Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
uslararası düzeyde duyurması, 195766 yılrı arasındaki Berlin Belediye Başkanlığı sısında. Berlin duvarı yapılıyor ve bütün ızler de, Berlin'de belediye başkanı olarak illy Brandt'ta. 196075 yılları arasındaki anırını topladığı 'Görüşler ve Görüşmeler' adkitabında Brandt, başbakanlığında •rçekleştireceği Doğu ile yakınlaşma politiısının o günlerin deneyiminden kaynaklanğını yazar: " P a s i f kalmayı doğru ılnıuyorum. Bölünmüşliiğiın gerçek olduğuı kabul edip Almanlar olarak girişimde bunmalı, mutlaka bir diyalog sağlamalıydık." SPD genel başkanlığına seçilişi de Berlin yıltrına rastlar. Brandt, adeta bütünleştiği Bcrn'den 1966 yılında, Erhard'ın devrilmesiyle urulan büyük koalisyonun dışişleri bakanı larak ayrılır. Bir sonraki seçimlerde, 1969'da ;e başbakandır. SPDFAP koalisyonu kurujr. Brandt içerde de yeni umutlar açar. Reorm politikasıyla, 'daha fazla demokrasiye t'sarel edelim' parolasıyla, ö/ellikle aydınlaı ve genç kuşağı mobilize eder. öğrenci haeketinden sonra yeni arayışlar içine giren .ençliği büyük öleüde SPD'y e çekmeyi başaır. Giinter Grass'ın ifadesiyle, "50 ve 6O'lı yıların tozuııu silkelemekte, yeni ufuklar ıçmakta" başarılı olur. Almanya'da yepyeni >ir hareket doğar. F.Alman aydını da fildişi tulesinden ilk ve son kez VVilly Brandt için çıcıp, yazarıyla, ressamıyla, düşünürüyle onun )aşbakanhğı için seçim kampanyalanna kaılır. 'Halk adamı' tipi bir politikacı olmama;ına karşın Brandt'ın kitlelerlc ilişkisi de hep Dİr duygusallık taşır. 1972'de hakkında güveniizlik önergesi verildiğinde spontane bir eyleme, ellerinde meşaleler, Bonn'da toplanan îözleri yaşlı binlerce genç, 1974'te Giullaume :asusluk olayı üzerine başbakanlıktan istifa :derken ağlayan kabine üyeleri ve iki hafta ön:c SPD genel başkanlığını bırakacağı açıklanırken parti merkezinde olsun ekran başında olsun yaşaran gözler, birden babasız kalmışcasına nutku tutulan deneyimli politikacılar... Ne Adenauer aynlırken, ne Erhard düşürülürken ne de Schmidt istifa ederken benzeri duygusal sahneler yaşanmıştı. F.Almanya'nın Brandt kadar sevilen, aynı zamanda onun kadar nefretle hırpalanan ikinci bir politikacısına rastlamak zor. Yıl 1967: Mathiopoulos ailesi Bonn sokaklarında. VVilly Brandt, koyu sosyal demokrat baba Mathiopoulos'u ve kuçük Margarita'nın arkeoloji profesörü olan annesini, daha o günlerden tanıyordu. Avrupa'da "yumuşama politikası" denlnce akla gslen ılk fotoğrat Yıl 1970. Polonya'yı zıyaret eden ılk Federal Alman Başbakanı Wllly Brandt, III Reıch kurbanlaıı anıtına çelenk koyduktan sonra, anıden diz çökuyor ve o gunden bu yana, bu totoğrat, ünlü 'tostpolltlk"ln (Doğu ile yumuşama) sembolü oluyor Brandt'ın istifasının ardında yatanlar 'Mathiopoulos olayı' bahane mi? önemli eyalet seçimleri öncesinde, parti içindeki sürtüşmeler yükselirken, SPD'nin Genel Başkanı Brandt'ı görevinden istifa ettiren, gerçekten "Parti Basın Sözcülüğü Olayı" mı idi?... im derdi ki VVilly Brandt, Avrupa'nın en popüler politikacısı, sosyal demokrasinin sembolü bu büyük devlet adamı, sözcü tayini gibi üçüncii dereceden bir personel kararına takılıp politikaya veda edecek... Büyüklerin zaafı küçük olaylar olsa gerek... SPD (Sosyal Demokrat Parti) Gunter Verneugen tarafından geçici olarak, vekâleten yürütülen parti basın sözcülüğüne ne zamandır uygun bir aday aramaktaydı. Sözcünün kadın olmasında karar kılınmıştı. Sonunda iki aday bulundu. Biri, Hessen radyosundan, 20 yıllık SPD üyesi deneyimli bir gazeteci olan Ulrike Holler idi. Holler, pek ilginç olmasa da, klasik, risksiz, sağlam bir çözüm olarak görünüyordu. öteki aday, Margarita Mathiopoulos ise, ne parti üyesi idi ne de Alman yurttaşı. Ama çok iyi bir eğitimden geçmişti. Bonn'da doğup büyümüş, burada üniversiteye gitmiş, tarih ve siyasal bilgiler okumuş, doktorasını en iyi dereceyle tamamlamış, Harvard, Sorbonne ve Floransa üniversitelerinde araştırmalar yapmış, beş dil bilen genç ve sempatik bir kişiydi. Genel Başkan parti başkanlık dıvanında karar görüşülürken, genel eğilimin 6'ya 5 oranında Margarita Mathiopoulos aleyhine olmasına karşın, ağırlığını koydu ve sözcülüğü ona verdi. Ardından da kızılca kıyamet koptu. Parti içinde, Brant'ın muhalifierine fırsat çıktı. SPD'de yaygın görüşe göre, birçok kişi, Başkan'a bazı eski hesapların faturasını ödetti... Mathiopoulos'u sözcülüğe getirmek kararı, Brandt yanlıları için de, "Knlelekliiel açıdan son derece çekici olmakla birlikte, parlinin kalbini dinlemeden alınmış bir karardı." Bayan Mathiopoulos, her açıdan yabancıydı. Yunanlı olması bir tarafa, parti üyesi de değildi; tanımadığı bir örgütün sözcüluğünü nasıl yapacaktı? Bu yetmiyormuşgibi, Devlet Başkanı Von Weizsaccker'in basın sözcüsü, CDU'lu (Hıristiyan Demokrat Parti) Friedbert Pflügeı'le evlenmek üzere olduğu, iki yıl kadar önce Hıristiyan demokratların yönetıiği Federal Teknoloji Bakanlığı'nda iş aradığı, tüm yüksek öğrenimini de FDP'ye yakın Friedrich Naumann Vakfı'nın bursuyla yaptığı çabucak yayıldı. Almanya'nın en eski ve en Brandt'ın barış ve yumuş politikası DoğuBatı yumuşamasının mimarı VVilly Brandt'ın "ostpolitik'i gerçekçi bir ustalıkla uygulaması, 1971de kendisine Nobel Barış ödülü'nü kazandırdı. Yıl 1970, VVilly Brandt, Polonya'y' ziyaret eden ilk Federal Alman Başbakanı. III. Reıch kurbanları anıtına çalenk koyduktan sonra aniden önünde diz çöküyor. Fotoğraf ve film kameralarının saptadığı bu sahne o günden bu yana, ünlü "ostpolltlk"in adeta sembolü, Avrupa yumuşama politikası denince akla gelen ilk resim. Saygılı bir üzüntüyu sergilediği kadar, sorumluluğu başkaları adına da olsa kabul etmenin büyüklüğünü taşıyan bu jest, hem Hltler'ın sillesınl yemiş Polonyalılann gözünde, hem de o güne dek Federal Almanya'yı III Reich'ın adam olmaz mirasçısı olarak kabul eden dünya kamuoyuna yönelik etkili bir mesaj olmuştu. Barış ve yumuşama politikası ve başbakanlık döneminde (196974) imzalanan anlaşmalarla bu polıtıkayı gelecek kuşaklar ıçın garantıye alması VVilly Brandt'a uluslararası alanda asıl ününü sağladı. 1970'de parafe edilen Moskova Anlaşması'nı yıne aynı yıl Demokratik Alman Cumhuriyeti ve Polonya'yla anlaşmalar izledi. Anlaşmaların içeriği bir çeşıt saldırmazlık paktıydı. Taraflar Avrupa'daki savaş sonrası sınırları tanıdıklarını ve birbirlerinden toprak talepleri olmadığını belirtiyorlar, birbirlerinin içişlerine karışmadan, barış içinde, karşıhklı Olarak ilışkılerı geliştırme niyetlerini açıklıyorlardı. Anlaşmaların Federal Alman meclıslerinden geçmesı kolay olmadı. muhalefet ve hatta hükümet ortağı FDP'nin bir bölümü buna karşıydı. ikinci Dünya Savaşı sonrasında belırlenen sınırları kabul etmeyi hâlâ ihanet olarak görenler etkisız değildi. Öyle ki, çoğunluğu zaten az bir farkla sağlayan hükümetin FDP kanadından birçok mılletvekili muhalefet saflarına geçtı. Başbakan Brandt, nerede ise düşürülecektı Verilen güvensizlık önergesi 1 oy farkla reddedildi; ama meclis çoğunluğu yitirilmışti. Yapılan erken seçimde Brandt başkanlığındaki SPD, larıhinin en büyük başarısını kazandı, güçlenerek yeni hükümetı kurdu. Yapılan seçim bir yerde "ostpolltik"in halkoyuna sunulması olmuştu Anlaşmalar 1972'de onaylandı. Bu ilke antlaşmalarını ticaret ve kültür anlaşmaları izledi Bugün olağan sayılan karşıhklı grup gezileri, akraba ziyaretleri, kardeş kent uygulamaları. yoğun mal alışvorişı ve teknolojik ve politık lemasların temelı atılmış oldu. . Daha da öte, Brandt1 ın "ostpolıtik" ile gerçekleştırdiklerı, sonraki yıllarda Avrupa Güvenlik ve işbırliği görüşmelerinin de önkoşullarını oluşturdu.L) K VVilly Brandt, Sosyal Demokrat Parti'nin kurucularından August Bebel'i saymazsak SPD'nin görev süresi en uzun genel başkanıydı. Brandt, Almanya dışında da politikası kadar, karizmatik kişiliği ile farklı blokların liderlerini kazandığı gibi, uzak ülke halkları için de ideal bir insan oldu. Almanya'nın dış saygınlığının sembolü sayılması içerde birçoklarının hoşuna gitmedi ama kabul edildi. Doğu politikasıyla Nobel Barış ödülü'nü aldı, az getişmiş ülkelerdeki angajmanı ile Amerika'dan Albert Einstein barış ödülünü, Ürdün Krallığı'ndan Vatikan'a, Norveç'ten B.Amerika'ya kadar birçok ülkenin şeref nişanını laktı. 15'e yakın kitaba yazar olarak imzasını attı. 3 kez evlendi, 4 çocuk yetiştirdi. lç politikada ideali, ortanın soluna çoğunluğu sağlamak, SPD'yi ilerici sol yeniliklere açık tutmaktı. Bu politikası Schmidt döneminde, biraz da zamanın koşulları yüzünden sekteye uğradı. VVilly Brandt, Sosyal Demokrat Parti'nin kurucularından August Bebel'i saymazsak SPD'nin görev süresi en uzun genel başkanıydı. Parti örgütü ile arasındaki aylar süren sürtüşme Matlıiopoulos olayında patlak verip istifasıyla son buldu. Brandt SPD yönetimini bıraktı, ama sağlığı elverirse sosyal demokrat hareketi yönlendirmeye devam edecek. 1 1 7 gelenekli partisine kariyer duşkunü ve partiler ustü i/lenim uyandıran bu kadın mı sözcü olacaktı?.. Asla! Ve Genel Başkan'a yönelik suçlamalar başladı. Yönetim zaafına dUştüğü, hata üstüne hata yaptığı, çekilme zamanının çoktan geldiği, 1988'i beklerneden halefini belirtmesi gerektiği en sert biçimlerde dile getirildi. Hem de "kapalı kapılar ardında", parti içinde dcğil, kamuoyu önünde, sağ ve sol kanat temsilcilerince, basına, televizyonlara verilen demeçler ile... Sözcü olayı bahane, Margarita Mathiopoulos, Hıristiyan Demokrat Partili (CDU) nişanlısı Pflüger ile... Parti, Başkan'a baş kaldırıyordu! VVilly Brandt'ın şahsına yönelik suçlamalarda hoşgörusü olmadığını bilmeyen var mı?.. Margarita Mathiopoulos'un, "Başkan'a benim yüzümden zarar gelmesini istemiyorum, bana önerilen SP1) Basın Sö/cüliiğü görevinden vazgeçiyorum," şcklindeki açıklaması da kararı değiştiremedi. Brandt, aynı gün parti içindeki sürtüşmelere, yönetim arayışlarına son vermek, önemli eyalet seçimleri öncesinde SPD'yi istikrara kavuşturmak gerekçesiyle, sürenin dolmasına bir yıl kala, görevi bırakacağını açıkladı... LJ 11