Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
meğinden sonra dağ evinin tarasından su içmeye gelen fil, zurafa, buffalo ve diğer hayvanları seyretme. Akşam üstü 'hoşgeldiniz' kokteyli, akşam yemeği, sılayt gösterisi. 2. GÜN Kahvaltıdan sonra Samburu bölgesinc hareket. Parkta öğle yemeği. Arabalarla vahşi hayvanların arasında gezi. Buffalo kampında akşam yemeği ve geceleme. 3. GÜN: Bütün gün vahşi savanalarda ve ormanlarda gezi. Buffalo kampında akşam yemeği ye geceleme. 4. GÜN: Kahvaltıdan sonra aslanların Bizi dağ evine götüren 15 kişilik minibüste, önümüzde oturan Amerikalı bir çifte bakıyoruz. Orta yaşı biraz geçmiş olan sarışın bayan, zorla sığdığı safari pantolonunun paçalarını, konçlan dizlerine kadar uzanan yılan derisi çizmesinini çine sokmuş. Üstünde kolsuz bir safari yeleği, onun içinde doğanın tüm renklerini taşıyan ipekli bir bluz. Kuaförden yeni çıkan saçları bozulmasın diye, geniş kenarlı 'fil avcısı' şapkasını elinde tutuyor. Erkek, safari pantolonunun altına çizme Safari icin özel kıyafet yerine bot giymış. Onun da ustünde bol Biz de bu turlardan kısa ve ucuz olan bır renkli bır gömlek, kolsuz safari yeleği var. tanesine katıldık. Grubun çoğunluğunu Al Boynuna ipekli bir fular bağlamış. Başına man ve Amerikan turistler oluşturuyordu. ise Amerika'dan getirdiği kovboy şapkasıÜizim dışımızdaki herkes özel safari nı takmış. Her ikisinin boyununda teleobjektifli fogiysilerini giymişlerdi. toğraf makineleri, dürbün, polıs düdüğü Aslında safari giysileri, Kenya'da iyi kârgetiren bır sanayı kolu. Süet safan asılı. Pantolon kemerlerine ise birer matabotları, hakı renkli bol pantolonlar, ra takmışlar. öğleye doğru, bir orman kıyısında kurulçok ceplı ve kolsuz yelekler, apoletmuş kamp yerine geliyoruz. Kamp dediyli gömlekler, çeşıt çeşit şapkalar. Başkent Nairobi'de mağaza sek çadırlar akla gelmesin. tki metre yukların çoğu sadece bu giysi sekliğindeki kalın kütükler üzerine yapılmış leri satıyor ve yılın her üç dört tane lüks kulübe. Her kulübede, mevsimi turistlerın içinde banyosu tuvaleti bulunan 4 lüks oda hücumuna uğruyor. bulunuyor. Odaların etrafını genişçe bir teraş çevreliyor. Terasa da yemek masaları serpiştırilmiş. öğle yemeğinden sonra safari başlıyor. Fotoğraf makinelerine filmleri takıp, minibüse binerek onnanın içine dalıyoruz. Toprak yolun ortasından yürüyen maymunlar klakson sesine aldırış etmiyorlar bile. Biraz ıleride birkaç geyik kısa bir süre minıbüsü süzdükten sonra otlamaya devam ediyorlar. Üç tane irice yaban domuzu hızla ağaçlann arasında kayboluyor. U/aklarda bır iki devekuşu ile zürafa görunüyor. Biz durmadan deklanşöre basıp duruyoruz. Safarıde vahşi hayvan görmek şans işi. Mihmandarımızın anlattığına göre biz o şanslı kişilerdeniz. Yarım gunde maymun, zurafa, yaban domuzu, geyik gordük. Hava karardığı için dığer vahşi hayvanları ertesi gune bırakıp kamp yerine dönuyoruz. Kulübelerin ortasındaki meydanda görevliler ateş yakmış. Tura katılanlar odalarına çıkıp, safari kılıklarını değiştiriyorlar. Kadınlar tuvaletlerini giymiş, erkekler ise pantolon, ceket ve fular takmışlar. Ateşin etrafında toplanıyoruz. Beyaz ceketli garsonlar kanape ve içki servisine başlıyor. Vahşi ormanda 'garden parti' var sankı. Neşeli kalabalığın biraz ötesinde elleri tüfeklı birkaç koruyucu oturmuş, kendi aralarında sohbet ediyorlar. Amerikalı turistler el ele tutuşmuş, ateşın etrafında sıçrayarak dönüp duruyorlar. Erkekler arada bır Tarzanvarı çığlıklar atmaya çalışıyorlar. Almanlar ise el çırparak onları izliyorlar. Tur yöneticileri müzikte eşitlik ilkesine titizlıkle uyuyorlar. Hoparlörden önce Afrika ezgili bir Ingilizce müzik, ardından bir kovboy şarkısı daha sonra da Alman dans müzığı yayılıyor Böylelikle, Kenya'ya safariye gelmiş olan turistlerin yurt özlemi çekmeleri önlenmiş oluyor... İçki faslından sonra ortadaki ateşin korları üzerinde kızartılan et servisi başlıyor. Tatlıdan sonra da yatak faslı. Mihmandarın söylediğine göre sabah çok erken kalkacağız. çok bulunduğu Meru bölgesine hareket. Butün gün aslanların arasında gezi. 5. GÜN: Bütün gün aslanlar arasında gezi. 6. GÜN: Naro nehri kıyısında öğle yemeği ve Nairobi'ye dönuş. Işte Kenya'da safari. Ne bır tek kurşun atılıyor, ne de bir tek hayvan ölüyor. Eğer bu safariler kesenize uygun değilse 15 dolar karşılığında Nairobi Ülusal Parkı'nı gezip, güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Turistik Masai kö>ü ruz. Mihmandarın söylediğine göre g arkamızdan gelip hayvanlara doğru esiyoı muş. Kokumu/u aldıkları içm de su ıçm< ye gelmiyorlarmış. Minibüse binip tekrar yola koyuluyoru? Yarım saat sonra Amerikalıların 'Voovvv çığlıkları ile duruyoruz. 200300 metre öte de yelelı bır aslan bır gcce önce bırakılan b inek kafasını kemiriyor. Sarkmış derılerı nc bakıhrsa oldukça yaşlı. Pencereleri açi] fotoğraf çekmeye başlıyoruz. Tele objekti fi olmayan Alman turistler, şoförden asla na biraz daha yaklaşmamızı istiyor. Aslaı bir ara başını kaldınp bm seyredıyor Biz c onu. Her halinden bizım gibi turist grupla rıyla sık sık karşılaştığı belli oluyor. Anı. hiç birimiz onun yanına gidip yelelerini ok şamaya cesaret edemiyoruz. Aslandan sonra sıra bır Masai köyünde Renk renk giysili, eli mızraklı yerlılcr mi nibüsü köyün girişinde karşılıyorlar. Ara badan inip hep birlıkte gule oynaya köyur ortasına geliyoruz. Bir yerli fotoğraf çek memizi engelliyor. 'Neden..?' diye soruyo ruz, 'money, money!" diyor. Aramızda pa ra toplayıp yaşlıca bir yerliye veriyoruz Bundan sonra istediğimiz pozu verıyorlar Dönüş yolunda ormanların son vahşi hayvanı ile karşılaşıyoruz: Bir kaç tane Yeşil Maymun yarım metre ötemi/de bizi seyrediyor. Fotoğraf çekerken sankı poz veıiyor lar. AIDS'e ilk kez bu kadar yaklaşıyorum. Tüm dünyayı sarsan hastalığın mikrobunu taşıdıkları öne sürulen bu sevimli kuçuk maymunlar şoförün attığı ekmck parçalarını kemirip duruyorlar. Yeşıl Maymunlara en büyük ilgiyi Amerıkalılar gösteriyor. Motorlu makıneleriyle soluk almadan fotoğraf çekiyorlar. Ülkelerıne dönüşte eşlerine dostlarına kimbilir 'dehşet dolu' ne hikâyeler anlatacaklar? Bizde de yıllar boyu yazılıp anlatılan 'kanlı safari' hıkâyelerı gibi... Kaınpta son gecemız. Safari, dans partısiyle noktalanacak. Çiftler çimenlerin uzerine dağılmış dans ediyor. Danslarda uyum yok. Kimi 'slovv' yapıyor, kinıi 'çaça', kiTuz kayalan ve mi de 'çarlıston! Bazıları da kol kola gır inek kafalan miş iki adım öne bir adım geriye sıçrayıp Afrıka'nın sabahı da çok sıcak. Herkes duruyorlar. Mihmandar, dans eden kalabateraslardaki masalarda yerinı alıyor. Bır lığın arasında, elindcki brüşorlcrı dağıtmayandan kahvaltı ederken diğer yandan da ya çalışıyor. biraz ötodeki nehri gözluyoruz. Şansımız Bizim katıldığımız kısa safari turu böyle yaver giderse su içmeye gelen hayvanların geçti. Hemingway gibi korkulu, heyecaıılı fotoğraflarını çekebileceğiz. Tur yönetici anlar yaşayamadık. Daha uzun ve pahalı leri her türlü önlemı almışlar. Hayvanları turların da bizim katıldığımızdan farkı yok. yakına çekebilmek için dere kıyısına tuz ka Belkı biraz daha çok eğlence, biraz daha yaları, çevreye de kesilmiş ınek başları ser lüks kulübeler. piştirilmiş. Kenya'nın yerlisi de, kentlisi de vahşi İki saatlik bir beklemeden sonra sadece hayvanı da turistin değerini biliyor ve tuiki yaban keçisinin fotoğrafım çekebiliyo risti çok seviyor. D 17