Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
P Picasso 'nun kendisi de iyi bir resim koleksiyonuna sahipti. Şimdi müıede sergilenen bu eserlerin çoğu empresyonist döneme ait. aris'in soğuk bir gününe rastlamışız. Ama bulutların arasından, "hoşgeldin" diyen bir güneş var... Marais'te daracık bir yola sapıyoruz, soldaki küçük "cafe" ve antikacı dükkânlarının ufak vitrinlerinde asılı, afiş ve Picasso röprodüksiyonlarından, doğru yolda olduğumuz izlenimi çıkıyor. Picasso'nun yeni açılan ıııü/esine gidiyoruz çünkü. Köşeyi döner dönmez de dünyanın dört bir yanından gelmiş sanatseverlerdcn oluşan bir kuyrukla karştlaşıp dchşete düşüyoruz. Öyle ya, oldukv'a soğuk bir günde insanların, bir müzeyi gezmek amacıyla bekleşip durmaları, doğrusu bir Türk vatandaşı olarak bana pek inanılası gelmiyor başlangıçta. Bizde bir müzenin veya serginin öniinde, değil kuyruk, içindeki insanlaı bile bir elin parmaklannı gevmez genellikle. Aynı uzunlukta bir kuyruğa, ertcsi gün •'K.mpresyonisller Müzesi"nde rastladığımızda şaşkınlığım iyice artıyor. Çoğunluğunu, ltalyan ve Ispanyolların, geri kalanını ise lngiliz, Amerikalı ve Fransızların oluşturduğu bu sabırlı ve "sanatsever" kitle doğrusu bu durumdan benim kadar etkilenmişe benzemiyor. Yaklajık bir buçuk saate varan bir bcklcyişten sonra, yarı donmuş ellerimizi ısıtmaya çalışarak gişenin önüne ulaşmayı başarıyorıız. Ve 20. yüzyılın en büyük ressamlarından biri olan Pablo Ruiz Picasso'nun dünyasına ilk adınn atıyoruz. Picasso Müzesi, yani bir 17. yüzyıl yapısı olan "Holel Sale", 1639'da Aubert de Fontenay tarafından inşa edilnıiş. Tuz, üzerine vergi tahsil etmekle yükümlü Fontenay'a Parislilerin yakıştırdığı argo bir lakapla çağnlır olmuş sonradan, "Salc" (salted). Girişi geçer geçmez, dairesel bir formla çevı ili, hayranlık verici, mistik bir iç avluyla karşılaşıyoruz. 1979'da büyük ressamın ölümünden birkaç yı! sonra devlet, verasei yasasına dayanarak, Paris şehri belediyesiyle bir anlaşma yapmış; Picasso'nun eşsiz koleksiyonunun, yeniden restore edilerek müze haline getirilecek olan "Hotel de Sale"de scrgilennıesi konusunda karar alınmıs ve zaman gecirilmeden uygulamaya geçilmişti. Burası, artık onun yaşayacağı yerdi. Hicbiı biyografinin tanıtamayacağı denli açık ve secik oradaydı. Yazları üzerinden çıkarmadığı sortu ile binanın aristokrat havasına pek uyum sağlayamasa da bir desenin, tiyatro kostümlerinin ve o inanılmaz keçi heykelinin civarında bir yerde bize o döneminden kesitler anlatıyordu. "Dünyanın en önde gclen Picasso koleksiyoncusııyum" diyordu Picasso. Burada onun mabedinde, 203 resinı, 158 hcykcl, 16 kolaj, 29 rölyef, 88 parça çömlek, 3fKX)'in üzerinde desen ve eskiz, kitap illüstrasyonları sergileniyor şimdi. Ve ona verilmiş hediyeler de... Bir bölümü parayla satın alındığı söylenen ve çoğunluğu empresyonistlerden, Degas, üaugin, Cezanne, Renoir, Matisse, Miro ve yandaşı Braque gibi yüzyılıınızın en iyi rcssaınlarının eserlerinden oluşan kişisel koleksiyonunu da izleyerck Picasso'nun önderliğinde, müzeyi gezmeyi sürdürüyoruz. Birinci odadan yedinci odaya, tarihi akış içinde, Picasso'nun resmini dönem dönem izliyoruz. Mavi Dönem'den gerceküstücü etkiler dönemine dek.. Sonra Picasso'nun önderliğinde, giriş katına geri dönüyoruz. Bu kat, gravürler ve litografilerlc dolu. Picasso, yasamı süresince 2000'i aşkın gravür yapmış. Şu anda Vollard serisinin bir kısmı seıgileniyor. Bu seride minyatüre yönelik bir yorum var. Boisgeloup'ta yerleştiği 1930'larda kcndini heykele verıniş olduğunu fark ediyoruz. MarieTherese'in, ilham kaynağı olarak üzerinde ayrı bir etkisi olduğu da açıkça görülüyor. 10. odada, Picasso renkçi değildir diyenlere şaşıyoruz ve ressamın buradaki bütün resimleride renk uyumu konusunda oldukca duyarlı davrandığını fark ediyoruz. 12. odada bir mukavva cahşması var. "Giyinen Kadın" adlı bu yapıt, tutkallı kâğıt ve guaşla oluşturulmuş ve 1938 tarihli. Heykel bahçesine inmedcn önce, ressamın kızı Maya ve oyuncak bebeğini konu alan resme takılıyor gözümüz, yanındaki odada da seramiklerine.. Her köşe öylesine dolu, öylesine görkemli ki, bu yazı hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. • Picasso Yirmi yaşında, "Mavi Dönem'Hni baslatır: "thtiyar Yahudi" tablosu (1903). PİCASSO DA SONUNDA MÜZESİNE KAVUŞTU KEZBAN ARCA BATIBEKt M M Picasso atölytsinde: Oyun, yaratıcıhğm aynlmaz bir parçast. Paris'teki Picasso Müzesi, bir 17. yüzyıl yapısı olan "Hotel Sali" de mekân tuttu... Yeniden restore edilerek ntüıe haline getirilen bu bina, krallık Fransa'sımn tuz vergilerini toplayan Aubert Fontanay'a aitmiş. 15