26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 26 Şubat 2013 Salı Zorlu Enerji, yatırım stratejisini yerli ve yenilebilir enerji yatırımlarıyla büyümek üzerine oluşturuyor. 2012 yılında bu doğrultuda yenilenebilir enerji projelerinin oranı, tüm kurulu güç içinde yüzde 35'e yükselmiş. Üç yıl içinde de hedef, jeotermal, hidroelektrik, rüzgâr ve güneş enerjisi projelerine 1 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirerek, yenilenebilir enerji potansiyelini daha da artırmak. J ZUHAL AYTOLUN Yerli ve yenilenebilir enerjiye yönelmeli! orlu Enerji, 20 yıldır enerji sektöründe hizmet veriyor. Çevreyi ve enerji kaynaklarını gelecek nesillere aktarırken sürdürülebilirlik kavramını da öncelikli strateji olarak belirliyor. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla elektrik üretimi, emniyetli ve güvenilir enerji tedariki sağlarken, doğal kaynaklar ve kültürel değerlerin geleceğe aktarılması da önemli. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, “sürdürülebilirlik anlayışıyla hayata geçirdiğimiz ve bizi yönlendiren “doğru enerji” kavramı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyor. İşte anlattıkları. Z Gökçedağ çocuk gezisinden. yaklaşımı, ülkenin tüm ekonomik ve sosyal politikalarının, çevre politikası ve stratejileri ile bütünleştirilmesini gerektiriyor. Bu noktada özel sektöre önemli bir sorumluluk düşüyor. Bizler, enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye, sera gazı emisyonlarını azaltmaya ve Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkıda bulunmaya odaklanmalıyız. Zorlu Enerji’nin sürdürülebilir gelişmeye dayalı güçlü ve kârlı büyüme hedefinin arkasında da bu bakış açısı yatıyor. Enerji talebi artıyor. Bir yandan talebi karşılarken diğer yandan neye özen göstermek gerekiyor. Bu konudaki hassasiyetleriniz ne yönde? İnsanların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve kalkınmanın sürdürülebilmesi için şüphesiz enerjiye ihtiyaç var. Talep de her geçen gün artıyor. Ancak enerji yatırımları da maalesef çevre sorunlarını gündeme getiriyor. Amaç, güvenli ve sürdürülebilir enerji arzını çevre ve kültür değerlerini koruyan bir anlayışla sağlamak olmalı. O yüzden bizim de önceliğimiz “sürdürülebilirlik”. Yatırımlarımızı ve kurumsal sorumluluk projelerimizi doğal kaynakların ve kültürel değerlerin korunmasına azami ölçüde özen göstererek gerçekleştiriyoruz. Örnekse, 2012'de gerçekleştirdiğimiz tüm etkinliklerde ölçümlenen karbon Sinan Ak ayak izi karşılığında Türkiye'nin dört bir yanında yeni ormanlar oluşturarak, yeni karbon emisyonlarına karşılık yutak alanlar oluşturma kararı aldık. Ayrıca yatırım yaptığımız bölgelerde çevre ve doğayı geliştirecek projeler yürütüyoruz. Bu yalnızca sorumlulukların yerine getirilmesi değil, aynı zamanda bilincin geliştirilmesi açısından da önemli. Elbette. Zorlu Enerji olarak kurumsal sorumluluk çalışmalarımızda da, çevre ve eğitim alanında sürdürülebilir hedefi olan projelere öncelik veriyoruz. Yaşadığı dünyaya duyarlı genç nesillerin yetişmesi amacıyla 2010 yılında başlattığımız “Enerjimiz Çocuklar İçin Projesi” ile 75 bin çocuğa ulaştık. 2012 yılında, 20102011 yılı sürdürülebilirlik performansımızı paydaşlarımızla paylaştığımız ikinci sürdürülebilirlik raporumuzu yayımladık. Bu rapor, enerji sektörünün ilk, Türkiye’nin üçüncü GRI A seviyesindeki sürdürülebilirlik raporu özelliğini taşıyor. Türkiye'de enerji sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Enerji sektörü, global ölçekte büyüyen sektörlerin başında geliyor. Günümüzde sektörümüzün dinamikleri, uluslararası ekonomik ve siyasi kararları ciddi şekilde etkiliyor. Bu nedenle sektörümüzü sadece ulusal ölçekte değerlendirmemiz mümkün değil. Enerji tüketiminin 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında artış göstermesi yönündeki öngörülerle birlikte, ülkemizin petrol rezervlerinin yoğunlukta bulunduğu Ortadoğu ile Avrupa arasındaki jeopolitik konumu daha fazla önem kazanacak. Öte yandan doğalgaz piyasasında yapılacak değişikliklerin de sektörün geleceğinde önemli rol oynayacağını düşünüyoruz. Önümüzdeki süreçte dünyada enerji ihtiyacı, buna bağlı bağımlılıklar ve gündeme gelecek sorunlar daha da artacak. Türkiye kendi kaynaklarına yönelerek, bu alandaki çalışmalarını hangi noktaya çekmeli? Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminlerine göre mevcut enerji arzının devam etmesi durumunda, dünya birincil enerji talebinin 20082035 yılları arasındaki dönemde yüzde 36 oranında artacağı belirtiliyor. Aynı tahminler, Türkiye'nin de önümüzdeki dönemde kalkınma hızına paralel olarak ciddi bir enerji ihtiyacı ile karşı karşıya kalacağına işaret ediyor. Türkiye'de hızla artan enerji talebi karşısında, dışa bağımlılığının azaltılması en önemli gündem maddelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Arz talep dengesinin sağlanabilmesi için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesine öncelik verilmeli. Biz bu doğrultuda, katma değer yaratan, istihdamı destekleyen ve her yönüyle sürdürülebilirliğe katkı sağlayan projeler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda arttı. Çünkü kaynaklarını hızla tüketen insanoğlu, durması ve zararı telafi etmesi gerektiğini anladı. Artık neyin zamanı geldi diyebiliriz? Avrupa Birliği aslında bir enerji kaynağı olan kömür üzerine kurulu. Yaklaşık 62 yıldır enerji üretimi ile ilgili politikalar AB'nin gündeminde. Birlik tarafından, enerji üretimine, taşınmasına, dağıtımına ve kullanımına, verimliliğine, sürdürülebilirliğine, arz ve güvenliğine, enerji üretiminden kaynaklanan çevre sorunlarının giderilmesine yönelik politikalar oluşturuluyor. Tıpkı AB ülkeleri gibi ABD’de, Japonya’da ve Rusya’da da enerjinin sürdürülebilirliği konusundaki farkındalık epey uzun yıllara dayanıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise son 10 yılda gündeme geldi. Sürdürülebilirlik tabii ki bir bütün. Bu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle