Katalog

HAFTANIN KONUĞU istanbul'un Emniyet Müdüru Ünal Erkan anlatıyor: Asayişte en iyi dönem İstanbul'un asayiş açısından New York'tan bile daha sorunlu bir kent olduğunu belirten Emniyet Müdürü Erkan'a göre, "Son iki yıldır emniyet ve asayiş bakımından kent en iyi dönemini yaşıyor..." Evli ve üç çocuğu bulunan Ünal Erkan, 1942 Ankara doğumlu, bir polis çocuğu. Altı kardeşinden biri subay, ötekiler deylet memuru... Ankara Polis Koleji'ne giren Erkan, daha sonra Polis Akademisi'ni bitiriyor ve ilk görev olarak, Bursa'nm İnegöl ilçesine atanıyor. Askerden sonra, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ve Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün çeşitli kademelerinde çalışıyor. İstanbul'a atandığmda, bir yıla yakın bir süre İstanbul Emniyet Müdür Muavinliği görevinde bulunuyor. Ardmdan, Ankara Emniyet Müdürlüğü gö'revine atanıyor ve tam 4 yıl, bu görevi sürdürdükten sonra, İstanbul Emniyet Müdürlüğü 'ne atanıyor. İki buçuk yıldan bu yana bu görevi sürdürüyor. ristin bulunduğunu, iç göç olgusunu, trafik problemini, 1 milyon 150 bin civarında öğrenci oluşunu... Bu saydıklarının polisiye hizmeti elbette güçleştirdiğini, daha önemli hale getirdiğini ve tabii öteki illerle mukayese edilemeyecek bir polisiye hizmet ortamt doğurduğunu anlatıyor Peki, İstanbul Emniyet örgütü, bu büyüklük ve yoğunluk içinde ne durumda, yeterlilik açısından? Emniyet Müdürü'ne göre, "Yetcrliliğin yiizde yüz bir ölçüsü" yok. Ama 2.5 yıl öncesine göre, emniyet görevlilerinin sayısında kısmi bir artış olmuştu, motorlu araçların sayısında kısmi bir artış olmuştu, bazı araç gereç ve teknik imkânlarda da daha önceki dönemlere nazaran kısmi bir iyileşme, artma söz konusu olmuştu. Ama, "Bizim için mazeret olmaz, mevcut ile yeterliymiş gibi görev yapmak gerekli" diyor Ünal Erkan. "Şimdi biz İstanbul'da bir süredir mevcut kuvvetleri en iyi şekilde kullanabilme gayreti içinde bir taraftan arastmyoruz, bir taraftan bu araştırnıaları mevcul tecrübelerimiz ölçüsünde bir karına yapıp yeni bazı modeller bulmaya çalışıyoruz." sonra, yeni modelleri anlatıyor. Yaya devriyelerini... "Bugiin tslanbul'da yaşayanlar Lster gece, ister gündiiz olsun, bir yerden bir yere giderken, ü/.erinde polis yazısı bulunan, gece ise tepe lambası yanan bir polis otosıınıı görebilmekte. Herhalde bunun İstanbullular için bir güvence olduğunu da diişiinmek mümkün..." diyor. Ünal Erkan, personel sayısında olsun, vasıta sayısında artış konusunda olsun, gerek bakanhktan, gerek Emniyet Genel Müdürlüğü'nden epey takviye aldıklarını, yardımlar yapıldığını da belirtiyor. Bunca çabaya karşın, tstanbul'daki suçluluk oranı neydi peki? Ünal Erkan, bu konuya geçrneden önce önleyici, caydırıcı zabıta hizmetine verdikleri önemi anlatıyor uzun uzıın. Sonra kesin tavrını koyuyor: "Son iki yıldır istanbul emniyet ve asayiş hizmetleri açısından, en iyi dönemini yaşıyor diyebilirim." Ama hemen ardından ekliyor: "Hemen şunu söyleyeyim, bunlann yeterii olup olmadığı meselcsi önemli. Daha da iyileşmesi lazımdır asayiş hizmetlerinin. Suç sayılanmn daha da aşağı çekilmesi gerekir. Amacımız bu. Düne nazaran bugün şu kadar iyiyse, yann bugünden daha iyi olmalıdır..." Zaman zaman bazı polis şeflerinin, "Biz yakalıyoruz, mahkemeler bırakıyor", şeklinde yakındıklarını ve "Bunun adalete güyensizlik Reha Öz edi milyonluk İstanbul'un Emniyet Müdurü ile, öyle "ha deyince" konuşnıak olası değil. Hemen hemen hiç konuşmayan bir insan çilnkü. Zaten Ünal Erkan, kendisi dc ifade ediyor, "Hemen hemen bu ilk röportajım oluyor" diye... Emniyet Müdürlüğü'nün Cağaloğlu binasındaki makaın odasında konuşacağız. Emniyet Müdürümüz Ünal Erkan pek konuşkan bir insan değil. Ama bizinı kafamızda birçok soru var... Yaklaşık 2.5 yıldır Türkiye'nin bu en biiyük kentinin asayişinden sorumlu olan kişi nasıl bir insan acaba? Kaç saat çalışır, kaç saat uyur, mesai saatleri dışında neler yapar?.. Ancak, dediğimizgibi, Ünal Erkan kendisinden söz etmesini de pek fazla sevmeyen bir insan... "Bizinı günliik çalışma süremiz zamanla tahdit edilmiş değil" diye başladığı aniatımı Y 6 nı, "Bu süre bazen 18 saal olur. bazan 20 saat olur, bazen uyumadıgımız gün de olur" diye sürdürüyor kısaca. Uykuya 56 saat ayırabildiğini, akşamları yemek yediği zamanın kendisine ait olduğunu, pazar günleri belki bir iki saat daha fazla dinlenme olanağı bulabildiğini anlatıyor. Sinema, tiyatro seyirciliği ise, protokol hizmetleri dışında, protokol gereği değilse, pek münıkün olmuyor kuşkusuz. Televizyon ıtıu? İyi bir TV seyircisi değil Ünal Erkan. Ama, "Haberlcri mümkün merlebe seyrediyorum. Zaten özellikle 20.00 haberleri sırasında biz dairede oluyoruz mutlaka" diyor. Ünal Erkan, 1942 doğumlu. Bir polis çocuğu. Evli ve üç çocuklu. Polis Koleji'ni, Polis Akademisi'ni bitirdikten sonra ilk görevi Bursa'nın inegöl ilçesinde Emniyet Amirliği ve•killiği. Daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü'nün çeşitli birimlerindeki, Ankara Emni yet Müdürlüğü'ndeki ve Konya'daki hizmetleri. Ardmdan Ankara Narkotik ve Asayiş Şube Müdürlükleri, İstanbul Emniyet Müdür Muavinliği. Daha sonra tam 4 yıl süreyle Ankara Emniyet Müdürlüğü. 2.5 yıi kadar önce de İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne atanış... Ünal Erkan, deneyimli bir polis olarak Istanbul'u nasıl değerlendiriyor acaba? Dünyanın öteki büyük kentleriyle nasıl kıyaslıyor?.. Ünal Erkan, İstanbul'un, Londra'dan da, Pa ris'ten de, New York'tan da daha problemli bir kent olduğunu ileri sürüyor. İstanbul'un nüfusunun yalnızca doğumlar nedeniyle her yıl 250 bin civarında arttığını söylüyor. Transit geçişlerin ve Istanbul'a misafireten gelip kalışlann nüfusu biraz daha yoğun hale getirdiğini... Kesintisiz btiyük bir nüfusun, boşluğu olmadan bir araziye yayıldığını belirtiyor. Bünyesinde bütün iîleri yaşattığını ve yaşadığını; her an fazla sayıda yerli ve yabancı tu kan'a. "Biz yakalayacağız tabii. Adliyeye gönderirken de suç delilleriyle beraber gönderecegiz" diyor. Ama nedenlerine girmiyor olayın. Yalnızca "Ondan sonrası kendi mevzuatı içerisinde, kendi yapısıyla ilgili ınekanizma tarafından yürütülür. Bu tabii, bizim konumuz degil. Benim böyle bir değerlendirıne yapmam zaten yanlış olur" diye ekliyor. Bir de, "şüpheli şahıs" deyimi var. Zaman zaman okuyoruz. Herhangi bir olaydan son olup olmadıgım", soruyoruz bu kcz Ünal Er