Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
koltuğun tam karşısında, duvarı boydan boya kaplayan Zehra Bilir'in gençlik resmi asılı. Evet genclık resmı anıa, söylc bır bakınca da karşını/daki ınsanda benzer çızgileri hemen yakalayıveriyorsunu? kolaycana... Sahnelerden ınelı yıllar olmuş, aına aradan geçen yıllar orıa fa/la bır scy yapmamış: Camı yıkılmı^ kuşkusıı/, ancak nnhrap yerinde. Orta yaşlı bır hanımetendı kimlığınde 1 gflrünuyor Duvardakı rcsımlerden ikisi, özellikle dikkati çekiyor Bıri Zckı Muren'in, oteki (hepsiııden yukaııya asılınıs) Ismct Paşa'nın... llk soıunun kıvıleımı yarııp sönüyoı o an: Zehra Hanım'ın, lsmet Pa>a ıle bıı anısı olmalı mııtlaka Onun devrinde sahneye çıkmış, unlenmis bir sanatçı. Ama yanılmısız... o Önce mendilim 1görünürdü sahnede Ben Müzeyyen'le münavebeli çıkardım... O şarkılarını bitirir, türküye geçer, ben de türküsüne iştirak ederek sahneye girerdim. Kıskançhk diye bir şey yoktu... ürkıye, şımdıki Türkıye değıldi... "Ikinci Cihan Harbi" denilen o büyük yangının kıyiMndaydık; ateş sıçradı sıçrayacak gibiydi hanemize... Sıyaset çeşmesinin başında tek parti; onun da başında, diplomasi kurdu, Milli Şef lsmet Paşa vardı... Ne Türkiye bugünkü Türkiye, ne de Istanbul şimdiki lstanbııl... Yangın bize sıçramamıştı ama, cihan yangınının ıtfaıye şefleri lsmet Paşa'yı eteğındcn vekıyor; Mchnıetçık, Batı Trakyada geceli gündü/lü alesta bekliyordu; içerde bir kıtlık kıyamet yaşanıyordu; karaborsacılar, kaçakçılar, fırsat duşkünleri, kan emıciler kol gezıyordu... Çanakkale'de, Yemen'de, Milli Mucadele'de can verenlerin acısı gonullerden sılinmemişken daha, evlerin bel dıreğı gen<; erkekler otuz altı aylığına askere alınmışlar; gende kalan yaşlılar, kadınlar ve çocuklar, bir lokma kara ekmeğin derdine, veremin, sıtmanın pençesine du^muşlerdir... Dönem, Ikınci Cihan Harbi yıllarıdır. Kıtlık, kıyamet ve komşudan sıçrayacak yangın tehlikesıne karşılık, butün bu olumsuz koşulların rağmına, hayat sürüp gıtmektedir... Turkuler söylenmekte, çalgılar çalınmakta; gazınolar, şarkılı kahveler, karartma gecelerine inat her akşam açmaktadır kapılarmı, sahnelerini... Gramofonlarda taş plaklar dönmekte, yeşil lambalı radyolar çalınmakta; Sıvas üstünden tstanbul'a gelen kara trenlerde eli kulağa atıp gurbet hava T ları söylenmektedir. Istanbul sahnelerinde Hamiyet, Perihan, Safiye, Mualla, Müzeyyen ve Zehra başı çekmekte; ardından Malatyalı Fahrı, Şadan Adanalı, Abdullah Yüce, Diyarbakırh Celal vb. gelmektedir. Ya gazinocular, Istanbul'un gazinoları? Novotniler, Kristaller, Kücük Çiftlikler, Gulhane Parkı, Çakıl, Salacak, Kartal, Çubuklu gazinoları... Işte o yillann, o gazınolann, o tüıkülerin, o memleket havasının içınden geçıp gelen, dönemin assolisti Zehra Bilir'le bu konu etrafında konuşuyoruz. Zehra Hanım'ın 1. Levent'teki bahçeli, ikı kath evinin salonundayız. Bahçede elma ve nar ağaçlan. Loş, derin, günün her saatinde ınsana sabah duygusu veren salonun duvarlarını resınıler süslüyor. Oturduğumuz "Hayır" diyor Zehra Bilir, "lsmet Paşa ile hiçbir anım olmadı. Onu hıç gazınolarda görmedım. Gıttığım de duymadım. Olduysa bile, ben bılmıyorum. Bir kez Celâl Bayar'a rasılamıştım galiba Uzaktan... O kadar... Bizım zamanımızın devlet adamları resmi duruılardı. Ya da bana öylc gelırdı, bılemıyorum..;' Ama Ataturk, sanal insanlanyla, muzikle çok yakından ilgilcnirdi biliyorsunuz. Hatta (ürif/en Asını Bey'den ney dersi aldıgı bile soylenir; galiba Safiye Ayla soylemişti bunu... adamlar iş konuşmaya geliyorlar. tşini işyerinde konuşygazinoya müzik dinlemeye gel, değil mi ama?.. "Doğrudur da... Ataturk başka... Ben kendi dönemimdekılerde bu ilgıyı görmedim" Size donelim islcrseniz... Miıziğe olan ilgini/ nasıl başladı? O yıllarda sahneye çıkmak kolay bir iş değildir mutlaka; çevreniz nasıl karşıladı ? JU gazinolara. Orada en çoktandır gitmiyorum Eski günlerin amlarım yadetmek için en iyiyol, 1940'lann tafplaklannı dinlemek... Bir zamanlar gramofonlarda dönen taş plakları... 6