Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 Temmuz 2011 Cuma 365 21 ANKARA AKKARA Talât HALMAN aşmamak ve hatta üzülmemek elde değil: “Yeni anayasa” her derde deva olacak gibi bir gaflet var. Sanıyorlar ki yeni bir belge, sistemdeki bozuklukları bir çırpıda düzeltebilecek olan sihirli değnektir. Aynı gaflet defalarca yaşanmıştı – 27 Mayıs’tan ve 12 Eylül’den sonra yazılan anayasaların da ülkeyi aydınlığa, adalete, refaha kavuşturacağına inananlar vardı. Referandumlarla kabul edilen tâdil maddelerinden de çözümler bekleniyordu. Kağıt üzerinde “şifa” gibi görünen nice maddeler, uygulamada “cefa” oldu. Kimisi yarar sağladı, kimisi hiçbir işe yaramadı. Anayasa, bazen “anamızı ağlatan yasa” oldu. Yazılı belge olarak bel bağladığımız anayasa, gün oldu, belimizi büktü. Şimdi ekranlarda, meydanlarda, siyasiler memleketi cennete çevirecek yeni anayasayı vaat ediyor bize. Ulusumuzun hayrı için, inşallah, söyledikleri doğru çıkar ama, kuşku duymamak imkânsız. Biz, hâlâ demokrasinin acemisiyiz. Seçmenlerimiz arada bir akıllıca oy kullanıyor ama, bazen yanılgıya düşüyorlar. “Sıfır kilometre” diye tanımlanan “araç”, bizi nereye götürecek? Kazancımız sıfır olamaz mı? Çok uzak olmayan bir geçmişteki yeni anayasaların ulusu yaya bıraktığını liderlerin çoğu son günlerde ısrarla söylüyorlar. Anayasa değişikliğinin “hayatî” bir gereklilik olduğu onların söylemi, değil mi? Ne zaman öğreneceğiz herhangi bir yeni anayasanın mutlaka “kurtarıcı” olmayacağını? Dünya tarihinde anayasaların tuhaf bir talihi olmuştur. Demokrasiye inanan nice halklar anayasaları özlemiş, sevmiş, baş tacı etmiştir. Bazı ülkelerde âdeta “romantik” bir bağlılık vardır o belgelere. Oysa, en güzel yazılmış, en güçlü ilkeleri vurgulamış olanlara zaman zaman ihanet edildiği görülmüştür. Siyasal sistemler vardır ki anayasası bulunmadığı halde demokrasiye üstün değer tanımıştır – örneğin İngiltere. Mükemmel vecizelerle dolu A.B.D. anayasası yürürlükte iken kölelik, ayrım, ırkçılık, linç, sınıf farkı, adaletsizlik de o toplumda rahneler açıyordu. En kötü rejimlerin hüküm sürdüğü bazı ülkelerin anayasalarında alkışlanacak ilkeler ve değerler üzerinde durulmuştur – şimdi de öyle. Ama, anayasa ülküleriyle gerçek uygulamalar arasındaki tezatları ortaya koyacak bir kitap derlense, tüm dünya şaşar kalır. Bizde yeni anayasanın “kurtarıcı” olacağını sanmak, belki de bir yanılgıdır. Önemli olan, 2030 sayfalık bir belge değildir, siyasal ahlâktır, iyi yönetimdir, halkın refahına ve mutluluğuna hizmet anlayışıdır, doğru dürüst adalettir, demokratik değerler, toplumsal erdemlerdir. Bütün bunlar yürürlükte değilse, halkın yararına uygulamalar yoksa, kağıt üzerinde yazılı olmaları beyhudedir. Anayasası olmayan başarılı toplumlar da biliyoruz, anlı şanlı, süslü püslü anayasalarına rağmen halka hizmet etmeyen, hatta eziyet eden toplumlar da. Yeni anayasadan kurtarıcılık beklemektense yepyeni bir irade ve ruh ile sağlam bir geleceğe yönelmeliyiz. Ş ‘Kurtarıcı’ Anayasa Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nin yaz etkinlikleri sürüyor NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Nâzım Hikmet Kültür Merkezi (NHKM), başkentte yaz tatiline gidemeyenler için temmuz ayında dolu dolu bir program hazırladı. Merkezin hazırladığı program kapsamında açık hava sahnesinde dans gösterileri, belgesel film ve tiyatro gösterileri gerçekleştirilecek. Çocukları da unutmayan merkez, çeşitli çocuk oyunlarını sahneleyecek. NHKM’de temmuz ayının ilk etkinliği bugün gerçekleştirilecek. Jose Marti Küba Dostluk Derneği düzenlenecek “Latin Gecesi”nde profesyonel dansçıların katılımıyla bir gösteri yapılacak. Programın sorumluluğunu Gözde Küçükşahin üstleniyor. A Açıkhavadakültürsanat Temmuz saat 21.00’de, “III. Reich’in Korku ve Sefaleti” 15 Temmuz’da saat 21.00’de, “50 Metre Yükseklikten İçi Su Dolu Konserve Kutusuna Balıklama Atlamak” adlı oyun 24 Temmuz saat 21.00’de ve “Azizlik Vaziyetler” de 29 Temmuz saat 21.00’de sahnelenecek. Çocuklar unutulmadı NHKM, etkinik programını yaparken çocukları da unutmadı. Bu kapsamda NHKM Açık Hava Sahnesi’nde 9 Temmuz saat 14.00’te Çocuk Kumpanyası dönem sonu etkinlikleri gerçekleştirilecek. Aynı gün saat 17.00’de ise Dersu Yavuz Altun’un “Benim Güzel Papuçlarım” adlı çocuk oyunu sahnelenecek. Anadolu’nun ilk filozofları Anadolu’nun düşünce tarihini konu alan “Antik Çağ’da Tarsuslu Filozoflar” adlı belgeselin gösterimi, 8 Temmuz saat 21.00’de gerçekleştirilecek. Uğur Pişmanlık, Burak Köroğlu’nun senaryosunu yazdığı ve Umut Hacıfevzioğlu’nun yönettiği belgesel Anadolu’nun ilk filizoflarını konu alıyor. Belgesel filozofların yanı sıra Tarsus’un tarihini de anlatıyor, döneme ilişkin canlandırmaları da içeriyor. Zeybek havaları Merkezde bu ay iki konser gerçekleştiriyor. Bunlardan ilkinde Abdurrahman Tarikci, ABİS topluluğu ile birlikte sahne alacak. NHKM Açıkhava Sahnesi’nde yapılacak koner 23 Temmuz saat 20.30’da gerçekleştirilecek. Zeybek havalarına yer verilecek ikinci konser ise 30 Temmuz’da gerçkleştirilecek. Konsere, Muammer Ketencoğlu akordeon ve sesi, Ali Fuat Aydın bağlamasıyla, İlay Çelik ve Celal Sezer sesiyle, Mustafa Göçer vurmalı çalgılarıyla, Cenk Güray divan sazı, perdesiz bağlamasıyla, Miase Örümlü ise neyiyle katılacak. Tiyatro gösterileri Merkezin temmuz ayı programında 4 tiyatro oyunu bulunuyor. Haldun Taner’in “Timsah” adlı oyunu 9 A Çocuklar‘kentinsesini’dinleyecek ma gibi çalışmalar gerçekleştirilecek. Mimarların, heykeltıraşların ve müzisyenlerin yürütücü olarak katılacağı ve 5 gün sürecek yaz okulu programının son günü olan 8 Temmuz’da, saat 18.00’de, çocuklar atık malzemelerden yaptıkları enstrümanlarla halk konseri verecek. Yaz okulu etkinlikleri Mamak Dostlar Mahallesi’ndeki Yücel Açık Hava Sineması’nda gerçekleştirilecek. Çalışmaya bölge çocukları da katılabilecek. “Her kentin bir sesi vardır. Biz bu kentin en güzel sesinin çocuklar tarafından keşfedildiğine inanıyoruz” diyen Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezi sorumluları, tüm Ankaralıları kentin ve kendi sesini dinlemeye davet ediyor. (Ayrıntılı bilgi 417 86 66 numaralı telefondan edinilebilir.) NKARA (Cumhuriyet Bürosu) TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezi tarafından her yıl düzenlenen yaz okulu, bu yıl 48 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilecek. Bu yılki okulun konusu ise “Kentin Sesi.” 7–17 yaş grubunun katılacağı yaz okulunda, drama, oyunlar üzerine çalışma, atık malzeme toplayarak enstrüman yapma, kentin seslerini dinleyerek kentin müziğini yap