02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 4 1/3/07 15:38 Page 1 PAZAR EKİ 4 CMYK 4 MART 2007 / SAYI 1093 Konuşuluyormuş gibi yapılıyor, ama hâlâ erkeklerin gözüyle ve diliyle anlatılıyor kadının cinselliği. Kadın da kendine öyle bakıyor, arzusundan, onu dillendirmekten, fantezi kurmaktan utanıyor. Her gidenin arkasından ağıt yakıyor, ama yasakların, günahların, tabuların ortasında ölüp giden cinselliği için ağlayamıyor bile… Oysa cinselliğine ilişkin karar veremeyen kadın, yurttaş da değil. İşte, CETAD’ın hazırladığı “Kadın Cinselliği” raporu Türkiye’nin kadın cinselliğine ilişkin karnesi… Prezervatif olmadan asla... B KADINLARA DAİR ‘GİZLİ’ BİLGİLER! Berat Günçıkan er şey hızla değişiyor, kullandığımız nesneler, gittiğimiz yerler, çocuklarımızla, dostlarımızla kurduğumuz ilişkiler, hatta soluduğumuz hava… Bir şey var ki, değişse de ağır aksak, belirsiz ve geri dönüş ihtimali hep en yüksek alan… Bu, kadının cinselliğine ilişkin bireysel ve toplumsal düşünceler, kanaatler. Bu yüzden kadının bedeniyle kurduğu arızalı, daha çok da hüzün verici ilişki de bir türlü kırılamıyor. Sonuç, kadın yurttaş olamıyor, erkek yurttaşlardan oluşan bir ülke de geleceğe dair hiçbir şey vaat etmiyor… Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’nin (CETAD) İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahika Yüksel ile Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bö enim için cinsel olarak çekici biri o andan sonra sonsuza kadar arzu nesnem olarak kalır. Bu kadar güçlü bir istek duymadığımda cinsel ilişki kurmak neredeyse imkânsız hale gelir. Çekingen ve romantik denebilecek jestlerden rahatsız olurum. Kararlı ve şehveti vurgulayan bir süreç olmalı. Sevişirken karşımdakinin aldığı haz beni de hazza yakınlaştırır. Prezervatifle korunmadan asla cinsel ilişkiye girmem. O kadar şehvetle yaklaştığım bir bedenin içinde taşıdığı her şeyin bana geçebilecek olması fikri beni çok zorlar. Tartışılabilir bir şey değil, ancak HIV testi görmem lazım. Hatta o testi yaptırmaya beraber gitmemiz gerekir. Bu partnerime güvensizlikten değil, onun da gözünden kaçabilecek aksaklıklara engel olmak için. Bir bakıma her şey benim kontrolümde olmalı. Sevişmek hem asla vazgeçilmez hem de kolayca vazgeçebileceğim bir şey. Hem bütün sıvıların birbirine karıştığı riskli bir alan hem de arzu nesnemi avucumda hissettiğim bir alan. H lümü Öğretim Üyesi Sosyolog Doç. Dr. Dilek Cindoğlu editörlüğünde hazırladığı “Kadın Cinselliği Dosyası” da Türkiye’nin kadın cinselliğine ilişkin karnesini, rakamların arkasında olup bitenle birlikte veriyor… İşte o karneden bazı satırbaşları: Kadın bedenini tanımıyor, bedenin biyolojisinin ve isteklerinin farkına varmıyor. Kadınların yüzde 57’si kendini bilgisiz görüyor, yüzde 50’si cinselliği yetersiz yaşadığını düşünüyor, bekar kadınların yüzde 64’ü de cinsel ilişkiye girmiyor. Cinsellik erkekler için haz merkezliyken kadınlar için toplumsal değerlerle sınırlanıyor. Cinselliğin ve hazzın bir insan hakkı olduğu göz ardı ediliyor. Oysa kadının haz alma, orgazm olma kapasitesi sınırsız, yaş ve süre ile de sınırlı değil. Bazı antropologlar bu biyolojik avantajın kadınların başına sorun açtığını, ataerkil toplumların temelinde bu kıskançlığın yattığını savunuyor. Kadının namusu bekâreti olarak görülüyor, oysa ilk cinsel ilişkide kanama görülmesi oranı yüzde 43. Toplumun bekâreti bir “çeyiz” olarak görmesi, kadınları evlilik öncesi ilişkilerde farklı sevişme yöntemleri izlemeye ya da bekâretini tamir ettirmeye sürüklüyor. Toplumun yüzde onu bu işlemi onaylasa, yüzde 43’ü de bakireliği korumak adına anal ve oral sekse izin verse de kadının yaşadığı, neredeyse yaşamı boyunca peşini bırakmayan suçluluk duygusu. Kadınları psikiyatri kliniklerine sürükleyen takıntıların nedeni de cinsellikle ilgili söylenen bu tür yalanların yansıması… Mastürbasyon kadında, erkeklere göre daha “yasaklı” bir alan. Konuşulmuyor, yanlış ve olumsuz değerlendiriliyor, hatta bilinmiyor. Kadının çoğunlukla mastürbasyon yapmaması ruhsal yapısını etkiliyor, cinsel haz ve uyarılmanın gelişmesini engelliyor. Fantezinin yanlış ve ayıp sayılması bu engeli artırıyor. Oysa mastürbasyon da, fantezi de bireyin cinselliği anlamlandırmasını ve fark etmesini sağlıyor. kültürel iklim, ona ayrıca “ikinci bahar” şansı tanıyor. Bu, kadının yaşlanmayı bir tehdit olarak görmesine yol açıyor, kozmetik sanayii de bu korkudan besleniyor. Kadının para kazanma ve sosyal güvence sağlama oranları ise bu korkuyla ters orantılı, kadınların sadece yüzde sekizi ücretli bir işte çalışıyor ve bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı. Her on kişiden biri kendi cinsine yakınlık duyuyor ve lezbiyenlik bir hastalık değil, buna rağmen kızlarının lezbiyen olduğunu sezen ya da öğrenen ailelerin yaptıkları ilk iş “normalleştirme” peşine düşmek. Oysa ahlak ve tıp ahlakı böyle bir tedaviyi reddediyor. Tedavi, homofobinin dayatması nedeniyle cinsel kimliklerini ya gizleyen ya da yok eden kadınların suçluluk duygularını engellemek için gerekiyor. Birlikte olduğum ilk erkek Y irmi iki yaşındayım. İlk defa bir erkekle birlikte olduğumda 14 yaşındaydım. Bu, aslında bilinçli bir seçim değildi, çünkü cinsellik hakkında derin düşünmüyordum. O benden büyüktü ve bir barda tanışmıştık. Feminen bir tavrı vardı. Arkadaşları beni yanında görünce şaşırdılar. Biseksüel olduğunu o zaman öğrendim. Bu, beni hiç rahatsız etmedi. Benle birlikteyken hayatında birkaç erkek daha vardı, onları kıskanmadım, çünkü onlar benim veremeyeceğim bir şeyler veriyorlardı. Yaşım küçük olduğu için ilk başta benimle birlikte olmak istemedi, sonradan pişman olacağımı düşündü. Bana “Sen küçüksün, bundan dolayı zarar görebilirsin” dedi. Ben de ona “Ben seninle beraberim ve her şeyi seninle paylaşmak istiyorum” dedim. Onunla beraber olduğum için mutluydum. Cinsel ilişkiden sonra daha çok şey paylaşmış olduk. Hiçbir zaman bundan pişmanlık duymadım. Onunla birbirimize zarar veriyoruz diye ayrıldık. O artık hayatta değil. Beraber olduğum her erkek bana bir şeyler kattı, ama onun etkisi daha fazlaydı. Erkeklere karşı rahat davranıyorum, çünkü bence cinselliğin bu kadar tabu olması mantıksız, cinsellik kadın için bir ihtiyaç. Bunu duygusallığa bağlamak da yanlış. Yaşadıklarımdan pişman değilim, belki en başta böyle davranmasaydım; şimdiki ben olmazdım. Benim kendime ait bir ahlakım var, bana yapılmasını istemediğimi başkasına yapmam, genel geçer ahlak da umurumda değil. Ailemden bu düşüncelerime karşı çıkanlar var, onlarla bu tür konularda tartışmayıp, mümkün olduğunca uzak ve ayrı yaşıyorum, onlar yokmuş gibi davranıyorum. Kadında menopoz sonrası dönemi kültürel algılamalar yönlendiriyor. Kadın kendini üretkenlikten ve çalışma yaşamından çekilmek zorunda hissediyor. Zaten haz almayı önceleyemediği için cinsel ilişkiden uzak duruyor. Cinsel cazibenin üretkenlikle eşit görülmesi yüzünden eşinin ya da partnerinin genç kadınları daha cazip bulacağını, kendisini terk edeceğini varsayıyor. Oysa yaşla cinsel performansı düşen erkek. Performans yükseltici ilaçlarla, sağlık riskini de göze alan erkeğin genç kadına yönelmesinin nedeni ilişkisel ve kültürel faktörler. Yaşlı kadıngenç erkek ilişkisini fizyolojik uyuma rağmen topyekun reddeden, erkeğin evlilik içinde dahi bir başka kadın ve kadınlarla ilişkilerini doğal gören Kadınların yüzde 3060’ı yaşamları boyunca en az bir kez cinsel sorun yaşıyor. Sorunların nedeninde daha çok psikososyal baskılar yatıyor. İstenmeyen evlilik, cinsel ilişkinin “kadınlık görevi” olarak görülmesi, kadının partnerinin yanında kendini güvende hissetmemesi, genç kadınlıktan miras, suç, günah, yasak tanımlamaları sorunun kapılarını aralıyor. Cinsel ilişkinin cinsel birleşme olarak algılanması, sevişmeyi başlatan kadının ahlaksız görülmesi, fantezilere ahlak dışı, sapık ve sadakatsiz davranış olarak bakılması gibi nedenler, istek ve uyarılma bozukluğuna yol açarken, orgazma ilişkin yanlış bilgiler de kadını sınırlıyor. Az sayıda kadın orgazm olamama yakınmasıyla tedavi talebinde bulunurken, orgazm olamama kaygısı da sorun olarak geri dönüyor. Kadınların hiç de küçümsenmeyecek oranlarda yaşadıkları ağrılı cinsel ilişki ve vajinismusta da yanlış inanışların ve tabuların etkisi büyük. Vajinismus nedenleri arasında ender de olsa kadının lezbiyen olmasına rağmen bir erkekle evlendirilmiş olması var. Cinsel saldırılar ve şiddet de kadının cinsel sorunlar yaşamasına, cinsellikten kaçınmasına, istek ve ilgisinin azalmasına, dahası iğrenmesine yol açıyor. Yine tabular ve kültürel iklim nedeniyle kendini suçlu hisseden kadın bu şiddeti gizliyor. Çözüm bilgilenmede, sosyal kurumların çoğaltılmasında ve güçlendirilmesinde, kadının yurttaş olabilmesinin cinselliğiyle ilgili konularda karar verme hakkına bağlı olduğunun kabulünde ve cinselliğin bacakların arasında değil kulaklarımızın arasında yaşandığının fark edilmesinde... Ne o gidebildi, ne ben... İ ç Anadolu’da bir kentte, muhafazakâr bir çevrede, cinsellikten de bilgisinden de bihaber büyüdüm. Tek kızım. Sürekli erkeklerden gelebilecek tehlikelere karşı uyarıldım, hatta anneannem, erkeklerin kiremit parçasını bile becermeye çalışan köpekler gibi olduğunu söylerdi. Annem ilk regl olduğum gün artık erkeklerle arkadaşlık yapamayacağımı, günah olduğunu söyledi. Ailem okumama karşı çıkmadı, hatta destekledi ve psikolog oldum. Hiç ilişki yaşamadım, ta ki İ.’ye kadar. Arzu duyuyordum, ama uzun sürmüyordu, korkuyordum, arzu duymaktan utanıyordum. İ. de benim gibi muhafazakâr bir çevrede büyümüştü, evlendik. İlk gece sevişmeye çalışırken anladık ki benim vajinismus sorunum var. Kezlerce doktora gittik, en akıl almaz yöntemleri uyguladık, olmadı. İlişkimizde sorunlar başladı, onunla olamadığım için kendime de ona da kızıyordum, o da zaman zaman tahammülünün sonuna geliyordu. İki kez boşanmaya kalkıştık, ama birbirimize âşıktık. Kocamın ailesine söyleyemedik, sadece annem biliyordu. İyice bunaldığım bir gün ona başka kadına gitmesini söyledim, gitmedi, gitmeye çalıştığını ama yapamadığını anlattı. Sonunda tedaviler sonuç verdi ve seviştik. Şimdi iki çocuğum var, ama geçen beş yılı düşününce hâlâ canım acıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle