün bu fiyatlar, aracın ne derece özgün bir biçimde yenilenmiş olduğuna ve o araçtan savaş sırasında kaç tane yapıldığına göre değişiyor. VVilly'nin anlattığına göre, savaş boyunca 10 bin "Command Car", 500 bin cip 700 bin GMC kamyon yapılmış. Bunlar sadece Amerikan malları. Alman, Fransız, Ingiliz yapımlarını bulmak son derece zor ve fiyatları Uç dört misli fazla imiş. "Savaştan, kalsa kalsa 200 Alman aracı kalabilmisrJr" diyor VVilly, "Oysa 20 bin Amerikan yapısı araç vardır Avrupa'da." Savaştan sonra, Amerika Birleşik Devletleri, kalan malzemesini tsviçre, Hollanda, Belçika gibi Avrupa ülkelerine ödünç vermiş veya kıralamış. Araçlar hurdaya çıkınca da çeşitli biçimlerde satılmış. Alman malzemesi İse daha çok Rusya'ya gönderilmiş ve zamanla yok olmuş. İşgal kuvvetleri gibi... VVilly'den, anılannı anlatmasını istiyorum, gülerek yanıtlıyor: "Bir keresinde, yirmi araba ile Fransa'dan geçiyorduk, yollarda o kadar anza yapan aracımız oldu ki birbirimizi kaybettik. Sonunda Fransız trafik polisleri, bizi uzun sürede, ancak helikopter isbirliğiyle bir araya toplayabildiler. Gecen yılda Belçika'da, gece lokantada yiyip içip eğleniyorduk arkadaşlarla. Tabii birkaç askeri aracımız dı$anda park edilmiş dunımda. Jandarma geldi ve araçların başında nöbetçi dikili olması gerektiğini soyledi bi «1.. J Yine bir keresinde, sanınm Fransa'da idl; çok tenha, sessiz bir kiiçttk köyde durduk yemek yiyellm diye. Arabalan sıra halinde sokaga park etmisttk. Birisi, yakındaki askeri garnizona telefon ederek, yabancı bir ordunun köyii işgal ettigini bildirmis. Tabii çevremiz sanldı hemen. Gelen askerlere kim oldugumuzu anlatınca gıilmeye basladılar, sonra hep birlikte oturmuştuk biralann başına..." "En güzd anınuz", diyor Willy, "1981de arkaları römorklu iki askeri aracımızla yaptıgımız Tttrklye gezimizdir. Yunanistan'dan gelerek Ipsala Köprusu uzerindcn Turkiye'ye girmek istediğimizde, sınır nobetçileri arasında büyiık telaşa neden olmuştuk. Gümnıkçulere de demegimizin gazetderini gösterdikse de bu arabalarla bizi Içeri sokmak istememişlerdi. Tam çaresizlik içinde kıvranırken, orada gorcvli bir subayın araya Kirmesl ile bir yerlere lelefon edildi, konuşuldu ve biz üç buçuk saat sonra Turkiye'ye girebildikti. Sonraki haftalar, Türkiye yoiculugumuzda, ne park ne trafik zorlugu çekmedik hiç!" Bu işin de plyasası vari VVilly'den sahip olduğu araçlan anlatmasını istiyorum, sıralıyor: "1943 model Ford yapımı cipimizi bir çiftlikte çamurlar, samanlar içinde hulmuştuk 1973'te. Ben ve eşim Lea onıı yenilemek için bir yıl ugraştık. Bugiınku degeri dokuz milyon TL'den fazla. Lea oau çarşı pazar İçin "Tekerlekli Cehennem" Derneği'nin uyeleri, yılda r«r kez genel toplantılannda, araçlarıyla birlikte Belçıka'nm Meeswi|k kentinde bir araya fleliyorlar Bu tt r .antılar, ile ışbırlıfiı ve bır program çerçevesinde düzenleniyor Belçıkalı Elektrik Muhendısı Wılly Scehepers ın eşı Lea da I ekeriekiı Cehennem Uernegı nın uyesı uyesı ve eşı nın en buyuk yardımcılarından bırı Lea gerek Türkiye gerek dıger ülkelerdekı gezilerde eşının yanmdan aynlmıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle