26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 SUNAY AKIN 30 AĞUSTOS 2009 / SAYI 1223 Mağara Adamı / TAYYAR ÖZKAN (www.tayyarozkan.com) İstanbul’u kurtaran Albatros H avacılık tarihimizde bir kadın yolcuyla uçan ilk pilot Fethi Bey’dir. 13 Kasım 1913’te, Fethi Bey’in uçağıyla Yeşilköy’den havalanan Kadın Haklarını Koruma Cemiyeti Başkanı Belkıs Şevket Hanım, halkı derneğe yardım yapmaya davet eden bildiriler atmıştır. Belkıs Hanım’ın gözlemleri, İstanbul’un bir uçak yolcusu tarafından ilk anlatım örneklerinden olması açısından ilginçtir. Belkıs Şevket Hanım’ın Şehbal dergisinde çıkan yazısıyla, o yılların İstanbul’u üstünde biz de uçalım: “Yeşil tarlalar, ufak köyler, derecikler hakikaten güzel manzaralar. İstanbul’umuzun üstünde uçarken sepetten kartları aşağıya atıyordum. Harbiye Nezareti’ni, yangın kulesini (Beyazıt Kulesi) Muaveneti Milliye uçağı yalnız değildir. İstanbul’dan birlikte havalandığı “Prens Celaleddin” adlı uçak da 11 Mart günü Kahire’ye gitmek amacıyla Yafa’dan kalktıktan kısa bir süre denize düşer ve pilot Nuri Bey boğularak ölür. İstanbul üstünde yapılan en ilginç uçuşun tarihi ise 27 Nisan 1914’tür. O yıllarda, Beyazıt Meydanı’ndaki İstanbul Üniversitesi binası, Harbiye Nezareti olarak kullanılmaktadır. Pilot Mehmet Ali Bey (Kurçer), Yeşilköy’den kalkan uçağını Beyazıt Meydanı’na indirir ve Üniversite’nin tarihi kapısının önünde durdurur. Harbiye Nazırı Enver Paşa bu disiplinsiz davranışı cezalandırmak bir yana, Mehmet Ali Bey’e Dünya Savaşı’nda işgal güçleri tarafından İstanbul’a ilk saldırı da bir İngiliz deniz uçağı tarafından yapılır. Uçağın, 9 Temmuz 1917’de, İstinye Koyu’na demirli Yavuz’a attığı üç bombadan ikisi denize düşse de, biri Yadigârı Millet gemisine isabet ederek batırır. Geminin yanındaki Numunei Hamiyet de yara alır. Saldırıda 29 denizci hayatını kaybeder. Soyu tükenen kuşlardan biri de albatrostur. Açıldığında, kanat uçlarının arasındaki mesafe üç metreyi bulan bu dev kuşlar, okyanus üstünde saatlerce yol alabiliyorlardı. Bir albatros, 25 Ekim 1918 tarihinde İstanbul’u kurtarmıştır! Pilot Fazıl Bey, İstanbul’u bombalamak isteyen beş İngiliz uçağına hiç korkmadan tek başına saldırır. Neye uğradığını anlayamayan düşman uçakları geri çekilmek zorunda kalırlar. Yaralanan Fazıl Bey, Albatros D III tipi uçağıyla Yeşilköy’e inmeyi başarır... 17 Kasım günü, İstanbul’a görevli gelen iki Kanadalı pilot, 25 Ekim günü İstanbul’u Albatros uçağıyla tek başına korumayı başaran pilotun nerede olduğunu sorarlar. Fazıl Bey’in, Gülhane Hastanesi’nde yattığını öğrenince de, çiçek alarak ziyaretine giderler. Fazıl Bey ve Kanadalı pilotlar Fransızcayı çok iyi bildiklerinden anlaşmaları kolay olur. Pilotlar, o gün hava savaşına katılan pilotlar olduklarını söylediklerinde Fazıl Bey çok şaşırır. İngiliz uçağında görevli Kanadalı pilotlardan biri, yaralanmasına kendisinin kullandığı makineli tüfeğin neden olduğunu söyleyerek Fazıl Bey’den özür diler ve şu soruyu sorar: “Beş uçağa karşı tek başınıza savaşmaya nasıl cesaret ettiniz?” Fazıl Bey’in yanıtı şöyledir: “Ben aranıza girince siz birbirinize vurma korkusuyla ateş edemeyecektiniz. Ben de bu durumdan faydalanarak sizi birer birer düşürecektim. Fakat gayeme ulaşamadım vuruldum ve çekilmek zorunda kaldım.” Sohbet uzadıkça pilotlar bir sürprizle karşılaşırlar: Hepsi de, İngiltere’deki Bristol Havacılık Okulu’nda aynı öğretmenden uçuş eğitimi almıştır! G daha bazı büyük binalarımızı gördükçe bilmem neden, gülüyordum. Minareler, şamdanların içindeki mumlar gibi görünüyor, binalar fenni çocuk eğlencelerindeki küçük evler gibi göze çarpıyordu. Koyu mavi canfes atlaslar gibi kıvranarak uzanan Boğaziçi ve iki tarafında zümrüt gibi Anadolu ve Rumeli kıyıları ve bütün bunların havadan kuşbakışı görünüşü hakikaten çok güzeldi.” Fethi Bey, uçağı “Muaveneti Milliye” ile 8 Şubat 1914’te İstanbul’dan Kahire’ye, oradan da İskenderiye’ye uçmak için havalanır; yanında Sadık Bey de vardır... 27 Şubat günü, Şam ve Kudüs arasındaki Taberiye Gölü kıyısına düşen uçak, iki havacımıza da mezar olur. Havacılık tarihimiz ilk şehitlerini vermiştir... para ödülü verecektir. Bunun da nedeni, Enver Paşa’nın Beyazıt Meydanı’na her bakışında “Buraya acaba bir uçak inebilir mi?” diye merak etmesidir. Enver Paşa’nın bu merakı kulaktan kulağa yayılacak ve sorunun yanıtını vermek Mehmet Ali Bey’e düşecektir! Meydana inen uçağa İstanbullular o kadar çok ilgi gösterirler ki, sergilenmek üzere birkaç gün meydanda bırakılır. Bu arada, boynuna kumbara asılı görevliler de yardım için para toplamayı unutmazlar. Hasılat azalınca da uçak sökülerek Yeşilköy’e götürülür. Bir deniz uçağının İstanbul’da ilk görüldüğü tarih 1914 yılının 1 Haziran günüdür. O gün, Amerikalı pilot John Dale Cooper, uçağıyla Küçükçekmece Gölü’nden havalanır ve Kadıköy rıhtımının önünde denize iner. Birinci YENİ ÜRÜNLER 3G ile dünyayı cebinize sığdırabilecek misiniz? SanDisk bu soruya tüm cep telefonlarıyla uyumlu çalışan Mobile Ultra 16 GB ve SanDisk Memory Stick Micro hafıza kartlarını satışa sunduğunu duyurdu. Dijital bir yaşam tarzı benimsemiş tüketiciler için olmazsa olmaz bir ürün olan, aynı anda birden fazla uygulamayı çalıştırabilen ve bu sayede cep telefonlarının hızını artıran SanDisk Mobile Ultra yüksek performanslı kartlar, yükleme hızıyla türünün en iyileri arasında yer alıyor. İşleri daha da kolaylaştırmak için kartın yanında bir de MobileMate Micro okuyucu bulunuyor. Bu okuyucu USB 2,0 uyumlu bir çıkışa takıldığında hem hızlı taşıma sağlanıyor hem de ilave bir cihaza gerek olmaksızın dijital içerikler kolayca yönetilebiliyor. Samsung Lapfit Türkiye’de Samsung Electronics, dizüstü bilgisayarlar için geniş ekranlı, 16:9 LCD Lapfit monitörleri LD190N ve LD190G’yi satışa sundu. Ergonomik tasarımı ile bağlantıda en üst seviyede rahatlık sunan 18,5 inçlik SyncMaster LD190G ve LD190N, dizüstü bilgisayar kullanıcılarının çift monitör kullandığı ortamlar için özel olarak tasarlandı. Dizüstü bilgisayara USB kablosu ile kolayca bağlanan LD190G, UbiSync fonksiyonu ile yazılımın yüklenmesinin ardından çözünürlüğün otomatik olarak ayarlanmasına olanak sağlıyor. Çevre dostu lapfit monitörler, geleneksel ürünlere oranla yüzde 33 daha az elektrik (22W) kullanıyor. “Otomatik Kapanma” fonksiyonu, enerji tüketimini azaltmanın yanı sıra, ürünün yaşam süresini uzatıyor ve kişisel bilgilerin korunmasını sağlıyor. Technopc speedy ile zamana karşı yarışın Yücel Elektronik, kendi üretimi tescilli PC markası Technopc’nin yeni ürün serisi Speedy’yi Türkiye pazarına sundu. Normal bir bilgisayar, power düğmesine basıldığı andan itibaren yaklaşık 40 ila 90 saniye arasında değişen bir sürede kullanıma hazır hale gelirken, Technopc Speedy bu süreyi 5 saniyeye düşürerek bilgisayar kullanıcılarına zaman kazandırıyor. Technopc Speedy, 4 Amd, 3 Adet intel işlemcili olmak üzere 7 farklı yapılandırma; 2 ve 4 gigabayt bellek; 120 ile 500 gigabayt Sabıt Disk seçenekleriyle satışa sunuluyor. Kasa olarak ise siyah ve beyaz renk seçenekleri bulunuyor. Speedy’nin tüm modellerinde çift katmanlı DvdRw ve 25 farklı hafıza kartını okuyabilen kart okuyucu bulunuyor. Akıllı telefon pazarında Android dönemi Türkçe Android işletim sistemli çift sim kartlı cep telefonu DSTL1 Amerika ile aynı anda Türkiye’de satışa sunuldu. 799 TL’den satışa çıkan General Mobile DSTL1 Google Android işletim sisteminin yanı sıra sahip olduğu multimedya özellikleri, tasarımıyla dikkat çekiyor. DSTL1, Wifi kablosuz internet bağlantı desteği ile her yerden internette dolaşmanıza ve günlük mail trafiğinizi kontrol etmenize olanak sağlıyor. 5 megapiksel auto focus ve flaşlı Sony kameraya sahip olan DSTL1 ayrıca ekran çözünürlüğü ve renk kalitesi ile telefonunuza fotoğraf makinesi özelliği katıyor. DSTL1, kutusunda çıkan 4GB hafıza kartı ve 16GB’a kadar arttırılabilir hafıza desteği ile geniş bir arşiv olanağı da sağlıyor. Hazırlayan: HAKAN AKARSU [email protected] C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle