02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 3 1/3/07 17:27 Page 1 PAZAR EKİ 3 CMYK 4 MART 2007 / SAYI 1093 EDİTÖR’DEN rkek şehvetle, kadın aşkla asılıyor hayata. Bir ringde gibi, kendilerine ayrılan köşelerde birilerinin, bir şeyin, bir esrikliğin belki de, gongu çalmasını bekliyorlar. Çalıyor. Yerlerine döndüklerinde iki taraf da bitap, şaşkın, öfkeli, dahası kırgın, bir daha ringe çıkıp çıkamayacaklarının hesabını yapıyor. Biri erkekliğinden, diğeri kadınlığından yaralanıyor çünkü. Oysa iki kimlikte de aslına uymayan, “yabancı” bir şeyler var… Şehveti erkeği yoruyor, aşk kadını kötürümleştiriyor. Çünkü kadının aşkının gövdesi yok. Gövdesi utancın toprağı, pazarlık alanı, erkeğin ve geleneklerin zafer tankı, arzuya ve hazza yasaklı bir “et”. Arzunun hayali bile günah, kadına kalan uzak bir hayale sarılmak. Olmayan erkeği, olmayan atı, olmayan aşkı beklemek… Bedeli ağır bir bekleyiş bu, ağır bir vazgeçiş, çünkü kadını arzulayan değil, arzunun nesnesi yapıyor. Nesne olmak ise bir gönüllülük işi, ancak bir öznenin tercihi olabilecek bir durum, kendini seyredebilmek, hayatı ti’ye alabilmek için… Nesne olmak, kadının hayat karşısındaki yenilgisi, bir batak, çünkü devamlılık istiyor, gençliği kutsayan bir toplumda sürekli genç kalmayı, güzelliği sadece kadına yükleyen bir dünyada daima güzel gözükmeyi gerektiriyor. Oysa bu imkânsız, üstelik hastalıklı bir hal, belki biraz zaman kazandırıyor kadına, ama hüsranla, ıskalanmış bir hayatla yüz yüze bırakıyor. CETAD’ın (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği) Psikiyatr Prof. Dr. Şahika Yüksel ile Sosyolog Doç. Dr. Dilek Cindoğlu editörlüğünde hazırladığı “Kadın Cinselliği Dosyası” kadının toplum ve erkek karşısındaki bu “imkânsız” hallerini belgeliyor. Bu hallerden en önemlisi bekâret. Yine CETAD’ın yaptığı bir araştırma, toplumun yüzde 70’inin namusu, bekâret saydığını gösteriyor. Oysa kadınların sadece yüzde 43’ü ilk cinsel ilişkisinde “kanıyor”. Gelenekle bilim arasındaki bu farkın bedeli kadının kovulması, dövülmesi, hatta öldürülmesi. Cezalandırılma korkusunu bastıran, gövdesinin sesini dinleyip, evlilik öncesi ilişki yaşayan kadının da topluma bir tokadı var aslında, bekâreti tamir ettirmek. Ama o tokat da suçluluk duygusu halinde dönüp yine kadını vuruyor. Zihninde açılan bu yara kolay kolay kapanmıyor. Kadının cehenneminin erkeği de yaktığını göz ardı eden toplum, aslında kendini cezalandırıyor; bekâretiyle sınadığı, hazzı yasakladığı kadınla birlikte kendini de “hasta” ediyor… 8 Mart öncesi, kadının cinselliğiyle birlikte başka kadın öykülerine de yer verdik bu hafta. Midyatlı öğretmen Esmer Akan’ın öyküsünde, geleneklere başkaldıran bir baba, Fahrettin Akan da var. Elektra Operası, kadının bilinçaltına doğru bir yolculuk, Filmmor Festivali, kadını anlatan, kadınların yaptığı filmlerin izlenebileceği, kadınların yönettiği bir festival. Kadınların yasal hakları ise bir kitap artık… Anlaşılan umutsuzluğa gerek yok, kadının cehenneminin kapısını açan bu kadınlar oldukça… Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun. E Kadının El Kitabı Doğurma, çalışma, kürtaj, cinsiyet değiştirme hakkı... Eğer haklarınızın ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız, “Kadının El Kitabı”nı edinin ve “hayır” deyin... Deniz Yavaşoğulları seçilme hakkına kadar birçok başlık yer alıyor. Kadınların yasalardan yararlanamamalarının, hak arayamamalarının nedenlerinden biri de yeterli bilgiye sahip olmamaları. Günümüzde birçok kadın kendini koruyan yasalardan ve kendine ait haklardan haberdar değil. Bu yüzden bu kitap, hangi koşulda, hangi bölgede yaşarsa yaşasın Türkiye’nin tüm kadınlarının elinin altında bulunması gerekiyor. Kadının El Kitabı’na göre kadınların yazılı yasalarla belirlenmiş haklarını kullanabilmeleri ve yazılı olmayan yasalara karşı çıkabilmeleri için söze “Ben” diye başlayabilmeleri gerekiyor, çünkü kadınlar öncelikle bir erkeğin durumuna göre var oluyor; bir erkeğin “karısı”, bir erkeğin “kızı“, bir erkeğin “annesi” gibi... Bu yüzden sorumlulukları var ve bunları yerine getirmemek onları “vefasız”, “itaatsiz” veya “hayırsız” kılıyor, kim bu sıfatları kabul etmek ister ki? Oysa ki “Hayır” demeden hak aramak da mümkün değil. Kitapta “içimizden biri” başlığı altında hazırlanmış kutucuklarda karşı karşıya kaldığı durumdan yasalara sığınarak kurtulan veya yasal haklarının yardımıyla hayatını yoluna koymaya çalışan kadınlardan örnekler de var. Babası tarafından şiddet ve taciz görenler, namus cinayeti tehlikesiyle yaşayanlar, sözleşmesi olduğu halde işten çıkarılanlar... Kitaptaki hikâyelerden biri de, imam nikâhıyla ikinci eş olarak evlendirilen Ayşe. Kocası bir süre sonra Ayşe’ye “İlk eşimden T üm kadınlar doğdukları andan itibaren hayatın her alanında cinsel ayrımcılığa uğruyor, bazıları ise daha şanssız çünkü onların yaşamlarının büyük bölümünü mensup olduğu kültürün yazılı olmayan yasaları belirliyor. Bu kadınların kaç çocuğu olacağı, kiminle arkadaşlık edeceği, kiminle evleneceği, okula gidip gitmeyeceği gelenek ve göreneklere bağlı, kendilerine değil... Helsinki Yurttaşlar Derneği tarafından hazırlanan “Kadının El KitabıYasalardaki Haklarımız” tüm kadınlara yasalardaki haklarını öğretiyor. Kitapta, kadınların karşı karşıya kaldıkları çeşitli durumlarda hangi haklara sahip oldukları, hangi yasalara sığınabilecekleri ile ilgili bilgiler var. Doğurmama hakkından cinsiyet değiştirmeye, kürtajdan zinaya, bekâret kontrolünden cinsel saldırıya, velayet hakkından çalışma hakkına, miras hakkından seçme ve intikam almak için seninle evlendim, şimdi onunla olmak istiyorum, seni istemiyorum” diyerek yeniden birinci karısıyla yaşamaya başlıyor. Ayşe’ye fiziksel şiddet uyguluyor, onu birkaç aylık bebeğini bırakarak evden gitmeye zorluyor. Ayşe ise Kadın Merkezi’ne gidiyor. Oradan destek alarak, şiddet gördüğüne dair sağlık raporu alıp, eşi hakkında suç duyurusunda bulunuyor ve çocuğunu geri almak için dava açıyor. Böylelikle eş üç gün gözaltına alınarak, evden uzaklaştırılıyor. Ayşe ise çocuğuyla birlikte evine dönüyor. Kitapta aynı zamanda, nasıl dava açılacağına dair bilgiler ve dilekçe örnekleri de bulunuyor. “Kadının El KitabıYasalardaki Haklarımız” aslında, 1999 yılında yine Helsinki Yurttaşlar Derneği Kadın ve Yurttaşlık Komisyonu’nun, kimi sınırlama ve eksikliklere rağmen kadınların hukuk sistemi içinde çaresiz olmadığı, tersine birçok olanağa sahip oldukları ancak bu olanaklardan habersiz oldukları varsayımıyla yola çıkıp hazırladığı “Kadın Yurttaşın El Kitabı”nın güncelleştirilmiş hali. Kitap, Doç. Dr. Şirin Tekeli, DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası, Kadınlarla Dayanışma Vakfı ve Diyarbakır Kadın Merkezi’nin işbirliği, Avrupa Birliği Demokrasi ve İnsan Hakları Girişimi’nin de mali desteği ile hazırlandı. Türkçe ve Kürtçe hazırlanan kitabın okuma yazma bilmeyen kadınlar için, CD ve kaseti de var. Berat Günçıkan [email protected] Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212)343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu / Mustafa Doğan (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle