Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H A FTA N I N K O N U Ğ U "Müstehcenlik çirkinliktir" diyen Hülya Koçyiğit Ben seyircinin bacısıyım Hülya Koçyiğit ilk filmi "Susuz Yaz" ile birdenbire sinemada star olmuş. 40 yaşını geride bıraktığına göre de 20 yıldan fazladır spot ışıklannın karşısında. Şarkıcı olarak da sahneye çıkan Koçyiğit7e genel olarak sinema ve özel olarak Türk Sineması üzerine konuştuk. Ümlt Aslanbay ANKARA er sahneye çıkan film yıldızı gibi, Hülya Koçyiğit de "orada pare kazanıyor, sinemada yiyordu." Bu alışılagelmiş bir savunma olsa da küçük yaşta başlayan sinema aşkı için iyi bir mazeret idi. Üstelik içtenlikliydi. Yakmlarının gayretleriyle ilk filminde star olmuş, "Susuz Yaz", bir de uluslararası ödül alarak onu 20'sine basmadan Yeşilçâm'a zirveden sokmuştu. Yaşı 40'ı geride bıraktığına göre, bunun yarısından fazlasını sahne ve spot ışıklannın aJtında geçirmişti. Avrupalıların göruntü kalitesi nedeniyle 5 dakikadan fazla seyredemedikleri filmlerimizin beğenilmesi için kendi deyişiyle "iman gücü ile çalışıyordu." "Tutucu ya da geri kafalı degildi" ama "aileden" hatta "bir iyi niyet sezdigi" sinemadaki denetleme kurulundan yanaydı. Müstehcenlik ise tek kelimeyle "çirkinlik" olarak tanımlanabilirdi. Bu kavramın "bacağı, saçının teli görunmüş gibi bir ölçüsü" konulamazdı. Kalıpları kırmaktan yanaydı, yeniliklere açıktı. Nitekim, Türk sinemasında her star için oluşturulan bir çerçeve vardı. Ve sinemada hep nötr bir cinsiyetle seyircinin karşısına çıkıyordu. Kendisinin de kabul ettiği gibi "cinsiyetsiz bir kadın" idi. Kadını konu alan film üstüne film çevirdiği bir dönemde, "Siz kalıbınızı kırmaktan yana değil misiniz?" sorusuna şu karşılığı veriyordu: "Farkettim ki bir kalıba sokulmuşum. Ben 'bacım', 'yengem', 'ablam'. olmuşum. Yani seyircinin kendi kadını kimsc, ben o olmuşum. Ya ablasıyım, ya kızkardeşiyim, ya da kardeşinin karısıyım. Kadın denince o cins kadınım ben. Karısı degilim, karısı isem sevgilisi degilim. Yani benim namusumdan o sorumlu, böyle bir duygu var Türk erkeğinde. Hülya Koçyiğit deyince benim namusuma çok saygı duyuyor ve benim namusum için cinayet işleyebiliyor. Ama beni hiçbir zaman cins olarak 'kadın' diye degerlendirmemiş, düşünmemiş. Gerçekte var olan ozelligimi silmiş atmış kafasından." H Türk sinema oyuncusu Hülya Koçyiğit, 1947 yılında İstanbul'da doğdu. Bir süre Ankara Devlet Konservatuan'nda tiyatro okudu. 1960 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu çocuk bölümüne girdi. 1963 te SES Dergisi yanşmasmda Ikinci oldu. İlk filmi "Susuz Yaz'la büyük başarı kazandı. 1976 yılından bu yana şarkıcı olarak sahneye de çıkan Koçyiğit, Gülşah Film'in sahlbi eski futbolcu Selim Soydan'la evli. Gülşah adında bir kızı olan sanatçı, son yıllarda sadece kendi şirketine film yapıyor. tü bir şey oldugunu" kabul ediyor ama "Oyunculuk ne olacak?" diye kendisi soruyor. "Yiyecek, yatacak, kalkacak, sevişeceksin, mutlaka hepsi olacak, neticede ben bir oyuncuyum, benim canlandırdıgım bir Turk kadını degll mi?" sözlerini de hemen ekliyor. Ardından gelen sorular ve yanıtlar şöyle: • tlerde, bu 'oyunculuğu' seyirciye nasıl kabul ettireceksiniz? Ben artık bunlan yavaş yavaş kotarmaya çalışıyorum. Halkın da biraz benim adıma rahatlaması lazım. Benim de oyuncu olduğumu unutmaması lazım. Bilmem benim de işime mi geldi acaba yıllardır. Türkiye'de iki kadın tipi yaratıldı. Belki de seyirci yarattı. Bff tanesi kadın, yani cinsi cazibe, dişi... Bir tanesi de biraz önce söylediğim, yani ben.. Bir tanesi anası, bir tanesi de bir erkek olarak zevk aldığı kadın. Biri aşık olunacak kadın, biri evye çalıştı, bunlar çok isabetli uğraşlardı. Bizler için de (starlar) ufuk açtılar. Ama esasta yine değişen bir şey yok. Yeni çıkanlar da dişi kadın. • Bunu ne zaman farkettiniz? Doğrusu ben bunu farkettiğim zaman aradan on sene geçti. On sene sonra 'Hayır ben kadınım, dişiyim, cinsi cazibemle de etkilemeliyim' diye bir harekete belki kalkıştım. Fakat o tür filmlerimin hiçbirisi seyirciyi ilgilendirmedi, bayağı ilk defa başarısızlığa uğramaya başladım. Bu sefer sinemanın içinden beni uyardılar, 'Sen bu halkın, bacısısm, bu kesinleşmiştir, bitmiştir. Sen istersen bikiniyle gez, istersen halkın önünde banyo yap, istersen bacagını aç hiçbir şekilde ilgilendirmez onlan' diye. Koçyiğit bunun "Bir yerde harika, olaganüs lenilecek kadın. Bazılan farklı kişiJcri dcneme nik açıdan gülüncüz. lnsanı daha bir tabii, sıcak anlatıyoruz, gerçekte. Bunu yaparkeri kullandığımız malzemeler çok ilkel. Avrupalıların beş dakikadan daha fazla bakamayacak • Seyirci bulmak Türk Sineması için bir sorun sizin anlatımınızla. Başka sorunlar var mı? Sinemada içerik açısından çok daha etkili şeyler yaptığımızı söyleyebiliriz ama tek parasızlık. Halbuki hikayeyi onlara sonuna kadar seyrettirebilsek bayılacaklar. Ama 'AUahım böyle bir şey olamaz' deyip kendilerini dışa'rı atıyorlar. 'Böyle bir kamera hareketi, böyle bir ses düzeni olamaz' diyorlar. tşte devlet burada lazım. Oysa mümkun olduğu kadar 'Aman dışarda bizi böyle göstermeyin' denilmiş. O nedenle hiç ilerleme kaydedememişiz kendi yağımızla kavrulup, kendimiz ekip kendimiz seyretmişiz. Tek tük çabalarımız var, özellikle ları şekilde banyo edilmiş. Bir neden de 6