Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 Cumhuriyet ENERJİ G 7 Aralık 2010 20 TÜRKİYE’NİN RUSYA, HAZAR, ORTADOĞU VE HATTA AFRİKAYI DÜŞÜNMESİ GEREKİYOR Enerji öncelikleri tanımlanmalı Doç. Dr. Mitat ÇELİKPALA Kadir Has Ünv. Uluslararası İlişkiler Böl. nerji, gündelik hayatımızda yer etmiş durumda. Üretici, tüketici ya da “geçiş ülkesi” olsun her devlet; güvenlik, ekonomi ve dış politika gibi enerji konusunda da planlı davranmaya çalışıyor. Ekonomik büyüme enerjiye olan talebi ve maliyetleri artırıyor. Enerjiyi planlamak artık varlığını sürdürme koşullarından biri. AB, üye ülkelerin enerji ihtiyaçlarını belirlemek ve ortak bir enerji politikası tanımlama yönünde çabalıyor. Enerji ihracatçısı Rusya, OPEC ve sisteme yeni giren Azerbaycan, Kazakistan ile Türkmenistan gibi ülkeler ise kendi pozisyonlarını güçlendirme çabasındalar. Afrika, Çin gibi büyük tüketicilerle bağlantıları ve ABD'nin petrol ihtiyacını karşılayan ana alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Büyük bir tüketici ve geçiş ülkesi konumundaki Türkiye’nin izlediği politikalar dikkatle izleniyor. E Plan, petrol ve doğalgaza bağımlılığın azaltılmasını, kaynakların çeşitlendirilmesini içeriyor. Rusya'ya karşı pazarlık gücünü geliştirmek amacıyla Orta Asya ve Hazar kaynakları asli alternatif olarak değerlendiriliyor, Türkiye, Gürcistan ve Mağrip ülkeleriyle yeni işbirlikleri öngörülüyor. Yeni strateji, kaynak ülkelerin yanı sıra Türkiye gibi geçiş ülkelerini doğrudan etkileyecek. Uygulanabilirliğinin kilit noktası, bu ülkelerle güçlü ortak girişimlerde bulunulmasından ve sürdürülmesinden ge zeyindeki dışa bağımlılığı aşağı çekmek istiyor. Doğalgazda 2015 yılına kadar tek kaynağa bağımlılığı yüzde 50'lerin altına indirmek de planlar arasında yer alıyor. Petrol ve doğalgaz rezervlerinin yüzde 72'si çevresindeki ülkelerde bulunan Türkiye, bunu kaynaklarını çeşitlendirmek ve geçiş ülkesi olmak için de değerlendirmek istiyor. Bu kapsamda, TürkiyeYunanistanİtalya, TürkiyeSuriye, IrakTürkiye, TürkmenistanTürkiye, KatarTürkiye, Türkiyeİsrail Çoklu Boru Hattı, Mavi Akım 2, SamsunCeyhan, Güney Akım gibi projeleri gündeminde tutuyor. Yine Ceyhan'a gelen petrolün iki katına çıkarılması, Ceyhan'ın rafineri, petrokimya tesisleri ve LNG ihraç merkezi olması öngörülüyor. Rusya’nın hedeşeri Rusya dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz üreticisi ve ihracatçısı. Türkiye'nin yanı sıra AB, Çin ve Japonya gibi ülkelerle enerji merkezli ilişkilerin devamı ve Rusya'nın merkezi konumunun devam ettirilmesi, Rusya'nın hem enerji hem de dış politika önceliği. Rusya'nın, Ukrayna gibi geçiş ülkeleriyle yaşadığı sorunları ortadan kaldırmak için alternatif hat inşası konusunda Almanya ve Türkiye gibi aktörlerle işbirliği arayışı sürüyor. Daha fazla gelir ve teknoloji ihtiyacı Rusya'yı Batılı aktörlere bağımlı hale getiriyor. Moskova'nın alternatif hatlarının önüne geçme, üreticilerletüketiciler arasında kendini tek aktör konumuna taşıma anlayışı AB ile Rusya'yı başlangıçta üstü örtülü bir mücadele ye çekebilir. Sonuç vermeyen herkese evet deme ve işbirliği yapma söylemi Rusya'ya olan güveni sarsabilir. Rusya'nın, pazara yeni aktörleri sokmak istememesi ve Avrupa'daki dağıtım şirketlerini ele geçirme politikaları da sorun olarak ortada duruyor. Bu çerçevede Türkiye'nin enerji politikasının Rusya ve AB ile ilişkilerde sorunlar yaratması beklenebilir. Tarafların sessizce de olsa bir rekabet içinde oldukları açık. Irak'ın enerji pazarı dışında kalması, İran'ın doğalgaz piyasasına yeni projelerle girememesi bölgedeki enerji oyunun şekillenmesinde belirleyici oluyor. ABD'nin yaklaşımı, İran doğalgazının piyasaya girmesinin önüne geçiyor (ki Rusya'nın ABD'nin İran politikasına bakışındaki politika değişikliği bu çerçevede analiz edilebilir) ve meseleyi güvenlik konusuyla birleştirerek içinden çıkılmasını zorlaştırıyor. çiyor. Hedeflenen, tedarikçi ve geçiş ülkeleri arasında enerji çerçeve anlaşmaları imzalamak ve şebeke gelişimi gibi piyasa erişim konularını ele almak. ABD’nin öncelikleri Rusya ve Hazar petrol ve doğalgazına ihtiyaç duymasa da küresel oyunun şekillendirici ana aktörü kimliğiyle ABD oyunun içinde. Rusya ile yaşanan gerginlik, enerji zengini eski Sovyet ülkelerin Rusya'dan bağımsızlaştırılması gibi konular, ABD'nin Rusya ve enerji konularına daha çok güvenlik perspektifinden yaklaştığını göstermekte. ABD'nin Irak'taki politikaları, Afganistan bağlantısıyla Orta Asya'daki dengelere doğrudan etki etmesi, İran ile yaşanan gerginlilik ve yaptırım politikalarının sonuçları, dünya enerji dengelerine ve stratejilerine etki ediyor. Türkiye’ye öneriler Küresel gelişmeler ile Türkiye'nin enerji, güvenlik ve dış politikaları bir arada değerlendirildiğinde, enerji konusunun Türkiye açısından hayati konulardan biri olduğu rahatlıkla görülmektedir. Müzakereler yürüten Türkiye ile AB arasındaki gelişmelerin enerji politikalarına yansımaları, AB ile enerji alanında nasıl bir ilişki kurulacağı, bunun Türkiye'nin başta Rusya olmak üzere AB, Ortadoğu ve Hazar bölgesi ülkeleriyle bağlantılarına ve TürkAmerikan ilişkilerine ne gibi yansımaları olacağı geniş perspektifli bakışı zorunlu kılıyor. Çok boyutlu ortaklığın üst seviyeye çıktığı TürkiyeRusya ilişkilerinin enerji merkezli olduğu da unutulmamalı. Bu ilişki her ne kadar Türkiye açısından dezavantajlı bir durum yaratmış olsa da kısa vadede alternatifi yok. Ortadoğu'daki karmaşanın ve Hazar havzasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi, alternatif ve yeni projeleri mümkün kılabilir. Dikkat edilmesi gereken ve geçiş ülkesi olma politikasından daha hassas olan, Türkiye'nin kendi kaynaklarını kullanmasının yanı sıra Türkiye'nin kendi enerji ihtiyacının karşılanmasında çeşitlendirmenin sağlanmasıdır. AB, Rusya, İran, Irak ya da Hazar havzası ile entegre bir süreç yürütülmeye çalışılırken Türkiye'nin kendi önceliklerinin tanımlanması zorunludur. Aksi takdirde Türkiye'nin enerji politikası bir diğer aktörün enerji politikasının bir alt unsuru durumunda kalabilir ve birbiriyle rekabet eden farklı aktörlerin öncelikleri arasında kaybolabilir. Yapılması gereken Rusya, Hazar, Orta Doğu ve hatta Afrika gibi daha farklı alt unsurları da dikkate alan geniş bir vizyonla hareket edilmesidir. AB’nin yaklaşımı Avrupa Komisyonu'nun geçtiğimiz günlerde açıkladığı “Enerji 2020” planının, üye ülkeleri enerji tedarikçileriyle yaşanan sorunlara karşı koruması bekleniyor. Plan, AB'nin Rusya ve Türkiye gibi ülkelerle ilişkilerine piyasadaki ağırlığını dengeli ve etkili bir şekilde yansıtmasını, ülkelerin tek başına hareket etmeleri engellenerek uygun fiyata, güvenli ve sürekli enerji sağlanmasını öngörüyor. Türkiye’nin planlaması Türkiye’nin stratejik planlaması da AB'nin hedefleriyle benzerlik gösteriyor. Türkiye, yerli kaynakların tamamını, yenilenebilir kaynakları ise en yüksek düzeyde kullanmayı, tedarikçi ülkeleri çeşitlendirmeyi, 2020 yılına kadar nükleer enerjiyi elektrik üretimine dahil etmeyi planlıyor. Kısacası, sektörü yeniden şekillendirmek, yüzde 73 dü Üretici ve tüketici her ülkenin enerji alanında bir yaklaşımı var. AB, Rusya ile ilişkileri ve hedeşeri bulunan Türkiye'nin vizyonunu genişletmesi kaçınılmaz. Aksi durumda, kendi politikası bir başka ülkenin enerji politikasının alt unsuru olabilir ya da farklı aktörlerin öncelikleri arasında kaybolabilir.