26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

saların tozları alındı, kütüphaneciler giysilerine her günden biraz farklı özenmişlerdi. Bir aydır bu kütüphanede araştırma yapıyordum ve aklımdan geçiyor, gözümde canlanıyordu "Milli Kütüphane" katalog sistemi, Reyazıt Kütüphaneşi tozlar ve 25 mumluk ampuller, tstanbul İlniversitesi Kutuphanesi; iki üç sayfalık bir fotokopi, kütüphane memurlarından biriyle çıkılan Beyazıt ve bazen de Laleli gezileri... Istanbul'un güzelliği ve havası butün bu olumsuzluklan unutturur tnu? Unutturur da, hatırlatır da... Eskı Belediye Kuluphanesi'nin sevimli koca kömür sobalı okuma salonu ve o güzel bahçesini hatırlamak, yeni Belediye Kütüphanesi'nin kargaşasını da hatırlatıyor. lnşallah artık biraz düzelmiştir.. Eğitimin, kitaplann, kütüphanelerin nasıl bir süreklilik istediğini, radikalleşmelere (darbeler, YÖK'LER gibi) pek tahammülü olmadığını insan çok iyi kavrıyor böyle bir kütüphanede çahşınca. Hatta olanaklarını görmek bile yeter... En büyük zenginlik, tabii ki yüzyıllann birikimiyle sağlanan örgütlenme... Tüm kütüphane memurları, adeta sizlerle birlikte çalışıyor, binanın bir ucundan alıp diğer ucuna bıraktığınız kitap ertesi sabah yerinde oluyor. Süreli yayınlar, nadir bulunan kitaplar, el yazmaları, fotokopi merkezi, tngiltere çapında kütüphanelerarası sağlanan ödünç alma merkezi ve güney ve kuzey kısımlarında altışar katta önlü ve arkalı olmak üzere koca salonlara dizilmiş yüz binlerce kitap, masalar, sandalyeler, tüm bina, personel ve okurlar dinamik bir beraberlik halinde... Kütüphaneye alınan süreli yayınların sayısını bilmiyorum, ama en az 56 Türkçe (Türkiye'de yayımlanan) dergi mevcuttu. Bir de işin istirahat ve yeme içme yanı var, 0 da düşünülmüş; bir seferinde 5060 kişiyi Oturtacak bir çayhaneyemekhaneya sahip bahçe katında, avlusu da var, hava iyi olursa (işte bu biraz zor) orada da bir şeyler atıştırmak mümkün. Cumhurbaşkanı Kcnan Evren'in yakından incelediği bu kUtüphanenin özellikleri, eğitimin ders kitabı dışında da sürdüğUnü kavrayan herkes için kayda değer nitelikte. Istanbul'da Edeblyat Fakultesı Kütaphanesı Ders kıtabıyla sınırlı olmayan bir ejıtım anlayışı Türkıye'de bugun bıle yerleştırılebılmı$ değıl Fotoflraf UĞUR GUNYUZ İyi kütüphaneye talep özellikle 80'li yıllarda Avrupa'da her gördüğü yenı ve değişik şeye ya da iyi işleyen bir şeye özenmekten utanan Türk kalmadı pek. Biraz da kütüphanelere özenelim, bu tür teşkilâtlanmalardan örnek alıp işbirliğine girilebilir. Bakanlık tarafından yollanmış olan Tiirkiye Bibliyografyası'yla tabii ki bitmiyor iş, esas oradan bu tarafa bir şeyler gelebilmeli... tnşaat konusunda önemli bir sorunumuz olmadığı kesin, örneğin Milli Kütüphane binası kullanışh ve yeterli bir biçımde ınşa edılmiş. Kataloglama ve her okuyucu tarafından kullanılabilirlik çok geri bir durumda, zaten en zoru da bu ya; ülkemizde okurlarla, kıtabı, dergiyi bir araya getirmek, hele bunu kütüphanede yapabilmek... Bu buluşmanın zorluklannı ve örneğin Istanbul kütüphanelerinin son yüzyıldakı durumunu, İlber Ortaylı "tstanbul'dan Sayfalar" adlı kitabında güzelce anlatıyor. İyi kütüphane için kuvvetli talep lâzım; ama talebı özendirmek de aynı derecede gerçek ve etkilı olmah. Hatta varolan çok kısıtlı talebi karşılamaya çalışmak bile önemli bir adım sayılabilir. Süreklı ırılı ufaklı şahsi kütüphaneler kurmak ve bunları sakınmak zorunda kalmak bazen çok gereksız bir çaba oluyor... U Altı asırlık birikîm yüzyıhn ortalarında kurulup 15. yüzyılda genişletilen Cambridge Üniversitesi Kütüphanesinde bu dönemde, çoğunluğu din ve hukuk kitapları olan 422 cilt kitap varmış. Yuzyılın sonuna kadar herkese açık olan güney odası ile daha kısıtlı kullanımı olan doğu oda.sına ilk basılmış kitaplar da gelmiş. 16. yuzyılın başında elyazması ve matbu bazı Yunanca kitaplar da kütüphaneye girmiş. Kütüphanenin o sıralardaki idari işleyişiyle ilgili bilgiler oldukça az, ancak yanında bir lisansüstü öğrencisi olmayan lisans öğrencisinin kütüphaneye sokulmadığı kayıtlardan anlaşılıyormuş. Okulda yatmayan öğrenciler de ancak akademikgiysileriyle geldikleri zaman kutuphaneden yararlanabilirlermış. U 17. yuzyıl bu kütüphane için önemli bir "rekabet yüzyıh" oldu. Her şeyden önce, Oxford'daki Sir Thomas Bodley ile (Bodleian Kütuphanesi) rekabet etmek amacıyla planlar yapıldı ve yavaş yavaş kütüphaneye Şark dillerinde değerli kitaplar da girdi. Bunlar arasında Kuran, ArapçaLatince Kamus, Çince matbu ilk kitap, eski Farsça bir Kuran tefsiri ve dünyada varolan en eski Malezya el yazmaları vardı. 1647 yılında birkaç elyazması ve 167 tane tbranice kitap alındı. Artık ülkeler arası kitap alım satımı yapan uzman tüccarlar türemişti. O sırada Canterbury Başpiskoposu sarayında bulundurduğu 10.000 kitabı kütüphaneye bağışladı. Daha sonra yeni Başpiskopos bunları geri aldıysa da büyük kapsamlı bağışlar devam etti. Çünkü birçok şahsi kütüphane vardı çevrede. Insanlar kitaba alışıktı, koruyup saklıyorlardı. Bu bağışlarla varolan birikim sonucu el yazmalarını ayrı bir odaya taşıdılar. Latin ve Yunan alfabesi, numaralar ve bazı müzik işaretleri kullanarak kitaplar kataloglandı, ()xford Bodleian örneği gözetilerek ilk yazar kataloğu yapıldı. Artık Cambridge Üniversitesi, tarihıni yazan J.CT. Oales'e göre, "Oxford ve Vatikan kutuphaneleriyle yarışacak duruma gelmiştü' Bunu birçoİc şahsi kütüphanelerin devri kuvvetlendirdi. , Copyright kanunu, Cambridge Üniversitesi'ni de biraz karıştırmış, yıl 1709. Çoğunlukla akademik değeri bulunrnayan Cambrıdge Unıversıtesı Kütüphanesi'nin hemen hemen tüm raflan okuyucuya açık sıradan kitaplann zorunlu kaydını gerektiriyordu bu kanun ve kütüphaneciler pek memnun değildi... Bugün Cambridge Kütuphanesi'nde ikinci dereceden kaynaklar, ıkıncı derece süreli yayınlar olmak üzere bir uzun koridor dolusu card katalog bulunuyor. Bu tür bir ayrımın en kabası, 18. yüzyılda copyright kitapları teslim alan satıcı ile üniversıte kutuphanecisi arasında gerçekleşmiş. "önemsiz" romanlar vc bazı kitaplar satılmış, yerine copyright olmayan fakat kütüphaneye "yakışır" başka kitaplar alınmış. Sonuçta kütüphanenin 18. yüzyıl şıir, roman, tiyatro kitapları bir hayli eksik kalnıış ve sonradan büyük ölçude tamamlanmış. Yine aynı yüzyılda Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi'ne bağışlanan 30.000 kitabın yerleştirilmesi ve kataloglanması 3040 yıl sürmüş. Bu arada Universite basımevi de hem yeni kitaplar uretmeye, hem de eskılerin cilt sırtlarına veni ayrım işaretleri koymaya başlamıştı. 19. yuzyıl, kütüphanenin daha dc etraflıca örgütlenmesini ve gerçek bir copyright kütuphanesi olmasını sağladı. Yine bu yüzyılda, Cambridge Ünhersıtesi Kütuphanesi, yuksek eğıtim için kaçınılmaz bir kurum haline geldi. Cambridge Üniversitesi için cn önemli olay, 20. yüzyılda oldu. Rockefeller Foundation'ın büyük desteğiyle kütüphane eski okııl bınasından kurtuldu \e bııgünku büyuk binası inşa edıldı. 11 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle