26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 AĞUSTOS 2009 / SAYI 1223 5 Mithat Nehir, Türkiye’deki tek ÖDP’li belediye başkanı, Samandağ’da görev yapıyor. Farklı bir belediyecilik anlayışının mümkün olduğunu göstermek istiyor, çünkü kendini herkesten önce gelecek nesillere karşı sorumlu hissediyor. Beş altı mahallede, küçük toplantılar ve bütün Samandağ’ını kapsayacak bir toplantı yaptık. Anlattık; belediyeyi şununla devraldık, şu kadar para vardı, şuraya harcadık, şu kaldı... Çok borçlu bir belediye devraldık. Nasıl bir Samandağ kuracaksınız? En başta temiz bir Samandağ istiyoruz. Çamurdan kurtulalım, suyumuz temiz aksın. Deniz kenarları temiz olsun. Yollarla ilgili ciddi sıkıntılarımız var. Kentin kimliğinin tanımlanmaya ihtiyacı var. Yaşam kalitesini arttırabilecek, daha farklı çalışmalar da yapılmalı, projeler üretilmeli. Samandağ, Türkiye’nin hatta dünyanın en uzun plajlarından birine sahip. Üstelik Türkiye’nin tek Ermeni köyü yine burada. Bunları kullanabiliyor musunuz? Demin söylediğim nedenler yüzünden kullanamıyoruz. Onları çözelim, sonra tanıtım için çalışacağız. Türkiye, dünya buradaki potansiyeli bilmiyor. İyi bir kumsalımız var. Carettelar geliyor. Tarihi eser bakımından zenginiz. Farklı kültürlere hitap eden, dünyaya örnek oluşturabilecek bir yerde yaşıyoruz. Çarşı merkezinden çıkınca Arap Aleviler yaşar, biraz daha yukarıda Arap Hıristiyanlar, biraz daha çıkın Sünni Arapları görürsünüz. İleride Ermeniler, Türkler var. Mezhebi ve milliyeti farklı olan, ancak bugüne kadar kardeşlik, barış, huzur içinde yaşamış topluluklar ortamı burası. Üzerinizdeki en büyük baskı nedir? Buraya günde en az 1015 kişi gelip, iş ister. Bu büyük bir basınç. Halkla bu kadar diyalog içindeyken, kimseye git şu işi yap diyemiyorum.... İnsanlar size ne zaman isterse ulaşabiliyor, anlaşılan... Sabahın altısında başlıyor kapımın çalınması, gece on bire kadar sürüyor. Böyle yaşamak çok keyifli değil, ama... G Samandağ’da ÖDP’li bir başkan ESRA AÇIKGÖZ A ntakya, pek çok farklı dini, kültürü barındıran bir şehir. Türkiye’deki tek ÖDP’li Belediye Başkanı da Antakya Samandağ’da. Mithat Nehir, çok da koltuğa oturmak istememiş, ama gördüğü yanlışları düzeltmek için elini taşın altına koyması gerektiğini biliyor. Biz de onunla, alternatif belediyecilik yaklaşımını ve Samandağ’ını konuştuk... Mithat Nehir kimdir? Samandağ’da 20 yıldır serbest hekimlik yapan, toplumsal sorunlara duyarlı, ancak hayalinde belediye başkanlığı ya da başka siyasi temsiliyeti ele geçirmek olmayan, toplumla ve kendi düşündüğümüz dünya ile bir köprü oluşturmak için çabalayan sade bir vatandaş. Peki, iktidar derdi olmayan bu insanı, koltuğa oturmaya ne ikna etti? Ben solda bir insanım. 2008 seçimlerden iki yıl önce, duyarlı 150 kişi bir araya gelerek Tanıdığın değil, çoğunluğun yararı Koltuğa oturduğunuzdan beri, hayatınız nasıl değişti? Allak bullak oldu. Yine de, çocuklarımıza borcumuz var. Yarın “Siz bu ülkede, mürekkep yalamış insanlarsınız, ne yaptınız, bize böyle mi miras bıraktınız” demelerini istemiyorum. İktidarda gözü olmayan biri olarak, o koltuğa oturmak ve öyle ya da böyle bir iktidar sahibi olmak, çelişkiler yaşamanıza da neden olmuştur... Burada oturduğunda sarhoş olan çok insan tanıdım. Bu koltuk bugün olur yarın olmaz, çok anlamlı bulmuyorum, çok da sevmiyorum hatta. Ancak bir şey üretmeniz gerekiyor. Bugüne kadar hep muhalefet yaptık, iş iktidarken de muhalefette söylediğinizi yapabilmek. Bu samimiyetle soldaki insanların iktidar olması ve çözüm üretmesi gerekiyor... Belediyecilikte şöyle bir şey, bir karar alırsınız, birilerini keyiflendirirsiniz, ancak diğer taraf hiç hoşlanmaz. İkisini de memnun etme şansınız yok. Peki, bu noktada sizin kriteriniz ne? Eğer yüzde 20’lik kesim zarar görüyor, yüzde 80’lik kesim faydalanıyorsa, yüzde 80’liği tercih ederim. Bu tercihinizle de alakalı değil, yasalar var. Hata yaptığımız yerler mutlaka oluyor, ancak bunu en alt seviyede tutmanın çabasındayız. G Samandağ’da bir platform oluşturduk. Beni de bu koltuğa bu platform oturttu. Platformun amacı neydi? Artık “şu kötü, ben iyiyim” söylemleri halkı inandırmıyor. Siz de siyaset adına geldiniz, diğerlerini kötüleyerek gelirseniz farkınız kalmıyor. O halde farkınızı nasıl gösterdiniz? Seçimlerin bir yerden finanse edilmediği bir anlayış geliştirdik. Diğer partilerde lider masrafları üstlenir, o zaman da onun söylediği olur. Aslında herkesin bildiği, ama kimsenin telaffuz etmediği bir şey var siyasi arenada; bir belediye başkanı eğer para harcıyorsa seçim kazanınca önce bunu geri alır, sonra hizmet yapacaksa yapar. Biz masrafları platforma dahil olanlarla karşıladık. En ciddi fark buydu. Sadece parti kimliği ile çalışmadık. Aramızda en soldan, liberallere kadar insanlar var. Elbette ki solda ısrarcıyız, ancak temel argüman Samandağ’ını yaşanır hale getirmek için politika üretmek. İktidara geldiğinizden beri insanların siyasete yaklaşımlarına dair neleri değiştirebildiniz? Hesap verebilecek bir yerde ve yapıdaysanız, bu halkın güvenini de getiriyor. Geçmiş belediyelere bakın, kim geldiyse bir ton vaatle gelmiş, belediyeleri arpalık gibi göstermiş. Onun oyu, şunun nüfusu, bunun parası... Üç beş gün de bu alışkanlıkları değiştirme şansımız yok, ancak böyle bir hayalim var. Halk yönetime katılabiliyor mu? C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle