Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 KASIM 2009 / SAYI 1236 9 MEHMET YAVUZ İnterneti doktor yerine koymayın SİNEM DÖNMEZ Tanı koymak doktorların işi Nörolog Mehmet Yavuz, internetin hayatın pek çok alanıyla birlikte sağlık alanına da girdiğini doğruluyor önce. Artık insanların hastaneye ya da doktora gitmek yerine internetten arama motorlarına şikâyetlerini yazarak kendi kendilerine teşhis koyduklarını söylüyor: “Hatta internetten koydukları tanıyla ilgili ilaçları yine internetten öğrenerek ezcanelere gidenler bile var. İnternetten kendine tanı koyarak, ‘Doktor bey bende şu hastalık olduğunu düşünüyorum’ diyenler çok. Bir hastam gerilim baş ağrısındaki ağrıları için internetten araştırma yaparak kendine ‘beyin tümörü’ teşhisi koymuş ve iki yıl boyunca hayatı kendine zindan etmişti.” Yavuz, internetten elbette doktor, sağlık merkezi, hastane araştırılabileceğini ancak sahip olunan hastalık belirtilerine bakılarak tanı amaçlı araştırma yapılmaması gerektiğini vurguluyor. Tanı koymanın dinleme, muayene ve tetkik kombinasyonlardan oluşan ve ortalama 10 yıl süren bir eğitimden sonra yetişen doktorların işi olduğunu anımsatıyor. B aşınız mı ağrıyor?.. Doktora yarın göstereceğiniz tahlilleri bir incelemek mi istediniz?.. Bu sıralar pek uyuyamıyor musunuz?.. Herhangi bir arama motoruna şüphelendiğiniz belirtileri yazabilir, karşınıza çıkan sonuçlara göre kendi teşhisinizi koyabilirsiniz. Eyvah! Bir siteye göre kesin panik ataksınız, diğerine göre depresyonda ya da şizofrensiniz, hatta beyninizde tümör bile olabilir!.. Evet, bunlar şaka değil. Günümüzde interneti doktor yerine koyan onlarca insan hem Artık insanlar hastaneye ya da doktora gitmek yerine internet arama motorlarına şikâyetlerini yazarak kendi kendilerine teşhis koymaya başladı. Hatta koydukları tanıyla ilgili ilaçları da yine internetten öğrenerek eczanelere gidenler bile var. İşin özü bu da bir hastalık; siberkondriasi. Yani siber hastalık hastalığı. YENİ ÜRÜNLER kendini hem doktorunu yıpratıyor, hem de tedavi sürecini zorlaştırıyor. İşte doktorla hastanın tam ortasında duran internetin bize armağan ettiği yeni bir hastalık bu; “Siberkondriasi”. Yani siber hastalık hastalığı. Biz de psikolog Prof. Dr. Mansur Beyazyürek ve nörolog Mehmet Yavuz’a konu hakkındaki tecrübe ve tavsiyelerini sorduk. Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, oldukça mustarip çünkü bu şekilde kendisine ulaşan çok fazla hastası var. Beyazyürek, bu durumu herkesin internetle baş başa olmasına ve saçma ya da mantıklı, aklına gelen bütün soruları rahatça sorabilmelerine bağlıyor. Hastaların doktorlara bazı soruları “ya beni kültürsüz, cahil bulursa, ya sorduğum soru çok anlamsızsa” diye korktukları için sormadıklarını söylüyor. Bunun çok büyük bir yanlış olduğunun da altını çiziyor: “İnsanın kendini değersizleştirmesi bu. Her birkaç gün uykusuz insan tektir. Birbirine kalabiliriz, şizofreniye benzemez.” benzer psikotik belirtiler Beyazyürek, “Hekimlikte gösterebiliriz, Mansur Beyazyürek. bir kural var, ilk gün muhakememiz bozulur. öğrendiğimiz şey: Hastalık Bana ne oluyor diye yoktur, hasta vardır” diyor. Her hastalık baktığınızda “a şizofrenmişim” genel birtakım belirtiler taşımakla birlikte diyebilirsiniz. Bir de panik atak; herkes kişiye özel birtakım farklılıklar ‘benim panik atağım var’ diyor.” gösterebiliyor. Bu yüzden bir hastalığın belirtilerine internetten bakarak bu hastalık GOOGLE HASTALIKLARI bende var demek, ya da birtakım sonuçlara bakarak bu sonuçlar bende kötü ya da iyi Panik atak, depresyon gibi hastalıklara diye yorum yapmak yanlış. Bunun “google hastalıkları” diyor Beyazyürek. örneklerini kendi branşında çok yaşadığını Hastaların tanısını koyarak geldiğini söylüyor Beyazyürek: “Karşıma oturup söylüyor. “Hasta kendisi birtakım bilgilere hasta ‘ben şizofren miyim?’ diyor. Bir şartlanmış olarak geliyor karşımıza, bunun şizofren, ben şizofren miyim demez. Ama böyle olamayacağını anlatmanız, o SİBERKONDRİASİ Yavuz, “Çağımızın en hızlı yayılan yeni hastalığı siberkondriasi” diyor. Bu hastalık internet çağının hastalık hastalığı olarak görülüyor. Bu hastalık daha önce “Tıp Öğrencisi Sendromu” olarak bilinen bir hastalık. İlk kez 50 yıl önce keşfedilen sendrom daha çok tıp fakültesine giren birinci sınıf öğrencilerinde görülmüş. Bu dönemde öğrenciler o kadar çok hastalık öğreniyor ki, kendilerinin mutlaka bu hastalıklardan birine yakalandığını düşünüyor. Bu sendroma yakalananlar, basit bir baş ağrısını beyin tümörünün, ufak bir sivilceyi ise deri kanserinin belirtisi olarak algılıyor. Yavuz, “Son 5 yılda bu öğrencilerin yerini, internete girerek kendi kendilerine teşhis koyan insanlar aldı. Her yıl milyonlarca insan, çeşitli sorunlarını internette araştırarak çözmeye çalışıyor. Küçük bir kalp ağrısını ya da bacak sızlamasını internette buldukları bilgilerle kansere ya da kalp krizine bağlıyor. Çoğunlukla, bu insanları doktorlar bile rahatlatamıyor. İnternette evet çok fazla bilgi var. Ama tıp bilgisi ve deneyimi olmaksızın bunları yorumlayıp kendine işkence etmek de pek mantıklı değil. En iyisi her işi uzmanına bırakmak.” G şartlanmayı kırmamız zaman alıyor. Tedaviyi daha da uzatıyor” diyor. Beyazyürek, bir doktorun bir hastaya uyguladığı yanlış tedavi, verdiği yanlış ilaç sonucunda sorumlu olacağını ve bunun cezai sonucunu da çekeceğini vurguluyor. “Ancak” diyor, “internetten eriştiğiniz bilgi size zarar verirse kim sorumlu? Hiç kimse. Yaptığı işten dolayı ceza almayacak kimse ya da kuruma inanmayın. İnsanla ilgili bir sorunu bilgisayarla çözemezsiniz. Hastalık da belli, ilaçlar da belli, o zaman doktorlara ne gerek var değil mi? Eczacılar da bunu çok yapıyor, midem ağrıyor, midenin şikâyetini kapatacak verdiği ağrı kesici, kanama varsa arttıracak... İnsanla ilgili bir konuda teknolojiden yararlanacağız ama uzmana danışmadan karar veremeyiz.” G Philips HTS7540 ile daha net görüntü HTS7540 ev sinema sistemi, Blueray disk oynatıcısı ile yüksek çözünürlüklü görüntü ve surround ses sağlıyor. Philips HTS7540 Ev Sinema Sistemi, dijital amplifikatörler ile net ve güçlü ses çıkışı sunarken, patentli DoubleBASS teknolojisi ile daha dolu ve derin basları duymanızı sağlıyor. Yumuşak konik tweeter’lar son derece net yüksek ve orta frekans ses üreterek hoparlörlerden gelen sesin genel netliğini arttırıyor. Patenti ASUS’tan Full HD eğlence merkezi ASUS, EeeBox PC 1501 ile ev eğlence kavramına yeni bir tanım getiriyor. Intel Atom N330 çift çekirdek işlemcisi, NVIDIA ION grafik platformu ve bütünleşik slot girişli optik disk sürücüsü ile kullanıcılara Full HD 1080p multimedya keyfi yaşatıyor. Ön yüklü olarak gelen ASUS “Toplam Medya Merkezi” ile, film ve video izleme, müzik dinleme ve fotoğrafları görüntüleme uygulamalarında daha kolay ve iyi bir deneyim yaşatıyor. Çoklu medya ve codec desteği ile de kullanıcılar WMV, AVI veya diğer formatlı multimedya dosyalarını da sorunsuz görüntüleyebilyor. Beraberindeki SimHD özelliğiyle 720x576p çözünürlüğündeki DVD/SD filmleri, 1280x720p veya daha üst çözünürlüğe getirerek HD kalitesinde film izleme deneyimi yaşatıyor. LCD monitörünüzün arkasına kolaylıkla monte edilebilecek küçüklükte olan EB1501, kullanıcılara daha fazla yer bırakırken, aynı zamanda monitörünüzü “allinone” konseptinde bir bilgisayar sistemine dönüştürüyor. Bütünleşik 802.11n WLAN veya Ethernet LAN portu ile de ağ bağlantıları sağlarken, DSub, eSATA, kart okuyucu, kulaklıkmikrofon girişleri ve altı adet USB portu da bulunuyor. Kendi oyun klavyeni yarat Oyununuzu kurmaya hazır olduğunuzda Logitech Gaming Keyboard G110, oyun ayarlarınızı kişiselleştirmeniz, daha etkin bir şekilde iletişim kurmanız ve karmaşık komutları kolayca uygulamanız için gerekli olan her şeyi sunuyor. G110’un kişiselleştirilebilir renklerle arkadan ışıklandırma özelliği karanlıkta bile doğru tuşları yerleştirmenizi sağlıyor. Ayrıca, programlanabilir G tuşları üzerinde 36’ya kadar tuşu ya da karışık makroları yapılandırabilir ve hızla yeni makrolar kaydetmek için MR tuşunu kullanabilirsiniz. Entegre USB ses, oyun sırasında takım arkadaşlarınızla kolayca strateji oluşturmanızı ya da rakiplerinizle konuşmanızı kolaylaştırıyor. Yüksek hızlı USB 2,0 hub port ile sevdiğiniz oyun mouse’unu ya da diğer aksesuvarları klavyenize doğrudan bağlayabilirsiniz. Yanlışlıkla oyundan çıkmamak için Windows/İçerik Menü tuşlarını devre dışı bırakabilirsiniz. seviyeye taşıyor. Philips 9600 serisi, Perfect Pixel HD engine teknolojisi ve 200Hz Clear LCD ekrana sahip olan 9600 serisi, titreşimi engelleyerek sinema filmlerinin tadını çıkarmanıza yardımcı olan Perfect Natural Motion özelliğini sunuyor. LG’den LED LCD monitör LG Electronics’in geliştirdiği LED LCD monitörü LG W86, olağanüstü görüntü kalitesiyle, gerçekçi oyun deneyimi ve parlak seyirler sunuyor. 2,000,000:1 gibi etkileyici bir dinamik zıtlık oranına sahip olan W86, fotoğrafların, filmlerin ve oyunların tüm detaylarını en iyi şekilde gözler önüne seriyor. W86, normal monitörlerden yaklaşık olarak yüzde 40 oranında daha az enerji tüketiyor ve cıva içermiyor. W86’nın 22 inç ve 24 inç modelleri, Full HD 1080p çözünürlük sunarken, tepki süresi ise sadece 2 milisaniye. Modelin sahip olduğu yeni “Auto Bright” özelliği, ekranın parlaklığını odadaki ışığın ve ekrandaki içeriğin parlaklığına göre hassas bir biçimde ayarlıyor. Bu sayede en iyi görüntü kalitesine ulaşıyor, enerji tasarrufu sağlıyor ve göz yorgunluğunu en aza indiriyor. İki adet HDMI çıkışı, W86’nın PC’lere, oyun konsollarına ve Blueray cihazlara kolaylıkla bağlanabilmesine olanak tanıyor. Hazırlayan: HAKAN AKARSU (hakana@cumhuriyet.com.tr) Philips’e ait olan FullSound teknolojisi, MP3 dosyalarınızı CD kalitesinde dinlemenize olanak tanıyor. Philips HTS7540’nin DTSHD ve Dolby TrueHD özellikleri yüksek tanımlı surround ses sağlayarak bulunduğunuz ortamı canlandırıyor. Philips HTS7540 Ev Sinema Sistemi’nin BDLive özelliği çevrimiçi ekstra Blueray içeriklerden faydalanmanıza olanak tanıyor. EasyLink özelliği, tek uzaktan kumandayla tüm EasyLink ürünlerini kontrol ederken, yüksek hızlı USB 2,0 bağlantısı, USB flash sürücülerden video/müzik oynatmanıza yardımcı oluyor. Philips 9600 serisi Philips teknolojisi ile geliştirilen yeni 9600 serisi patenti Philips’e ait olan Ambilight Spectra 2 ve Perfect Pixel HD Engine teknolojilerini birleştirerek film izleme keyfini bir üst C M Y B C MY B