Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bayan Agutna, Marcosb karp kazandığı zaferin taduıı gazeteciierk paylaştığı Uk saatlerde... Derleyetv NAZIM GÜVENÇ u günlerde 50. yıldönümünü andığımız tspanya rç Savaşı sırasında faşist Francocuların dünya siyaset literatürüne kazandırdıkları bir kavram vardır. "Beşind kuvvet olarak basın". Cumhuriyetçileri Madrid'de 4 koldan kuşatmış olduklanna değincn gazeteciye Franco'nun yanıtı şu olmuştu: "Hayır beş koldan. Cumhuriyetçilere karsı olan basın da 'bcşınci kol'dur. Formül çok tuttu. Giderek iktidarlar, tabii kendilerine muhalif basını, hele yabancı güçlerle işbirliği içinde göstermek istediklerınde suçlayıcı, aşağılayıcı bir dille "beşinci kol" olarak nıteler oldulaı. Ama zamanla sıcaklı, soğuklu savaş ortamı gerıde kaldıkça bu formul bir parça biçım değiştirerek basın adına olumlu bir içerik kazandı. özgür basının demukratık toplumlardaki rolü, işlevi belirlilirken basının "beşinci kuvvet" olduğu vurgulandı. Ister "beşincı kol", ıster "beşincı kuvvet" densin, basın özgürlüğünun olduğu, yani ga zetecilerin devlet görevlisi olnıadıkları ya da devlet görevlilerinin denetımi altında bulunmadıkları toplumlarda basının siyasal yaşam içındeki, daha kesın bir deyişle siyasal mücadelc ıçındckı ycrı vc rolü ağırlık kazandı. Bu durumun canlı bir örneğine Fılipınler'de tanık olduk. Ammsanacağı gibı, bu yılın başında Filipinler'de seçim kampanyası vardı. 7 şubatta yapılan başkanlık seçiminde, bir yanda, ülkenin 20 yıllık diktatörü ve daha önce girdiğı her seçımi parayla, türlü hilelerle kazanmış Ferdinand Marcos'la partisi; öbür yanda, halkın kurtuluş umudu haline gelmiş de Ş Bir zorbanın devrilişi ve basın Filipinler diktatörü Marcos'un tepetaklak düşüşünde, olayları günü gününe, yerinde izleyen yabancı gazeteci ve muhabirlerin büyük rolü vardı. mokrat lider Bayan Corozon Aquino'yla yandaşlan yer alıyordu. Sonuç, yine bilındığı gıbı, Marcos'un türlü hilelerle kendini seçımın galibi ilan ettirme çabalarının bu kez tutmayışı, ordunun baş kaldırışı üzerine de sonunda selametı Hawaı'ye kaçmakta buluşudur. Olayların bu noktaya gelişinde ve böyle bir sona bağlanışında basının çok buytık bir rolu olmuştu. Üstelik bu çok yanlı ve çok yönlu bir roldu. Çünku yalnızca ulusal Fılıpın basını değil, başta ABD basını olmak üzere uluslararası basın da yalnızca ya/ılı basın değil elektronik / sesli basın da Marcos'a karşı doğrudan muhalefet yapmak bir yana salt gerçeğı, olanı bıtcnı yansıtarak bıle diktatörlüğün devrilışınde belirleyici bir rol oynadı. Gerçekten de şımdiye dek hiçbir diktatörlük dünyanın gözu önünde, adeta ağır çekim gösterilen bir film gibi can çekişe çekişe son bulmamış ve bu "son" bu kadar genış bir kıtle tarafından boyle yakından "seyir" edilmemış, izlenmemişti. "Columbia Joıırnalisme Rcwiew"de (KoIombiya Gazetecilik Dergisi) "Basın Bir Zorbanın Devrilişine Nasıl Yardımcı Oldu?" başlıklı incelemenın yazarı David Howard Bain bu konuda, "Seçim kampanyası dönemi basının demokralik görevini nasıl yerine getirebildigini gosteren canlı bir ders oldu" diyor. Yazar, Amerikan NBC televızyonundan Tom Brokaw'ın şu sözlcrını de özellıkle aktarıyor: "Çok guçlü bir hasma karşı Corazon Aquino'nun cesareti ve yetenegi çok buyuktü. Birçoğu gerçek bir demokrasi ugruna can vermiş yandaşlarının gözııpeklikleri de oyle. Hiçbir guç bunları alt edemczdi. Ama diklayı devirenlcr arasında sunu da onemle saymak gerekir: Basının, yazılı ve elektronik basının rolü. Televizyon ekranlarından ve gazetelerden tum dunya seyrediyordu. Başkan Marcos istedigi kadar yalan soylejebilir, yohsuzluk yapabilirdi, ama bunlan gozlerden saklayamazdı." Gerçekten de ülkede demokratik muhalefetın önlenemeyen yükselışı karşısında, Ferdinand Marcos ABD'nın de baskısıyla başkanlık seçimini öne alınca seçim kampanyasıyla birlikte dünyanın gözü kulağı da bu ülkeye yöneldı. Yukarıda sözünü ettiğimiz incelemede verilen ş.u rakamlar ilginçtir: 1972'den 1981'e dek, yani Filipinler'de olağanüstü durum uygulaması varken, bu ülke, yılda üçten daha az kere Amerikan televizyonunun akşamki haber bulteninde yer almış. Buna karşılık 1985 ocağında yalnızca 4 haftalık seçim kampanyası sırasında Filipin haberlerı ABD'nin üç büyük haber ağının akşanı bültenlerinde toplaın 180 dakika sürecek denli yoğun bir yer tutmuş. Aynı paralellik yazılı basın haberlerı ıçın de geçerlı. öte yandan, Filipinler özellikle oy verme ve oy sayımı ışlemlen sırasında olayları ycrındc ızlemck üzere gclcn yabancı ga/etecılerın, muhabirlerin istilasına uğramış. Rakamlar "istila" sözcuğunün hıç de abartma olmadığını gösteriyor: Kayıtlara göre, 23 ocakta 320 yabancı muhabır bulunuyormuş ulkcdc. Bu rakam 2 şubatta 500'un ustune, 5 şubatta 700 kusura ve nihayet oy verme günü olan 7 şubatta 85O'ye yukselmış. Yabancı basının bu ılgısi ve gelışmelerı sıcağı sıcağına dunyaya duyurması Marcos'un seçim hilelerinı, dahası kendı kendini seçimın galibi ve yeniden başkan ilan edişini boşa çıkardı. Böylece Marcos'un uluslararası duzeyde hiçbir inanıhrlığı, saygınhğı kalmadı. Kuşkusu? ulusal basın da turlü antidemokratik yasalara ve keyfı uygulamalara lağmen genelde parlak bir sınav verdi. Söz konusu ıncelcmede, yalnızca 1985'tc bir dü/.ınc gazetccınin öldüğü belırtiliyor. 1976'dan berı ıse 15 ölu ve 1 kayıp verilmiş. Ülkenin 7.100 adadan oluşan yapısı ulaştırmayı çok güçleştirdıği içın, ister istemez iletişim gelişmiş. Resmi ve özel televizyon istasyonlarının yani sıra Filipinler'de 233 günlük ga/ete ve süreklı yayının bulunuşu bu durumun somut bir göstergesı. Bunların önemli bir bölümü dikta dönemınde Marcos yanlısı yayın yapmış olsalar da geri kalanlar etkili bir demokratik mücadele yürütmeyi başardı. Ama kuşkusuz yabancı gazeteci ve muhabirlerın büyük desteğı ve o en krıtik günlerde Ulkedekı varlıkları olmasaydı bel ki de aynı sonuç alınamazdı ya da çok daha acılı bir yoldan geçilirdi. D 14