Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ardı; çok efendi bir adamdı. Çok nazik bir smanlı efendisiydi, Mehmet Ali Bey. Daha >nra ismini duymadım, ama Hoca Ali Rızaın arkadaşıydı... | FOTOROMAN Vay canına... Bakın, özal'ın Teleşovu 250 milyona mal olmuş. OKURDAN Iş kollanyla ilgili araştırma Cumhurıyet Dergi bence de guzel Guzel ama eksikliğini duyduğum bir konu var ki çeşitli meslek ve ış kollarında derınlemesine bir inceleme ve araştırma yapılmadı. Her hafta bir konu derinlemesıne ırdelenebılır, belkı de bir rpportaj şeklinde okuyucuya senlebılır. Örneğin bir madende çalışan ışçılerle, bir torna atölyesınde çalışan işçilerle konu görüşülerek irdelenip eksiklıkler, aksaklıklar, aldıkları ucret, sosyal yaşantılan, çalışma koşulları v.b ıncelenebilır Şiır sayfası da sankı göstermelik denecek kadar yavan. Her hafta ya da ay bir usta şaire yer verilerek kişilığı, sanatı, eserleri örneklenebilir. Bunun yanı sıra günümuz amatör şairlennden gene biri (belli kriterlerden geçirilerek) ornek çalışmalarıyla bırlikte tanıtılabilir. Boyle bir sayfa duzenı getirilse yıl sonunda bu sayialar derlenip toparlanarak ne güzel bir ürün oluşturulur derim. Saygı ve sevgi ve başarı dıleklerimle. FİKRET Ç/Ç£K Ank»n • Akademi'nin Mimarlık tölümü'nü bitirdikten sonra görevli ı/arak gittiğiniz Fransa'da resim ağır <astı; 1953'te galiba... Bize bunlardan 'a bahsedebilir misiniz?.. Tabii efendim; 1953'te gittim; sonunda... /e Fransa'ya ayak bastığım zaman sanırım >cak ayının ya biri ya ikisiydi. Fransa'da guıu gününe iki sene kaldım sayılır. Epeyce çaıştım, resim yaptım. Aslında görevli olarak gitniştim. 1951'de, Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve mar Işleri Proje Bürosu'na girmiştim. Bakanıkça aday gösterilerek, Birleşmiş Milletler burıuyla gittim Fransa'ya 1955'teyurdadönerek, 3akanlık Proje Tanzinı Fen Heyeti Mudurlu£ü'ne atandım. • Daha sonra yeniden Paris'e yttiniz. Fakat bu defa, zaınanında iönmediniz ve görevden alındınız. Resim ağır basmıştı galiba değil mi?.. Evet, 1961'de gene Fransa hükumetinin ASTEF bursuyla prefabrik inşa metotlarını incelemek üzere Fransa'ya gönderildim. Altı aylık bursum vardı. Mukaveleleri, anlaşmalan yapmışız. Üç ay sonıa dönun diye yazı geldi. Dönemem tabii. Inıkân mı var. Ben de kaldım. ly filan bıraktım. Vazifeme de son verdiler, dort sene kaldım böylece. Bir mimarlık burosuna gırdim. Buroda çalışmaya başladım saat hesabı. Saati on franktan, on saat çalışsanız yüz frank... Benim oda kiram zaten seksen franktı. Böyle geçindim... • Resimlerinizde konu bakımından oldukça anlatımcı bir tarz geliştirdiğinizi biliyoruz. Bu anlatıma yönelik üslubu yazıya bağlayabilir miyiz? Yazı çahşmalarınız nasıl başlamıştı?.. Valla, benim dayım vardı, Ahmet Muhlar Bey; Balıkhane müdürüydü. Güzel kütuphanesi vardı. Benim şansım şuuur: Galatasaray'da 4. sınıfa kadar eski yazı okuduk. İsmail Hakkı Bey diye bir hocamız vardı. O bize öğretti. Adını hâlâ rahmetle anarım, çok severim de üstelik, o eski Turkçeyi oğretti. Eski Turkçeyi bildiğim için, dayımın kütüpbanesinde kitaplar vardı, devamlı karıştırırdım. Samatya'da otururdu dayım. Sonra o kütuphaneyi, hanımı, universiteye hediye etti. Aileden gelen bir şey bu tabii. Mesela annem de yazı yazardı. Defterler dolusu yazdığını bilirim. Bazen bize okurdu. Bunlar tabii etkili oldu. Daha sonra yazmaya başladım. İsmail Hakkı Baltacıoglu'nun "Yeni Adam" diye bir dergisi vardı, orada birkaç tane çıktı. Lise sonlarda, Akademi'nin başlarında filandım... mPeki Cihat Bey, kendi kuşağınızın ressamları arasmda kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sanırım daha önceki konuşmalarımzda, "Satmak için resimden taviz vermedim," demiştiniz, Tbviz verenler, piyasanm getirdiği koşullanmalara uyanlar karşısında kendi resminiz için söyleyecekleriniz nelerdir? Bak, burada da 240 milyon diyor. Titiz şiir seçimi Hanidir uzun zaman yazmadım. Ne yapayım işim çok yoğundu. Hem şiiri aramak kolay mı ki. Koşup durmak onun ardı sıra. Bir o kente, bir bu beton yüzlü Ankara 'ya. Bu ara birkaç şiirimi size göndermeye de karar verdim. Ne yalan söyleyeyım. Derginin 57. sayısındaki 'şaırler şiırler' kö'şesinde bir zamanlar size yazdığım mektubumdan birkaç satırı yayımlayınca, yazdıklarımın şiir olmadığı korkusuna kapıldım ve size yazmaya korkar oldum. Tabii ki, yersiz bir korkuydu benımkisi ve geçti, uçtu gıttı işte. Yani 51. sayıda yazdıklarımın şiir olmadığını kendi ağzımla itiraf etmiş olsam bile, y'ıne de vazgeçmedim şiiri arama işımden. Çünkü, biliyorum 'dediğiniz gibi' çalışmalanmın meyvelerini toplayacağım. Kımbilir, belkı toplamaya bile başlamışımdır. Ancak ufak bir eleştirim var. Derginin, 'şairler şiirler' sayfasının yeni düzenlemesı benim ve çevremdekı dostlarımın tepkisıni aldı. Bir de zaman zaman dergıde bu sayfada niteliksiz şiirler yayımlanmakta. Ben, titiz bir şiir seçimi yaptığınızı düşünmekteyım. Ama, böyle aksaklıklar olur ara sıra. Olmasa daha iyi olur. Sevgi ve selamlarımla. BAYRAU BAICI Ankan Politik şovu bırakın. Biz burada moda şovu yapıyoruz. Kazananlar yayımlansın Cumhurıyet Dergı'nin sayın sorumlusu, bu satırları yazmayı arzulamazdım. 1962'den beri okuyucusu olmakla gurur duyduğumuz Cumhurıyet 'in başlandığından ben de BULMACA'shiı çozerim. Son aylarda nasıl değerlendırılıp kura çekiliyorsa hıc kazanamadım Şansa bıraktım1 Ancak kurşun kalem ızi aranıyor, başkalanndan Doğrusunu söylemek gerekiyorsa, benim işim başka. Kimseyi kınamak istemem. Benim işim başka diyorum; çunku bana her zaman mimarlık destek oldu. Yani ParisUe de yaşadığım zaman, ben satmak için resim yapmadım. Desteğim, sırtımı dayayacağım bir yer vardı. Onun için kendi beğendiğimi yapmak fırsatını buldum. Beğendirme endişem olmadı. Bana naif de derler, ekspresyonist de... Ama ben, böyle "bir çekmece"ye girmek istemiyorum. Hiçbir şey için kendimi kısıtlamadım. Her zaman, istediğim şeyi çizdim, o yüzden bağımsız olduğumu, istediğim resmi yaptığımı Ankara'da bir moda gösterisi (Fotoğraflar: RIZA EZER) söyleyebilirim. D aktardığım sanılıyorsa ve bu yuzden kura dışı kalıyorsam bu bir yanılgı! Çünkü bir gün önceden müsvette diyagramı hazırlarım, onda çözumlenm Daha önce iki ankette, özel mektuplanmda da belirttiğim gibı saath.r günler süren, ansiklopedilennı yıpratan uykusuz kalan... "bulmaca hastaları"ndan doğru çözenlerı de bir köşede belirtemez mısıniz? Saygılarımla AZMİ YIUIAZ Nlğda