Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 ANKARANT Murat KIŞLALI mkislali@yahoo.com 14 Ekim 2011 Cuma 380 Başkent Doğalgaz’daki Rant İlginçleşiyor Geçen yazımda sormuştum: “Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş, ekim sonunda özelleştirilecek. Ama özelleştirilmeden 2 ay önce Ankara’da hummalı bir altyapı çalışmasına giriyor. Ankara’nın başta Çankaya olmak üzere bütün elle tutulur cadde ve sokakları delik deşik. Tabii bunun parası kamudan çıkıyor. Peki özelleştirilecek şirkete niye bu kadar yatırım yapılıyor?” Yazının ardından bazı Özelleştirme İdaresi yetkilileri durumun yazdığım gibi olmadığını, yazımla ilgili bir açıklama, düzeltme yapacaklarını söylediler, ancak aynı yetkililer bir sonraki görüşmemizde, bana bir sonraki yazıma kadar açıklamaya gerek duymadıklarını ilettiler. Ben bu kadar erken olacağını beklemiyordum ama şimdi o yazının sırası geldi. Çünkü, benim yazımın üzerinden iki hafta geçmeden, Başkent Dağıtım’ın özelleştirilmesine dönük ihalenin yeniden, bu sefer 30 Ekim 2011’den, 27 Ocak 2012’ye ertelendiği haberi çıktı. Şimdi Başkent Dağıtım’ın özelleştirilmesi ekim sonundan ocak sonuna yaklaşık 3 ay daha ertelendi. Niye acaba, sakın Başkent Dağıtım’ın doğalgaz altyapısının işlerinin tamamen bitirilmesi bekleniyor olmasın? Ya da, daha da iyisi, belki şirketin başka bitirilmemiş, özel sektöre pürü pak devredilmeden önce tamamlanması gereken başka işleri de vardır da onların tamamlanması bekleniyordur? Merak ettim: Başkent Doğalgaz’ın özelleştirilmesi için bundan önce 2 defa daha ihaleye çıkılmıştı. Birincisi Ankara Anakent Belediyesi tarafından Mart 2008’de. İkincisi Özelleştirme İdaresi tarafından Ağustos 2010’da. Acaba bu her iki özelleştirme öncesinde de, özelleştirileceği bilinen bu şirkete kamu harcaması yapılmış mıydı? Yapıldıysa, bu harcama ne kadarlıktı? İkinci ihale öncesine bakalım. Kamu İhale Kurumu’nun 2010 ihale verilerine göre Başkent Doğalgaz Dağıtım Ağustos 2010’a kadar toplam 32 ihaleye çıkmış. Bunlardan 15’i iptal edilmiş. Sözleşmesi imzalanan, teyit alınan veya sonuç ilanı verilen toplam 17 ihaleden 7 tanesi yemek dağıtımı, güvenlik, temizlik gibi rutin işler. Onları çıkartalım, geriye kalan ihalelerde kamunun kasasından toplam 10 milyon 452 bin TL harcama yapılmış. Bu ihalelerden 4 tanesi Ankara’nın çeşitli bölgelerindeki altyapı işleri, diğerleri de malzeme alımı, sayaç montajı gibi bağlantılı harcamalar. Yani özelleştirme ihalesine çıkılan, bir aya kadar özelleştirileceğini bildiğiniz bir şirketin altyapısını yapıyorsunuz, bu altyapıya yönelik malzemeleri alıyorsunuz. Ve bunun için özelleştirmeleri öncesi kamudan 10,5 milyon TL harcıyorsunuz. Bunun adına da özelleştirme diyorsunuz. Başkentin yeni İşveçlisi: BÜTÇEME GÖRE AYŞE SAYIN aysesayin1967@gmail.com http://aysesayin06.blogspot.com H&M, hazırlamış. Karşılaştırma yapmak gerekirse, LC Waikiki ile C&A kalitesinde diyebiliriz. Fiyatlar da aşağı yukarı öyle. Açıkçası, oraya buraya atılmış, çuvaldan yeni çıkarılıp asılmış izlenimi veren giysiler, biraz alışveriş keyfimi kaçırdı. Uygun fiyat, “kötü sunum” anlamına gelmemeli değil mi? Tabii “uygun”luğun nedenini, her zaman yaptığım gibi, ürünlerin “iç etiketi”ni çevirince anladım. Artık bütün ünlü markaların yaptığı gibi H&M’de Uzakdoğu Asya’nın “ucuz işgücü”nü devreye sokmuş kendi markası adına üretim yaptırıyor. Üretim yerleri, Çin, Hindisdan, Bangladeş diye sıralanıyor. Şirketin Türkiye’de de üretim üssü varmış ama mağazadaki kısa turumda nedense bana hiç denk gelmedi. H&M, “basic” olarak adlandırılan, günlük/spor ağırlıklı ürünleri ile dikkat çekiyor. Özellikle gençler için biçilmiş kaftan. Hem “trendy”, hem de fiyatlar “öğrenci kesesi”ne göre. Benim ikinci beğendiğim bölüm “çocuk reyonu” oldu. Kız ve erkek çocuklar için oldukça geniş kolleksiyonları var, ayrıca, “bebek reyonu” da görülmeye değer. rkadaşım “Eyçenem’e gittin mi?” diye sormasa fena atlayacaktım. Bir de cahil, cahil sordum: O ne ki? Oysa Ankaralılar ne zamandır bekliyormuş, (Türkiye müdürü böyle söylüyor) onlar Ankara’da 2 mağaza birden açmış. İsveçli, perakende giyim mağazaları zinciri H&M’den söz ediyormuş. Benim ruhum duymamış! En kısa zamanda gidip, görüp, okurla paylaşmak da farz oldu. Kısa bir araştırma sonrası gördüm ki firma Türkiye’ye gireli 1 yıl bile olmamış ama Türkiye genelinde Ankara’yla birlikte 8 mağazaya ulaşmış. Ankara CEPA’daki açılan Türkiye’deki “en büyük” mağaza ve “full konsept” özelliği taşıyor. Yani, kadınerkek dış giyim, çocuk, çanta, ayakkabı, takı ve her neviden aksesuarların da satıldığı bir çeşit “giyim marketi...” Ankara’daki açılışı da hayli şaaşalı olmuş, “Erken kalkan kapar” mantığıyla ilk 100 kişiye yüzde 20 indirim uygulayınca, epey bir “curcuna” yaşanmış. Bu genel bilgileri edinip, İkea’dan sonra Ankara’nın İsveçlisi olan H&M’nin yolunu tuttum. CEPA’da eskiden Carrefour’un ikinci katı olan genişçe bölümü kapatmışlar, öğrendim ki 3 bin küsur metrekareymiş. Henüz girmeden vitrindeki herşeyin “515203050” TL olduğunu gösteren “indirim” A duyurularının altındaki bantlar dikkat çekiyor. Ama nedense “40 TL” yok. Girişte yaz sezonundan kalma, indirimli giysiler var, tişörtler 5, elbiseler 1015 TL etiketiyle dikkat çekiyor. İndirimli ürünler gerçekten de 550 TL bandında. Öğrenci kesesine uygun Sezon ürünlerinin bulunduğu bölüme yöneldim, orada da fiyatlar uygun, en pahalı kabançizme gibi ürünler 150 TL’yi geçmiyor. Zaten firma “her gelir grubuna hitap etme” mantığıyla koleksiyonlarını Beğendiklerim Flo Ayakkabının “hakiki deri” etiketleri. Firma bununla da yetinmemiş, ayakkabıların altında yer alan ve ayakkabıların hangi malzemeden yapıldığını gösteren sembollerin anlamını açıklayan “mini kılavuzlar” da yerleştirmiş mağazalara. Ayakkabının altında yer alan etiketlerdeki “doğal deri” ya da “serilmiş post” görünümündeki sembol, o ayakkabının hakiki deri olduğunu gösteriyor, eğer şekil daha “dar” ise “kaplanmış” deri, kare “tekstil malzemeleri” kullanıldığına, “baklava dilimi” ise “diğer bütün malzemeler”in kullanıldığına işaret ediyormuş. Üstelik ayakkabının “saya” denilen üst bölümü, taban ve iç kısmının hangi malzemeden yapıldığını da bu “kılavuzlar” sayesinde öğrenebiliyorsunuz. Gerçekten kutlanası bir uygulama. Artık ayakkabı bakarken, mutlaka anlamını öğrendiğim bu “sembollere” bakıp, ona göre tercih yapıyorum.