Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çevre koşulan tarafından belirli bir sona göz göre göre Mltn bir genç kız Dilan. Umutsuz çığltğt bile sonunu engelleyemiyor. ZEYNEP AVCI • Ağn Kimbilir günlerden neydi ve kimbilir ekim ayının kaçıncı günüydü? Ağn'nın Tlıtak ilçesinin Sincan köyü çoktan uyumuştu. Mallar ahırlara sokulmuş, tandırlar iyice soğumuş, köpekler indiliçıktılı, kör karanlık, taşlı yollann, küme küme samanların tek efendisi olmuştu çoktan. Sedo Ana, köyün en (belki de tek) derli toplu evinin, en halı dolusu odasının, en ışlemeli yatağında kıvnlmış olan (ıkı karılı) kocasının üstünü örttü; usuldan oda kapısına gıtti; kapıyı araladı. Aralıktan görüverdiği taze gelin Nurhayat, parmağını dudağına götürdü, "sus" dedi. Sedo Ana durduğu yerde dondu; sesı soluğu kesiliyerdi. Evın karşı odasında, bir sedire tUnercesine oturmuş Erden Kıral, o sırada bağırdı: "Ton, Bitte!" Işıklara engel olmamak için sığındığı köşeye büzülmüş, ses kutusunun ardında küçücük olmuş ses teknisyeni Michael yanıtladı: "Laııt!" Ses kaydı başlatılmıştı. Kameraya ve ışıklara yakalanmamak ıçin Kızılderili sessizliğiyle oda kapısına sürünen ses asistanı Mark, garip bir hayvana benzeyen tüylü mikrofonun sopasını Keriman Ulusoy'a iyice yaklaştırdı. Scriptgirl Petra'nın sesı duyuldu: "Swei und dreisig sieben... sein die erste..." Reji asistanı Konstantin, sağa sola bir sürü "sus" ışareti yapmış ve öylece donmuştu. Parmağı hâlâ dudaklanndaydı. Erden Kıral'ın sesi, köyün her yanında çınlayacak gibi düştü sessizliğin ortasına: "Action!". Kameraman Martin çekimı başlattı. Oda kapısının önüne çökmüş olan Keriman Ulusoy, anında başını kaldırdı; dehşet dolu bakışlarını kameranın gerisinde bir yere diktı ve korkunç ağıdına başladı. Oğlu ölmüştü ya... Yırtınırcasına ağlıyor, "Pa$o Beyim!..." çığlıkları, Sincan köyünün köpeklerinin tüylerıni diken diken ediyordu. Ağıt, evin içindeki herkesin de tüylerıni havaya diktikten sonra durdu. "Cut!" dedi Erden. Keriman yerde, hâlâ her yanı titreyerek acılı dövünmesinden uyanıp kendine gelmeye çalışıyordu. Set ekibi, sırtının ürpertisini, Nurhayat'ın çayıyla gidermeye niyetliydi, ama Nurhayat'ta hal mi kalmıştı? Boncuklu yemenisinın ucuyla gözlerini kurulayıp dövünmek sırası ondaydı şımdı: "Vata anam! Allafa kimselerin başına vermesin. Nasıl haykırdı kadıncagız?" Ortahğı yatıştırmak, Sedo Ana'nın "Oglu ölmüş zavallı bir kadın" için üzülmesine engel olmak, Nurhayat'ı teselli etmek, acılı havayı dağıtmak epey vakit aldı. Asistanlar, Sedo Ana "Dilan" filminin çekimi zor bir çekimdi. Tanrı'nın bile zaman zaman unutîuğu bir doğa içinde, o ulaşılmaz boşluklarda, umutsuzluk anları yaşanarak çekildi. Thmamen köyluUrin oynadıgı "Kız. isteme sahnesi" köylüler senaryoya bakmadan gerçekleştirdiler. Hemde senaryoya kılı kılına sadık kalarak. ıle Nurhayat'a, Kerıman'ın kımsesımn ölmediğini sonunda anlattılar ve Paşo Bey'ın yanı Yılmaz Zafer'ın cın gıbı ortalıkta dolaştığını gösterdiler de, ekip demli çayları içebildi. Türkiye'de ilk sesli ve uzun metrajlı sinema filminin çekimine tanık olmak, Ağn'nın Sincan, Nusret, Isaabat köylerine nasip oldu. Oldu, ama köylUlenn, hatta atların, koyunların, hindilerin, kazların da çekmedikleri kalmadı. Erden Kıral, Alman ses teknisyenlerinin, uçan kuşun kanat seslerini alan aletlerıne gereksiz sesler girmesin diye susta durduruyordu köylerı. Çekim öncesi, ilk gUnlerde yalnızca set ekibı, sonraları tüm köylüler, parmakları dudaklarında, çıt bırakmadılar ortalıkta. Terbiyesiz hindiler gürültülerinin duyulamayacağı köşelere surüldUler. öksürüğü olan mosmor kesildi; tandır odalarına kaçıp derin tandırlara attı öksürüğünü. BUtUn bunlar "Dilan" filmi için yapıldı. "Dilan"ın yazarı ömer Polal Sincan köyünde doğmuş; Sedo Ana'nın özbeöz oğlu. "Dilan"ın çekimi (Yeşilçam filmlerine hiç benzemeyen bazı özelliklerinden biri olarak) bir buçuk aya yakın sürdü ve kasını ayının ortalarına doğru ancak bittı. Yaban kazlarının uçuşlarından, Sincan'ın gece kuşlarının cıvıltılarına, Doğubeyazıt çobanlarının türkülerınden Nihat Polat'ın atının dörtnala koşuşuna kadar yörenin tüm sesleri girdi "Dilan"ın kayıtlanna. Sesçi Michael, teybini, belki de hayatında ilk defa duyduğu bir sürü sesle doldurmanın heyecanını yaşarken, kameranın başındaki Martin de, doğunun o inanılmaz mavılikteki gökyüzünü, ona inat yanık yanık bakan sarı topraklarını ve hepsine inat, anlatılmaz beyazlıktakı bulutlarını yakaladığı için epey şanslıydı. Bir gün, kara bulutlar gökyüzünü kapattı; her şeyi önce açıklıkoyulu grilere, sonra da tepeden tırnağa beyaza boyadı ve o zaman birkaç gün önceki güz renklerinin ne müthiş olduğu daha iyi anlaşıldı. Yönetmen Erden Kıral' ın, "Kanal", "Bereketli Topraklar Üzerinde", "Hakkâri'de Bir Mevsim" ve "Ayna"dan sonra beşinci uzun metraj filmi "Dilan". Kıral, Uç buçuk yıldır Almanya'da, Berlin'de yaşıyor. "Dilan" filmi, TürkAlman ortak yapımı olarak gerçekleşiyor. Türk yapımcı Hakan Balamir de, Alman Televizyonu ZDF adına yapımcı Luciano Limbo da, "Dilan" için iddialılar. Avrupa'nın önemli şenlıklerinde yankı yapacak bir T ürkiye'nin ilk sesli filminin çekimine tanık olmak, Ağn'nın Sincan, Nusret, Isaabat köylerine nasip oldu. 18