Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 Ekim 2011 Cuma 380 13 GÖRÜNÜM A. Celal BİNZET Yenimahalle Belediyesi zihinsel engellilere yardım eli uzattı Yaşar’danengellileredestek ‘Bir Başkentin Oluşumu’ C NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Batıkent Zihinsel Engellileri Koruma Derneği tarafından yapımına başlanan ancak maddi yetersizlikler nedeniyle inşaatı yarım kalan Zihinsel Engelliler Yaşam Merkezi, Yenimahalle Belediyesi’nin desteğiyle açılıyor. Merkezin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde açılması ve adının Beyaz Karanfiller Yaşam Merkezi olması kararlaştırıldı. Batıkent Zihinsel Engellileri Koruma Derneği’nin geçtiğimiz hafta yapılan Genel Kurulu’na A katılan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, uzun süredir bitirilemeyen rehabilitasyon merkezi için destek sözü verdi. Yaşar, genel kurulda, yapılacak merkeze kendi adının verilmesini öngören önerileri ise kabul etmedi. Beyaz Karanfiller Yaşam Merkezi’ne yapılacak katkının Yenimahallelilerin parası olduğunu belirten Yaşar, şöyle konuştu: “Eğer ben desteği kendi cebimden Fethi Yaşar olarak yapsaydım bu mümkün olabilirdi. Ancak harcanan para Yenimahalleli hemşerilerimin hizmet etmem için bana emanet ettiği paradır. Böyle bir sosyal projeye duyarsız kalmamız mümkün değildi. Biz de elimizden gelen desteği verdik. Vermeye de devam edeceğiz” Dernek başkanı Ömer Koç ise inşaat sürecini anlatarak, Yenimahalle Belediye Başkanlığı ile yapılan protokol hakkında bilgi verdi. Koç, “Yaşam Merkezi projesi, Yenimahalle Belediye Başkanlığı’nın maddi katkılarıyla ilerledi. Başkanımızın bu konudaki duyarlılığı sayesinde yaşam merkezimizin açılışı için gün sayıyoruz. Kendisine çok teşekkür ediyoruz” dedi. NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentin tarih öncesinden Osmanlı’ya, Cumhuriyet’in kuruluş döneminden bu güne kadar uzanan kültür ve doğal varlıkları düzenlenen toplantılarda masaya yatırılacak.Koruma ve Restorasyon Uzmanları Derneği (KORDER) ve Ankara Üniversitesi Ankara Araştırmaları Merkezi (ANKAMER) işbirliği ile gerçekleştirilecek toplantı, Yüzüncüyıl Toplantı Salonu’nda 2122 Ekim 2011 tarihinde yapılacak. Toplantıya, tarihi ve kültürel varlıkların korunması konusunda uzman olan kişilerin yanı sıra bazı belediye başkanları da katılacak. İki yılda bir farklı kentlerde yapılması planlanan toplantının kentlerdeki kültürel ve doğal varlıkların korunması yönünde ortak bilinç geliştirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda ilk kent olarak da Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki önemi nedeniyle Ankara seçildi. Ankara’daki toplantıya, bazı oda yöneticilerinin yanı sıra akademisyenler, Altındağ, Ayaş, Beypazarı, Çankaya, Nallıhan, Yenimahalle belediye başkanları ve Ankara Valisi Alaaddin Yüksel’in de katılması bekleniyor. A Kültürvarlıklarımıztartışılıyor umhuriyet dıştan ve içten yıkıcılara karşın kuruldu. En çok da dışarıdakilere biat etmeyi sevenlere inat. Öncü kadronun savaşımlarıyla çatısı oluşturulan cumhuriyete başkentlik onuru Ankara’ya düştüğünde takvimler 13 Ekim 1923’ü gösteriyordu. Osmanlı’nın geri kalmış, küçük kasabasından, çağdaşlığa örnek olacak bir kentin ortaya çıkarılmasının savaşlardan daha zorlu geçtiğine kimsenin kuşkusu yoktur. Kulluğun esas olduğu topluluktan yeni kentler, yeni dünyalar yaratacak bireylerin çıkması o aşamada olanaksızdı. Tam bu noktada, Avrupa’nın kaos ortamından kaçan bilim ve sanat adamları ile yollarını çakıştıran Atatürk ve kadrosu, çağdaş bir kentin görünümünü değiştirecek elemanları yanında buldu. Onlar da, yaşamlarının en zor dönemlerinde kendilerine kucak açan bu yönetimle birlikte olanca güçleriyle çalıştılar. İşte cumhuriyetin görünen yüzü böylelikle çıktı ortaya. Bugün Ulus’tan başlayıp Çankaya’ya değin baktığımızda o yılların tüm yapılarında bu sanatçıların imzasını görürüz. Daha sonraki dönemde ardılları olan Türk sanatçıları yetişerek onların yerini alacaktır elbet. Ama ilk yılların yapıları ve anıtları bu yabancıların imzasını taşır. Kim ve adları ne olursa olsun, onlar, artık bizim kültür tarihimizin temel taşı sayılırlar. Ankara, başkent oluşundan yaklaşık 75 yıl sonra başlayan ortak bir çalışmayla ve iki yıl süren bir projenin somutlaşmasıyla ilk dönem yapılarını kapsayan sergiye tanık oldu. Ortak çalışma derken, işin öncülüğünü üstlenen kurumlar Goethe EnstitüsüAnkara, Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi. Sergi, sanatçı Çetin Ergand’ın iki yılı aşkın bir çalışmayla ortaya koyduğu fotoğraflardan oluşuyor ve Goethe Enstitüsü’nün salonlarında devam ediyor. “Bir Başkentin Oluşumu” Avusturyalı, Alman ve İsviçreli Mimarların Ankara’daki İzleribaşlığı altında sergilenen fotoğraflar, başkente damgasını vuran yapıları/yapıtları tanıma ve anımsamamız açısından önemli. Bu arada, fotoğraflardaki sanatsal ustalığa değinmeden geçmenin doğru olmayacağının altını çizelim. Sergiyi izlerken kent kimliğinin oluşmasında katkıları olan Clemens Holzmeister, Ernst Egli ve Bruno Taut başta olmak üzere öteki sanatçıların adları geliyor aklımıza. Belirli bir süre açık kalacak serginin kitaplaştırılmasının kalıcılık bakımından daha da anlamlı olduğu gerçektir. Üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken kitaplardan ilki yazımızın başlığını taşıyor. Öteki ise “Modern ve Sürgün”. Bu konuda emeği geçen kurumların yanında onlarca insanın adı var. Birkaç örnek vermek gerekirse, Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz’un öncülüğünde, Goethe Enstitüsü Başkanı Dr. Thomas Lier, Prof. Dr. Ali Cengizkan ile Emel Öztürk ve Meral Pak’ın ortak çalışmadaki payını göz önünde bulundurmalıyız. Sergiden sonra en iyisi, Ankara sokaklarına çıkıp oradaki yapıları yerinde izlemek olmalı. Planlı kentleşmeyle, kaptıkaçtı yapılaşma arasındaki ayrımı görmek için bundan daha güzel anlatacak bir fırsat bulunamaz.