17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YIL 22 SAYI 1175 / 28 EYLÜL 2008 Bırakın çocuğu! Ayıptır... Nail V. Çakırhan’ın yaşam öyküsünde yakın tarihimiz saklı. Bu tanıklığı şiiri ve mimarlığıyla ifade eden Çakırhan, Türkiye’nin belki de en genç düşünce suçlularından. 15 yaşında yazdığı şiir nedeniyle komünizm propagandası yapmakla suçlanan şairi kurtaran başlıktaki işte bu cümle... Zeynep Altay Sayfa 4 Dikkat, bağımlılık yapabilir! Burcu, Serra ve Gökçe’nin farklı takıntıları var. Ortak noktaları takıntılarının teknolojiyle bağlantılı olması. Gökçe, laptopunu yanından ayırmıyor. Burcu, saatlerini bir bilgisayar oyunu başında geçiriyor. Serra, telefonunu elinden düşürmüyor. Teknoloji pek çok hastalığı da beraberinde getiriyor; wikipediaism, blog ifşacılığı, ego sörfü, tekrarlayıcı gerilme yaralanması... Sadece hayatımız değil, fiziksel sağlığımız da tehlike altında. Esra Açıkgöz / Deniz Ülkütekin Fotoğraf: Uğur Demir ir an durun ve etrafınıza bakın, ne kadar da çok teknolojiyle iç içesiniz, değil mi? Kiminizin yanında cep telefonu, kiminizin önünde laptopu sanki ayrılmaz bir parçanızmış gibi duruyor. Adeta eliniz kolunuz olmuşlar, onlarsız yapamıyorsunuz. Üzülmeyin en azından yaşadığınız bu teknoloji çılgınlığı içinde yalnız değilsiniz. Siz, bu satırları yazan biz ve diğer bir sürü insan teknolojinin ahtapot misali uzayan kollarından birine yakalanmışız. Teknolojiye olan bağımlılığımız, hepimizi farklı etkiliyor. Sosyal hayattan uzaklaşıp, daha kendimize dönük eğlenceler buluyoruz, gerekmediği kadar zaman kaybediyoruz veya yapmamız gereken işleri erteliyoruz. Ancak teknoloji olmadan yaşayamayacağımızı, yaşasak bile bunun marjinal bir yaşam olarak görüleceğini benimsememiz gerekiyor galiba... Teknolojinin ufku ne kadar genişse, teknoloji bağımlılıkları da o kadar uçlarda. Fotoğraf çekmeden duramayan da var, laptopunu yanından ayırmayan da. Bir şey aradığında ilk başvurduğu adres Google olan da. Reya Kurt, dışarı çıkarken, fotoğraf makinesini yanına almayı unutmuyor. Çünkü “rutinin dışına çıktığım her anı ölümsüzleştirmek istiyorum” diyor. Oysa ölümsüzleşen anı ne kadar yaşayabildiği soru işareti. 20 yaşındaki Reya rutinin dışına çıktığı anları fotoğraflama rutiniyle yaklaşık dört yıldır haşır neşir! Ona göre bundan kurtuluş yok, “Günümüzde teknoloji olmadan bir adım bile atılmıyor, o rahata alıştıktan sonra teknoloji hepimizi etkisi altına alıyor” diyor. Dışarıda bu kadar sık fotoğraf çekmesi çevrede pek sıkıntı yaratmıyor, yeni tanıştığı insanların fotoğrafını çekmek istemesi de. Ancak birçok teknoloji bağımlısından farklı olarak Reya’nın alışkanlığı pek içe dönük bir tutum değil. Laptoplar ya da cep telefonları, sosyal hayatı engelleyecek unsurlar olabilirken, fotoğraf, dışarıyla iletişim kurmanın bir yolu. Devamı 2. Sayfada ZOR AMA BEN BÖYLE İYİYİM... Giymesi de yürümesi de zor. Çünkü içlerini sırf ayaklar doldurmuyor. Yani topuklu ayakkabıların sınırını sadece ayak çizmiyor. Kimileri için topuklular daha “kadınsı”, kimileri için topuğun yere değdiğinde çıkardığı ses, “Ben de varım” demenin bir yolu. Topuklu ayakkabı erkeklerin kadınlarla boy ölçüşmesinde el atmadıkları belki de tek nesne... B Aslı Borucu Sayfa 7 Özel bir kişilik Hülyalı bakışları, etkileyici boğuk sesi, geleneksel güzellik anlayışından farklı çekici yapısı... Simone Signoret, oyunculuğu kadar politik eylemleriyle yıl geçmesine rağmen hâlâ o konuşuluyor... Fotoğraf: Vedat Arık Aslı Selçuk Sayfa 5 C M Y B C MY B de adından söz ettirdi. Ölümünün üzerinden 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle