06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

H A F T A D A N HAFTAYA Mehmed Kemal Seçimlere neler karışmıyor ki Bu seçim yasasına göre, değil bağımsız, partilinin bile seçilip gelmesi olası değildir. Bilmem ne kadar oy baraj olacak, onu da aştıktan sonra gireceksin! Partiler bakalım bu işin üstesinden nasıl gelecekler. Ecevit'e de, Demirel'e de vay vay, boşuna çırpmıyorlar. Bu arada yeraltı dünyasının ünlüleri de seçime soyunuyorlar. incl Baba diye ünlü yeraltı kahramanı kendi adına yazdırdığı naylon torbalarla kampanyayı açtı. Sarı torbaları seçmenlere dağıtırken: "Blzlm torbalarımız kalitell malzemeden üretllmiatir. Kolay kolay dellnmez" diyor. İnci Baba, yeraltı dünyasında uğraş verdiğini de gizlemiyor, açık açık söylüyor. "Artık" diyor, "Yeraltı dünyasının adamı olarak anılmak latamlyorum. Şanlıurfalılar oyları lle benl Mecllse göndererek yer üstüne çıkaracaklar." Bir yanda yeraltı, bir yanda yer üstü. iki cihanda aziz olma değil mi? İnci Baba bunları çekinmeden söylüyor da, öteki yeraltı kahramanları neden susuyorlar? Onlar da nerede, neler çevirdiklerini söyleseler ya!.. İnci Baba kancayı bunlara da takmış, şöyle diyor: "Polltlkacılar blrer fareye benziyor. Fareler peynlrl çok sever. Severler, ama kedlyi gördüklerinde da kaçacak dellk ararlar. Ben da bir kadiylm. Eğer Meclis'e girersem bu faralardan hesap soracağım." Gördünüz mü mafya liderini, neler söylüyor. Her ihale olayından bir parmak tatmaşını becerebilen lider, bu kez gözlerini Meclise dikmiş. işlerin orada daha kolay yönetildiğini biliyor. Vaktiyle Kayseri belediye seçimlerinde kentin külhanbeylerinden Şemsettin Şemsettln de adaylığını koymuştu. Seçilemedi, birkaç oy aldı, ama adını yedi cihana duyurmayı becermişti. Seçim bürolan kuruyor, alanlarda konuşuyor, broşürler dağıtıyor, posterler armağan ediyor. Sonunda anlaşıldı ki partilerin oyunu kırmak için birileri Şemsettin Şemsettin'i ortaya salmışlar. Bir zamanlar yeraltı dünyasının ünlülerinden biriyle içerde yatmıştık. Hapislik bu, insan çabucak ahbap olur. Biz de ahbap olduk. Bir gün şöyle demişti: "Esklden blz, yar üsıündekilerin işine karışmazdık, yar üstündekller da blzlm islmlze karışmazlardı. Blz yaraltında, onlar yer üstünde yasar dururduk. Ancak slmdi Ikimlz de blrblrlmlzln Isine karışır olduk. Onlara yar Ustü dar geldl, yeraltına Indller. Blza yeraltı dar geldl, yer üstüne çıktık. Bu kargaaa ve karmasa ondan gellyor. Artık esrar, kumar, buluşma avleri bizl doyurmuyor. Avantaaını baskalarına bıraktık. Yar Üstündekilere al sat, yap yık az gelmeye basladı. Asağı indller." Şimdi düşünün yeraltındakiler hep birden siyasete soyunsalar ne olur? Halkın arasına karışsalar, partiler için değil de, kendileri için oy istemeye kalkışsalar... Ortalık biraz karışmaz mı, allak bullak olmaz mı? Yer üstündekiler, yeraltındakilerden şimdiye değin seçimlerde yardım isterlerdi. Ama kendileri için isterlerdi. Şimdi yeraltındakiler kendileri için çaba gösterirlerse ne olacaktır? Böyle bir yer değiştirme yüzünden Dündar Kılıç içerde yatmaktadır. Deniyor ki, o onun yerine göz koydu, öteki onun yerine, böylece kabak Dündar Kılıç'ın başına patladı. Herkes dışarı çıktı, bir Dündar Kılıç içerde yatmaktadır. Kimbilir belki de Dündar Kılıç bir şeyi eksik yaptı, bir şeyi de fazla .. Fincancı katırlarını ürküttü, birilerinin tekerine taş koydu, okkanın altına gitti. Külhanbeyliğin raconudur. Berduşlara bakarken, yukardaki majisküllerle de dirsek temasını bırakmayacaksın! Dündar adaylığını koysa ne olur dersiniz? Bir aşiret reisi hapisteyken adaylığını komadı mı? Gene bir aşiret reisi parti değiştirince veto edilmedi mi? Tarikat reisleri nerelerde? Şimdi kimleri bıraktılar kimleri tutuyorlar. Kimine Nakşibendi diyorlar yadsımıyor kimine Süleymancı diyorlar, gülüyor. Tarikat reisleri yeraltından yer üstüne çıkmaya başlamadı mı? Seçimlere bırakın hilenin karışmasını, hileden başka neler karışmıyor... D ŞAİRLER SlİRtER Canı gönülden Benim zulamda bir demet çiçek var acılanmış çocuklara armağan bir gün verilecek. Benim penceremdeki parmaklıklar blma ağacından, arasından gün sızıyor gözlerime ve odağımda duran ukteye. Çocukluksuz bir yaşamın tam ortasındaki hiçlikte bir ağız var, suskun. gözleı var, O'na ait ve hep bakar Ellerim dolup taşsın her bir anıyla kıyamadığım çocukluğumdan kalan ve O'na sunayım, gözü yaşsız kalsın artık! (sadece... yere düştüğü için ağlasın) Benim zulamda unutulmuş bir sayfa var b'r benim unutmadığım O'na yadigâr... bir gün sunacağım. Sayfa bir beyaz bulut tüm ağırlıklarıncefaların ve ezalarınufalanıp tebeşir tozu gibi üflendiği tertemiz bir sayfa, umut yüklü. Benim zulam, sevgili soğuk değil taşları... NİLÜFER ÇALIŞIR leyzen Tevfik eyzen Tevfik, genç yaşta edindiği rıünü, keskin yergi ve küfürleri, ,anından hiç eksik etmediği neyi, dilden ıle dolaşan nükte veHıkralarıyla birlikte ;araylarla tımarhaneler, köşklerle ..öplükler arasında akıp giden hayatının, renkli kişiliğinin ardı sıra, yarım yüzyıl ':oyunca sürükledı." Alpay Kabacalı kapsamlı bir çalışma ıçinde Neyzen Tevfik'ın hayatı, kişiliği ve sanatını anlatırken söylüyor bunları. Güç bir işi başarmış Alpay Kabacalı. Neyzen Tevfik'ın hayatını anlatırken onun kişiliğini, görüş ve inanışlarını dile getirdiği gibi nükte ve ve fıkralarını da toplamış. Kitabın sonuna ayrıca bir kaynakça eklemiş. Bu daracık yerde kitabı bütün boyutlarıyla tanıtmanın olanağı yok. Ama okunup üzerinde düşünülmesi gerekli bir çalışma. PABLO PICASSO Avignonlu Genç Kızlar Tutku Ne zaman tertemiz bir alın düşerse yere Hırsından çatlardı toprak Yekinir sarsılırdı utanırdı kendinden Yer gök kaynaşır Boşahrdı bulutlar Mor dikenler çözerdi zincirlerini Boyanırdı gelıncikler zulümla ve kanla özgürlük olup yükselirken göğe bir avuç toprak Çağıl çağıl akardı Tutkulaşırdı yüreklerde insanca yaşamak... BEDİHE ŞİMŞEK İhtimal ile ihtilal hiç olmadık yerlehn kaçışı silahsız ve bakışsız izdüşümüdür anılann anekdot yarası bir biz biliriz türküsünü ihtimalin bir de kör çocuklann ölümlü dağınıklığı kendimizin şairiyiz başkalannın gurbetinde gölgeler kovalayıcısı bir biz biliriz türküsünü ihtilalin bir de ölümlü çocuklann kör dağınıklığı RÜSTEM ASLAN Islığı günün! Gömmedim, Orda çırılçıplak Bir güneş gibi yanmasını sürdürüyor Kendi ışıkları içinde, Ve benim iç aydınlığımın ortasında. Unutulmuş kuşlar geçiyor üstünden Arta kalan ne varsa. Ortaya çıkıyor yavaş yavaş Gülümseyen günün yeni ıslığı Senin çaldığın MUZAFFER KALE IKILIK' Daldan dala seken gönlüm serçe mi, Yaktı beni Kel Ali'nin perçemi (Neyzen Tevfik) 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle