03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Günümüzün 'zehir hafiyeleri' beyaz gömlekli ağımızın cn büyük korkusu: Suçluluğun giderek artması. Güvenlik sorunu büyük bır çıkmazda. Işlenen suçlar, toplumu her yönden etkiliyor, seçımlerı btle tehdit cdiyor. Karmaşık cinayetlerin çözümlenmesinde, artık "zehir hafiyeler"e gerek yok. Psikiyatrlar, moleküler biyoloji uzmanları, ellerindeki modern araç gereçlerle en amansız katillerin peşinde... Bilim adamlan da bugüne dek suçlularla böylesine yoğun biçimde ilgilenmemişlerdi. Bir örnek verelim: "ABD Başkanı Reagan'a suikast girişimındc bulunan John Hlnckley, beynindcki bozukluk belirtilerini algılayan "scanner" denilen elektrikli mikroskopla incelenmiş, en hassas deneylerden geçirilmiştı. Hill Side cinayetlerınin suçlusu Kenneth Bianchi ise birden fazla kışiliği olanları inceleyen psikiyatristlerın tartışma konusu oldu. Dolunay sırasında cinayet işleyenler üzerine çeşitli dergilerde makaleler yayımlanıyor. Kadınlann âdet günlerinden önce ışledikleri cınayetler de tıp ve hukuk alanında, suçlu sayılıp sayılamayacakları hususunda tartışmalara yol açıyor. Biyoloji dalındakı gelişmeler suç olayına başka bir bakış açısı getiriyor. Suçluluk olayı, sadece toplumun olumsuz etkilerinin sonucu olarak değil de, insan yapısının gerçekte ne olduğu incelenerek ele alınıyor. Kriminalistik denilen yeni bir bilim dalı ıse suçlu üzerınde değil de işlediği suç üzerinde inceleme yapıyor. Balistikten tutun da dijital aygıtlarla algılanan ızlere kadar uzanan bir araştırma alanı olan bu bilim dalı, büyük gelişmeler kaydetmekte. Pek a/ bilinen entomokriminoloji (böceklerle uğraşan kriminoloji dalı) alanında ise umulmadık başarılarla karşılaşıyoruz. Ruxton Olayı'nı örnek alabiliriz. 1935'de lskoçya'da bir hendeğin dibinde birkaç ceset artığı bulunmuştu. Edinburg Universitesi profesörlerinden Sir Sidney Smith, cesetlerin üzerinde bazı kurtlara rastladı. Profesör bu larvaların oluşma sürecini hesap ederek kurbanların ölüm tarihıni saptamayı başardı. Soruşturmayı yürütenler bu noktadan hareket ederek cesetlerin kimliğini bulmakta gecikmediler. Dr. Ruxton'ın da itirafı üzerine, cesetlerin Dr. Ruxton'ın karısına ve hi7metçisine ait oldukları anlaşıldı. Belirli yerlerde yaşayan bu kurtçukların bir ceset üzerinde bulunması önemli birer cinayet tanığı olmalarına yol açıyor. Fınlandıyalı Prof. Pekka Nuoverta, ölü bulunan bir kadının TürkiyeL den geldiğini bu yoldan kanıtladı. Çünkü cesedin üzerinde bulunan kurtçuklarda çok az miktarda cıvaya rastlanmıştı. Bu da ölen kadının çevre kirliliğinden azetkilenmiş bir bölgeden geldiğini belirtiyordu. Antropoloji kriminel dıye bılınen oldukça eskı bır bilim dalı da, insan artıklarını inceleyerek genlerin tahlili sonucu, kimliklerini saptayabiliyor. Kan gruplarının ve bazı kan moleküllcrinin incelenmesı sonucu genetik kimlik tespiti yapılarak, kriminolojik bulgulara varıhyor. Dijital araçlarla yapılan bu deneyler yüzde 99.9 doğru sonuç veriyor. Ancak bu yöntemin de sınırları var. örneğin birkaç haftalık kan artıkları bazı niteliklerini yitirmiş olacağından kesin sonuçlara varılamıyor kimi zaman. Burada bütün sorun kalıtımı belirleyen molekülün (A.D.N.) dijital izlerini algılamakta. Moleküler biyoloji sayesinde mutlak ve kesin sonuçlara vanlabiliyor. Genetikçi Alec Jeffreys bu konuda kesin konuşuyor: "A.n.N.nin dijital izleri, biyolojik kriminoloji alanında bir çıgır açacaktır. Özellikle ırza fazlalık olmasıdır. Suç kromozomu diye adlandırılan bu kromozom, kişinin suça yatkınlığını artırıyor. Yeniay ve dolunay sırasında bir de geceleri artan stres hormonları (A.C.T.H.) ve melatonine, suçlunun, özellikle bu dönemler sırasında kuvvetli bir hormonal baskı altında olduğunu gösteriyor. Suçlular üzerindeki modern nörofizyolojik araştırmalar, beyinle ilgili organik bozuklukların, davranış bozukluklarına yol açıp açamayacaklarını saptamak ıçin yapılıyor. özetlemek gerekirse, davranış bozukluklannın çeşitli nedenleri var. Kişisel, kolektif, biyolojik ve kültürel faktörler toplamı, ınsanların normal ya da sapık davranış çeşitlerini biçimliyor. Kişinin ruhsal bütünlüğünü koruması, beyninin uyumlu çalışmasına ve ortama uyum sağlama yeteneğine bağlı. Suçlularda sık sık görülen şiddetlı nöropsıkiyatrik bozukluklar, çoğu zaman, büyük bir olasıklıkla, çocuklukta geçirilen organik bir beyin rahatsızlığından kaynaklanıyor. Nörobiyologların, gelecekte bu hastalığın teşhis ve tedavisinde ve her şeyden önce önlenmesinde bize yardımcı olacakları kuşkusuz..Biyolojik ve tıbbi araştırmalar sadece bir facianın açıklanmasını sağlamakla kalmıyor, gelecek için bıze umut da veriyor. D Federal Almanya'mn Wlesbaden kentindeki BundesKriminalamt Laboratuvarlannda, Federal Alman poltsi ve Interpol, Işblrllğl içinde çalifiyorlar. 3385 teknlsyen ve uzmanın çaliftığı bu laboratuvarlarda, getişmiş elektronik mikroskoplar kullamlıyor. Bir kurşunun üzerinde, gozle ve sıradan bir mikroskopla görulemeyen izler, ekranda en ince aynntmna kadar izlenebiliyor. Kriminoloji uzmanlarının kuUandıklan araç gereç buyuk bir çesitlilik göstermekte Butun bu malzeme, uua caiuilarm iyi donarılmif çantalarını anımsatıyor. geçmekten sanık kişilerin kimliğinin saptanması konusunda"... Jeffreys saç, kan ya da sperma gibi en küçük biyolojik artıkların üzerindeki kalıtımsal materyalı çok hassas bir aletle inceleyerek A.D.N.'yi saptayabıliyor. Bu materyal son derece değişken olduğu gibi insandan ınsana da farklılık gösteriyor. Burada yanılma şansı, kan gruplarının tahlilinde olduğu gibi binde bir değil, yüz milyarda birdir. Bu da sonucun kesin ve mutlak olduğunu gösteriyor. Bu yöntem en çok kriminoloji alanında başarılı olmakta. En küçük bir sperma artığı, ırza geçmekten sanık kişinin kimliğini kesin olarak ortaya koyuyor. Burada tek sorun, bu yöntemin bugün için ancak olağanüstü uzmanlaşma gösteren laboratuvarlarda uygulanabilir olması. Sistematik uygulamaya geçilebilmesi de zaman istiyor. Suç dürtüsü frenlenebilir mi? İnsan yapısındaki genetik eksiklikler, şiddet dürtülerini denetlemeyi engelleyebilir. Bu tıpkı, motoru ambale olmuş bir arabanın frenlerınin tutmamasına benzer. Suç unsurunu kromozomlarda aramak gc rekir mı? Kopenhag Üniversitesi'nden Karl O.Christiansen'e göre, aynı yumurtadan çıkan gerçek ikizlerde (monozygotes) suça yatkınhk, ayn yumurtadan çıkan diğer ikizlere (dizygotes) kıyasla iki kat fazladır. Bu da genetik faktörlerin önemını gösteriyor. Chnstıansen, "Kalıtım ve çevre sürekli olarak birbirini dinamik bir biçimde etkiler, kişiyi suç islemeye tahrik eder, davranışlannı biçimler" diyor. Bozuk davranışları destekleyen bir diğer faktör de, kişinin seksüel kromozomlarında bir İnsan yapısındaki genetik eksiküklerin, şiddet durtulerini denetlemeyi engellediğini belirten uzman psikiyatrlardan biri de Dr. Michel Binizech. Fransa'nın Bordeaux kentindeki CharlesPerrens Kriminoloji Laboratuvarlannda çalısmalarım sürdüren Dr. Binizech, akıl hastast katiller üzerinde incelemeler yapıyor. 2A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle