Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 DEKORASYON 19 NİSAN 2009 / SAYI 1204 Murat Sayın (muratsayin2005@gmail.com) Genç evleri için çözümler... DENİZ YAVAŞOĞULLARI Üç kız birlikte yaşıyoruz. Üçümüz de alışveriş yapmayı seviyoruz, ayakkabılara karşı da zaafımız var. Dolayısıyla ayakkabımız çok... Kimisi odalarımızda duruyor, kimisi ayakkabılığımızda. Yine de sığmıyor. Giriş de ayakkabı dolu. Geçenlerde bir gün, annem geldi, içeri girdi oturdu ve söylediği ilk şey “Girişinizin hali ne öyle, bir de utanmadan dekorasyon yazısı yazıyorsun!” oldu. Önce kızdım, sonra düşündüm haklı... Tabii, bu çaresizlikten doğan çözüm yolları ilgilendirse ilgilendirse öğrencileri ya da gençleri ilgilendirir. Öğrenciler de “Dört yıl sonra okulum bitecek, ailemin yanına döneceğim” ya da “Dört yıl boyunca bu evde oturacağım ne malum?” diye düşünerek evlerine çok da önem vermiyorlar. Yine de azıcık da olsa bir şeyler yapmaya, evlerini güzelleştirmeye çalışanlar da vardır. Bu kişilerin eğer ceplerinde yeterli para varsa seçenekleri bol, fakat yoksa yapabilecekleri çok fazla şey yok. Bu buzdolabı nasıl adam edilir? Boyayarak adam edilebilir, örneğin kırmızıya boyayabilirsiniz. Eğer mutfağınız beyaz ya da krem rengi ağırlıktaysa kırmızı bir buzdolabı, oraya çok yakışacaktır. Boyanızdan arta kalanla ufak tefek birkaç mobilyanızı daha boyayabilirsiniz. İlla ki kırmızı olması da gerekmiyor tabii, daha çok hoşunuza giden veya evinize daha çok yakışacağını düşündüğünüz bir renk varsa onu kullanın. İkinci önerim ise daha masrafsız, bunun için birkaç eski derginizin olması yeterli. Tabii, bir de makas ve yapıştırıcı. Öğrenci evlerinde çareler tükenmez, yaratıcılıkta da sınır yoktur. Tek sorun, bira fıçıları ve sunta kullanılarak yapılan sehpalar vb. “yaratıcı çözümlerin” genellikle estetik anlayışa ters düşmesi. Fotoğraflar: Vedat Arık Peki, nasıl çare bulacaktık bu ayakkabılara? Girişimizde geniş bir alan yok ki, bir ayakkabılık daha alalım, olanı zaten yeterince yer kaplıyor. Düşündük ettik, kutu almaya karar verdik. Gerçekten kutular her zaman, her yerde kullanılabiliyor ve çok da yardımcı oluyor. Çok şık, büyük kutular aldık, üst üste yerleştirdik. En alttakine en az giydiklerimizi koyduk, üsttekilere de daha sık giydiklerimizi. Ya eldeki malzemeleri değerlendirecek ya da ucuz ve güzel eşyaların nerede olabileceğini öğrenip, alışverişi oradan yapacaklar. Önce evdeki eşyaları değerlendirme ve güzelleştirme üzerine söylenebileceklere değinelim. Örneğin, ikinci el bir buzdolabınız var. Üstü leke içinde, rengi beyaz desen beyaz değil, sarı desen sarı değil, kısacası korkunç görünüyor. Kötü görünümlü buzdolabınıza veya dolabınıza kolaj da yapabilirsiniz. Hele bu tip konulara yeteneğiniz varsa, dolabınızı çok güzel ve orjinal bir hale getirebilirsiniz. Yıllar önce gazetelerin kupon karşılığı verdiği, kırılmayan bardaklar olarak ün salmış “akropal” bardaklar, kitaplıklar, bir de bira fıçılarından, kola kutularından yararlanarak yapılan masalar ya da TV sehpaları neredeyse BİRİLERİ / Rifat Mutlu her öğrenci veya genç evinde rastlanan şeyler. Bardaklar için yapılabilecek bir şey yok, ama bir sunta parçası ve bira fıçılarının birleşimiyle oluşturulan yaratıcı sehpaları güzelleştirmek için yine yukarıda bahsi geçen yöntemlerden yararlanabilirsiniz. Kitaplıklar da, kitaplarınızı kaldırmadan yatay olarak çevirip, üzerine tv, lamba, mum vb. birçok şey koyarak daha kullanışlı bir hale getirilebilir. Koltuklarınızı güzelleştirmek içinse, üzerlerine beyaz veya krem rengi pikeler serebilirsiniz. Peki, ya hiç eşyası olmayanlar ne yapmalı? Onlar ise ikinci el eşya bulabilecekleri yerlerin yolunu tutmalı. Bu yerlerden en bilineni şüphesiz Çukurcuma. Her ne kadar pahalılaşsa da orada hâlâ, eski ve güzel mobilyaları ucuza bulmak mümkün. Özellikle “retro” tarzdan hoşlananlar için çok uygun bir yer. İkinci el eşyalardan haz etmeyenler ise, Beşiktaş Çarşı’ya bakınabilirler. Orada ucuza mobilya, ev aksesuvarları, çarşaf, pike gibi birçok şey bulunabiliyor... G (rifatmutlu@gmail.com) MEKÂN Akupunkturun imaj sorunu... MELTEM YILMAZ odern Batı tıbbının yanında “tamamlayıcı tedavi yöntemi” olarak yer alan ve beş bin yıllık geçmişi olan akupunktur, Dünya Sağlık Örgütü tarafından etkin bir tedavi metodu olarak benimsendi. Akupunktur, günümüzde 300’e yakın hastalığın tedavisi için kullanılıyor ve daha çok kronik hastalıklar üzerinde etkili olduğu öngörülüyor. Zaman zaman modern tıbbın tedavide yetersiz kaldığı hastalıklarda akupunkturun tamamlayıcı tedaviler geliştirdiği birçok tıp uzmanı tarafından da M Dinette’den açık büfe pazar kahvaltısı... kabul edilen bir gerçek. Ancak Türkiye’de yatarak tedavi görmesi gereken hastalar için hastanelerde yataklı bir akupunktur ünitesi yok. Bu birçok hastanın tedavi ehliyeti olmayan kişilere yönelmesine sebep oluyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Akupunktur Polikliniği Sorumlusu Prof. Dr. Cemal Çevik de akupunkturun Türkiye’deki imajından son derece rahatsız. “Akupunktur tedavisi Türkiye’de son derece bilinçsiz kişiler tarafından kilo verdirme ya da sigarayı bıraktırma gibi popülist söylemlerle tanıtıldı. Bu yüzden tedavi çoğunlukla hedefine ulaşamadı” diyor. Gerçekten de akupunkturun üzerinde “birçok amansız hastalığa çaredir” yaftası var. Alternatif tıp statüsünde olduğundan kesin bir iyileştiriciliği olduğu söylenmese de kanser gibi ağır hastalıkların, saç dökülmesi, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi yan etkilerinin bu iğnelerle tedavi edilebildiği öngörülüyor. Uyku bozukluğu, depresyon, panik atak gibi psikolojik rahatsızlıklar da akupunkturun tedavide yarı yarıya başarı sağlayabildiği rahatsızlıklar. Prof. Çevik, akupunktur tedavisinin çoğunlukla psikolojik hastalıklarda B ağdat Caddesi’ndeki Dinette’ye artık pazar günleri açık büfe kahvaltı için de gidebileceksiniz. Dinette; yeşilin hâkim olduğu doğayla barışık tasarımı ve ev rahatlığı sağlayan ortamıyla, size güne keyifli bir başlangıç yapma fırsatı sunuyor. Dinette’nin açık büfe pazar kahvaltısında; peynir, ekmek ve börek çeşitleri, croissant, sote mantar, sosis, omlet, sahanda yumurta, corn flakes ve musli çeşitleri, şarküteri ürünleri, taze meyveler, zeytin çeşitleri ve reçeller ile taze sıkılmış portakal suyu, limitsiz çay, kahve yer alıyor. Dinette’te kahvaltınızı 09.30 ile 13.00 saatleri arasında sadece 25 TL’ye yapabilir, kahvaltı sonrasında ise birbirinden farklı çayların harmanlandığı gurme çaylarını deneyebilirsiniz. G Akupunktur genelde “mucizevi” sıfatıyla duyurulan bir tedavi yöntemi. Modern tıp Cemil Çevik. tarafından ise “tamamlayıcı tedavi” olarak tanımlanıyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Akupunktur Polikliniği Sorumlusu Prof. Dr. Cemal Çevik akupunkturun Türkiye’deki imajından rahatsız. Bu imajın oluşmasında bir etken de hastanelerin akupunktur servislerine gereken önemi vermemesi... etkili olduğunun altını çiziyor. Kendisine psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle başvuran hastaların birkaç ayda iyileşme gösterdiğini de sözlerine ekliyor. Genelde iğne tedavisiyle anılsa da akupunkturun farklı tedavi yöntemleri mevcut. Cemal Çevik, psikolojik hastalıklarda “iç gözlem” tedavisinin kullanıldığını anlatıyor, “Hastalar birkaç seanstan sonra iyileştiklerini hissediyor ve bir süre sonra kendilerine verilen ilaçlara ihtiyaç duymamaya başlıyor. Akupunkturun en başarılı olduğu alanlardan biri depresyon tedavisi, 34 ayda büyük ilerleme kaydedebiliyoruz” diyor. Akupunkturla tedavi şansı en düşük hastalıklar arasında ise obezite, sigara, alkol ve madde bağımlılıkları yer alıyor. Prof. Çevik, kişinin bağımlılığının beyindeki seratonin eksikliğinden kaynaklanması halinde akupunkturun işe yarayacağını, ancak bu bağımlılığın kişilik bozukluğu ya da psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklanması halinde akupunktur tedavisinin yetersiz kalacağını vurguluyor. Akupunkturun öneminin artması Sağlık Bakanlığı’nı da harekete geçirdi, bakanlık akupunktur tedavisi için üç aylık eğitimin ardından doktorlara sertifika veriyor. G C M Y B C MY B