Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Geçen yazılarımızın bırınde, "Şiirin kimligi kadar şairin kimligi de onemli" dıye bır söz kullanmıştık Bır kez daha bu sözün üzerınde durmak ıstıyoruz Çün kü çoğu şaırımız bu sözün anlamını kavramış değıl Daha düz söylersek, şıır kadar şaırın de, yanı şıırı yazanın da kımlığı önemlı değıl mı 9 öy leyse nıye adımızı, kımlığıtnızı saklayalım? Bırakalım o şıırler anı defterlerının sararmış sayfalarında kalsın Okur önüne çıkarmaya ne gerek var 7 Şunu söylemek ıstıyoruz Dergı'ye şıır gönderen kı rnı sdirler adlarını ve adreslerını belırtmıyorlar Kımı yalnızca ad ve soyadının ılk harfını yazmakla yeiınıyor Sankı o şıırı korkarak, sorumluluktan kavarak, daha doğrusu bılıncı ve yureğıyle oluşturduğu urunüne sahıpçıkmamagıbı bır duygu ıı,ınde Dergı olarak hem şurın hem şaırın kımlığını önemseyen bır tavrın yanındayız Şımdıye kadar olduğu gıbı bundan sonra da adı ve adresı belırtılmeyen şıırlere Dergı'de yer vermeyeceğımızı bır kez daha anımsatıyor, şaırle rımızı urunlerının sorumluluğuna sahıp çıkmaya çağırıyoruz i Io Askerlik Anıları Mustafa Ekmekçı kardeşımız, sırası duştukçe, askerlik anılarını dıle getırıyor Hele Ismaıl'ı çok guzel anlattı Askerlik anılarını kaleme alan yazarlardan söz ederken Azız Nesın, Rıfat llgaz, Uğur Mumcu'yıı anıyor da nedense Mehmet Başaranı, Samım Kocagöz'u, bendenlzi unutmuşluktan gelıyor Unutmuşluktan dıyorum, çunku yazdığımızı çok lyı bılir Benım, butunuyie askerlıkten ve kışladan söz eden "Surgun Alayı" adlı romanım 'Yonı Ortam' gazetesınde yayımlanırken, Ekmekçı gazetenın Ankara muhabiri, Uğur Mumcu da istanbul'da genel yayın muduruydu Gazete ıçın bır soruşturma açılacağını bıze gununden önce eksık olmasın Ekmekçı haber vermıştı Bız de ışkıllenılen yerlerını çıkarmıştık Sonunda 'Surgun Alayı' kıtap olarak çıktı Hem gazetedekı yazılar ıçın hem de kıtap ıçın dava açıldı Rahmetlı Orhan Apaydın savunucumuzdu Bılirkişı suç olmadığını bıldırınce iki yıl suren dava sonunda aklandık Askerlıkten açılınca, herkesın anısı vardır Eskıler, 'Altı ay askerlik yaparlar, altı yıl anlatırlar' der Gerçekten de öyledır Kıminle askerlıkten açsanız söylıyecek blr şeyı bulunur "Bana sataşacak olan yüzbaşıya döndüm, dedlm kl, 'Bak yuzbaşım, ben senın bıldığın adamlardan değıllm' dedım Yuzüne şöyle bır ters baktım, bır daha bana elleşemeaı" Ne yuzbfşıya bunları söylemıştır, ne de sert bakabılmıştır Ama anılar dıle geldığınde duşlediği gibı anlatacaktır Bırını de ben anlatayım iskenderun'un Belan yaylasında askerlik yapıyoruz Hem subaylar hem de erat yaylaya çıkmış oluyor Bılındığı gıbı iskenderun çok sıcak Kırıkhan, Belan'a bır saat çekmez Otobuse atlayıp, Kırıkhan'a gıttım Sevgılı dostum Osman Çay orda savcı Kebaplar, lahmacunlar yaptıracak, yanında da buz gıbi rakı Bıraz ıçeceğız, ben de akşama döneceğım Islâhıye'den, çayırdan gelen bır ınzıbat benı orda görmez mı? Tepeme dıkıldı, "Izln kağıdın?" "Yak " dedim "öyle ıse düş önume " Getırdı benı usteğmene teslim ettl O da önüne kattı Yuruto yurute Kırıkhan'dan Belan'a değın beni getlrdı Böluk komutanına verdı Başladı yuzbaşı, "Ben şlmdı ne yapacağım? Ben şımdl ne yapacağım?" demeye Neden mı? Efendım bız solcu tanınıyoruz ya, ızınsız de Kırıkhan'a gıtmışız ya, albay ne dıyecek? Bır çadırda tutukladılar Pazartesı albay geldi Herhalde benı anlatmış olacaklar, karşısına diktıler "Ne yapıyordun Kırıkhan'da?" Olduğu gıbı anlattım Bır savcı arkadaşım var da, ona rakı ıçmeğe gıttım de, üsteğmen de beni orada gördu de, alıp yurüte yürüte alaya getırdı Bır usteğmene baktı, bır bana "Yuruttuğun içln bu zaten cezasını bulmuş Bırakın gıtsın bölüğüne " dedi Babacan bır adamdı Rasım AlbayI.. D ü o Üç kişi Vç kışıydıler ağaıa yapışık Bırı ekmeğını yıyordu ötekı su ıçıyordu Sonuncunun gözlerınde dalgın bır ışık Mehmel Ali Ogan •ü o Kışkırt beni aşkla Kayalardan sızan sular gıbı Jncır damarlarından yosun renklerınden Kavaların göğsunu susleyen kekıkler gıbı Nar çıçeklerı bal rengınden olsun Gözlerı çam rengınden olsun Sevgılım olsun hayai Fırtına ağzında esen ılık ruzgârım Badem çıçeklerı gıbı taze Eskıye bağlanırım köklenmle Yoğursun benı hamur gıbı Dayanıklı kılsın akan sular Kıvılcımların alevı olsun şıırım Su damarım kan damarım Kızkardeşım olsun hayat sevgılım Pembe şeftalı çıçeklerı bahara ayardır Dağtlsm suskunluğuma Çıglıklar atan hayalarıma Flbet bır dıyeceğı vardır Halkımın da ey sevgılım Hayata kışkırt benı aşkla Aşkla sorgula hayatı Nedır çıçeğı ezen dünyada Nedır ufku ağartan öğrenmek ısterım Kım can verıyor hayata Sabaha kımdır geceyı zorlayan Sevgılım hayat, boncuklu gete Çıçeklı papatya Ha§an Varol Herhangi bir günün şiiri C osar t>onlum vururum dağlara Yagmur \agar ıslanırım Kır çıçeklerı unutturur dertlerımı Toprak kokusu dolar tığerıme Cıgaramı atarım Se\da gıımez başımdan Yar gelmez vanıma Aglarım çocuklar gıbı Yaşlar alınlerı olur yanaklarımda Ben acemı şaır Şıır vazarım Çocukluğumun geçtığı topraklarda Ote yanda mapusta yatar kardeşlenm Yıtırdım actlarımdan gayrısmı GörOlmüştürler olağanlaştı yaşamımda Ben acemı şaır Şıır yazarım coşarım Yardan mektup gelır ağlarım Ijerif Tenııırtaş ' Geceleyin ucuz mutluhık arayışı kuçıik yıldız Sen de benım gıbı yapayalnızsın Sıktştp kalmışsın bu pencerenın ıçıne Dur, sana dışarıdan bakayım da, Kavus özgürlıiğüne Turgııı Bundırmalı Küçıik pencereden Tutsak yıldız ışıldayan Gıinlerın omuzuna çökerken karanlık Boynu bUkıik bır deste menekşeye Can verır gıbı yenıden bır bardak suda Unutup çelığe nakşedılmışlığını hüznümun Bır demlı çayda Bır eskı fotoğrafta Şahlandırıp dıiş atımı Dbnmek ısterım Çocukluğumun gıizel günlerıne Fakat boşuna Karanlık gecelerıme Serpmek ıstedığım pembelık Bır damla guzyaşt olur Akar gurbet gecelerımın kör karanlığına Artık çocukluğumun gıizel gtysılerı Dar gelıyor gençlığımın dert yığmına Yıne özlem harmanı kabarır durur Yıne yureğım çılgın bır denız Kıytya hep yoksulluk Hep yalmzlık Hep gurbetlık vurur Bozan Yatnan Edip Cansever'e ağıt Toplayın ayrık otlarını Acıtmasın parmaklarınt "Yerçekımlı KaranfıV'ı vardı Süsterdı "Otel" odalarını Toplayın ayrık otlarını Doldurmasın "Umutsuzlar Parkı"nı Anladık altmış beş gun kalmıştı Beklıyordu "Ağustos" ayını Toplayın ayrık otlarını Unutmayın kalanın "Sonrası"nı "Antıgone"u, "Yakub"u, "Ruhı bey"ı Ve "Bezık Oynayan Kadınlar"ını Toplayın ayrık otlarını tstanbul'un "Bohem"ını, "Çıçek Kadınlı erkeklı gezecekler "Şıır dolduracak konularını" Pasajı"nı Toplayın ayrık otlarını "Kentler de ınsanlar gıbı yaşlamyor" "Insan gıdıyor, kent kalıyor" Bırakıyor anılarını Mehtnet Cetnil Ugurlu 23