02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

28 Şubat 2012 Salı 3 Gerçekten de insan versus doğa mı? Uygarlık gereksiz gerekliliklerin sınırsızca çoğaltılmasıdır? Ergene’yi kurtarma planı devrede ekirdağ, Kırklareli ve Edirne’nin can damarı olan Ergene Nehri için hazırlanan havza koruma eylem planı çerçevesinde alınan önlemler sonuç vermeye başladı. Sanayi ve evsel atıkların arıtılmadan yıllarca Ergene Nehri’ne boşaltılması havzadaki canlı hayatını bitirmişti. 2011 yılında uygulanmaya başlanan “Ergene Havzası Koruma Eylem Planı” kapsamında nehrin suyunu hem kullanan hem kirleten sanayi tesislerine ağır yaptırımlar geliyor. Bugüne dek sadece 5 firmanın başvurduğu Islah Organize Sanayi Bölgeleri kurma çalışmaları 12 Nisan’a kadar tamamlanacak. Bu çalışmaya dahil olmayan fabrikalar kapatılacak. Nehrin temizlenmesi için DSİ, belediyelerin bugüne dek yapmadığı Atıksu Arıtma Tesisleri’nin temelini bu yıl atacak. Yaklaşık 2 Milyar TL’ye mal olacak planın kapsadığı havzada 53 belediye ve 1 milyon 50 binlik bir nüfus bulunuyor. Sanayi tesisi sayısı da 2 bin 37. Ergene Nehri’ne günde 230 bin metreküp evsel atık su, 330 bin metreküp sanayi atık suyu bırakılıyor. Sanayi tesisleri yeraltı sularını kullandıkları için seviye 100 metre kadar düştü. Mark Twain İnsanlık tarihinin uygar dönemi olarak tanımlarız yaşadığımız çağı. Bilim ve teknolojideki devrimlerle, eğitim ve kültür yolunda atılan adımlarla, giyim kuşam, seyahat, yeme içme haberleşmede gelinen noktada insanoğlu yaşamının hem niteliğini hem de niceliğini yükseltmiş durumda. Ancak tüm bunların insanlığın tümüne barış ve refah olarak yansımadığını da hepimiz biliyoruz. Mars'ta kendine yeni yerleşim alanları açmaya çalışan uygarlığımız ne yazık ki Somali'deki açlığı sona erdiremiyor. Savaşlar ve savaş tehditleri altında geçiyor yaşam dünyanın bir yarısında. Bir yanda inanılmaz boyutta tüketim bir yanda ekonomik krizler, işsizlik, göçler....Kentleşme, kentleşme..Ve uygarlığın bu kadar devasa yükünü kaldıramayan bir doğa. ...Çağdaş uygarlığın kendisine empoze ettiği "Çalış, kazan, harca, tüket, paran yoksa borçlan ama tüket mutlaka tüket..." mottosu ile zamanının çoğunu kısaca 'AVM' denen "tüketim mabetleri''nde geçiren insan ordusu. Aşırı üretim ve tüketim nedeniyle doğal kaynaklar tükenme, yaşam döngüsü de kırılma noktasına geldi. Öyleyse şu soruyu soralım kendimize: Uygarlıktan elde ettiğimiz sonuçlar bu kadar yüksek maliyete değiyor mu? Siz düşüne durun biz de aynı sorunun yanıtını 3 farklı yazıda aramaya çalıştık. "Kullan at" Kültürü.. başlığı ile verdiğimiz ilk ÖZLEM yazıda Burcu Boylu doğal kaynakların hızla YÜZAK tükenmesinin arkasındaki etkenin 'Planlı Eskime' olarak adlandırılan olguda olduğunu söylüyor. Tüketim toplumunun nasıl planlı olarak yaratıldığını, kulllanım süreleri bilinçli olarak azaltılmış ürünleri tüketerek sistemin yürütüldüğünü vurguluyor. Cep telefonları ve bilgisayarların kısa sürede iflas eden ve değiştirilemeyen pilleri ya da belli bir zaman dilimi sonunda yaşanmaya başlanan uyumsuzluklar…Hemen kaçan kadın çorapları, ömrü çabuk sona eren ampuller…ve daha niceleri hepsi de programlanmış üretimin bir parçası..Zuhal Aytolun ise artık yaşamlarımızın vazgeçilmez birer parçası haline gelmiş olan ancak 10 bin yıla kadar uzanan ömürleriyle aynı zamanda büyük tehdik haline gelen naylon poşetleri sorguluyor. Ve soruyor: Gerçekten de yapacak bir şey yok mu? Nihan Gürdenli daha olumlu bir çerçeve çiziyor. Oxfam'ın raporunda yer alan doğayı feda etmeden yoksullukla mücadelere edilebileceğini gözler önüne seren bir şemayı irdeliyor. Tüm bunlar yeni bir soruyu daha gündeme getiriyor: İnsan ve doğa arasındaki ilişkinin yeniden tanımlanması; hatta anayasal bir çerçevenin çizilmesinin gerekliliğini... [email protected] T yükseldi. Şu an nehirdeki çözülmüş oksijen oranı 0.32’ye kadar düştü ki bu seviyede canlı yaşaması mümkün değil. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın plan kapsamında dere yataklarında başlattıkları temizlik çalışmaları büyük oranda tamamlandı. Ergene Nehri’nde 32 km, Hayrabolu Deresi’nde 17 km’lik kesimin ıslahı gerçekleştirildi. Yıllardır havzayı hem kullanan hem kirleten plansız bir şekilde kurulan sanayi tesislerine karşı da sert önlemler alınıyor. Oluşturulmaya çalışılan Islah Organize Sanayi Bölgeleri’ne müracat etmeyen fabrikalar kapatılacak. Su artık bedava olmayacak fabrikalara su ve elektrik sayaçları takılacak. Sanayi için 2 atıksu arıtma tesisi kuruluyor. 1/25 binlik planlar yapılıyor. Yeni tesisler artık planlı olarak kurulacak. 24 Ağustos 2009’dan itibaren havzada kirletici sanayi tesislerine izin verilmiyor. İzleme istasyonları Ergene ve Meriç Nehri’ne gerçek zamanlı izleme istasyonları kurularak kirlilik sürekle takip edilecek. Ağaçlandırma ve erozyonla mücadele, katı atık, geri kazanım ve bertaraf tesisleri yapılacak. Zirai kirlilik kontrol altına alınacak. YunanistanBulgaristan ile imzalanan anlaşma kapsamında Tunca Nehri’ne taşkın uyarı sistemi kurulacak. Ergene Nehri’nin 34 yıl içinde eski günlerine dönmesi planlanıyor. D2.5 ebiyi atık su arttırıyor metreküp saniyelik debi atık suların fazlalığı yüzünden 10 metreküp/saniyeye aşamasında kazı ve dolgu çalışmaları çevreyi olumsuz yönde etkiledi. Proje sahasında yer alan bölgede 11 endemik bitki türü mevcut. İklim değişikliği nedeniyle Melen Çayı ve çevresinde yağış rejiminin nasıl değişeceğine dair proje kapsamında yapılmış bir çalışma yok. tüketiliyor. Su transferinin mevcut sorunu daha da arttıracağı tahmin etmek güç değil. İspanya ve Avustralya G öksu kuruyor Mavi Tünel Projesi, Konya Kapalı Havzası’na Göksu Nehri’nden su transfer edilmesini hedefleyen DSİ projesi. Yılda 414 milyon metreküp su aktarılacak. Göksu nehri, Özel Çevre Koruma Alanı ve Ramsar Alanı statülerine sahip. Göksu Havzası’nda sıcaklıkların önümüzdeki 30 yıl içerisinde önemli ölçüde artacağı ve yağışların yüzde 2030 arasında azalacağı öngörülüyor. Buna paralel olarak yüzey akışlarında önemli bir azalma bekleniyor. Bu projede de küresel iklim değişikliğinin etkileri dikkate alınmadı. Konya’da mevcut sulama uygulamaları sonucu su yüzde 30 daha fazla İspanya’da 3 ayrı nehir havzasını bağlayan 286 km uzunluğundaki TagusSegura Su transferi 1978 ‘dan beri kullanımda. İspanya’nın güneydoğusundaki sulama ihtiyacını gidermek amacıyla yapılan proje, alıcı havza olan Segura’da suyun aşırı kullanımına, sulanan tarım alanlarının kontrolsüz artmasına, kıyı bölgesinde ise yapılaşmaya yol açtı. Yaklaşık 50 yeni golf sahası ve 115 bin konutluk yapılaşma, mevcut su talebini daha da arttırdı. Avustralya Karlı Dağlar Projesi, dünyanın en büyük elektrik ve sulama projelerinden biri. Milyonlarca dolarlık katma değer ve istihdam yaratan projenin Snowy Nehri üzerindeki çevresel etkileri ağır oldu. Irmağın akışı, doğal akışın yüzde birine kadar düştü. Taşkın düzlükleri ve sulak alan habitatları kaybedildi. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Editör: Özlem Yüzak Görsel Yönetmen: Tutku Talınlı Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Yerel Süreli Yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle