Katalog

Sayfamızın adı UstUnde: "Şairler... ŞUrier..." Üç ay gibi kısa bir sürede 60'a yakın şairin ürünlerini yayımladık. Ilk sayımızda da belirtmiştik. Sayfamız ünlüünsüz, gençyaşlı, okurokumaz bütün şairlerimize açık. Yeter ki elimize ulaşan ürünler belli bir estetik bcğeniyi, şiirsel güzelligi, kısacası şiiri "şilr" yapan öğeleri taşıyabilsin. Kimi okurlarımız, iş olsun diye, Ben de lşte bir tane şilr yazdım, n'olur yayımlayın" havasında. Böyle diyenler, kendilerini " j a l r " olarak kabul ediyorlarsa, onlann da UrUnlcrini yayımlayacaglz. Şaka bir yana bizce önemli olan, şiirle saghklı bir iletişim kurabilmek. Yazarken de, yayımlarken de "şiir"in ilgi alanının uzağına dUşmemeye çalışmak. Elimizde, yayımladığımız kadar bir dosya dolusu şiir bekliyor. Bu da sayfamızın şiire uğraş verenlerle sağlam bir iletişim kurduğunun kanıtı sayılması gerekmez mi? i o o <D t/V Yurdumun Şiir Defteri Yurdum, işte senin şiir defterin Rüzgârlı bir yaprak koydum arasına Görüşme gttnlerinden gelirken Yolda bir ağaçtan koparmıştım O kadar çok isterdim ki yurdum Bir de senin şiir defterinin arasına Çocukların ayak seslerini koymayı Ve altına her birinin adresini yazmayı AbdUlkadir Bulut Abdülkadir Bulut, 1943 yılında Anamur'un Akine köyünde doğdu. Şiire 1960'ta başladı. Milliyet Sanat Dergisi'nce açılan " 1 9 7 4 ' U B En Basanlı Genç Şalri" yarışmasında ilgîyi çekti.Şiirlerini, Scn Tek Başına Detllsln, Acüar Ynrdumdur, Kahvecl Güzeli, Yakımlar, Göıyiflan da Çlçek Açar ve Yurdumun Silr Defleri adlı kitaDİarında toçladı. 8 Aftustos 198S'te Anamur'da geçirdiği bir trafik kazası sonucu. Renc yasta aramızdan ayrıldı. Bulut'u ölümünün 1. yılında son kitabından aldığımız bir şiiriyle anıyoruz. Yetmiyor ki Doyurmuyor artık beni bu memeler Kardeşliği emdiğim süt Açlığına durduğum, zaman Cıvtltısıyla seviştiğim kuş Dur susma konuş Doyurmuyor bu sevgiler Yetmiyor sevdan güzelim Daldaki çiçekler En yeni buluş Dur gitme vuruş Sofrası Nasıl Kurulur "8 Ferruh Doğan dostum geçende telefon etti, "Bak, sana bir şiir okuyacağım." dedi, bizim Dergi'den okudu: Şu akşamüstleri çok gaddar Çilingir soframız hazırdır şimdi İki tek votka biler bizi dinleniriz Sonra akşam olsun varsın buruşsun sular Şair çilingir sofrasından söz ediyor, ardından iki tek votka diyordu. "Şu gençler," dedi Ferruh Doğan "Çilingir sofrasının ne olduğunu bir türlü öğrenemeyecekler. Bir yandan votka, bir yandan çilingir sofrası olur mu hiç? Bunu ancak sana anlatabilirim diye telefon ediyorum. Rahmetli Ataç sağ olsa da bunu okusa, 'Çilingir sofrasında votka içersen, limonu çok koymuş olursun, sular da, yüzün de buruşur' derdi." Ne diyeyim hakkı vardı Ferruh Doğan'ın. Bunu birkaç şairin önünde anlatacak oldum. Genç şairlerden biri ne dese beğenirsinız? "Çilingir sofrasında votka olmaz mı? Olursa ne çıkar?" Elbette şaırden şaire geçerken Metin Eloğlu'nun "Çilingir Sofrası" düştü. Hadi, dedim, şu şiiri şuraya aktarayım: Bu zıkkımın yanında Arnavutciğeri ister, bir Çiroz salatası ister, iki Cacık ister, üç Adalet, müsavat, hürriyet demeye Sadece yürek ister İçkiden iyi anlayan, yaşamı boyunca keyifle içen Metin Eloğlu, çilingir sofrasında neler bulunacağını belirtmek istiyordu. Bilir ki, rakı baş konuktur, ötekiler ardından gelir. Daha doğrusu, çilingir sofrasında rakı konuk değil, ev sahibidir. Kimileri der ki, bunca sorun ortadayken her şey geldi çilingir sofrasına mı dayandı? Her şeyin başında yanlış yapılmamalıdır. İşin başına yanlış girdi mi, öteki yanlışlar da çorap söküğü gibi gelir Neden çilingir sofrasını bilmiyorlar, neden şaşırıyorlar? Sanatçıların, yazarların, çizerlerin sürekli olarak gittikleri barlar var, orda rakı ayakta fındık fıstıkla içiliyor. Bundan olacak, genç içkiciler tezgâh başındaki içkiyi çilingir sofrası sanıyorlar. Yanılgı da sanırım burdan geliyor. Metin Eloğlu'nun var ya, Cahit Sıtkı'nın da 1945'lerde yazdığı "Otur ki, sandalye hatırlasın/Sandalye olduğunu" diyerek başlayan Çilingir Sofrası adlı bir şiiri vardır, bir de ünlü Abbas! Ne der Abbas da: Haydi Abbas, vakit tamam Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı, Şu ağacın gölgesinde olsun; * tam kenarında havuzun. Bu, akşam rakısına övgüdür; öğle rakılarını çilingir sofrasını bilmeyene nasıl anlatacağız? n Nihat Kunuer En güzel aşk yanlışlar üzerine kurulmuş ömrüm günlüğü erken inen akşamlarda yırtıldı cesur bir çocuktu oysa resimlere durduğumuz kızlara karşı ürkek rüzgârlar değiyor alnıma takvimlerin son yaprağında umarsız ürkekleşen anılar her akşamı hesaplıyorum kanatlarından düşürmek için acıları sessizliğime katılan bir kentim sevinçlerim kimsesiz trenler gibi uzak bozkırlar yığılıyor ayaklarıma yürüyorum yeniden yaşanmamış günleri her şeyin direnmek olduğunu kırık hüzünlerle terkedildiğim sevgililer öğretti durma o en güzel aşkı da geç çoğalan yalnızlıklar olsa da dönüp gelecek ömrün vurulmuş sevdalarda Aydın Şimşek Türkülerin dilerim düşmez bir daha aşkla büyümüş kuytularda karanlığa yıldız düşüren özü bahar türkülerin dibi görülmeyen kör kuyulara. türkülerin yüzyıllardan bu yana Özeti hayatımızın. Abdullah tlter Duvarlar Belki saydam belki görünmezdirler ama vardırlar Karşılaştığınızda anlarsınız ki duvardırlar Bu duvar beyazdır Bu duvar mavi bu sarı Bu duvar ağlama duvan Bu duvarlarda hâlâ eskî şarkıların yankılan Duvarlar sağır duvarlar dilsiz Bilmezsiniz kahredici yalntzlığmda gecenin tnsamn üstüne nasıl yıkılır duvarlar bilmezsiniz Duvarlar uykusuz gecelerin tanığı can yoldaşı Duvarlar damla damla ılık ılık gözyaşı Duvarlar taşıyla toprağıyla biz Duvarlar acımız sevindmiz Duvarlar alın yazımız Duvarlar acı gerçek Belki bir duvar dibinde başladı hayatımız Kimbilir belki de bir duvar dibinde bitecek. Sevişmek Koyunlar, dağkeçileri ve sevişmek Ağaçlar, orman ve sevişmek Dostluklar, söyleşiler ve sevişmek Nazım'ı okumak, Mozart'ı dinlemek ve sevişmek Sevebilmek, sevdiğine sevgini söyleyememek ve sevişmek Sevişmek, yaşamla ve senle ve de yalnızltğımla Suha Ekinci Yavuz Bayram 19