17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 EDİTÖRDEN 6 NİSAN 2008 / SAYI 1150 Tiyatro Şenay perdelerini “Sadece Arkadaşız” isimli oyun ile açıyor... Ev kadar karanlık dışarısı can sıkıntısını arttırmaktan başka işe yaramaz çocuğun... Sokağın acısını, yalnızlığını, şiddetini de yüklenip geri döner… Okulda, işte, onay beklediği her yerde, içindeki başkaldırıyı yatıştıracak, uzlaşmaya çağıran o sese kulaklarını tıkadıysa, döndüğünde artık daha da karanlıktır… Ankara’da annesini öldüren kızın karanlığını maskelediği makyajı nasıl yapabildiğini merak etti herkes. Bu, soğukkanlılık olarak görüldü, oysa isyanın doruk noktasıydı, annesini öldürmüş, topluma da şiddetli bir tokat atmıştı… Rujlu dudakları silindiğinde kendisini hiçe sayan değer yargıları, ahlak, erdem, başarı, zafer de yok olup gidecekti… Bu yüzden hiç pişman değildi! Ülkenin kendinden karanlık öbekleri çıkaran gerçek şiddetini, siyaset ve ekonominin derinliğini sadece kendi çıkarları ölçüsünde okuyan medya için renkli bir zırh oluverdi, anne katili! Gençti, güzeldi, süslüydü… Böylesi bir isyan birinci sayfadan gözetilerek verilebilirdi. Verildi de… Konya’daki genç kız ile genç erkek şöyle bir görünüp çıktılar perdeden… Uzun uzun gösterilmeye değecek özellikleri yoktu çünkü… Bundan sonra açılan perdeden kim, nasıl çıkacak dersiniz? İyi haftalar... Berat Günçıkan [email protected] G eçen hafta hiç ummadığımız kadar kan aktı, üstelik görmeye, duymaya pek alışık olmadığımız bir konuda. İki genç kız, bir de genç erkek annelerini öldürdü… Aklımızdan geçirmediğimiz cinayet türleri değil bunlar, büyürken her çocuk daha kolay ve rahat büyüyebilmek için annesini ya da babasını yok etmeyi düşler… Bilinçaltının el kitabının erkek ya da kadın olmak, anne ya da babayı öldürmekten geçer maddesi kadar, o anne ve babanın kim olduğuyla da ilgisi vardır bu düşün… Baskıcı, tutucu, kendi hikâyesinin eksik parçalarını çocuğunda kapatma telaşı taşıyan, çocuklarını kendi geleceklerini garanti altına alacak kasalar gibi gören anne ve babalar, biraz kendilerine acımaktan ve öfkelerinden kurtulup çocuklarının yüzüne baksalar ölümün karanlığını görürler… İşte sadece o bakış anlatabilir anne ve babalara, haklı buldukları, kendi içlerinde meşrulaştırdıkları gerekçelerle çocuklarına güvenli bir korunak hazırladığını düşünürken hep birlikte bir tuzağa yakalandıklarını. Varoluşunun acısıyla, beceriksizliğiyle çırpınan, gövdesinin ve zihninin arzularını bir utanç gibi taşımak zorunda kalan, tanımları, kavramları, sınırları çizilmiş bir dünyada kendine yer açmaya çalışan çocuk bir an önce sahneye çıkmak, rolünü kuşanmak ister. Anne ve babalar ise artık birer bozguncudur, çocuğun kendi farklılığını çizeceği oyunu bozup, o tek perdelik, yinelenmekten doğallığını, sesini yitirmiş oyunu kurmaya zorlarlar… Sadece Arkadaşız Ali Deniz Uslu ALİ POYRAZOĞLU O nur Şenay’ın sahibi olduğu Tiyatro Şenay, “Sadece Arkadaşız” adlı oyunları ile perdelerini açıyor. Şenay, 16 yıllık tiyatro hayatının sonunda kurduğu ve kendi adını verdiği tiyatrosunda eğlenmeyi, eğlendirmeyi, düşündürmeyi, tartışmayı amaçlıyor. İlk oyunlarının adı, herkesin hayatında zaman zaman başvurduğu bir yalan; “Sadece Arkadaşız”, ama onlar bunun gerçek olabileceğini anlatmaya çalışıyor. Oyunda Tuna (Onur Şenay), Dicle (Deniz Akkaya) ve Nehir (Levent Can ), birbirlerini tanımadıkları halde Cihangir’de bir evde mecburiyetten bir araya geliyor. Onlara daha sonra karısı Dicle’yi yeniden Onur Şenay ve Levent Can tiyatroya benim tiyatromda gözlerini açtı. Murat eski, Deniz yeni dostum. Ben tiyatro kurmaya karar verdiğimde bu gençlerin yaşındaydım ve herkes bana deli demişti. Onur tiyatro kurmak istediğini söylediğinde gençliğim aklıma geldi. Ne de olsa insanlar bir evde doğar ve sonra kendi evini kurmak ister. Ben de kendi evimi yani tiyatromu kurdum, 37 yıldır da evimde misafirlerimi ağırlıyorum. Ben tiyatromu kurarken büyüklerim bana çok destek olmuştu, benim görevim de gençlere destek olmak. Deniz Akkaya ise işin er meydanının tiyatro olduğunun farkında. Zaten insanlara “sen şiir yazamazsın”, “beste yapamazsın”, “tiyatro, sinema sana yasak” diyemezsiniz. Herkes kendini istediği dalda sınama özgürlüğüne sahiptir. Bizim işimiz eğlencedir, ama sektörde sektörün eğlencesi olmamak gerekir. Ben de bu çocukları seyirciye emanet ediyorum. G Cumhuriyet DERGİ* Onur Şenay, Deniz Akkaya, Levent Can, Murat Şenol. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı / Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri/Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul * Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergicumhuriyet.com.tr kazanmaya çalışan Ege (Murat Şenol) de katılıyor. “Sadece Arkadaşız” birlikte yaşamanın getirdiği zorlukları, sorunları ve uyumsuzlukları eğlenceli bir dille sorguluyor. Oyunun yönetmeni Özdemir Çiftçioğlu. Ali Poyrazoğlu da kendi tiyatrosunda büyüyen Onur Şenay’ın en yakın destekçisi. Onur Şenay, birlikte eğlenebilecekleri, tartışabilecekleri, risk alıp inatla ellerini taşın altına sokacakları bir tiyatro kurduklarını söylüyor. Tiyatrolarının derdi ise gördüklerini özgürce anlatmak. Şenay ve oyuncu arkadaşları için hayattan paylarına düşen tiyatro. Şenay olup bitene seyirci kalmak istemediklerini, günümüzde şekil ve içerik değiştiren tiyatroların hayatta kalma mücadelelerinin zorluğundan bahsediyor. Oyunu üniversite yıllarında küçücük bir evde, tek odada 11 kişi yaşarken başına gelenlerden ilham alarak yazmış. Siyasi, dini, felsefi ayrımları olmalarına rağmen tüm bunları heyecanla tartışıp üstüne kahve içtikleri, zor koşullara rağmen hayatı beraber kullanmanın yolunu buldukları o günlere bir selam bu oyun. Oyundaki eşcinsel Nehir karakterini yılların tiyatro oyuncusu Levent Can canlandırıyor. Emektar tiyatrocu, farklı görüşlerin bir arada nasıl yaşayabileceğini anlatan bu oyunda yer almaktan çok memnun. Amaçlarının önyargıları kırmak ve ortak yaşamı savunmak olduğunu söylüyor. Deniz Akkaya’nın ilk oyunculuk tecrübesindeki heyecanı, oyuna saygısı ona çok keyif vermiş. Deniz Akkaya ise oyunculuğunu konuşmaktan ziyade izleyicinin değerlendirmesini bekliyor. Bilmediği derin sularda yüzdüğünün farkında. Sezon bittikten sonra aslında ne yaptığının, yapabildiğinin farkına varacağından bahsediyor. Sahneye ilk çıktığındaki heyecanını unutamıyor, bunu herkesin yaşaması gerektiğini söylüyor. Provaları bıraktıktan sonra mutsuz olduğunu, çünkü tiyatronun hayata dair pek çok tatsızlığı unutturduğunu anlatıyor. Tiyatro Şenay yeni bir oluşum, heyecan ve umut verici. Şimdi iş izleyicinin eleştirilerine ve alkışlarına kalıyor. G www.tiyarosenay.com C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle