Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 PAZARIN PENCERESİNDEN 24 MAYIS 2009 / SAYI 1209 Cuma nasıl çalışır? SELÇUK EREZ argo, babama kocaman bir paket getirdi. İçeri güç taşıdılar, ambalajını açmak uzun sürdü. Kullanma kılavuzu ansiklopediye benziyordu. Neymiş? Her işe yararmış. İsviçre ordu çakısı gibi... Adı “Friday” yani “Cuma”... Yani hem bıçak, hem çatal, hem kaşık. Sonra da kapak açacağı. Herhalde gazoz kapağı açsın diye bu kadar büyük bir alet yapmazlar. Kullanıcı kılavuzunda ne yazıyor? İngilizce yazmışlar: Yaşam boyunca karşılaşabileceğiniz tüm sorunların doğru cevabı buradaymış! Hem kahve değirmeni, hem ultrason cihazı, hem de duşakabin işlevini görür... Dört yol ağzında bıraksanız trafik lambası gibi çalışır... Bir şey daha söylüyor: Issız adaya düşseniz yanınızda bu olsun yetermiş. Robinson’un ıssız adada bulup Cuma dediği yerliye benzetmişler! Gel şu kılavuzu okuyalım... “Start” düğmesine bas. Çalışmazsa kırmızı manivelayı salla... Çalışırken elinle durdurmaya çalışma... Başka? Baba, İngilizcesi öyle kötü ki anlaşılmıyor. İçine ataş, zımba kaçırılması garanti kapsamından çıkmasına neden olur demek istiyor. Japonca’dan kötü çevrilmiş... Türkçesi yok mu? Estonyaca bile var da Türkçesi yok... Macarca ya da Fince? Neden sordun? Türkçeye yakınmışlar, belki anlarız... Üst kattakilerin oğlu imamhatip mezunu. Arapçasını okur. Götür, bakıversin... *** Sperm bankalarına Türk talebi Tanınmış oldukları için sadece iki kişiyi biliyoruz ama binlerce Türk kadını çocuk sahibi olmak için sperm bankalarına başvuruyor. Merkezler, kuralları gereği bunlardan kaçının kabul edilip çocuk sahibi olduğunu açıklamıyor. Bilinen bir gerçek var ki, kimi donörler dünya çapında 100 çocuğun babası. Pek çok ülke sperm bankaları nedeniyle yasalarını düzenlese de Türkiye henüz bu gerçekle yüzleşecek cesarete sahip değil. ZUHAL AYTOLUN / SİNEM DÖNMEZ / ASUMAN ÇETİNER K S perm bankası geçen haftanın gündemi en çok meşgul eden konusuydu. Çocuklar babasız mı büyüsün, kadınlar özgürlüklerini ilan mı etsin derken hep birlikte konuyu tartışmaya başladık. Destekleyenler de oldu, eleştirenler de. Ancak tartışma genellikle bekâr kadınların evlenmeden çocuk sahibi olmasının etik olup olmadığı yönüne kaydı. Sperm donörlerinin babalık hakları da en çok konuşulanlar arasındaydı. Unutulan şey ise çocuk sahibi olamayan ailelerin bu yönteme başvurma ihtiyaçları. Biz de hem sperm bankası ile ilgili bilgi almak hem de bu tartışmalara farklı bir bakış sunmak için merkezi Danimarka’da bulunan, dünyanın en büyük sperm bankası olan Cyrobank’ın kurucusu ve direktörü Oli Schou’ya yönelttik sorularımızı. Son birkaç yıldır merkeze başvuran bekâr ve kariyer sahibi kadınların yüzde yüz arttığını söylerken başka bir yöne de dikkat çekti Schou: “Evli ve çocuğu olmayan kadınların başkasıyla yatması mı etik?” Bununla birlikte İngiltere Döllenme ve Embriyoloji Kurumu (HFEA), İngiliz yasalarına göre donörlerin baba olmadıklarını, sadece “donör” olduklarının altını çizdi. yazıyor donörler. Bu kişinin kâğıda ‘God Bless America’ (Tanrı Amerika’yı korusun) yazdığını fark ettik. Kadınlar bu yüzden çok talep gösterdi bu donörün spermine.” Bazı ülkelerde aynı sperm örneğiyle döllenen yumurtaların bir sınırı var. Ancak bazılarında böyle bir sınırlama koyulmuyor. Örnekse, Cyrobank’a sperm donörlüğü yapan bir adamın dünya üzerinde 100 çocuğu bulunuyor. Ama her ülkede yasal sınır aynı değil. Örneğin İngiltere’de sınır 10’ken, Hollanda’da 25, Fransa’da 5, Norveç’te 6’yla sınırlı. Bununla birlikte bazı ülkeler sadece kimliği belli donörleri kabul ederken bazıları özellikle kimliği belli olmayanları tercih ediyor. Eşleriyle beraber başvuranlar kadınların talepleri genellikle kocalarına benzeyen bir çocuk yönünde oluyor. Ancak tek başına başvuran kadınlar hayallerindeki erkeklere benzemesini istiyorlarmış çocuklarının. Bruce Willis, Brad Pitt gibi... Schou, bu konuda artık çok fazla talep olduğu için donörlere verilen fiyatların yükseltildiğini de belirtiyor. DONÖRÜN YASAL HAKKI YOK İngiltere’de yapay döllenme, sperm donörlüğü gibi sağlık hizmetlerinin kaydını tutan HFEA’dan aldığımız bilgiye göre ise 2006 yılında toplam 307 donörün kaydı var. Ancak önemli olan sayının donör değil, kullanıma hazır sperm olduğunu belirten HFEA yetkilisi Paula Woodward, bazı donörlerin sadece bir kereliğine bazılarının ise sürekli sperm verdiğini anlatıyor. Örneğin kardeşinin çocuğu olmuyorsa onlar için veriyor ama bir daha sperm vermiyor. İngiltere’de her yıl bu yolla 2 bin doğum oluyor. İngiliz yasalarına göre spermin sahibi çocuğun babası değil sadece donör olarak göründüğü için yasal olarak hiçbir hak talep edilemiyor. İngiltere’de anne asla donörün kimliğini öğrenemiyor, buna karşılık 18 yaşından sonra her çocuk isterse biyolojik babasının kimliğini öğrenebilme hakkına sahip. Eskiden çok daha fazla tepki olduğunu ancak artık tepki almadıklarını belirten Woodward, yine de lezbiyen bir çiftin çocuk sahibi olmak istediğinde toplumun henüz bundan pek hoşlanmadığından söz ediyor. FİYATI KALİTESİNE GÖRE DEĞİŞİYOR Avrupa’nın pek çok yerine sperm gönderen Cyrobank, şu an Türkler de dahil çocuk sahibi olamayan kadınların hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. İhtiyaç sahibi aile ve kadınlara ayda 1000 ila 1500 arası sperm gönderimi yapıyor. Bazı ülkeler spermlerin sahibinin bilinmesi bazıları ise tam tersi koşulla kabul ediyor. Çünkü bazı ülke yasalarına göre çocuk babasının kim olduğunu öğrenmek isterse kimliği söylenmek zorunda. Söz konusu merkezin internet sayfasında donörlerin bir listesi var. Her donörün ırk, etnik köken, göz rengi, saç rengi, kilosu, boyu, mesleği, kan grubu gibi özellikleri sıralanıyor. Ayrıca yine her donör kendisi için detaylı bir profil de hazırlanmış; konuştuğu diller, mezun olduğu okul, alkol ve sigara kullanımı, favori hayvanı, rengi, yemeği, arabası, yaptığı sporlar, çaldığı müzik aletleri burada anlatılıyor. Fotoğrafları görmek mümkün değil, ancak bazı donörler çocukluk fotoğraflarını veriyor. Cyrobank’e başvuran donörler önce geniş bir checkup’tan geçiriliyor. Başta HIV ve hepatit olmak üzere pek çok teste tabi tutuluyor. Yaşları 18’le 45 yaş arasında değişen donörlerin aldığı para ise her boşalma için 32 Avro. Ancak spermlerin kalitesi göz önüne alındığından verilen örneklerin yüzde 25’i kabul edilerek, donduruluyor. Spermlerin fiyatı 55’le 1100 Avro arasında değişiyor. Fiyat farkı spermin yumurtayı dölleme kapasitesine, çeşitli işlemlerden geçirilip geçirilmediğine ve bazı ülkeler için donörün ismini verip vermemesine bağlı. Cyrobank’in kayıtlı ortalama 100 donörü var. Bugüne dek şirketin verdiği spermlerle doğan 14 bin çocuk var. Yani bu 14 bin çocuğun babası bu 100 donör. Schou, dünya çapında ise dondurulmuş spermlerle doğan çocukların sayısının milyonların üzerinde olduğunu söylüyor. Cyrobank’a genellikle aileler çocukları olmadığında başvuruyor. Öte yandan son yıllarda bekâr kadınlarda yüzde 100 artış olduğunu vurgulayan Schou, kariyer sahibi kadınların erkek arkadaş bulamadıkları için çocuksuz kalmak yerine dondurulmuş spermle hamile kaldıklarını da anlatıyor. Çeşitli dini gruplardan tepkiler geldiğini ancak bu erezs@superonline.com Op. Dr. Savaş Özyiğit. C M Y B C MY B Feyzullah okuyabildi mi? Biraz okudu ama zamanı yokmuş, gitmeliymiş... “Aslında Arapçanın birçok kelimesinin Türkçe karşılığı maalesef yoktur... Ondan bu hiçbir zaman tam çevrilemez” diyor. Yarın boş zamanında gelip bakabilirmiş! Yahu bu Cuma’yı anlayabilmek için Arapça kurslarına mı yazılacağız? Evet, giderken “Baban isterse bir hoca adresi veririm!” dedi.. Babam birden zıvanadan çıktı: Kılavuzun Arapçasını bir yana fırlattı... Makinenin bütün düğmelerine önce teker teker sonra çifter çifter basmaya başladı. Sonuç alamayınca morardı, gerildi, “Baba fazla kurcalama, çarpılacaksın!” dememize bakmadan makinenin ortasına feci bir tekme atttı... Ve Cuma çalışmaya başladı! Şimdi “Neresine tekme atsam durur?” denemelerini sürdürüyor ve “Cuma’ları harekete geçirmek için Arapçaya da, aracıya da gerek yok!” diye başlayan bir rap şarkısı söylüyor... Devamı? “Çok komik ama söyleyemem; oldukça müstehcen!” Babam bunu duydu, kızdı, “Her şeyin olduğu gibi” dedi, “bunun da karşılığı var iki gözüm Türkçede: Açıksaçık! diyeceksin” G TÜRKİYE’DEN BİNLERCE BAŞVURU Görüşlerine başvurduğumuz kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Prof. Dr. Ümit Özekici, Türkiye’de sperm bankası olmamasının buna gereksinim duyan çiftlerin çocuk sahibi olmasına engel oluşturduğunu ifade ediyor. Özekici’ye göre her yıl birkaç bin çift sperm bankalarına başvurmak için yurtdışına gidiyor. Prof. Dr. Özekici, Türkiye’de kurulacak bir sperm bankasının böyle bir gereksinimi karşılayabileceğini belirtirken geçmişte ve günümüzde birtakım girişimlerin gerçekleşmesine karşın hiçbir siyasi parti ya da kuruluşun konuya toplumsal, dini, gelenek ve göreneksel, yasal nedenlerle öncülük etmek istemediğini vurguluyor. Bu yüzden de yasa tasarısı olarak gündeme gelemediğinden söz ediyor. Son yıllarda internet ve medya kanalıyla dünyanın her yerinde bu amaçla çalışan merkezlere çiftler doğrudan başvuruda bulunabiliyor. Türkiye’de hâlâ yasal olmadığı için de dölleme işlemi tercihe göre KKTC’de uygulanabiliyor. G konuda bilinç yaratmak için paneller düzenlediklerini söylüyor Schou. “Evli kadınlar çocuğu olmuyorsa başkasıyla mı yatsın?” diyor. Türkiye’de yasak olduğu için satın alınan spermlerin dölleme işlemi için doğrudan KKTC’ye gönderildiğini anlatıyor. 100 ÇOCUĞU OLAN ERKEKLER VAR Donörlerin bir kısmı çocuk sahibi olmak isteyenlere yardımcı olmak amacıyla, kimisi içgüdüsel olarak soyunun devamı için, kimisi de maddi nedenlerle bu yola başvuruyor. Schou, tercihlerin kimi zaman çok farklı olabildiklerini de bakın nasıl anlatıyor: “Bir adam, pek çok kadın tarafından tercih ediliyordu. Biz de nedenini bir türlü anlamamıştık. Bazı bilgilerin altına el yazısıyla fikirlerini Kıbrıs’ta yedi merkez... K uzey Kıbrıs’ta sperm donasyon (dölleme) işlemleri yapılabiliyor. Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi, Kuzey Kıbrıs, Türkiye ve Türki cumhuriyetler içerisinde donasyonu yapan ilk merkez. 1998 yılından bu yana da sürdürüyor çalışmalarını. Merkeze yalnızca Türkiye’den talep gelmiyor. Almanya, Belçika, İsviçre’nin yanı sıra İran ve Irak’tan da tedaviye gelenler var. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi Genel Direktörü Op. Dr. Savaş Özyiğit, Kuzey Kıbrıs’ta bulunan 7 merkeze sadece Türkiye’den sperm donasyonu için yılda 2 bin kişinin geldiğini anlatıyor. Bu işlemin toplam maliyeti ise 3 bin 500 Avro. Merkez, bir vericiden alınan spermi uzun vadede 4 kez kullanıyor. Son dönemde hem evli çiftlerde hem de bekârlarda büyük bir talep artışı gözlemlediğini dile getiriyor Özyiğit. Türkiye’de dini kuralların daha baskın olduğunu bu nedenle sperm donörlüğünde yasal sınırların aşılamadığını ifade ediyor Özyiğit: “Evli bir çiftin çocuğu olmuyorsa ve erkeğin hiç spermi yoksa donasyonu alıyoruz. Bence kocasıyla konuşarak bilinen bir sertifikalı sperm alan kadın dürüst davranmış olur. Dürüst mü olmalı, yoksa aldatmalı mı? Bu işlem çok daha ahlakidir diye düşünüyorum.” G