Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Büyük Sahra'da bir haftada 200kilometre Bir hafta süren Fas'taki 2. Kum Maratonu'na katılan 63 koşucu da aslında büyük kentlerin baskıcı havasını üzerierinden atmak isteyen amatörlerdi... üyük Sahra, geçen 23 şubatı izleyen bir hafta boyunca, amatör, alışılmamış bir canlılığa sahne oldu. 63 Fransız sporcunun katıldığı ikinci "kum maratonu" nedeniyle Kuzey Afrika'nm bu ünlu çölü, gazetecilerin, televizyon kameralarının hücumuna uğradı. Joggingcilerle karıştırılmaktan hoşlanmayan 63 çöl maratoncusu, 23 şubatta Fas'ın güneyindeki Zagora vahasından yola çıktılar ve sırt çantalarında getırdikleri yıyeceklerle yetinerek tam bir hafta boyunca Sahra'nın kumlarıyla mücadcle ettiler. Maratonun bayanlar klasmanında ikinci gelen Troyesli genc öğretmen Isabelle Bigeard, kum maratonuna katılan sporcuların amacının, "ellerindeki besinlerle yetinerek sonuca varacak gucu bulmak" otduğunu söylüyor ve "bunun, çolun sınırlarını keşfetmek isteyenler için harika bir fırsat olduguna" dikkat çekiyor. Sahra ülkelerini kapsayan "kum maratonu", yine Fransa 1 nın Troyes kentinden genç bir fotoğrafçı olan Patrick Bauerin fikriydi. 1970'li yıllarda Sahra'daki ünlü CezayirTamanrassetAgadesNiamey dörtgeninin sınırında, çölü tanımak isteyenlere eskı otomobil satan Bauer, kısa sure sonra bu işle yetinmemeye başlamış. Bauer, "1984 ocak ayında Cezayir'in Tamanrasset bölgesi ile tnguezzam'ı ayıran 350 kilometreyi koşarken, kafamda bir şimşek çaktı. Bu koşuya başlarken yanıma 15 gun yetecek kadar yiyecek ve su almıştım; ama tnguezzam'a vardığımda sadece birkaç kunı meyveyle a/ıcık suyum kalmıştı" dıyor. "Kum maratonu" fikrini bu yalnız koşu sırasında edinen Patrick Baueı, maratonunun birincisini geçen yıl düzenledi. Maratona katılan sporcular göçebelere özgu "kendi başına hareket etme" alışkanhğını kazanabilmek için kentlilere özgü alışkanlıklarından sıyrılmak zorundalar. Yarışmacılar sırt çantalarındakilerin dışında hiçbir şey yiyip içemiyorlar. Bauerin başkanlığındaki "Atlantide" adlı organizasyon, sporculara günde 7 litre su sağlıyor. Atlantide, aynı zamanda yarışmacılara akşamları kamp yerlerine kurdukları Berberı çadırlarını da veriyor. Gunlük yaşamlarında iç içe oldukları siyasi, sosyal ve mesleki konulardan bir hafta boyunca uzaklaşan sporcular, akşamları kamp yerlerinde ateş yakıp sessizce çaylarını yudumluyor, sonra da Çobanyıldızı'nın altında rahat bir uykuya dalıyorlar. D Kum maratonu B ff Patnck Bauer'in kurduğu "Atlantide adlı şırket, amatör çöl maratoncuların su ve konaklama ihtıyaçlarını, bir ha boyunca, düzenli olarak sağlıyordu. ; Güneş ve susuzlul' mücadelede, her koşucu, kendine h yöntemlere başvurdu. Erkekler klasmanında kum maratonunun favorilen, bir hafta boyunca çekışerek yanşan Bernard Gaudın (solda) ve Mıchel Gallıez (sağ yanda) çıftrydı Gaudın, 200 km'yı 19 saat 24 dakıkada, Gallıez ıse 21 saat 42 dakıkada katettiler P.D.James, Agatha Christie'nin koltuğuna göz dikti Christie yazmayı bilmezdi Phillis Dorothy James ya da Amerikalıların saylediği gibi P.D. James, kendisinin Agahta Christie ile karşılaştırılmasından pek hoşlanmıyor. A 67 yaşındakı P 0 James'e polısıye romanların yenı kralıçesı olarak bakılıyor. nglosaksonlann hayal güçleri sanki ölülerle ve cinayetlerle besleniyor ve hundan haz dujuyorlar" demışti, 1934 yılında.Sayers derafine polısıye romanlar kaleme alan kadın yazardı Doğal olarak onun sözunü ettiği öluler kurgusal, kâğıt üzerındeki ölülerdi. Sayers'i izleyen bir başka kadın yazar da Ingiltere ve Amerika'da büyük ünıinu polisıye romanlara borçlu. 67 yaşındaki bu yazarın adı P.D.James. Edgar Allan Poe'dan VVİIkie Collins'e dek pek çok yazar, öykülerinın merkezıni cinayet olarak saptamışlardı. Ama P.DJames'de ölüm bir başka anlam kazanıyor. lngiltere'de yarım milyon satan, Amerikada Bestseller listesinden inmeyen "Ölümün Tadı" adlı 10. romanı, yazarın en uzun ve en başarılı yapıtı. P.D. James, kendini asla, Agatha Christie ile aynı kefeye koymuyor. Çünkü Christie'nin bir dahi olmasına rağmen, yazmayı bilmediğini öne süruyor James. "Bir ceset insanı şok etmeli, sadece bir olu olduğu için degil, aynı zamanda beklenmedik bir yer ve mekânda olduğu için d e " diyen yazar, bunun iki güzel örneğını son romanında veriyor. 1920 yılında Oxford'da doğan Phillis Dorothy James ya zın yaşamına geç başlamış. 2. savaş sırasında bir doktorla evlenmiş, fakat eşi, savaştan bir şizofren olarak donmuş. Bu andan başlayarak iki kız çocuğunun >anı sıra kocasım surekll bakım altında tutmak zorunda kalmış. Önce bir hastanenin idari bolümünde çalışmış, da•*•* ha sonra bakanlıgına girmiş. Daha ileriki yıllarda da adli tıpta görev yapmış. "Ama her zaman bir yazar olmak istedigimin bilincindeydim." "Sonra tam 40 yaşımdan itibaren her sabah saal 6.5'ta kalkıp yazı yaznıaya bay ladı. Pollı rdmanları yazmak çok metodik ve dikkat isteyen bir Iş. Romanı aklımda tasarlamak ve kurmak, yazmaktan daha çok zamanımı alıyor" di Agatha Christie Yerıne yenı polısıye yazarları lanse edilıyor yor şimdilerde P.D. James.