24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Televizyonda üç boyutlu ses E 03 la bitmiyor. Çanak antenle yabancı yayın Seste üç boyutluluk olur mu? Oluyor... Seste ları dinlemek, sırada bekleyen biı yöntem.dl üç boyut, doğanın bütün ses zenginliğini aynen verebiliyor. Şu anda Amerika'da 150 istasyon günün belirli saatlerinde stereo yayın yapıyor. KISA... KISA... KISA... KISA... KISA... KISA gidiyoruz. Dördüncü aşama, bence en büyük aşama olacak. Üç boyutlu görüntü aşaması. Bu yolda çalışmalar hızla ilerliyor. Hatta uygulamalar da var. Amaç, sahnede canlı artistleri seyreder gibi TV programı izlemek. Hiç yapılmadı değil bu. Tam 20 yıl önce, kentimizde eski Atlas Sineması'nda Mumyalar Müzesi adlı bir filın ile bir kızılderili filmi üç boyutlu olarak gösterilmişti. Seyircilere, biletle birlikte, mukavvadan gözlükler dağıtılıyordu. Gözlüğün ince plastikten camlarından biri kırmızı, öbürü ycşildi. Film bununla izlenince tam anla mıyla üç boyutlu izlenimi veriyordu. Yal nız biraz küçülmüş olarak. Perdeyı gözlüksüz bakınca bir renk çorbası görü yordunuz. Yöntenı yürümedi. Şimdi başka yollar aranıyor. Kaldı ki gözlüklerin. sinemadan çıkarken toplanıp sonraki seyir cilere dağıtılması göz hastalıklarının bulaş masına yol açabilirdi. Tabii, televizyonda ycniliklcr bu kadar Çocuklarda kolesterol Dünyanın en ünlü tıp dergısı 'Yenı Ingiltere Tıp Dergısı'nde %on yayımlanan bir araştırmada, çocuklarda da yüksek kolesterol görüldüğü ılerı surülmüştür Bu maddenin damarları sertleştirme yolu ile kalp hastalıklarına yol açtığı bilinmektedır. Cincinati Üniversitesi'nden Dr. Charles Glueck taratından yapılan araştırmada, kalp hastalıklarının çocuklukta başladığı tezı güç kazanıyor. Araştırma 724 yaşları arasında 35 okul çocuğu üzerinde yapılmış. Daha doğrusu, yüzlerce çocuk üzerinde yapılmış. bunlardan kaza, ıntihar gıbı nedenlerle ölen 35ı üzerındekı otopsiler, damarlarının dolmaya başladığını göstermiştir. 'inaan doğduğu anda ölmeye başlar1 sozü, boylece bir kez daha doğrulanıyor. Bu nedenle sakatat, hayvan yağları, katı yağlar gıbı şeylenn çocuklara bol bol verilmesı ılerı yaştaki sağlık açısından zararlı olmakladır kilometrelik yoldaki tozları basınçlı denec9k bıçımde yutturur. Konu, Yenı ingiltere Tıp Dergisi'ndeki bir raporda incelenmiştir.ı Başına buyruk ışık Kimı buluşlar buluş denmeyecek kadar önemsizdir: Bir araçta kullanılan bir parçayı başka bir araca takmaktan ibaret. Ama yıne de buluş oluyor ve çok iş görür. Şöyle: Buzdolaplarının içini aydınlatan küçük lambalar dolap açıkken yanar, sönükken kapanır. Genç bir buluşçu bu yöntemı çekmecelere, sağlık dolaplarına, mutfak raflarına, torna tesviye freze atölyelerindekı dolaplara... uygulamış. Bunlarda da kapı açılınca lamba yanıp içerisini aydınlatıyor, kapatılınca sönüyor Kapanan kapı bir elektrik düğmesini itip devreyi kapatıyor, lamba sönüyor. Kapı açılınca da tersi . oluyor. I ] ] Bira İçon fareler Bira içirilen farelerde kansere daha az rastlandığı görülmüş, nedeni araştırılmaya başlanmış. lllinoıs Üniversitesi'nden Dr. Rıchard Nelson tarafından yapılan bir çalışmada, bir grup fareye sadece su, başka bir küme fareye de sadece bira verilmiş Sonunda, su içirilen farelerde daha çok, bira içirilenlerde daha az kansere rastlanmış.l , Kadının yük taşıması İngiliz bilim dergisi 'DOĞA' da yayımlanan bir raporda, Kenyalı kadınların, kendi ağırlıkları kadar odunu, suyu, yukü başlarında nasıl taşıdıklarının sırrı üzerinde duruluyor. Nairobi Üniversitesi bilımcilerince yapılan araştırmada, kadınların bu iş için az bir enerji harcadıkları da belirtiliyor. Bir görüşe göre, yuk başta taşındığı ıçin daha az enerji ile götürülebiliyor Dik durma, doğa yasalarına daha uygun. Ağır bir taşı eğilerek kaldırmak isteyen kişi çok kez belini sakatlar. Ama yük önce dız, oradan da baş üzerıne konursa, bele daha az ağırlık düşüyor. ikinci bir görüşe göre, Kenyalı kadınlar ağır yük taşımaya küçükken alıştıklarından bunun en kolay şeklini bulmuşlar: Mihneti kendine zevketmedir âlemde hüner/Gam'ı şâdî'i felek böyle gelir, böyle gıder. Uçüncü bir görüşe göre de, kadınların bünyelerinde değişiklik olmuştur. Söz konusu bilimcilerin bir de bizim kadınlarımızı ıncelemelerını dilerim. Nasıl olsa bizde bunu yapacak kimse yok. O zaman rapor çok daha ilginç olur. tereoskop denen alet, resimleri Uç boyutlu göstermeye yarar. Dıirbünc benzeyen bu araç, aynı resme iki ayrı açıdan bakınca resmi canlandırır. Sözcük 'slereo' ve 'scope'dan oluşuyor. Yunancada 'stereo' somut anlamına geliyor. Buna göre, 'stereomicroscope', gözİe normal olarak görünmeyen cisimleri üç boyutlu gösteren mikroskoptur. 'Stereochemistry', kinıya biliminin bir dalıdır vc atomlarla moleküllerin üç boyutluluk hallerini inceler. Yazımızın başlığındaki 'üç boyutlu ses' stereo ses anlamına kullanılmıştır. Seste üç boyutluluk olur mu? Oluyor. Bir örnekle açıklayalını: Sesleri stereo olarak veren plak, bant, radyo cihazları var. Bunlarda, bir bardağın içindeki buz parçalarının, karıştırılırken çıkıl çıkıl ettiklerini, rüzgârın salladığı perdenin hafifçe cama vururken çıkardığı sesi, bir boksörıin yumruklarının rakibin vücudunda çıkardığı sesleri, kapı ve karyola gıcırtılarını duyabilirsiniz. Stereo bir parça çalınırken, gözlerinizi kapatırsanız o parçayı çalan orkestranın, çalgıların yanında sanırsınız kendinizi. nith ve Sony gibi şirketler stereo televizyon araçları satıyorlar. Televizyon istasyonları da stereo yayın yapıyor. Fakat sürekli değil. Şu anda Amerika'da 150 istasyon, günün sadece belirli saatlerinde stereo yayın yapıyor. Sürekli olmamasının nedeni, evlerdeki görüntü aygıılarının stereo ses alacak durumda olmayışı; stereo aygıtlar çoğalınca veya bütün aygıtların stereosu yapılınca yayınların da tumden stereo olacağı kuşkusuz. Daha şimdiden bu yolda gelişmeler oluyor. Aralıksız stereo yayın yapan istasyonların sayısı şu anda 200. Böyle bir durum, 30 yıl kadar önce, renkli televizyon ortaya çıktığı zaman görülmüştü. Istasyonlar, sürekii renkli yayın yapamıyorlardı. Çünkü bütün televizyonlar renkliyi alacak durumda değildi. Halk da "Renkli yayın sürekli degil; neden renkli aygıl alayım?" diye düşünüyordu. Zamanla aygıtlar çoğalınca yayınlar da tümden renkli oldu. Amerika'nın ünlü istasyonlarından NBC (National Broadcasting Corporation) stereo yayında en ileri giden şirket. Çünkü, bu firmanın yakın akrabası RCA, stereo aygıtları yapıp satan şirketlerin başında gcliyor. NBC ne kadar çok stereo yayın yaparsa RCA da o kadar çok televizyon satar. Ancak haber verildiğine göre, stereo yaygınlaştığı zaman aygıt değiştirmek gibi bir zorun yok. Mevcut aygıtlara parça eklenerek stereo yapılabiliyor. Siyah beyaz televizyon nasıl renkli yayını alamıyorsa, normal bir televizyon da stereo yayını alamıyor. lçine bir iki aygıt daha eklenmesi gerekiyor. Kemik sağlamlığı olçuluyor 7 mılyon liraya satışa çıkarılan (10.000 dolar) bir araç, kemiklerin sertlik derecesını önceden ölçme yoluyla bırçok kemık kazalarının önlenmesını sağlıyor. Kemik kırılması kemiklerin iyi beslenememesinden, hep oturmaktan (yatalaklar gibi) kortikosteroıd denen ilacı uzun süre kullanmaktan olabılıyor. Sözünü ettiğimiz araç, kemiklerin zayıfladığını önceden göstermesi bakımından çok önemlı. Bılındığı gibi, kemik zayıflığı özellıkle yaşlılarda önem kazanmakta (osteoporoz). Osteoporoz, eski literatürümüzde, 'infenciyyet'i ızam' (kemiklerin süngerleşmesı) diye bilinirdi. Araç, parmak büyüklüğünde bir parça ile bir bılgısayardan oluşturulmuş. Parça, kemikli kısım üzerinde bastırılıyor, sonuç bilgisayarda okunuyor : Ölüm saati Amerika'da 1116 kalp hastası üzerinde yapılan bir inceleme, kalp krizlerinin sabah 8 ile 9 arasında daha çok görüldüğünü ortaya koymuş. Sayı öğleye doğru azalıyor; 34 arasında (ikindi vakti) yine doruğa ulaşıyormuş. Boston Kadınlar Hastanesi'nde aynı doğrultuda bir araştırma da doruk saat olarak sabah 8'i göstermış. Araştırmacı doktorlarımız bunun bizde hangi saatlerde olduğunu inceleyebilirler. Amerıkan modeli bize uymayabılır. Bebekten büyüğe AIDS AIDS (eyds) buyük hastalığı olarak ortaya çıktı, sonra küçüklere geçti (kan aktarma yolu ile). Şimdi hastalığın iki yaşında bir bebekten annesine geçtiği haber veriliyor. Aslında AIDS, verem gıbı kolayca bulaşan bir hastalık değil. Hastalığa yakalanmış birisi ile yaşayan 101 aile üzerinde yapılan araştırmalar, bulaşma yolu ile kımsenın hastalanmadığını göstermiştir. Hastalık vücut sıvıları (sperm, tukrük, kan, idrar) ile geçiyor. Nitekim, sözünü. ettiğimiz bebek, hastalığı kan aktarılması sırasında kapmış, annesi de bakım sırasında almış. 101 aile üzerindekı araştırmayı New York'taki Montefiers Tıp Merkezi'nden Dr. Gerald Frıedland yapmış. I J llk uygulamalar Şimdi bu anlamda stereo ses veren televizyon yapımına başlanmıştır. Buna bir anlamda 'tam uygunluk' da diyebiliriz (high fidelity). Bir araç, aktardığı sesiıı aslında taın uygunluğunu ne kadar çok sağlarsa o kadar çok 'stereo' demektir. Bir zamanlar, bizde de 'Sahibinin Sesi' markalı plaklar vardı. Bunlann tam ortasında, bir köpeğin, gramofon borusunu dikkatle dinlediğini görüyorduk. Yaratılmak istenen duygu şu idi: Plaklarımız o kadar doğal ses verir ki, bir köpek sahibinin sesini hemen tanır. Televizyon görüntülerinde 'stereo', yani Uç boyutluluk henüz sağlanamadı. Çünkü daha pek çok çalışmayı gerektiren bir iş bu. Fakat seste üç boyut, doğanın bütün ses zenginliğini aynen verebiliyor. Televizyonda stereo ses, 30 küsur yıl önceki renkli görüntüden sonra en öncmli aşama oluyor. Şimdi başta RCA şirketi olmak üzere Ze İlk kim uçtu? llk uçağın VVright Kardeşler tarafından 1903'te uçurulduğunu yazar kitaplar. Fransızlar ise, bu ışi daha 1890'da Ader adlı Fransız mühendisinin yaptığını söylerler. Şimdi ortaya üçüncü bir iddia atıldı: llk uçak, Gustave VVhıdehead adlı Alman asıllı bir Amerıkalı tarafından 14 Ağustos 1901'de havalandırılmıştı. Bu yeni iddiayı Amerikan Hava Kuvetleri'nden bir eski pilot ortaya atmış. Pilot, Gustave'ın kitaplığından, o sırada yaşamış olanlardan topladığı bilgilerle uçağın bir de modelini yapmış (resim): Kanatları ince ipekten, iskeleti bambu ağacından, bazı kısımları ladin ağacından yapılan uçağın birkaç aya kadar deneme uçuşunun yapılacağı bildirilmektedir. Resimde, uçağın hazırlanışını görüyorsunuz. Üç boyutlu yayın Şimdi televizyonda dördüncü aşamaya hızla yaklaşıyoruz. Bu aşama, üç boyutlu görüntü aygıtıdır. Birinci aşama siyah beyaz aygıttı. lkinci aşamada renkli televizyon gördük. Şimdi stereo yayına doğru Süratin başka zararları Motosiklet kullananların, otobüste açık pencere önünde oturanların, çok toz ve mikrop yuttukları saptanmıştır. Oturan, yürüyen bir insan sadece yakınındaki tozları, mıkropları yutar. Bir saatlik bir otobüs yolculuğu ise insana 6080 30
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle