Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞUSTOS 2008 CUMA Ankara Kulübü başkentin en eski kulüplerinden... yesi’nin restorasyonundan sonra kullanmaya başladı… 10 sene evvel Doğan Taşdelen döneminde bir restorasyon yapılmış ve halk kütüphanesi olmuş ancak rağbet görmeyince kapatılmış. Çankaya Belediyesi yeniden bir restorasyon yaptı ve Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, kültürel etkinliklerimizde kullanılmak üzere burayı bize tahsis etti. 4 seneden beri biz burada, pek çok güzel, binanın şanına yakışır etkinliklerle faaliyetimizi sürdürüyoruz. Ulusal Mücadele’ye teğmen yetiştiren bu kutsal binayı, bir seğmen ocağı olarak kullanıyor, yeni seğmenler yetiştiriyoruz. Ulu Önder ile gerek seğmenler gerekse Ankara arasında özel bir bağ var. Bu noktada neler söyleyebilirsiniz? Meclis’te, Mustafa Kemal Paşa’nın başarılarını hazmedemeyenler ve yobaz din adamları, Paşa’ya doğrudan doğruya karşı çıkamayarak bir önerge veriyorlar. Buna göre; 5 yıl bir yerde daimi oturmayan bir kişinin ve Misakı Milli sınırları içinde doğmayanların ki adeta Mustafa Kemal Paşa’yı tarif ederek, vatandaşlıktan çıkarılmasını istiyorlar. Mustafa Kemal Paşa buna çok üzülüyor. Ankaralılar da çok üzülüyor ve 5 Ekim 1922’de Mustafa Kemal’e Ankara hemşeriliğini teklif ediyorlar. Paşa buna çok seviniyor, bu hemşeriliği büyük bir memnuniyet ve şükranla karşılıyor. Ankara’nın başkent oluşu 13 Ekim 1923. Atatürk Dikmen’de coşkulu karşılanışında Ankara’yı seviyor, bağlanıyor. O’nun yakın silah arkadaşı Ali Fuat Cebesoy Paşa “Ankara’yı nasıl buldunuz Paşam” diye sorduğunda, “Cidden fevkalede! Ankara hakikaten bir milli merkez olmuş” diyerek memnuniyetini dile getiriyor. Seğmenlere, 27 Aralık soğuk ve ayaz bir kış günü olduğu için, “Efeler neden zahmet ettiniz, neden buraya kadar geldiniz” diyor; onlar da hep bir ağızdan “Seni görmeye, vatan için ölmeye geldik” diyor. “Fikrinizde sabit misiniz” diye soruyorlar, “And olsun” diye hepsi yemin ediyor. Atatürk bu yanıt üzerine adeta gözleri yaşararak, seğmenleri ve Ankara halkını büyük bir içtenlikle seviyor. Ankara hemşeriliğini de memnuniyetle kabul ediyor. Ankaralı oluyor, Hacıbayram nüfusuna kaydı yapılıyor. O tarihten sonra da ömrünü Ankara’da geçiriyor, Ankara’yı seviyor. Peki seğmenliğin tarihsel köklerini ve seğmenlik geleneklerini biraz anlatır mısınız? Seğmenlik çok eski bir gelenektir; Oğuz Türklerinden gelen binlerce yıllık bir Orta Asya geleneği... Seğmenler kendi aralarında toplanır, bir devletin çöküşünde, bir beyliğin yokoluşunda veya bir beyin vefatında kendi aralarında önderlerini seçerlermiş. Gerek Orta Asya’da, gerekse Anadolu’da bir beylik gittiği zaman, seğmen alayı tertibi ile kendi aralarında liderlerini seçerlermiş. Seğmen alayı her zaman kurulmaz; bir milli galeyan, heyecan anında kurulur. Hatta Osmanlı’nın, Selçuklu’nun kuruluşunu seğmen geleneğine bağlayan çoktur. Meşrutiyetin ilanında “Hürriyet geldi” diye büyük bir coşkuyla, büyük bir seğmen alayı kurulmuş. Ama asıl seğmen alayı, ulusal mücadelenin başladığı dönemde, Atatürk’ün Sıvas’tan Ankara’ya hareket ettiği haberinin alınmasıyla kurulmuş. 3 bin atlı, 700 yaya seğmen Mustafa Kemal Paşa’yı karşılamak için gelmiş. O zamanın nüfusunu düşününce, bu çok büyük bir rakam. Ankara ve civarında yaşayanlar, İstanbul Hükümeti’nden umudunu kesmiş olan seğmenler, yeni liderlerini yani Mustafa Kemal Paşa’yı Dikmen’de karşılıyor. Seğmen ekibinizi oluştururken nelere dikkat ediliyor; isteyen herkes seğmen ünvanı taşıyabilir mi? Ankara Kulübü seğmenleri, herhangi bir okulda, toplulukta, gençleri bulalım, seğmen kıyafetlerini giydirelim, Ankara oyunlarını öğretelim, hadi buyur sen seğmensin değil. Bizim seğmenlerimizin babaları, dedeleri hep Atatürk’ü karşılayan seğmenler. Onun için binlerce seğmenimiz yok. Abidin Paşa Köşkü ‘Ankara folkloru katlediliyor’ Seğmen kıyafetini ya da Ankara’ya özgü halk oyunlarını pek çok magazin amaçlı kullanılırken ya da para kazanma aracı yapılırken görüyoruz. Bu durum sizleri rahatsız ediyor mu? Bu bizim için büyük bir üzüntü kaynağı maalesef. Ankara oyunlarını öğrenen, seğmen kıyafetlerini diktiren birçokları ya bir televizyon programında, sanatçı arkasında dekor gibi duruyor ya bir gece kulübünde bu elbiselerle oynuyor ya da düğünlere gidip gösteri yapıyor. Kent folkloru oranın mazisini ve karakterini yansıtır. Ankara folklorunda görülen yiğitlik, kahramanlık, efelik de iftihar kaynağıdır. Ama adının başına Ankaralı sıfatını koyan birçok kişi, bu güzel Ankara müziği üzerine müstehcen, çok çirkin sözler yapıştırarak Ankara folklorunu katlediyor. Günümüze gelirsek; yürüttüğünüz çalışmalardan, gerçekleştirdiğiniz etkinliklerden bahseder misiniz? Milli duyguları daima diri ve zinde tutan bir dernek olarak, kamu yararına çalışan dernek statüsü de kazandık. Atatürk’ün direktifiyle kurulan bir dernek olarak, Atatürk’e bağlılığımızı, ulusal mücadeleye hayranlığımızı ve bağlılığımızı her fırsatta gösteriyoruz. Ankara Kulübü büyük bir fedakarlıkla ve hiçbir karşılık beklemeksizin her 5 Ekim, 13 Ekim 27 Aralık gibi Ankara’nın özel günlerini, çok özel programlarla ve bu tarihleri adeta özlemle bekleyerek kutluyor. Ben 20 seneden beri Ankara Kulübü Başkanıyım. 19 yıldır her 5 Ekim’de, sadece Ankara Kulübü olarak seğmenlerimizle Ulu Önder’i ziyaret ederek, O’na, ilkelerine ve inkılaplarına bağlılığımızı yineleriz ve büyük bir mutluluk duyarız bundan. Bunun dışında 23 Nisan’larda, 19 Mayıs’larda, 29 Ekim’lerde görev alıyoruz, belediyelerimizin büyük kültürel festivallerinde yer alıyoruz. Bu binada çok sayıda kültürel etkinlik düzenliyoruz. Buranın Harp Okulu ve Zabit Namzetleri Talimgahı oluşunun yıldönümlerini kutluyoruz, Turgut Özakman, Bilal Şimşir, Sadık Tural gibi isimler burada konferanslar verdi, söyleşiler, sempozyumlar, sergiler düzenliyoruz… 5 Ekim 13 Ekim arasındaki haftayı, biz her sene Ankara Kültür Günleri olarak kutluyoruz. Çok değişik etkinlikler yapıyoruz. Örneğin bu hafta kapsamında; Ankara’da yaşayan Türk Dünyası Sanatçıları Resim Sergisi, Ahilik Kültürü Sergisi, Beypazarı Evleri El İşleri Sergisi, Fotoğraf Sergisi, Geleneksel Ankaralı Ressamlar ve Ankara Resimleri Sergisi, Fotoğraflarla Cumhurbaşkanları Sergisi açtık, şiir günleri yaptık… Bu yılki programı da hazırlıyoruz. El sanatları sergileniyor Etrafında park bulunan, iki katlı Abidin Paşa Köşkü, haftanın her günü 09.00 18.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Köşkte Ankara enstürmanlarının, giysilerinin, dekoratif ürünlerinin sergilendiği odalar, duvarlarda Ata’ya ve Ankara’ya ait siyah beyaz fotoğraflar ve Ankara’nın Ayaş, Beypazarı gibi ilçelerine ait el sanatları ürünleri sergileniyor. (Ankara Kulübü Derneği İletişim: Abidinpaşa Köşkü, Askerlik Dairesi Başkanlığı Karşısı Abidinpaşa / Tel: 362 73 05) 5