22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

31 Ocak 2012 Salı 11 ONLARI KİMSE DURDURAMIYOR! Fukuşima Kanada’yı da vurdu Bakan Babacan: Önce 3. köprü sonra otoyol yapılacak İ K anada’nın batı kıyısındaki plajlarda denizin kıyıya attığı garip şeyler görülmeye başlandı: çocuk çorabı, diş fırçası, plastik şişe, vb. Ama hepsi de Japon malı. Çünkü bunlar Fukuşima’dan geliyor. Tsunaminin evlerden, işyerlerinden söküp aldığı her türlü şey. Tsunami okyanusa 5 ile 20 milyon ton arasında çöp attı. Denizin üstünde Kaliforniya eyaleti büyüklüğünde dev bir çöplük yüzüyor. Akıntılar bunları okyanusun doğusuna doğru taşıyor. stanbul'a yapılacak 3. köprüyle ilgili konuşan Babacan, "Başbakan haritaları aldı, önüne şöyle bir talimatı oldu: 3. köprüyle bağlantı yollarını ayrı bir proje olarak ayırıyoruz. Projeyi acil ihtiyacımız olan üçüncü köprü ve sadece bağlantı yolu haliyle yapişletdevret ihalesine çıkma kararı aldık. Ağır taşıt trafiğinin 3. köprüye yönlendirilmesi gerekiyor. Ağır taşıt trafiğinin yönlendirileceğiyle ilgili düzenleme yapıp yeni bir ihaleye çıkılacak. Otoyol sistemleriyle ilgili farklı bir şey olacak. Projeyi daraltıp sadece 3. köprü ve bağlantı yoluyla sınırlayıp ihaleye çıkmak. Proje böylece 6 milyar dolardan, 2.5 milyar dolarlık bir rakama inmiş oluyor. Yatırıma finansman bulunamadı gibi bir tablo yok. Bu eski bir proje önemli olan yola devam etmek" dedi. Fransa’da nükleeri tartışmaya başladı Marmara foseptik oldu... armara’nın çok büyük bölümünün artık deniz özelliklerine sahip bir su kütlesi olmaktan çıkıp açık bir foseptiğe dönüştüğü bildirildi. Denizde yer yer oksijensiz bölgeler var. Evsel atıklar arıtmadan geçirilmeden denize veriliyor.Endüstriyel ve tarımsal atığın su kaynaklarına bırakılmasından kaynaklanan tehlikeye dikkat çekmek ve denizlerdeki doğal yaşamın sürdürülebilmesi amacıyla sürdürülen F ransa enerjisinin %74’ünü nükleerden sağlıyor. Bu aşırı bağımlılık yüzünden Fukuşima olayının etkisiyle Almanya, İtalya, İspanya gibi santralleri kapatma kararı alınamadı. Ama kamuoyunun baskısına boyun eğip bağımsız bir kuruma güvenlik araştırması yaptırıldı. 58 reaktörde yapılan çalışma 3 Ocak’ta açıklandı. Güvenliğin yeterli olmadığı anlaşılıyor. Rapor hızla alınması gereken bir dizi önlem ileri sürdü. Bu önlemler alınmazsa cezai sorumluluk doğacak. Önlemlerin arasında şunlar var: Reaktörlerin yanında, toprak altında, patlama gibi dış etkilerden etkilenmeyecek, büyük kriz yönetim merkezleri yapılacak. Bunlar bir kazada derhal devreye girecek. Burada elektrik kesilmesine karşı dev jeneratör sistemleri bulunacak. Kaza sonrasında yakıtları soğutacak büyük havuzlar yapılacak ve bunları sürekli besleyecek su sistemi geliştirilecek. Reaktörlerin temelleri (çok özel bir betonla) aşırı ölçüde güçlendirilecek ve radyoaktivitenin yeraltı sularına sızmasını önlemek için altta bir koruma kuşağı oluşturulacak. Yüzlerce kişiye ulaşan bir “acil müdahale gücü” oluşturulacak; bunlar özel olarak eğitilecek ve tam gün esasıyla sürekli hazır durumda tutulacak. Bu önlemler dizisinin AB kapsamında standart değeri kazanması bekleniyor. Bu önlemlerin çok yüksek maliyeti olacağı anlaşılıyor. Fransız çevreciler “Bu parasal kaynağı niye güneş, rüzgâr vb. gibi alternatif enerjilere kaydırmıyoruz?” diye soruyorlar. Umarız, bizde “ille de nükleer” diyenler de bu yeni standartları projelerinde uygularlar. M MAREM projesinin sonuçları ürkütücü.Raporda 1970 öncesinde denizin yüzeyinde 77.5 mg/litre olan oksijen oranının bugün 33.5 mg/litreye düştüğüne dikkat çektildi.Marmara Denizi’nde yapılan oşinografik, sedimantolojik, klimatolojik, hidrolojik, kimyasal, biyolojik ve jeolojik etüdler sonucunda Marmara’nın çok büyük bölümünün artık deniz özelliklerine sahip bir su kütlesi olmaktan çıkıp açık bir foseptiğe dönüştüğü saptandı. Şimdi de Kaz Dağları'nın suyuna göz diktiler K az Dağları'nda altın işletmeciliğine hazırlanan şirket, gerekli su ihtiyacının karşılanması için baraj yapılmasını istedi. Kuzey Biga Madencilik İcra Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Han İlhan, Kazdağları eteklerinde 2014 yılında faaliyete geçirmeyi hedefledikleri altın işletmeciliği için gerekli olan su ihtiyacının DSİ 25. Bölge Müdürlüğü’nce uygun görülecek alana kurulacak baraj ile karşılanabileceğini söyledi. Açıklama, Çanakkale şehir merkezinin içme suyu ve tarımsal sulama ihtiyacını karşılayan Atikhisar, Umurbey Ovası tarımsal sulama suyunun depolandığı Bayramdere ve Biga tarımı için önemli su kaynağını oluşturan Bakacak barajlarının su kaynaklarını engelleyeceği için kuraklık endişesi doğurdu.Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, ilin su kaynakları üzerine kurulacak barajın, 400 bine yakın kişinin su gereksinimini olumsuz etkileyeceğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle