22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 23 TEMMUZ 2006 / SAYI 1061 KOMŞUYA RODİN GELDİ! Sabriye Kızgınkaya, 45 yıldır Emirgân’da yaşıyor. Bayram Ekici, doğma büyüme Emirgânlı, 1.5 yıllık taksici. İkisi de yıllardır önünden Nazan Ölçer... geçtikleri Sakıp Sabancı Müzesi’ne ilk defa bu yıl girdiler. Kızgınkaya Komşu Günü’ne, Ekici Taksiciler Günü’ne katıldı. Görme engelli Servet Özen ve Ramazan Koçyiğit’i bu fotoğrafa ekleyen ise, müzenin görme engellilere bazı heykellere dokunma izni vermesi. Çünkü Müze Müdürü Nazan Ölçer “toplumun değişik kesimlerini kucaklama”yı istiyor... Röportaj: Esra Açıkgöz / Fotoğraflar: Uğur Demir Sabriye Kızgınkaya Emirganlı Oturduk, gördüklerimiz hakkında konuştuk, tartıştık, bilgi edindik. Sakıp Bey’in bütün eşyalarını, kitaplarını gördük, bazılarını okuduk. Padişahların mühürlerini inceledik. Şimdiye kadar çoğumuz müze giriş parasını çok bulduğumuz için gidememiştik, ama hep merak ediyorduk. Giden arkadaşlarımıza “Ne gördünüz, ne var içeride” diye soruyorduk, onlar da anlatıyorlardı. Komşu Günü’yle merak ettiklerimizi gördüğümüz için çok sevindik. Şimdi yeni yapılacak günü bekliyoruz, herkes “Yeni komşu günü ne zaman olacak, kim gelecek” diye soruyor. 45 yıldır Emirgân’da oturuyoruz. Sakıp Sabancı ile aynı sokaktayız. Evleri bize bitişiktir, ama daha önce hiç girmemiştim. Okul aile birliğinde olduğum için sadece yılda bir kere eşyaların olmadığı yere kadar gidiyor, Türkan Hanım’dan yardım alıyordum. “Komşu Günü” sayesinde ilk defa girdim. Çok güzeldi. Bütün komşularımızı gayet güzel ağırladılar. Kimileri çocuklarını alarak geldiler. Gezdirdikten sonra ikramda da bulundular. Servet Özen Görme engelli Küçük yaşlarda gözüm görüyordu, o zamanlar televizyon tamircisinin yanında çıraklık yaptım, ayakkabı atölyelerinde çalıştım. İlkokulu bitirdikten bir süre sonra gözlerimde bir rahatsızlık oluştu, göremez hale geldim. Şimdi çalışamıyorum. Evde otururken, bir şekilde Altı Nokta Körler Derneği’nin Reşatpaşa’da rehabilitasyon merkezi olduğunu öğrendim. Merkezde bilgisayar, santral, kabartma yazı, sesli bilgisayar programları eğitimi aldım. Daha önce müzeye gitmek istemiştim, ancak bilmediğimden çekiniyordum. Merkez sayesinde, önce Koç Müzesi’ni, sonra da Sabancı Müzesi’ni gezdim, müze, sergi ve heykel ne demekmiş daha iyi anladım. Rodin’i de burayı gezdikten sonra öğrendim. En çok da “Düşünen Adam” heykelini sevdim. Çünkü daha basit, sade, dokununca ne olduğunu iyi anladım. Ramazan Koçyiğit Görme engelli Şimdiye kadar kafamda müzelerle ilgili pek bir şey yoktu. Oysa çok güzelmiş. Ben de en çok “Düşünen Adam”ı sevdim. Bazı heykellerin ne olduğunu pek anlayamadım, çünkü çok fazla girintiçıkıntı vardı, çok net değildi. Bir de boyumuzun yettiği yere kadar dokunabildiğimiz için geri kalan yerleri anlatılanlara göre tamamladık. S akıp Sabancı Müzesi, bu yıl Picasso, Ro bir aksaklık karşısında ilk söylenen; “Turistlere din gibi sanatçıların eserlerini getirme ayıp oluyor”... Asıl, halkımıza ayıp oluyor, onlasiyle olduğu kadar yaptığı etkinliklerle rı buralara çekmemek, dışlamak ya da çekmek de adından bahsettiriyor. Komşu ve Tak için elimizden geleni yapmamak... Bu yüzden siciler Günü bu etkinliklerden ikisi. Amaç, mü başta çevremiz olmak üzere toplumun değişik zeyi belli bir kesimin gezdiği, “eşiği zor aşılır” bir kesimlerini kucaklamak istiyoruz. yer olmaktan çıkarmak. Bu yüzden de çalışmaNeden en başta yakın çevreniz? lara öncelikle yakın çevreden başlamışlar. Hem Fikir genç arkadaşlardan çıktı. Batı’da insantaksiciler, hem de Emirgânlılar yıllarca zengin lar yaşadıkları çevreyle o kadar özdeşleşmiştir birinin evi olarak uzaktan izledikleri bu mekâna ki, en küçük bir bozulmaya, hatta bir ağacın kegirmekten, meraklarını gidermekten memnun silmesine dahi tepki gösterirler. Biz de Emirgânlar. Picasso ve Rodin’i öğrenmekten de. Bu mem lıların semtlerinde böyle bir müze olmasıyla gununluktan yararlanan başkaları da var, engelliler rur duymasını istiyoruz. Onlarla bütünleşmelive çocuklar. Müzede engelli asansörleri ve ram yiz, onlara böyle bir borcumuz da var. paları yapılmış, engellilere yönelik eğitim progTürkiye’de insanlar genelde müzelere biraz ramları ve çocuklar için atölyeler açılmış. İşte soğuk bakıyorlar. Hele de özel müzelere... Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer ve Dünyanın her yerinde müze korkusu diye bir Emirgânlı Sabriye Kızgınkaya, şey var. Bir müzenin eşiğini aştaksici Bayram Kesici ve görme mak, ne olduğunu bilmedikleri ve engelli Servet Özen ve Ramazan bazı kısıtlamaların olduğu bir Rodin için Koçyiğit’in anlattıkları. dünyaya girmek çoğu insana güç bugüne kadar Komşu Günü, Taksici Günü, geliyor. Bizde bu korkuya bir de hafta içi eğitim engelliler için eğitim programlamali kaygılar ekleniyor, gelir düzeprogramlarına 520 rı, çocuk atölyeleri... Bunlar müyine göre, müzelerin ücretleri yükçocuk, hafta sonu zeler için pek alışık olmadığımız sek bulunuyor. Bu müze, yalıların ise 307 çocuk etkinlikler. Nereden çıktı? sıralandığı bir yerde, ama arkamız katıldı. Cuma Nazan Ölçer: Aslında dünyada gecekonduların olduğu, dar gelirgünleri ise engelli bunun örnekleri çok. Günümüz li, müzeyle, sanatla ilgisi çok az ziyaretçilerin müzeciliği, 19.20. yüzyılın tepeolan insanların yaşadığı bir bölge. eğitimine ayrıldı. den bakan seçkinler grubunun Komşularınızla başladınız, anBugüne kadar bu yürüttüğü ve yine belli bir kültürcak onlarla sınırlı kalmadınız. Bir eğitimden 33 lü kesime seslenen, biraz soğuk, de müze bahçesini sarı arabalagörme engelli ve mesafeli bir anlayıştan çıktı. Bunrın doldurduğu bir “Taksiciler 20 zihinsel engelli da dünyanın gelişimi, insanların Günü” düzenlediniz. yararlandı. Taksici çevreleriyle ilişkisi, çevrenin boTaksiciler, seyyar tanıtım unsugününe, 25 taksici zulması ve internetin payı büyük. rudur. Hiçbir taksi şoförü bilmem katıldı, komşu Artık müzelerin tek başına var ki, bindiğim zaman bir küçük sohgününe ise, 620 olabilmesi mümkün değil. Ancak bet başlamasın. Türkiye’nin nabEmirgânlı. Türkiye’de müzelerin var oluş sezını onlar tutuyor. Siyaset, ekonobebi turizmmiş gibi davranılıyor, mi, günlük dedikodular... Bu ko Bayram Ekici Taksici Doğma büyüme yani 38 yıldır Emirgânlıyım. 1.5 yıldır da taksicilik yapıyorum, ama şimdiye kadar hiç Sakıp Sabancı Müzesi’ne girmemiştim. İmkânım olmamıştı. Önünde çok müşteri indirdim, çok farklı yerlerden gelenler oluyordu. Çocuklarım okullarıyla Picasso’ya gitmişlerdi. Taksiciler Günü olunca, çocuklarımı da alıp Rodin’i gezdim. Sabancı’nın eviyken içeri girmemizin imkânı yoktu. Sadece kapısından görüyorduk. Zengin bir insanın evi olduğu için merak uyandırıyordu. Sonunda içeride neler olduğunu görebildim. Üstelik Rodin’in önceden kim olduğunu bilmiyordum, şimdi bir heykeltıraş olduğunu öğrendim. Heykellerini gördüm. Hatta geçen gün, müzeden çıkmış bir müşteri ile sergiyi konuştuk. Ankara'dan gelmişler, çok beğenmişler. Ben de onlara heykellerle ilgili bir şeyler anlattım. Müzeye bir kere daha gitmek istiyorum, ikinci Taksiciler Günü’ne de katılacağım. nulara sanatı da eklesinler, sürekli geldikleri bu müzenin içini tanısınlar istedik. Hem müzeler için adres meselesi çok önemli. Türkiye’deki şoförlerin ancak yüzde biri, bir müzenin yerini bilir. Diğerleri için ek tarif lazımdır. Uzun yıllar çalıştığım Türk İslam Eserleri Müzesi, Türkiye’nin en eski müzelerinden biri, Sultanahmet meydanında. Yine de müzeye taksiyle gittiğimde, hep ek tarifler gerekirdi, Tapu Dairesi’nin yanı, caminin karşısı... Taksiciler Federasyonu ve İstanbul Otomobilciler Birliği’nin isteğiyle 9 Ağustos’ta bir “Taksiciler Günü” daha yapacağız. Taksiciler ve komşularınızla konuştunuz mu, nasıl geri dönümler aldınız? Komşular, “Buranın içine hiç girmedim, bir gün girebileceğimi bile hiç düşünmemiştim” dediler. Sonuçta, uzun zamandır zengin bir insanın eviydi ve onlar için ulaşılamayacak bir yerdi. Müze olduğunda da o duygu silinmemişti, ama şimdi “Bundan sonra ne var”, “Yeni Komşu Günü ne zaman” diye soruyorlar. Bunlar benimsemenin uzantısı. Taksiciler ise, özellikle birilerinin onları düşünmelerinden çok memnun oldular. Diğer önemsediğimiz bir çalışma da engelliler için yaptıklarımız. Müzemiz engelliler için gezme kolaylığı sağlıyor. Rodin sergisi için görme engellilere bazı heykellere dokunma izni aldık. Breyl alfabesiyle hazırlanan etiketler sayesinde eserler hakkında bilgi alabiliyorlar. Bütün bunlarla sanat dünyasına güzel bir pencere açtığımızı düşünüyorum. En gurur duyduğumuz etkinlik ise, bir pedagog ve psikolog grubun değişik yaşlardan çocuklara verdikleri eğitimler. Bu etkinliklere başlarken ya hiçbir komşumuz gelmezse, taksiciler bizimle ilgilenmezse diye kaygılarınız oldu mu? Başta tabii ki oluyor, ancak böyle düşünürseniz hiçbir iş yapamazsınız. Bunlar Türkiye’de yeni, ama ısrarla doğru bildiğiniz yolu gitmelisiniz ki, “İlgi az oldu” gibi sebeplerle vazgeçmeyesiniz. Eminim, böyle bir beklenti olacak. Komşu Günü’nü her sergide yapacağız. CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle