Katalog

26 Şubat 2013 Salı 13 ? Haberler ? Yeşil hastaneler geliyor ağlık Bakanlığı, 2012 yılının son çeyreğinde bir genelge yayınladı. Bu genelgeye göre 200 yatak ve üzeri kapasitedeki tüm hastanelerde uluslararası yeşil bina sertifika sistemi olan LEED zorunlu hale geliyor. Bu durumda yeşil binaların kapsamı genişliyor. Altensis firması kurucularından yeşil bina uzmanı Berkay Somalı, ofis plazalarının, AVM'lerin ve konutların yanı sıra toplumsal yaşamda önemli bir yer tutan hastanelerin yeşil binalara dönüşmesinin kritik önem taşıdığını dile getiriyor. Küresel iklim değişikliği açısından değerlendirildiğinde ise diğer S bina tiplerine göre hastanelerin enerji ve kaynak harcamaları ile atık seviyelerinin yüksek değerlerde seyrettiği bir gerçek. Bu anlamda projelerin tamamlanmasıyla ciddi bir geri dönüşüm sağlanacak. LEED sertifikalı yeşil hastanelerin öne çıkan bazı özellikleri ise şöyle: Halk sağlığı için hastane atıklarının toksikliği ve miktarını azaltmak, çevredostu atık yönetimi uygulamalarını tesis etmek, zararlı kimyasalları daha güvenli ve sağlıklı alternatifleri ile değiştirmek, enerji verimli hastane binaları inşaa ederek fosil yakıt kullanımını azaltmak, sera gazı emisyonlarını azaltmak. Altınyağ am yağ üretiminde kullandığı buharı kuracağı "doğalgaz çevrim H santralı" ile elektriğe dönüştürmeyi planlayan Altınyağ'da, 10 MW'lık kendi santral kurulumu için Yönetim Kurulu'ndan karar çıktı. Elde edilecek 10 MW'lık elektriğin 3 MW'ının Altınyağ'ın enerji ihtiyacını karşılamak için elektriğini kullanılması, kalan kısmın ise satılması hedefleniyor. Altınyağ böylelikle enerji maliyetini önemli oranda düşürecek. üretecek ürkiye'nin bitki zenginliğini kayıt altına alacak “Resimli Türkiye Florası” projesinin, 1290 sayfalık ön kitabı “Türkiye Bitkileri Listesi” kitabı yayımlandı. Flora Araştırmaları Derneği ile Ali Nihat Gökyiğit Vakfı tarafından ve Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nin desteğiyle hayata geçirilen ve toplam 28 cilt olması planlanan Resimli Türkiye Florası projesi aynı zamanda kapsayıcı bir çalışma. Türkiye hakkında bugüne kadar yapılan çalışmalar, yabancı botanikçiler tarafından yabancı dillerde hazırlanmıştı. Türkiye'deki botanikçiler de hem Türkçe hem de resimli olarak yeniden yazılması amacıyla harekete geçti. 2023 yılında tamamlanacak projede Anadolu'nun zengin bitki örtüsünün tamamı kayıt altına alınacak. Bu ilk kitap Türkiye Bitkileri Listesi (Damarlı Bitkiler) projenin ilk ürünü olarak 2.5 yılda 102 bilimadamının emeğiyle tamamlandı. Editörlüğünü ise, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Müdürü Prof. Dr. Adil Güner başta olmak üzere, Serdar Aslan, Prof. Dr. Tuna Ekim, Prof. Dr. Mecit Vural ve Prof. Dr. Tekin Babaç’tan oluşan uzman bir ekip yaptı. Kitapta 9 bin 966 tür bitkiye yer veriliyor. Türkiye'nin florası kayıt altına alınıyor T Katı atıklar ortadan kaldırıldı Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında 2020’ye kadar gerçekleştirmeyi amaçladığı ‘sıfır katı atık’ hedefini 5 yıl öne çekti. Kosta Rika’dan Japonya’ya dünya çapındaki 130 fabrikadan atık alanlarına hiç katı atık gönderilmemeye başlanırken, tüm fabrikaların 2015’te ‘sıfır katı atık’ olması hedefleniyor. Bu tesisler arasında Türkiye'deki dört fabrika da bulunuyor. Bu tesislerde ortaya çıkan katı atık miktarı azaltılırken, atıklar yeniden kullanılıyor, geri dönüştürülüyor ve geri kazanılıyor. Örneğin; Rusya’da, Unilever yıllık olarak birkaç ton zımbalı çay poşeti topluyor. Bu poşetler, hayvan yatağı olarak kullanılmak üzere pet shoplarda satılıyor ya da duvar kâğıdı olarak kullanılıyor. Çin’in Hefei şehrinde ise Unilever, paletler üzerine konulan kutuları paketlemek üzere kullanılan plastikleri, yeniden kullanılabilir elastik kumaşlarla değiştirerek azaltıyor. Unilever Eko Verimlilik Yöneticisi Tony Dunnage, 130'dan fazla fabrikanın atık alanlarına atık gönderilmemesinin, neredeyse 70 milyon Avro maaliyet tasarrufu yapmak anlamına geldiğini söylüyor. Unilever, böylece her yıl bir milyon çöp kovasını dolduracak kadar atığın ortadan kaldırılmasını sağlayacak. Ülkelerin enerji karneleri açıklandı ccenture işbirliğiyle Dünya Ekonomik Forumu tarafından ülkelerin enerji sistemlerinin güçlü ve zayıf yönlerinin ekonomik, çevresel ve enerji güvenliği perspektifinden entegre bir yaklaşımla ölçüldüğü “Küresel Enerji Mimarisi Performans İndeksi 2013 Raporu” yayınlandı. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’na göre, artan küresel talebi karşılayabilmek için 2035 yılına kadar enerji tedarik altyapısına 38 trilyon $’lık bir yatırım yapılması gerekiyor ve bu indeks de bu değişim döneminden kaynaklanan zorlukları takip etmek ve yönetmek konusunda ülkelere yardımcı olma misyonu taşıyor. İndeks’te güçlü bir enerji politikası enerji kaynakları ile birleştiğinde; ucuz, bol ve nispeten temiz güç kaynağı ve yüksek ulusal gelirler açısından Norveç ilk sırada yer alıyor. Norveç’le birlikte ilk 10’u tamamlayan diğer Avrupa ülkelerinin yanı sıra, Yeni Zelanda beşinci, Kolombiya altıncı sırada yer buluyor. İlk 50’de OPEC ülkeleri yer almazken, ABD 55., BRIC ülkelerinden Brezilya ise 21. sıraya yerleşiyor. Rusya Federasyonu 27., Güney Afrika 59., A Hindistan 62. ve Çin 74. sırada bulunuyor. Türkiye ise bu indekste yüzde 0.51 ekonomik büyüme ve gelişme, 0.53'lük çevresel sürdürülebilirlik, 0.70'lik enerji erişimi ve güvenliği ile genel ortalamada yüzde 0.58 ile 44. sırada. Bu indeks, yüksek gelirli ve hızla büyüyen ülkelerin çevresel sürdürülebilirlik ölçütleri baz alındığında genellikle düşük performans ortaya koyduklarını gösteriyor. Rapor, hızla artan enerji talebinin, bazı ülkelerin pahalı yenilenebilir yükümlülüklerinin ve CO2 hedefleri gibi konuların yeniden gözden geçirilmesine çağrıda bulunuyor. Rapor, gelişmekte olan birçok ülkenin hâlâ vatandaşlarının temel enerji ihtiyaçlarına cevap verebilmek için mücadele ettiğini, bunların yüzde 12'sinin ülke nüfuslarının ancak yüzde 50'sinden azına elektrik temin edebildiğini gösteriyor. Ayrıca, fosil yakıt sübvansiyonu etrafındaki konuları, enerji üretimi için su kullanımını ve kaynak zenginliğinin küresel boyutta nasıl etkin yönetilmesi gerektiğini ele alıyor.