Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 24 MAYIS 2009 / SAYI 1209 Bitmeyen bir hikâye: DARÜŞŞAFAKALI olmak 2008 FAALİYET RAPORU’NDAN... Darüşşafaka, “Bu Çocuklar Bizim” kampanyası çerçevesinde Mardin’in Bilge köyündeki katliamdan kurtulan altı çocuğu sınavsız almak için Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurdu. Darüşşafaka’nın 20092010 yılı giriş sınavı ise 31 Mayıs’ta yapılacak. FİGEN ATALAY “Darüşşafaka’yı kazanırsan okursun’ dedi annem, ‘büyük adam olursun.’ Küçücüktüm daha, büyük adam olmak var mıydı düşlerimin arasında, hatırlamıyorum. Kazanmayı çok istedim ama... O çocuk aklımla Darüşşafaka’nın bana daha güzel bir yaşam sunacağını sezdim demek ki... Kazandım da... Öyle mutlu oldu ki annem!... ‘Güzel oğlum’ diye sarıldı bana. ‘Akıllı oğlum benim’...’’ Biz Darüşşafakalıların hikâyesi hep böyle başlar işte. Benim annemin bana neler söylediğini hatırlayamıyorum şimdi... Hatırladığım, ilkokul öğretmenimin anneme, “İstanbul’da babasız, yoksul çocuklar için iyi bir okul var, onun sınavına götür kızını” demesidir. Çoğunlukla böyle olur. Öğretmenler yönlendirir anneleri. Anneler, küçücük çocuklarını başka kente, yatılı okula göndermek istemezler başta. Kimisi önce razı olsa bile sonra ayrılığa dayanamaz vazgeçer. Ama çoğu bilir çocuğunun tek kurtuluşunun Darüşşafaka olduğunu. Bu hikâye gerçekten hiç bitmez. Çünkü bilirsiniz ki, ne olduysanız Darüşşafaka sayesindedir. Mezun olunca da arkanızdadır Darüşşafaka. Üniversiteyi kazanınca burs alırsınız Darüşşafaka Cemiyeti’nden. Eski mezunlar verir bu karşılıksız bursları. Verenleri tanımadan, “teşekkür” etmeniz bile beklenmeden her ay alırsınız paranızı. Bir an önce çalışmak, para kazanmak, annenize destek olmak istediyseniz “Darüşşafakalı abi”ler bulur sizi. Yanlarına alır, iş verirler. Yıllar geçer. Bu kez siz, “Darüşşafakalı kardeşleriniz” için neler yapabileceğinize kafa yormaya başlarsınız. Bu hikâye, bu yüzden bitmez... Öğrendik ve öğrettik... “Darüşşafakalı olduk sonra... Bizim zamanımızda bir terzi gelirdi okula, ölçülerimizi alırdı, prova yapardı. O güne kadar hiç öyle güzel bir kıyafetim olmamıştı ki benim!.. İşin diğer tarafını, bize sunulan o ileri düzeyde eğitim olanağının ne büyük bir nimet olduğunu, biraz büyüyüp de hayata karışınca daha iyi anlıyor insan.” Bir aile olduk... “Hiçbirimizin babası yoktu; belki de bu yüzden kardeş gibiydik biz. Yemek masalarına farklı sınıflardan çocuklar, büyüklüküçüklü otururduk; öğretmenler de aramızda. Ben çöp gibiydim o zamanlar; iştahsız... Ama öğretmenin gözü üzerimde!.. Tabaklar da bir dolu ki ağzına kadar!.. Çaresiz, bitirirdim önüme geleni. Öyle öyle ete kemiğe büründüm desem yeridir.” Mezun olduk... “Ayrılık çanları çalınca annenin gözlerindeki gururla, Darüşşafakalı kardeşlerinin yüzündeki hüzün arasında ayakların birbirine dolanır. O sevinçli kalabalığın içindeyken aniden babanı hatırlarsın. Mezuniyetinin nişanı siyah kepi gururla taşıdığın başın dimdik durur oysa... Çünkü içten içe bilirsin; bilirsin ki veda ettiğin ilkgençliğindir sadece, ama asla Darüşşafaka değildir.” Mardinli çocuklar bekleniyor D Babası hayatta olmayan, ailesinin maddi olanakları nedeniyle eğitim fırsatı bulamayan öğrencileri, ilköğretim 4. sınıftan başlayarak lise son sınıfa kadar parasız ve yatılı okutan, İngilizce dille eğitim veren Darüşşafaka’nın 20092010 yılı giriş sınavı, 31 Mayıs 2009 günü, 20 sınav merkezinde yapılacak. Sınava son başvuru tarihi 29 Mayıs 2009 ama gerekli belgeler hazır olması koşuluyla 31 Mayıs sabahı başvuran öğrenciler bile sınava girebilecekler. G BU ÇOCUKLAR BİZİM Darüşşafaka Eğitim Kurumları ve Darüşşafaka Cemiyeti yöneticileri, geçen günlerde bir basın toplantısı yaparak, “Bu Çocuklar Bizim” adlı kampanyalarını tanıttılar, Türkiye’nin her kentinden öğrenci okutmayı hedeflediklerini anlattılar. Bu amaçla 25 kentte tanıtım toplantısı yapılmış. 15 bin öğrenci ve 30 bin eğitimcinin davet edildiği bu toplantılarda, 4263 katılımcıya birebir ulaşılmış ve Darüşşafaka hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiş. Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırım, kendi yaşamından da örnek vererek, “bitmeyen bir hikâye” olarak nitelendirdiği Darüşşafaka’nın, kurulduğu günden bu yana bağışlarlarla yaşadığını söyledi. Yıldırım, “Tarihi boyunca Darüşşafaka, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, ablası Makbule Ata’dan, ünlü yazarımız Sait Faik’e kadar toplumun değişik kesimlerinden bağış almış, destek görmüştür” dedi. arüşşafaka, tarihi boyunca felaketler sonucu öksüzyetim kalmış çocuklara hep sahip çıkmış, bu çocuklar okula sınavsız alınmış. Erzincan depreminden sonra okula alınan çocuklar, “Erzincan yetimleri” olarak anılmış. Okula, yıllar içinde 85 şehit çocuğu da sınavsız kabul edilmiş. Mardin’in Bilge köyündeki katliamdan sonra anasızbabasız kalan çocuklardan halen 3. ve 4. sınıflarda öğrenim gören altısının, okula sınavsız alınması için de Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurulmuş. Bakanlık kabul ederse bu çocuklar, Darüşşafaka’da çok özel bir proje çerçevesinde öğrenim görecekler. G SINAV 31 MAYIS’TA ZÜBEYDE HANIM’IN BAĞIŞI Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın bağış yaptığını gösteren belge, 1968 yılında bulunmuş ama sonra bir yerlerde unutulmuş. Yeni ortaya çıkarılan bu belgeye göre, Zübeyde Hanım 1921 yılında Darüşşafaka’ya 20 bin kuruş bağışlamış. Belgede, Zübeyde Hanım’ın, Darüşşafaka öğrencisi tarafından her yıl Kadir Gecesi’nde Kuranıkerim okunmasını vasiyet ettiği ve çocuklara, yılın belirli günlerinde taze meyve alınmasını istediği de yazılı. G DARÜŞŞAFAKA’DA EĞİTİM... Darüşşafaka’da halen 814 öğrenci öğrenim görüyor. Öğrencilerin yüzde 40’ı kız, yüzde 60’ı erkek. Bu öğrencilerin yüzde 53’ü İstanbul, yüzde 47’si Anadolu’dan geliyor. Sınıflar 24 öğrenciden oluşuyor. Her öğretmen başına düşen ortalama öğrenci sayısı 7.5. Her 6 öğrenciye bir bilgisayar düşüyor. Dersliklerde, projektör, perde ve ses sistemleri bulunuyor. Öğrenciler İngilizce dil eğiminin yanı sıra 6. sınıftan itibaren Fransızca ya da Almanca dillerinden tercih ettikleri birini öğrenirler. Her öğrenci bir enstrüman çalar ve bir spor dalı ile ilgilenir. C M Y B C MY B