10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ANKARA’DA CAZ heodor Wiesengrund Adorno, Frankfurt ekolünün en büyük temsilcisidir. Aslında bir müzikologdur; ama bununla yetinmeyerek sosyolog, filozof ve iletişim bilimci kimliğine de sahip olmuştur. Popüler müzikle ilgili standartlaşma ve sahte bireyselleşme diye iki alt başlıktan söz etmektedir. Bunun müziğin standartlaşması ama bir iki farklı melodi ve farklı şarkı sözleriyle sahte bir kişiselleşmeyle karşımıza çıkması olduğunu söyler. Bu standartlaştırma insanları oylama ve pasifleştirme ile mevcut toplumsal düzeni güçlendirmektedir ki Adorno da bu yüzden caza ve popüler müziğe hücum etmiştir. Özellikle bu konularla ilgili pek çok makale yazmıştır. Bununla birlikte, Adorno, caz gibi kültür ürünlerinin stilize edilmiş ve yaşamı olduğu gibi kabullendirmek hatta kutsamak için kullanıldığını düşünmekte ve conformismin, uyumculuğun giderek zayıf benlikler ve otoriteye tapan kişiliklere yol açacağını söyler. Ama mesela caza kıyasla atonal müziğin, dünyaya yeni bir bakış açısına zorlayacağını söyler. Müzik konusunda, Frankfurt okulunda popüler kültür üzerine yapılan düşünceler aslında yine popüler olanın içinden türeyen avangartlarla ya da altkültürlerle conformismin uyumculuğunun etkisinin kırılacağını belirtir. Minik melodi oyunlarıyla aynı parçayı 100 kez dinleriz, ama fark etmeyiz. Dolayısıyla, Adorno cazın ve popüler müziğin insana özgürlük hissi verirken, Cumhuriyet Ankara 237/16 Ocak 2009 Theodor Wiesengrund Adorno ve Caz T Ankara Caz Derneği / Asistan ? Güneş BAYRAK özgürlüklerini elinden aldığını söyler. Zira kuralları yıkmış gibi görünüp kurallara sıkı sıkıya bağlıdırlar aslında, yaptıkları şey dinleyenlere kurallar çerçevesinde özgürlük hissi vermektir. ‘Günümüzde müzik toplumun çelişkilerini yansıtıyor’ Ona göre caz yabancılaşmayı artırmaktadır. Müziksel üretimin ve müziksel tüketimin kapitalist süreç tarafından özümsenmesi sonucunda müzik “şey”leşmiş ve rasyonelleşmiştir; insanlar arasında, onların yakın ilişkiler içinde sürdürdükleri yaşamda birlik oluşturan insanların bencil ve kaba itkilerini bu birliktelik için yüceltilmeyen müziğin dolaysız kullanımından çıkarılmıştır. Günümüzde müzik bu nedenle yaşadığımız toplumun çelişkilerini yansıtmaktadır. Bunun yanı sıra çeşitli dinleyici kitlelerinin faklı müzik çeşitlerini dinleyebiliyor olması da bu yanılgının bir parçasıdır. İnsanlar güya birçok çeşit arasından kendi beğenileri doğrultusunda seçim yaparlar fakat ne müzik bir farklılık gösterir ne de seçimler. Şöyle ki zaten bütün müzik çeşitlerinin aynı kalıptan çıkmışçasına birbirine benzemesi ve aynı ideolojinin kaynaklık ettiği bilincin yansımaları olması dolayısıyla seçim mümkünsüzdür. Diğer taraftan ise zaten belirlenmiş bilinç; sunulan ürünleri ve seçilmesi gerekenleri sınırlandırmıştır. ‘İleri sanayi toplumlarında sanat metalaştı’ Bunun sonucunda, sanatla kapitalist üretimin renginin birbirine karıştığı ileri sa nayi toplumlarında sanat metalaşmıştır. Sanat eserinin değerini onun getirdiği kazanca ve kârının ölçüsüne göre belirlendiği ileri sanayi toplumunda sanatın bir piyasası vardır. Sanat eserinin estetik değeri onun yaratıcılığı, özgüllüğüyle değil pazara uygun üretimiyle alâkalıdır. Ve üretilen bu kültür metaları birbirine büyük bir benzerlik gösterir. Çünkü esasında pazarın durumuna göre üretilmişlerdir ve bir bakıma birbirlerinin tekrarıdırlar ve kültür ürünleri tekellerin denetimi altındadırlar. Adorno sanatın metalaşmasını müzik özelinde ele alır. Adorno’ya göre müziği onun dolaysız kullanımının içinde gerçekleştirilmekte olduğu kültürel yaşam ortamından ayıran ve onun gelip geçici sesler topluluğu biçiminde bir meta durumuna getiren süreç boyunca müzik basit dolaysız kullanım biçiminden ayrıldıkça kendi yabancılaşmasını ve insanoğlundan soyutlanışını da tamamlamış oluyordu. Müziğin fetişleşmesi dışında esasında insanın da yeniden üretilmesiyle bilincin körelmesiyle halesini yitirdiği rahatlıkla söylenebilir. Kültür endüstrisiyle beraber “şey”lerle dolu bir dünyada insanın da bir “şey” olması garipsenmemelidir. Bu anlamda Adorno müziğin kitleşmesiyle birlikte insanın dinleme yetisinin de aynı doğrultuda gerilediğini belirtir. Adorno’ya göre müzik düzenli bir sürecin bir parçası olarak estetik deneyimin nesnesi olmaktan kullanılan değerinden uzaklaştırılmakta ve değeri pazar tarafından belirlenen bir değişim değeri kazanmaktadır. Buna dayanarak Adorno, sanatın ürüne indirgenmesine müzik mallarının standartlaşmış niteliğine dayanan bir eleştiri sunar. Bu durumda ileri sanayi toplumunda iyi ve başarılı müzik eseri çok satan ve kâr getiren müzik eseridir. AFSAD’DAN KARELER 1 1 2 3 4 5 6 7 8 2 3 S BULMACA ÇÖZÜMLERİ 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 Fotoğraf: MUSTAFA ERTEKİN 9 10 11 12 13 14 15 P A U L B O N A T Z K A H A R S E N T A S T A T R A N E N E D O R N A M M D A T A Z Z A N N G O N Ç H A N A A L A V A R D E A L A L A E S B A M H A T U N K A R A R M M U T A S R A M A R A N N A F T E M M R A K E C A R A L B U R A S T A O L N E S T H A M A M Ö N Ü A T P T E K A R T E M E U Z K E E A N K B E A T A D K A I K N N R O Z E N S M R M Hazırlayan: Sedat YAŞAYAN 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle