23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Politik durum biraz hassas olduğu için kimse ticaretinin basına yansımasını istemiyor, ama başta sosyalist Ulkeler ve can duşmanları Zimbabvve olmak Uzere herkes burayla ticaret yapıyor. ÇünkU politika yapmak başka şey, keriz olmak başka şey. Zimbabwe Başbakanı Mugabe gayet akıllı olduğu için bir yandan GUney Afrika'ya ambargo çağrıları yapıyor, diğer yandan da ülkesinin tüm dış ticaretinin yansını Güney A» ika ile yürutüyor. Peki ambargo? Ne ambargosu? Akıllı adam ambargonun ne esiri, ne kurbanı olur. Kanada, Krugerrand Altını'na güya ambargo uyguluyor; çünkü "Canadlan Maple" altınını ancak böyle satabiliyor. Amcrika, Güney Afrika demirçelik urttnlerine ambargo uyguluyor; çünkü kendi demirçelik endüstrisi, Güney Afrika'nın ucuz ürünleri ile rekabet edemeyecek kadar eski teknoloji ile çahşıyor. Ambargo sayesinde Amerika kendini kurtarıyor, siz de oturduğunuz yerden siyahları kurtarıyor zannediyorsunuz. Eğer ticarete ahlaki standart uygulayacaksanız o zaman Bulgaristan'dan elektrik almayın; çünkü Bulgaristan'daki Türklere zenci muamelesi yapıyorlar, Iran'a mal satmayın, çünku her gün Atatürk'e küfrediyorlar. Peki, şu anda beyazlarla iş yapmak gelecekte siyah bir yonetimle iş yapmayı engellemez mi? Siyah bir yönetimin işbaşına geleceği nereden belli? Güney Afrika'nın siyasi geleceği, De Beers şirketinin (Dünya clmas ve altın tekelini elinde tutan şirket) getireceği çözümlemeler çerçevesinde belirlenecek. Güney Afrika'ya yapılan yatınm öylesine büyük ki, kimse bunu siyahlara verip tasını tarağını toplayıp giimez. Burası Zimbabwe değfl. Rodezyalıların gidecek yeri vardı, Afrikanerlerın yok. Son tahlilde burada birisi siyah, diğeri beyaz iki devlet kurulur... llerıcı Botswana Cumhurıyet'ınde, bütün oteller ırk ayrımcı Güney Afrika'nın Sun Utelıerı zıncırıne uayn Zimbabwe ile daha yeni 'tıcarette en zıyade musaadeye mazhar ülke' anlaşması imzaladıgımıza inanabilir misiniz ?" lnanmadık. Sosyalist Zimbabwe'nin başkenti Harrare'nin göbeğinde yeni inşa edılmeye başlanan "Güney Afrika Ticaret Mümessilliği" binasını görene kadar da inanmamaya devam ettik. Peki insan hakları şampiyonu ülkelerin GUney Afrika'dakı durumu neydi? örneğın Isveç, nasıl olup da bir yandan her gün "Irk aynmcı rejimi yıkmak için ticari ambargo" çağrısı yaparken, diğer yandan 17 Mart 1986 tarihli Business Week dergisine göre, Güney Afrika'da madencilık alanında 82 milyon dolarIık yatınm yapmıştı? Ya Almanya? Birleşmiş Milletler'in silah ambargosu kararına karşın, Güney Afrika'ya denizaltı planları satan, son beş yılda GUney Afrika'daki yatırımını yüzde 40 arttırarak 1.1 milyar dolara yUkselten (Business Week dergisi 17 Mart 1986) onlar değıl miydi? Yoksa bu ulkeler, saf rakipleri uyumaya devam etsin diye mi bir yandan yaygara yapıp diğer yandan ticarete asılıyorlardı?.. Yoksa inisiyatif özgürlüğü, demokrasilerinin ayrılmaz bir parçası mıydı?.. "Biz genellikle ihracatı teşvik ederiz; ama Türkiye orneginde, ithalatı teşvik ediyoruz. Ticaretteki Türkiye aleyhine dengesizliğin ortadan kalkmasını istiyoruz; Turk işadamlan gelsin görüşelim." Vos, sadece bunları söylemekle kalmıyor, ayrıntıları "off the record" olduğu için yazamayacağımız bağışıklık statülerinin sağlanabıleceğinin de işaretini veriyordu. Güney Afrika'da yerleşik Türk işadamı B6rekçioglu ise bu çerçevede şunlan söylüyordu: "GUney Afrika kendisini Türkiye'ye çok yakın hissediyor, ambargolara muhatap kaİınması, her iki ulkenin dışardaki imajının içerde hoşa gitmemesi açısından. Burada 100 bine yakın Yunanlı yaşamasına karşın Yunanislan'dan ekonomik ambargo sesleri yukseliyor. Buna karşılık Türkiye'nin soğukkanlılığı burada karar mekanizmalannca takdirle karşılanıyor." Uzun yıllar Güney Afrika'da yaşamış bir başka Türk ise, adının açıklanmaması koşuluyla, GUney Afrika ile iş yapabilecek alanları şöyle sırahyordu: "Boya hammaddesi, tekstil, ipekli, ayakkabı, deri, turizm (Bırçok ülke Güney Afrika pasaportuna vize vermıyor, o yüzden kim kabul ederse yığınlar halinde oraya akıyorlar, Israil'e örneğin), mermer oniks, elektrikli eşya, mobilya (özcllikle çam ve modüllü, kurulması, genişletilmesı kolay cinsten), mercimek, ceviz, fıstık, fındık, işlenmiş mucevher (Altını var, ama kuyumculuk çok zayıf) seramik, vasıflı işçi, artizan işler, işlenmiş deri. Bunlar Guney Afrika'ya satılabilir. Rceksport imkânları büyük; yaptırım ve ambargo uygulanması reeksporta rıza gostermelerini kolaylaştırıyor. Teslimatta gecikme yok, çunku muşteriyi kaçırmak istemiyoriar. Dunyadan ne alınabiliyorsa Güney Afrıka'dan o mallar alınabilir."... Peki bu mallar ahnırsa "ahlak" ne olacaktı? Ahlak dediğiniz, yoksa Güney Afrika'yı bol bol eleştirip, bol bol ticaret yapmanın üzerine kurulduğu nazik dengenin diğer adı mıydı? Ahlak, kimbilir belki de Con Ahmet'in devri daim makinesinin yakıtı, tstanbul'un meşhur Adana Kebabının baharatıydı. Oyle olmasa, geçenlerde yemeğe konuğu olduğumuz, insan haklarınadüşkün bir ülkenin büyükelçisi boşuna, "Ambargo kendi vicdanımızı temiz tutmak için var", dedikten sonra Pandeli'nin kâğıt ta levrekinden ağzına bir lokma atarak şöyle sorar mıydı?.. "Bana, başkalanna mal olmadan yükselmis bir uygarlık, zenginlik gosterebilir ınislniz sevgili dostum?"... D "Al beşliyi ver üçlüyü" öte yandan "ırk ayrımcı Güney Afrika'nın" stratejik madenleri, başta Çin ve Romanya olmak üzere tüm sosyalist ülkelerin kalkınma damarlarını besliyor, Güney Afrika da onlardan büyük çapta üre satın alıyordu. Fakat en hoş olanı, Afrika kıtasında "ırkçı beyaz rejimleri" yıktıktan sonra bağımsızlığına kavuşan siyah sosyalist cumhuriyetlerın GUney Afrika ile ticaretiydi, ki bu manzarayı Börekçioğlu'nun cümlelerindeki ciddi suç görmek için mutlaka Dışişleri Bakanlığı'nın lamalar, şöyle özetlenebilirdi: muhteşem lokantasında, Ortadoğu Daıresi 1 Sosyalist Ulkeler Güney Afrika ile tica Başkanı Denniz Cassala ile bir yemek yemek gerekiyordu. Güney Afrika'ya ambargo uyrete devam ediyor. 2 Batı, kopardıgı yaygara kadar ticaret ya gulanmasını en acımasız sözcüklerle dile getiren siyah komşularının bakanları, diplomatpıyor. Dünya altın borsasının işleyiş biçimi ince ları nasıl da "al beşliyi ver üçlüyü" pazarlığı lendığinde, Sovyetler'de çıkarılaıı dahil, dün yapıyordu. yajiın tüm altınını Güney Afrikaü De Beers şirKimbilir belki de bu beyaz örtülü masalar, ketinin pazarladığı, fiyatlarını belirlediği gö "ahlak" ile "hayatın gerçekleri" arasındaki rülüyordu. Bu bakımdan Sovyetler, Güney meydan muharebesinin en acımasız cephesiyAfrika ile kaçınılmaz bir ticari ittifak içindey di. Ve belki de Afrika'nın ta kendisi... di. Bu ittifakın boyutları, Sovyetler'in Batı'Güney Afrika Tıcaret Bakanhğı Müsteşarı dan alamadığı bilgisayar yazılım ve donanım Jem Vos bu garip manzarayı şöyle tahlil edilarını Güney Afrika Uzerinden almasına ka yordu. dar uzanıyor, ticaretin boyutları hatta maki"Deneylmlerimiz gösterdi ki hiçbir Insanne ve hammadde alım saiımına kadar genişli lık prenslbl kftr giidUsünttn Uzerine çıkamıyor. yordu. Nitekim Pretoria'da bulunduğumuz örnegin Dogu Avrupa, resmen bizi boykot günlerde, kentte "gayri resmi" bir Sovyet he ediyor, ama fiilen hiçbir sorunumuz yok. Ozel yetinin de bulunduğu haberleri yayılmış, an sektör her zaman bir yolunu buluyor. Örnecak gazetelere haberi yayımlamamaları rica gin siz Zimbabwe'yi resmen yapünmcı ve boyedilmişti. kotçu ulkeler arasında sanabilirsiniz, ama Türklye'nin tavrı Peki Türkiye, Güney Afrika'ya karşı ne tavır almalıydı? Bu soruya yanıt aramaya gerek yoktu; çünkü zaten piyasa dinamikleri bu tavrı çoktan belirlemişti. Güney Afrika geçen yıl Türkiye'ye 110 milyon dolar tutarında fosforik asit, antisit, gübre, kâğıt, asbest, demir cevheri, fiber, sac, tel, çelik, boru, ray, kömür, amonyum sulfat satmış, 45 milyon tutarında da limon, fındık, baharat, pamuk, halı, perde, piston satın almıştı. Güney Afrika hükümeti, Türkiye'yi bir transit kapısı ve Akdeniz havzasındaki en önemli ticaret ortaklarından birisi olarak görüyordu. Bölgedeki diğer ticaret ortağı îsrail'in doğrudan ve açık erişimi olmadığı Ulkelere, Türkiye uzerinden ulaşmayı düşünüyordu. Türkiye'nin burnu dibindeki savaşta, her iki tarafa da mal satabileceği bir diplomasi izlemesi, Güney Afrika Pışişleri Bakanlığı'nda "diplomaük dahilik" şeklinde nitelendiriliyor, "İran'daki rejimle Türkiye'deki rcjlm birbirinden hoşlanmıyor; ama ticaret siıruyor," diyorlardı. Güney Afrika, Körfez Savaşı'nı kendisinin de pay alabileceği bir pasta olarak görüyor ve bunu, Türk şîrketleri Uzerinden yapmak niyetini gizlemiyordu. Ticaret Bakanhğı Müsteşarı Jem Vos, şöyle diyordu: IBM şir'ketii New York Belediyesi'nin''ihalelere alınmama'' tehdıdı karşısında, Güney Afrıka'dan "çekildi". Ancak ayrıntıları ujjrenilemeyen bir anlaşma ile hısselerını Güney Afrıkalı bir şırkete sattı 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle