Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Başta Atatürk olmak üzere, birçok seçkin insanın yaşamış olduğu, geçmişte toplumsal önemi olan kuruluşların yer aldığı Akaretler'in sıra evleri, kendi türünün en ilginç örneği. Abdülaziz tarafından 1870 yılındaki büyük Beyoğlu yangını sonrasında Dolmabahçe Sarayı yakınlarına saray gorevlılerının ıkâmetı ıçın yaptırılan Akaretler'in sıra evlerınde Çanakkale dönüşü Atatürk de kıracı olarak oturmuştu Akaretler'in sıra evleri 19. yüzyıl İstanbulu'ndan özgün birköşebaşı Cezml Ersöz vet öğrendım, gerçekten çok Uzüldüm Akaretler'in otel haline getirilmesine. Orada bir tarih yaşanmıştı. Akaretler, Abdülaziz döneminde, Dolmabahçe Sarayı'nı yangından kurtarmak için yapılmıştu. Abdülaziz, yangından çok korkardı. O dönemlerin yangınları da malum. 1870 yılında, Beyoğlu yangını faciası yaşanmış, hatta bana bir şey olmaz deyip, sefareti terk etmeyen lngiliz sefiri, yangının giderek büyümesi ve sefareti tehdit etmeye başlaması üzerine canını zor kurtarıp kaçmıştır. Nitekim sefarethane yanmıştır. Işte Abdülaziz bütün bunları görüyor ve sarayın etrafına Batılı, neoklasik tarzda, Akaretler'i yaptırıyor Ermeni mimar Sarkis Balyan'a. Akaretler'de önceleri sarayda çalışan bazı görevliler otururdu. Son dönemlerde de seçkin kişilenn oturduğu bir yer olmuştur. örneğin Turing Kurumu'nun kurucularından Reşit Saffet Atabinen, Akaretler'de oturmuştur. Reşit Saffet, 'Atatürk'iın Nutku'nu Fransızca'ya çeviren, Lozan görüşmelerinde temsilciliğimizi yapan, bir dönem mebus olan, Istanbul'da Fransızlar için çıkartılan Fransızca bir gazetenin başyazarlığını yapan (bu sırada 25 yaşındaydı Reşit Saffet Bey) çok değerli bir kişiliktir. Ataturk, Çanakkale'den gelip Akaretler'de kısa bir süre kirada kaldığı zaman, Reşit Saffet'i tanımış kendisini çok takdir etmiş ve onunla dostluğunu geliştirmiştir..." E Standart bir şehir mi? Ben de Yıldızlı olduğum için, Akaretler'i iyi bilirim, CHP'nin Genel Merkezi vardı burada. 30'lu, 4O'lı yıllardı. Genel merkezin önune dizilir şarkılar, marşlar söylerdik. Bu yılları yaşayanlann çok canlı anıları vardır burada. Evet, Akaretler lstanbul'un karakteristik bir yeridir. Yazık ki onu da elden çıkartmak istiyorlar. lstanbul'u Beyrutlaştırma çabaları var ve bu çok uzucu bir durum. lstanbul'u standart bir şehir haline getirecekler.. Akaretler'i yarı buro, yarı otel biçiminde yani 'apartotel' olarak düzenleyeceklermiş. Peki, ama lstanbul'a o kadar çok turist gelmiyor ki, yani Akaretler'i otel yapmanın mantığını pek anlamıyorum doğrusu..." 9 Nisan 1987 tarıhlı Resmi Gazete'de yayımlanan ve Akaretler'in Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından apartotel haline getirilmesine ilişkin karar üzerine, Turing Kurumu Başkanı Çelik Giılersoy, yukanda aktardığımız çarpıcı gerçekleri söyledi. Evet lstanbul'a kimlik kazandıran, bu şehrin adeta referans yerleri sayılan birçok tarihi bina gibi, Akaretler de bu otel furyasından nasibini alacak. kıflar gıbı az maaş veren bir yerde çalışmalarının belki de tek cazip yanının bu "super ucuz" ev kirasının olduğunu, eğer bu Akaretler otel olur ve kendilerine ev bulamazsa durumlarının çok kötü olacağını böylelikle öğrenmiş olduk. Tabii Akaretler'in tarihi gerı planı ve tstanbul'un kimliği ile ilgili sorun iar bir yana, işin bu yanının da son derece yaşamsal olduğunu da. öyle ki Vakıflar Genel Müdürlüğu'ndeki bazı memurlar,' korku ve çaresizlik içindeydi ve bu kişiler evsiz kalırsa nerede ucuz gecekondu bulacaklarını tartışıyorlardı. Ama işin diğer bir talihsiz yani da Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, Turizm Bakanlığı'nın kararından önce Akaretler'de yıllardır oturan ve birçoğu ölmüş bürokratın eşi ve yakınlannın oluşturduğu 24 serbest kiracı aileyi tahliye etmek için bunlar aleyhine davalar açmış olmasıydı. 24 memuruna daha ucuz konut sağlanıak isteyen vakıflar hiç beklemediği bir emri vaki ile karşılaşmış, şimdi yaklaşık 159 memuruna başka bir yerde konut bulabilme telaşına düşmüştü... Sinan'ın hamamı süpermarket olursa... Mimar Sinan'ın İmrahor'da yaptığı hamamın, bugün süpermarket olduğunu düşünürsek toplumsal tabakalar arasında yardımlaşmayı ve hizmet unsurunu temel ilke edınmesi gereken Vakıflar'ın Akaretler'de yaşadığı bu bunalımı değerlendirebiliriz. 19. yüzyılın ikinci yarısında, Balyan ailesinin parlak bir üyesi olan Sarkis Balyan tarafından, yangın sonrası düzenleme bölgesinde, neoklasizmin esnek ve özgül bir anlayışıyla, sıraev grubu içersinde lstanbul'un en ilginç örneklerinden sayılan Akaretler'in otel haline getırılmesiyle hem insan, hem de tarihi çevre unsuru yok sayılmıştır. Başta Ataturk olmak üzere, birçok seçkin insanın yaşamış olduğu, CHP Genel Merkezi, Beşiktaj Spor Kulübü gıbi toplumsal önemi olan kuruluşların yer aldığı, dahası birçok memur ailesini barındıran Akaretler hakkında ender ve yetkin araştırmalardan birini yapan Pars Tuğlacı'nın Akaretler'le ilgili bir uyarısını son gelişmelerden sonra iç burukluğuyla okumamak elde değil: "Akaretler, sıraev grubunun hemen tum zemin katları ve bazı parsellerdeki konutlarında ust katlan bugun işyeribaulan da kamu yapısıolarak koruma ilkelerine uyulmadan kullanılmakta ve hızla bozulmaya uğramaktadır." (Pars Tuğlacı, "Balyan Ailesi Akaretler Sıraev Grubu s. 247) Pars Tuğlacı'nın, Akaretler'e ilişkin olarak artık bu tür endişeler taşımasına gerek kalmadı. Çünkü gelecek kuşaklar Akaretler'i ancak arşivlerden çıkarılacak güzel fotoğraflardan görüp öğrenecekler. "Akaretler" adı da bir semı ya da bir lstanbul yokuşunun adı olarak, yaşayabildiği kadar yaşadıkça, bizler de anılarımıza uzanan çağnşımlar duyacağız bu sözcüğün titreşimlerinde... D Akaretler'de 183 aie oturuyor Vakıflar Genel Mudurlugu'ne ait olan Akaretler'in otel yapılmasına ilişkin gelişmeleri öğrenebilmek için, genel müdürlt'ğe gidip, üst yetkililerle görüşmeye çabaladık; ama bu üst yetkili kişilerin "garip bir tikı" olduğunu fark ettik. "Akaretler'in otel yapılması hakkında ne duşunuyorsunuz?" diye sorduğumuzda, hemen hepsi odalarının tavanında çılgınca dönen vantilatörleri gösterip, "Her şey bizim Ustümüzde olup bitiyor, vallahi biz bir şey bilmiyoruz," dediler.. Biz de önce vantilatöre, sonra tavana bakıp, hemen hepsi üst katta oturan üst yetkililerin daha da üstünde çatı ve gökyüzü olduğunu düşünüp, kısa süren bir şaşkınlık geçirdikten sonra bu tip konuların odacılar, kat görevlileri, hatta çaycılar tarafından daha iyi bilinıp, yorumlanacağını bir kez daha hatırlayarak bu kişilerle bir hayli trajik konuşmalaı yapmaya başladık. Akaretler'de halen 183 ai. lenin oturduğunu, bunun 24'ünün serbest kiracı, geri kalan 159 ailenin bir veya daha çok kişisınin Vakıflar Genel Müdürluğu ve buna bağlı şubelerde çalıştığını, memurların j(ve bazı işçilerin) Akaretler'deki 3 oda 1 salon olan evlerine ayda 5 ile 7 bin 500 lira arasında kira verdiklerini ve bunların birçoğunun Va lstanbul'a kimlik kazandıran tarihi binalar arasında özel bir yere sahip Akaretler'in sıra evleri de kentteki otel furyasından nasibini almak üzere...