Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 Çevreye zarar vermemek elinizde. İşe kendi deterjanınızı yaparak başlayın... 19 NİSAN 2009 / SAYI 1204 Mağara Adamı / TAYYAR ÖZKAN (www.tayyarozkan.com) Doğaya iyi davranın... ŞİRİN GÜVEN B oğaziçi Üniversitesi’nde ekolojik sorunlara dair savunuculuk yapmayı kendilerine görev edinmiş bir grup genç aktivist var. Sosyal Hizmet Kulübü bünyesinde bir buçuk yıldır çalışmalarını sürdüren bu gençler, adlarını da doğadan bulmuşlar: “Marul” takımı... Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına, enerji verimliliğine, ekolojik tarıma ve su hakkına taraf olmalarıyla biliniyorlar. Okullarında doğayla uyumlu projeler yapıyor, sürdürülebilir bir yaşamı destekliyor ve bu anlayışın yerleşmesi için etkinlikler düzenliyorlar. Geçen günlerde düzenlenen “Ekolojik Karnaval” da bunlardan biriydi. Beş gün süren karnavaldan öğrenilenler çoktu. Yoga yapmak, Hangar Çalgıcıları’nın eşliğinde atıklardan çalgı üretmek, Boğaziçi Üniversitesi Güzel Sanatlar Kulübü üyelerinden kullanılmayan malzemelerden işe yarayabilecek eşyalar üretmenin pratik yolları, gıda egemenliği ve çiftçi mücadelelerine dair bilgiler, Slowfood Gençlik Gıda Hareketi aşçılarından ‘fast food’dan uzak durmanın yolları... İmece Evi’nin düzenlediği atölyeler de oldukça yararlıydı. Gündelik hayatta duyulan ihtiyaçlara ekolojik çözümler getiren ve daha da önemlisi bu deneyimlerini mümkün olduğu kadar çok kişiye duyurarak doğayla uyumlu yaşamları şehirlerin içlerine de adapte etmeye çalışan İmece Evi, “Ot Var mı Ot” ve “Doğal Deterjan” etkinlikleriyle herkesin ufkunu açtı. Kampusun korusunun içinde çıkılan ot avında hangi otların yenilebildiği, faydalarının neler olduğu anlatıldı. Hatta toplanan taze otlarla yemek bile pişirildi. Yani etkinliğe katılanlar artık şehirde başıboş bir yeşillik görünce kendilerini içinde bulacak, faydalı olanları ayıklayıp evlerinde afiyetle yiyebilecek. “Doğal Deterjan” atölyesinde ise kül suyundan deterjan üretimi öğretildi. İmece Evi kolektifinden arkadaşlar Sibel Yüzbaş, İsmail Yenigün, Tülay Ararat ve Mustafa Alper Ülgen’den öğrendiğimize göre Çanakkale Küçükkuyu’daki İmece Evi’nde iki yıldır kendi temizlik maddelerini dışarıya bağımlı olmadan üretiyorlarmış. Yöntem herkesin kolaylıkla şehirde, evinde kendisi için yapabileceği kadar basit. Böylece bütçenize de katkıda bulunmuş oluyorsunuz. Gelelim deterjanın yapımına... Eğer evinizde soba kullanıyorsanız işiniz kolay ama sobanız yoksa İşte doğayla uyumlu bir hayat yaşamak için bir öneri daha... Yoğun dezenfekte edilmesi gereken şeyleri, kül suyuna ek olarak sirkeden yararlanarak da temizleyebilirsiniz. Ayrıca sirkeyi bulaşık makinenizde kimyasallarla dolu parlatıcılar yerine de kullanabilirsiniz. Tabii marketten alınan, hangi koşullarda yapıldığı belli olmayan ve doğada yok olmayan atıklar bırakan ambalajlı sirkelerden bahsetmiyoruz. Sirkenizi de evinizde kolaylıkla yapmanız mümkün. Tek ihtiyacınız olan şey elma. Hele bir de suni gübre ve ilaç kullanılmadan yetişmiş yakınınızdaki bir elmalar olmasına fırından çöpe atacağı dikkat ederseniz, ne külleri de âlâ... Onları yıkayıp isteyebilirsiniz. Bir parçalayın. Varsa katı kovayı yarısına kadar meyve sıkacağı ya da külle doldurduktan rondo gibi sonra, üstüne su parçalayıcılardan ekleyin. Ağzını kapatıp Sibel Yüzbaş. geçirip su kıvamına bir gece bekletin. getirin. Sakın Arada bir karıştırmanız çekirdeğini ya da yararlı olacaktır. Ertesi kabuğunu atmayın gün kül çöker, geriye çünkü hepsi sirke kalan suysa açık aşamasında gerekli. demlenmiş çay Paslanmaz bir kaba renginde olur ve bu da koyduğunuz elmaların kül suyudur. İşiniz Tülay Ararat. üstüne klorsuz su onunla. Herhangi bir ekleyin. Kabınızın kapla kül suyunu üstünü tülbentle hava alacak kovadan alın. Eğer içinde şekilde sarın. 20 derecede iki ay parçacıklar varsa süzerek onlardan beklettikten sonra sirkeniz hazır kurtulabilirsiniz. Elde ettiğiniz demektir. Ne kadar çok suyu bir şişeye koyun. İşte bu sizin bekletebilirseniz etkisi ve şifası o bulaşık, çamaşır ve her türlü kadar fazla olur. Oldukça basit temizlik işlemleriniz için olan bu işlemleri yaparak doğaya kullanabileceğiniz deterjanınız... iyi davranmanız mümkün. Ona Dünyaya yük olmayan, zarar veren ve doğada yok istediğinizde kolaylıkla bedel olmayan kimyasalların ödemeden edinebildiğiniz kullanımının bir parça da olsa “antikapitalist” deterjanınız... azalmasına katkı sağlamak Üstelik bu deterjanın bir faydası küçümsenecek bir şey değil. daha var, deterjanlı suyu bahçenize Çünkü onun başı sizin geri dökebilirsiniz, çünkü kül suyu dönüştürülemeyen atıklarınızla toprağa karıştığında gübre oluyor. dertte. Hatta artık yok olmakla yüz Gördüğünüz gibi çevreye zarar yüze! G vermeden yaşamak çok zor değil. Barınak değil, yaşam merkezi! vrupa’nın en büyük sahipsiz hayvan barınağının Türkiye’de olduğunu biliyor muydunuz? Bursa, Osmangazi Belediyesi’ne ait bu hayvan barınağı, Avrupa’dakilere bile örnek olabilecek nitelikte! Yani, sokaktaki başıboş hayvanların toplanarak, kafeslere tıkıldıkları bir alan değil burası, aksine onlara güvenle, doğayla iç içe yaşama imkânı sunan bir merkez. Adı da bu duruma uygun, barınak olarak geçmiyor; “Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi”. A Tesis, Hamitler semtinde yer alıyor. 114 dönümlük bir arazi üzerine kurulu. Köpek, kedi, eşek, at ve keçilerin dahi yaşayabileceği alanlar söz konusu. Barınağın içinde, poliklinik, karantina, yavrulu anne bakım ünitesi, çocuk oyun bahçesi, kedi evleri, köpekler için doğal yaşam alanları, keçi ağılı, at tavlası, at gezinti parkuru, hayvan pansiyonu, köpek eğitim merkezi ve hayvan mezarlığı bulunuyor. Osmangazi Belediyesi‘nin yaptırdığı Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi‘nin en büyük özelliği, hayvanların ölümü bekledikleri bir yer olmaması. Tesisin işletmesi en başından beri, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yürütülüyor. Tel kafes gibi hayvanları sınırlayan mekânlar yok. Alan çok büyük olduğu için hayvanlar doğal ortamlarda istedikleri gibi gezip oynayabiliyorlar, alanın orman vasfı da korunuyor. Merkeze düzenlenen okul gezileri, hayvanları çocuklarla da bir araya getiriyor. Tesis beş bin hayvanı barındıracak kapasiteye sahip. Tüm Bursa ve yakın bölgelerin hayvanlarına açık. Merkezde bulunan pansiyonda ise, hayvanını çeşitli sebeplerle geçici süre bırakmak isteyenlerin talepleri karşılanıyor. Hayvan mezarlığında ise sahipli ve sahipsiz ölü hayvanlar sıhhi koşullarda gömülüyor. İsteyenler, hayvanlarının mezarlarını yıllar sonra da ziyaret edebiliyorlar... Bursa Osmangazi Belediyesi’nin hayata geçirdiği, Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi yurtdışında da ilgi uyandırdı. Merkez, Avrupa’da yapılacak barınaklar için de ilham kaynağı oldu. G Untitled2 1 4/16/09 11:38:47 AM C M Y B C MY B