Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Baston kimimiz için zorunlu bir gereksinim kimimiz için bir aksesuardır. Bazen moda olmuş bazen ihtiyaç. Resimlerde ve karikatürlerde bile yaşlı bir adamı belirtmek için eline baston veririz. Günlük hayatımıza bu denli girmiş olan bastonu kimler yapar? Bunu merak ediyorsanız asağıdaki yazımızı okuyun. Bastona Vestek' yok Hz. Musa'dan Churchill'e kadar birçok ünlünün ayrılmaz parçası Erdal YazıcıFaruk Akbaş • • lkemizde zengin el sanatlarımızdan bir tanesi de bastonculuk... Tutulacak yeri kıvrık, üstünde çeşitli motifler işlenmiş cilalanmış bastonlar... Nasıl yapılır? Kimler yapar? Baston kimimiz için zorunlu bir gereksinim, kimimiz için bir aksesuardır. Yaşlılar ve sakatların zorunlu bir gereksinimi, eli ayağıdır baston. Kimimiz içinse pek önemli olmayan bir eşyadır. Geçmişte bastonun, kentlerde moda olacak derecede kullanıldığını görmekteyiz. Çeşitli tiplerde dizi dizi bastonlar, insanların ellerini süslemişler. Hatta dünyada ve Ulkemizde birçok devlet adamının bile elinde, vazgeçilmez bir aksesuar olmuş bastonlar. Oykülerde, karikatürlerde, resimlerde yaşlı bir insanı mı göstermek istiyoruz; ya da bir dedeyi mi anlatmak istiyoruz; eline bir baston verdik mi işimiz kolay. Torununun gözünde dedesi; gözünde numaralı gözlüğU, elinde bastonu olan kişidir. Bu denli günlük yaşamımıza girmiş baston nasıl yapılır? Kimler yapar? GörUldüğü ve sanıldığı kadar bu işi yapmak kolay mıdır? lstanbul'da Beykoz ilçesine bağlı Dereseki köyündeyiz. Beykoz'a uç km. uzaklıkta şirin bir köyümüz. Bir orman köyü gibi." Kendimizi bir an Karadenizin bir köyünde sandık. Diğer köylerimizden biraz farklı görünümde. Kentle ilişkisi de canlı durumda. Bu yönden şanslı bir köyümüz. Köyde karşılaştığımız bir gence baston atölyelerinin yerini soruyoruz. Adının Olcan Şenoğlu olduğunu söyleyen genç, kendilerinin baston atölyesi olduğunu, bizi oraya götürebileceğini söyleyince sevindik. Hep birlikte atölyelerinin olduğu yere gittik. Kapıda babası Osman Şenoglu karşıladı, atölyesine buyur etti bizi. Atölye olarak kullanılan yer, oturdukları evin alt katı... Atölyede Uç bölüm var. Birincide büyükçe bir ocak, kazan ve ağaçları kıvırmaya yarayan tezgâh, ikinci bölümde ağaçların işlendiği tezgâhlar ve aletler bulunuyor. Üçüncü bölüm ise kurutma yeri. Burada kurutmaya bırakılmış çok sayıda işlenmemiş baston var. U tesviyeden geçiriliyor... Artık hazırdır bastonlar. Yaşlı baston ustası Osman Şenoğlu, bitmiş bastonların karşısında butün yorgunlugunu unutmuş, ama mesleğinin geleceginden umutsuz. zı pUrmüzüyle azıcık yanık rengi verdirildiğini söylüyor Osman usta ve anlatmasına devam ediyor; "Arabistan'dan gelen komalak denilen bir sarı toz vardır. Bunu ispirto ve çam sakızıyla kanştınp cila elde ederiz. Cilayı motif işlemi bitmiş ağaçlara süreriz. Bu bastona güzel bir parlaklık ve çekicilik kazandırır. Bütün işlemleri bitmiş bastonları bize gösteriyor. Çeşitli desenlerde dizi dizi bastonlar. Hepsi de çok güzel şeyler. Içlerinden birkaç tanesi hemen seçiliyor. Ustaya sorduğumuzda, bunlann elma ağacından ve daha değerli olduğunu öğreniyoruz. ve uzerlerıne motif işleniyor. katuiaria getirirler. Bunlann tanesini 50 IIradan alıyoruz. Elma afcacı olursa flyat daha pahalı ve bulmak çok güç. 'tşin yapımına gelince Osman usta devam ediyor; Dagdan gelen ağaçlan hemen işlemeyip, iki hafta kadar bekletiriz. Kazanda su da kaynatıp, kalıpta kıvınnz. Kıvnlan agaçlan kurutmaya bırakıru. Kurutma işlemi kendUiginden olur ve işlemeye başlanz. tlk önce tesviyeden geçiririz. Sonra da uzerine çeşitli motifler işleriz. Motifleri işlemek incelik ister. tşin kalitesi artık o ustanın becerisine kalır." Osman ustanın işlediği motiflerin zenginliği, çeşitliliği karşısında şaşırıyoruz. Bunca yıl bu işe emek ve gönül vermenin karşılığı olarak eşsiz ürünler çıkıyor karşımıza. Motif işlenmesi biten ağaçlara, bütan gamızla kavruluyoruz. Bu İşi fazla yapan ögrenen de yok. Bu gidişle bu meslek fazla yaşamaz" diyor. Babadan oğula... Oğul Olcan da, bu işin inceliklerini epeyce öğrenmiş. Kardeşi ve babasıyla birlikte bu işi yürütüyorlar. tleride bu işi sürdureceğini söylüyor ve ekliyor: "Bu meslegi elim iş tuttuğundan beri yapmaktayım. Çıraklık devresi çok gerilerde kaldı. Bastonculuğun liim inceliklerini babamdan ogrendik. Bu işi devam ettirmek zorundayız. Zatcn yapacak başka bir işimiz de yok. Bu meslegin gelecegi nasıl olacak, onu da bilemiyoruz." Bu kaygılara diğer atölye çalışanları da katılıyorlar. Bu meslegin geleceğini pek parlak görmüyorlar. Destek ve ilgi bekliyorlar. BüyUk atölyelerde ve makine gücüyle üretimin daha fazla ve verimli olacağını, bundan da birçok işsizin yararlanacağını söylüyorlar. Destek sağlanmazsa birçok el sanatlarmda olduğu gibi bu meslegin de yok olacağı kanısındalar. Bu atölyelerde ayrıca şemsiye ve çanta sapı da yapıbyor. Uretim babadan, atadan kalma yöntemlerle sUrdUrUlüyor. Aletlerin çoğu mUzelik... Tamamı insan gücüyle çalışan cinsten. 0nun için ki, çok emek, az Uretim, atölyelerin gelişmesini engellemiş. Bir elin parmakları kadar az sayıda atölyelerde, motor gücüne dayanmadan, tamamı insan emeği ve becerisiyle yapılan bastonculuk, insanların eli iş tuttuğu, güçleri erdiğince sürecek... Ya sonrası... Sonrası belirsiz... D Yıllardır aynı iş... Baston ustası Osman Şenoğlu 67 yaşında. Ona bu işe nasıl başladığını sorduğumuzda; "Bu işe 8 yaşında çırak olarak başladım. Yıllardır aynı işi durııp dinlenmeden yürütmekteyim. Şu anda yanımda iki oglumla birlikte çalışıyoruz. Gucum yettiği, efim iş gördiiğii güne kadar bu işi yurutecegim. Çocuklarım da bu işi kavradılar. Bi/den sonra bu işi onlar yürülecekler. Türkiye'de Devrek'te birkaç atölye ile köyumüzde bulunan beş atölyede baston işi yapılıyor. Başka yerde de bu işi yapan yok" diyor. Baston genellikle kestane ağacından yapılıyor. Elma ağacından; çok az da olsa diğer ağaçlardan da yapılanları var. Bastonluk ağaçların yörede "dağcılar" denilen kişilerce, orman idaresinin belirlediği zaman ve yerlerden getirildiğini söylüyor yaşlı usta ve ekliyor, "Dagcüara biz ısmarlanz. Onlar da yöredeki onnanlardan istediğimiz boy ve kaunlıkta bastonluk agaçlan toplayarak eşek ve Yabancılar hayran Üç kişinin çahştığı bu atölyede günde yaklaşık on tane baston yapılabiliyor. Kestaneden yapılanların tanesi 1.500, elmadan yapılanlar ise 2.500 liraya.ilk elden tüccara satılıyor. Alınan paranın yarısının gider olduğunu söyleyen Osman usta, bu konuda da epeyce dertli; "Mağazalarda bizim üretimimiz olan bastonlar, bu fiyatın on katı fazlasına satılıyor. Bizim kazandıgımız bir şey yok. Yaptığımız bastonlan yurtdışına bile gönderiyorlar. En çok alıcı da S. Arabistan. Arada bir turistler geliyor, bu ilkel aletlerle yapbgımız yonıcu işi hayretle izliyorlar. Yaptıgımız bastonlara hayran kahyorlar. Biraz yardım eli uzansa, imkfln tanınsa bu kiiçiik atölyelerin yerine, büyuk işyerleri açar, daha çok mal yapar, Ulkemize döviz kazandınnz. Geçmişte kredi için başvurdum, ama olumlu sonuç alamadım. Şimdi kendi yagı 13