22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 Kalecik’teki Bağcılık Araştırma İstasyonu’nda bağbozumu... 14 Ekim 2011 Cuma 380 Taluğ,‘bağateşi’yaktı A SERTAÇ EŞ NKARA Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne bağlı Kalecik’te faaliyet gösteren Bağcılık Araştırma Merkezi’nde “bağbozumu” gerçekleştirildi. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak ile birlikte, toplanan üzümlerin şırasından pekmez yapmak amacıyla, “bağ ateşini” yaktı. Araştırma İstasyonu’ndaki tören Taluğ’un yanı sıra bazı fakülte dekanları, öğretim görevlileri ve fakültenin Bahçe Bitkiler bölümünde okuyan öğrenciler de katıldı. Araştırma istasyonunda yapılan çalışmaları anlatan Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu, araştırma istasyonu olarak en büyük bölgesel koleksiyona sahip olduklarını gen bankasını geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. İstasyonun 20 yıllık geçmişe sahip olduğunu belirten Söylemezoğlu, tüm bağ alanlarına teknik danışmanlık yapmaya çalıştıklarını kaydetti. Dekan Çolak ise istasyonda Güney Kafkasya, Mezopotamya ve Önasya bağ türlerinin korunmaya çalışıldığını kaydetti. Yok olmak üzere olan Kalecik Karası’nın kurtarılmasının gerçek bir başarı öyküsü olduğunu belirten Çolak, konuşmasının sonunda şair Ömer Hayyam’dan rubai okudu. Rektör Taluğ da, bağcılığın yoğun bir emek gerektirdiğini, bağ araştırmacılığının ise bundan daha yoğun çalışma gerektirdiğini söyledi. Ziraat Fakültesi’nin, kuruluşunda, “Memleketin bilim alemine armağan” olarak açıldığını belirten Taluğ, “Tarım dünya gündeminin en önüne çıkıyor. Açlık ve kuraklık tarımı önemli kılıyor. Biz de buna dikkat çekmek amacıyla 16 Ekim günü açlığa karşı koşma etkinliği gerçekleştireceğiz” diye konuştu. Kısa konuşmaların ardından Prof. Taluğ, Prof. Çolak. diğer fakülte dekanları, öğretim görevlileri ve öğrenciler bağa girerek üzüm topladılar. Daha sonra toplanan üzümler bir havuza toplanarak çiğnendi ve şırası çıkarıldı. Çıkan şıradan pekmez yapılması amacıyla kurulan kazanın altındaki bağ ateşi ise Taluğ, Çolak ve öğrenciler tarafından yakıldı. Törende yöresel kıyafetleriyle seymenler halkoyunları gösterisi yaptılar. Törene katılan konuklara araştırma istasyonunda üretilen şarap, pekmez ve üzümden ikram edildi. Ağaoğlu, doktorasını Kalecik Karası üzerine yaptı, emekli olunca Kalecik’e yerleşti... Kürsüdenüzümbağına A NKARA Kent merkezine 70 kilometre mesafede olan Kalecik, Ankara’nın ve Türkiye’nin bağcılık merkezlerinden biri. Adı yurt dışına ulaşan “Kalecik Karası”nın doğal yetişme alanı. Prof. Dr. Sabit Ağaoğlu, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığından emekli olunca ilçeye yerleşmiş. Butik işletmesinde ürettiği şaraplar kısa sürede, İngiltere’de 43 bin şarabın katıldığı yarışmada ödül almış. Nasıl ki Ayaş, domatesi, dutuyla biliniyorsa, Ankara’nın kuzeyindeki ilçesi Kalecik de şaraplarıyla adı yurt dışına taşmış bir ilçe. Ziraat Fakültesi’nin Araştırma İstasyonu’nda bağbozumu törenine gidenleri karşılayanların arasında eski dekanlardan Prof. Dr. Ağaoğlu da vardı. Doktorasını Kalecik Karası üzerine yapmış ve 1960’lı yıllardan bu yana bölge ile hiç bağını koparmamış. “Eskiden resmi danışmandık, şimdi fahri danışman olduk” diyor. İlçede bağ kurmak isteyen herkese önerilerde bulunmaya hazır. “Sabit Hoca”nın anlattıklarına göre Kalecik, bağcılık meraklısı akademisyenlerin toplandığı yer olma eğiliminde. Ziraat Fakültesinin mevcut Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak da bu fikre sıcak. Çolak, Kalecik’e yerleşme fikrine, “Neden olmasın, burası büyük ölçüde tarım alanı olarak kalabilmiş ender bölgelerden. Belediye başkanının da çabası bu yönde” diyor. Yalnız bölgeye yerleşmeyi düşünenlerin yanı sıra bölgeden çıkmak isteyenler de var. Ankara’daki büyük bir AVM’nin sahibi, son yıllarda “Hacca gidince”, şarap üretimini bırakmış ve tesisleri satılığa çıkarmış... ‘Baş ağrısı yapmıyor’ Sabit Hoca, Kalecik’e 2002 yılında yerleşmeye başlamış. “O yıl bağı diktik, sonra bu binayı ve şaraphaneyi yaptık” diyor. İşin teorisi ile pratik birleşince kısa sürede dikkat çekici sonuç ortaya çıkmış. Şöyle anlatıyor yaptıklarını ve Kalecik’i: “Burada 23 butik işletme, 5 orta boy işletme var. Çabalarımız bir noktada sonuç verdi. Trajan markasıyla üretim yaptık. İngiltere’de 43 bin şarap türüyle birlikte katıldığımız ilk yarışmadan iki ödül aldık. Kükürt dioksit dışında dışarıdan hiçbir şey katmıyoruz. Doğal fermantasyon ile elde ettiğimiz bu şaraplar baş ağrısı yapmaz. Çünkü maya yok. Maya bazı bünyelerde alerji ve baş ağrısı yapabilir.” Sabit Hoca’nın ödüllü şaraplarından biri Trajan Kalecik Karası Rezerv. Pressiz, tamamen ana şıradan elde ediliyormuş. Diğeri ise Trajan Kalecik Karası. Bu ise preslenerek elde ediliyormuş. Sabit Hoca, şarapları şöyle anlatıyor: “Rezerv daha hafif diğeri ise normal. Peynirlerle, kuzu eti, hindi eti ve makarna ile çok iyi uyum sağlar.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle