Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
maz Giiney ile başlayan. Türk sineması dibir olgu oluşturdu Avrupa'da ve bu işle ilı kişilerde. Devlet işe girince, sansürle giriyor. ı Avrupa'da tanınan filmlerimiz için geçerli. tki tür gerekçe oluyor nsür için genellikle: Milli manevi ğerler ve müstehcenlik. örneğin bir [sılacak Kadın" yasaklandı. Ben yeni kanunla kurulan sansurun çok ıtı olduğunu zannetmiyorum. Daha doğruöyle bir ümidim var. Daha iyi, daha kalitefilmler yapabileceğimizi umit ediyorum. ıbii bütün bunları denemeden peşin konuşuırum. Çünkü bir iyiniyet seziyorum. "Asıla.k Kadın" örneğine gelince de hiç bilmediğim r konu. Sansür için saydığınız gerekçelere geice her ikisi de milletçe hassas olduğumuz r konu. Biz Amerikalı gibi bakamayız, Franz gibi duşünemeyiz, Alman gibi davranamaz, bunları bilmekte yarar var. Biraz Türk Iduğumuzu hatırlamakta yarar var. Türk inınının da özellikleri var. Olaylar ve durumr karşısında tepkisi var. Filmlerimizde bir .merikalının yahut da Fransızın davranışını eğil onun özelliklerini yansıtırsak, derdimizi aha iyi anlatırız. • TRT'deki filmlerde iiye kesintiler oluyor. 'müstehcen'. FOTOROMAN önce bir paket lereyağı ile ikı kılo kadayıf alacaksmtz.. • OKURDAN Bizlerin de çocuklan var Bir 'Çocuk Dergisi' eki çıkarmanız için size daha kaç Cumhurıyet okurunun mektup yazması gerekiyor bilmiyorum? Cumhurıyet Dergi, bizyetışkinlere, Bılım Teknik ise bu konuyla ılgilenen belli kultur düzeyindeki okurlara hıtap ediyor. Cumhuriyet Dergi'den sonra bir de Bılim Teknik'i çıkarmanıza ekonomik nedenler engel olmadığına gore bir çocuk dergisi de çıkarabilırsiniz. Bir çocuk dergisinin Cumhuriyet okurlannın özlemi olduğunu anlamalısınız. Öyle ya, bizlerin de çocuklan var. Bu derginin yararlarını saymıyorum, çünkü hepimiz biliyoruz. Diyorum ki, hiç değilse bu işi yürütebilecek eğitimcilerimiz de var. Ayla Akbal, Reha Isvan gibi.. Cumhuriyet Dergi'de küçük bir yer ayırarak geçiştirdiğiniz çocuk sayfasıyla, bizim çocuklarımıza verdiğıniz değerden dolayı sizi okur olarak protesto ediyorum. Saygılar ve dostça selamlarla. N. ALTINKAYNAK Stockholm TRT'nin kendi anlayışı. lşte 'Kurbagalar' ilrni için de böyle bir tanımlama oldu. Anlaamadım, hâlâ da anlamış değilim. 'Filmin ramatik yapısı seks üzerine kurulmuş' diye bir ey çıktı karşımıza. Tabiata uygun görüntüler ;in müstehcen ben şahsen diyemem. I Kadın ı odak alan filmler, buna da nüstehcenlik tepkisinin gösterilmesi lelki toplumdaki harekellenmenin bir >ansıması. Kadın özgürlüğü kavramı jrtaya atılıyor artık... Ben sivriliklerden yana değilim ama, onara karşı da değilim. Kadın hareketlenmesini ve kadının toplum içinde etkin olmasını istiyorum. Daha ilerde bedensel ve cinsel özgürlükleri var. Ben o kadar ilerde değilim. Sinemadaki konumum halkın gözünde yaratuğım imaj, bir kalıp var. Bu kalıp var ya, onun adına yapamam. Kendi adıma, düşüncem adına kadındaki bu ilerlemeyi tabii ki destekleyeceğim. Cumhuriyet Dergi kültür yaşamımıza katkı... Yarınımıza olan umut ve inancımızın çiçekler açtığı güne, güneşe ve sizlere merhaba. Cumhuriyet Dergi, salt bugünümüzün aktüel haberlerıyle değıl, geçmişımizden geleceğimize uzanan seyri içindeki, yayın yaşamı ile kültürümüze katkıda bulunuyor. Bu yadsınmaz bir gerçek. 39 tonluk bir yayının katledildiği bu toplumsal geçişte kendi yayın ve kültürümüze sahiplenmenin sancılarını yaşıyoruz. 57 sayılık uzun bir düzlemin ardından, ben diyorum ki saklanmak değerine sahip bu dergileri ciltlerde toplamalıyız. Yayın ve kültür dünyamız adına bu zorunlu eylemin ardından ciltlenmiş dergileri kütüphanelere, yayına muhtaç yerlere ulaştırarak yayın eksikliğınden doğan mesafelehn bir nebzede olsa kapatılmasına vesile olalım. Tabii ki, bu sadece bir teklif. Gönlum bu aktüel ve kültürel yayının okunduktan bir iki gün sonra kesekâğıdı olarak kullanılmasına isyan ediyor. TAMER ABUŞOÖLU Gazlantep Sonra şu bıiyUklUkteki bir tepsinin içine kadayıfı yerleştirip, fırına sureceksiniz • • § Bu iddia ile filmler var,.. Ben o hikâyelerde yer alamıyorum. Ama kadının ekonomik alanda özgür olmasını karakter olarak canlandırabiliyorum. Şimdi sorunuza gelince, bence kadınlar 30'undan sonra başkaldırıyorlar, yoksul yaşadıklarını, çok ödün verdiklerini, hatta ezildiklerini, haklarını kullanamadıklarını fark ettikleri an tek silahları boşanmak oluyor. Boşanma, onların özgürlük adına yaptıkları bir nevi tepki. Aldatmaya gelince bunu benim tasvip ettiğimi söyleyemem. Aile yaşamının yararları vardır. Ben, Türkiye'nin böyle bir yapı içinde başarılı olacağına inanıyorum. • Sinemada ad olmanın zorlukları belirtiliyor. Sahnede ve sinemada kadın olmak zorluğu, kolaylığı nedir? Bu konuda bazı önyargıların da olduğunu düşünürsek. Bu ortaJama bir soru, bana ait değil ama, ben şöyle cevap vereyim. Ben birdenbire şöhret oldum. Şöhret olabilmek için herhangi bir çabam olmadı. Çabam, bana verilen görevi en iyi şekilde yapabilmekti. Ama sürdürmek için çabalarım çok oldu. Beni var eden insanlann benden ne beklediklerini anlamak için sorular sordum kendi kendime. Nasıl bir memlekette, nasıl insanlarla yaşıyoruz ve nasıl bir iş yapıyorum ve onlara hangi yönümle ulaşabilirim diye. Ve söylediğim gibi seyirci dediğim zaman hep Türkiye'yi düşündüm. D Sonrası mı? Vallahı önce altı mı kızarır ustü mü, ona ancak Rabıta karar verir. Lunapark sayfasına öykü Cumhuriyet DERGl'nin "Lunapark" şayfasını her pazar merakla okuyorum. İlgimi en çok öyküler çekiyor. Ama onlara da çok az yer veriyorsunuz. Her hafta bir öykü (küçük bir öykü de olabilir) yayımlarsanız çok sevineceğiz. EBRU V ktrduşl MERT, Kızıltoprak isfnbul Kapatılan MSP'nin Genel Başkanı Necmetün Erbakan. (Fotoğraflar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)