Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ABD İLE HİÇBİR ANLAŞMAYI İMZALAMAMIŞ İNATCI KIZILDERİLİLER SEMİNOLE KABİLESİ "Beyazlarla âsla masa başına oturmamış" olmakla övünen 500 Seminole Kızılderilisi, 'uygar' denilen dünyadan istediklerini alacaklarını, ama sayaşta yenılmedikleri gibi, Amerikalılara barışta da yenilmeyeceklerini, hlorida'daki topraklannda, kendi dünyalarında yaşayacaklannı söylüyorlar. Şemsa Yoğln / FLÛRİDA ygarlığın artık bozukluklar, kötülükler, yapaylıklar, yeni yeni hastalıklar uretme evresine vardığı, kimi gorüşlere göre de kendisini tümden yok etmeye hazırlandığı bir dönemde, bu uygarlığın en gelişkin olduğu ülkelerden birinin topraklannda, el değmemiş küçük bir cennet var ve adları söylendiği anda, insanda vahşet ve savaş çağrışımı yaratan, doğal yurtlarını ellerinden alan 'uygar Beyazlar' tarafından boyle tanıtılan Kızılderililer, bugün, bu cennette, uygar dunyanın kendilerine sunduğu "rahatlıkları", "güzellikleri", "gelişme fırsatlarını" sınırlarından içeri sokmama savaşı veriyorlar yalnızca. Daha yüz yıl kadar önce kendilerini yok etmeye kararlı Beyazlara fırlattıkları oklarla yaylarının küçuk birer örneğini aynı Beyazların torunlarına "hatıra" olarak satıyorlar şimdi. Ve kazandıkları parayla, kendi kendilerine yetme, uygarlığa bulaşmama savaşımı veriyorlar. Çocukluğunuzun film yıldızı fotoğraflarına fon oluşturan Miami plajlarında buyüleyici hiçbir şey bulamayabilirsiniz, çeşit çeşil etnik gruplar tarafından adeta kuşatılmış Miamı sokakLrında dolaşmaktan çekinebilirsiniz, ama arabanızı kentin biraz dışına sürdünüz mü, içinde telefonların calmadığı, faturaların birikmediği, ev arama, kira, geçim gibi sorunların bulunmadığı, işsizlik diye bir şeyin bilinmediği, yemyeşil ağaçlar, saz damlı, dört bir yanı açık kulubeler, şırıl şırıl akan ırmaklar, adını bile duymadığınız, ancak buranın sakinleri için her birı bir işe yarayan, doktor aratmayan otlarla çevrili bambaşka bir dünyaya adımınızı atabilirsıniz. Renk renk giysiler içinde temiz yüzlu, tatlı bakışlı insanlar karşılayacaktır sizi. Uygar dunya dillerinden hiçbirini doğru dürüst konuşamıyorlar belki ama, sorularınıza yanıt vermeye hazırlar. Yüz elli yıl kadar önce, Beyazlar, mertçe savaşarak değil, çeşitli hilelerle atalarını esir alarak Seminole Kabilesi nüfusunu yeryüzünden sildiğini sandıklarında, ormanların ve bataklıkların derinliklerinde saklanmış ve bugün nüfusunu beş yüze çıkarmayı başarmış "Seminole halkı" yaşıyor bu topraklar üzerinde. Beyazlardan, yalnızca "gölge etmemelerini" istiyorlar, ne buzdolabı, ne çamaşır makinesi ne de "elektromanyetik dalgalı fırın"... Yemeklerini taze taze pişirip yemeyi yeğliyorlar. Hem, gelenekleri uyarınca, ancak ve ancak "yaşam çemberi"ne uygun şckilde yerleştirilmiş odunlar üzerinde pişen yemekler yenebilir. Şu anda yemek pişmiyor; ama yirmi santim çapında dört uzun ağaç, her biri dört yöne doğru uzanacak biçimde durujor taşların üzerine konmuş demir ızgaranın altında ve için için yanıyor. Sorarsanız, bu soru ilk kez soruluyormuşçasına istekle anlatacaklardır "yaşam çemberi"nin ne olduğunu: "Bakın, diinya, bir yaşam çemberi oluşturacak biçimde döner. Yaşam çemberi, doğudan başlar, sonra kuzeye, balıya ve giiıteye iner. Bizim bu ateşimiz, gece gündiiz hiç sonmeden yanar." U Kuçük Seminole kızı ve anneannesl: Çocuklar, anneye ve annenln soyuna bafllırJır. üoyadı olarak, ana klanının adını alırlar. "devlet yardımım"da geri çevirmiş, "özgür" bir ulus. "Yardım kabul etmesek de, Beyazlann evleri gibi evler yapabilirdik kendimize yani çok daha basitlerini, demek istiyorum ama bakın, mulfak sorunumuz yok, bu 'yemek çikisi herkese yetiyor. Biiyük bir kapta yemek yapıyoruz, taerkes ailesine gerekügi kadannı alıp, çiklainc götürnyor. ToprakJanmuın büyttk bir bölümü bataklık sık uk sel baskınlanna ugrayabUlyoruz bu gördügünüz çikiler, selden, depremdcn, ruzgârdan etkilenmez. Ayrıca her tarafı kapalı olia, sıcaklan durulmazdı içinde. Oysa böyle, serin serin işinizi yapıyorsunuz..." Ne iş yapıyorlar peki? Filmlerde, resimlerde baskı sandığımız o eşsiz desenleri, kumaş parçalarını birbirine ekleyerek kendileri oluştunıyor Seminollar. Kadın, erkek, çocuk, herkes, hepsi ayrı birer renk cümbüşü sergüeyen bu kumaşlardan yapılmış etekleri, ceketleri giyiyor. Dunyanın hangi ucundan geldiği belirsiz birkaç tişört de yok değil; hatta blucin bile giyiyorlar bugun. Ama kabileleri için önemli bir gelir kaynağı olan "Seminole Indian Patchwork" diye anılan özgün desenler, dünyaca ünlü... Çikilerin ortasında, önce masa sandığımız, yerden bir buçuk metre kadar yükseklikte bir zemin var. Bu zemin üzerinde çalışılıyor, oturuluyor, gece de uzanıp yatılıyor. "Yagmur, yılan, böcek gelmesin diye" geliştirilmiş bir yöntem bu. Başka eşya yok. Bazı çikiler boş. Sakinleri kabilenin ortak işlerini yapıyor Amerlkan yardımına "Hayır" Seminole Kızılderililerinin "çild" dedikleri evler, üzeri sazlarla örtülmüş, dört bir yanı açık yapılardan oluşuyor. Turistlere açık olan bu bölümü gezerken, Amerikalıların, turistleri çekmek için özellikle hazırladıkları bir alanda olduğunuzu düşünebilir, bugünün dünyasında, Miami kentinden şu kadarcık mil uzakta, insanların böyle barınaklarda yaşadığına inanamayabilirsiniz. Ya da gördüklerinizi zaman zaman, "ABD'nin silahı" görevini yürüten "herkesin dilediği gibi yaşaması özgürlüğü"nün bir anlatımı olarak değerlendirebilirsiniz. Ancak Seminole halkının özgürlük anlayışı farklı: Onlar, ABD hükümetinin çeşitli Kızılderili uluslara sunduğu 14