22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 O şimdi ‘Cool Kadın’! Ajda Pekkan cüretkârdı, cesurdu. İnişli çıkışlı müzik hayatına rağmen hep zirveyi zorladı. Çok sevildi. Birkaç kuşak onunla büyüdü. Estetik ameliyatlar zaman zaman müziğinin önüne geçti... Değişmeyen ise sesi ve yorumu oldu. Ali Deniz Uslu jda Pekkan Türkiye’nin gördüğü ilk pop star, hatta süper star. Sonu gelmeyen estetik operasyonları, aşkları, evlilikleri ve elbette ki müziği ile de bir fenomen. Daha birkaç ay önce geçirdiği bir estetik operasyondan sonra katıldığı bir davette çekilen talihsiz görüntülerle magazin basınına yansıması pek önemli değil. Bu onun süper starlığını eksiltmiyor. Çünkü o yıllar önce bir reklamda beraber oynadıkları Cem Yılmaz’ın “Sizi gergin gördüm” repliğindeki ironiyi içselleştirmekte pek zorlanmamıştı. Yılmaz’ın repliğinin devamı “2053’te de Ajda Pekkan genç kalacak”, estetikli halini daha bir vurguluyordu ve Pekkan yine sakindi, yine gülümsüyordu... Ama şöhret her türden aşırılığı gerektirir, bu yüzden yapılanları bazen meşru görebilir insan! Tüm bunlar bir yana Ajda Pekkan yeni şarkılarla dönüyor. Şimdi yeniden estetikli halini bir yana bırakıp şarkılarını dinlemek zamanı... Deniz binbaşısı babasının görev yeri Gölcük’te çocukluk yıllarını geçiren Pekkan, Çamlıca Kız Lisesi’nde okuduğu yıllarda bugünlere gelebileceğini ne kadar hayal etti bilinmez, ama aklında hep şarkıcılık vardı. Bu hayali gerçekleştirmeye doğru ilk adımı dönemin İstanbul’unun en popüler mekânı “Çatı” kulübünün sahibi İlham Gencer’e ulaşarak attı. Mina’nın, “Il Cielo In Una Stanza” şarkısını söyledi ve Gencer’den onay aldı, artık Çatı’nın şarkıcısıydı. 1963’te sıra dışı ve cüretkâr görüntüsüyle sinemaya yeni şöhretler arayan, “Ses” dergisinin “kapak yıldızı” yarışmasına katıldı. Ediz Hun erkekler, Ajda Pekkan ise kadınlar arasında birinci seçildi. Hülya Koçyiğit ise yarışmadan ikinci olarak ayrıldı. Bu yarışma Pekkan’a hayalini gerçekleştirme fırsatı verdi. “Adanalı Tayfur”la ilk kez kamera karşısına geçti. Dört yıl içinde 47 filmde rol aldı, Ayhan Işık, Cüneyt Arkın, Tamer Yiğit ve daha birçok tanınmış isimle rolleri paylaştı, ama o sinema oyuncusu değil şarkıcı olmak istiyordu. Filmlerde şarkıcı rollerindeki başarısı müzik piyasasının dikkatini çekmekte gecikmedi, “Adanalı Tayfur” filminde seslendirdiği “Göz Göz Değdi Bana” şarkısı 45’lik olarak yayımlandı. Fecri Ebcioğlu’nun desteği ile 1965’te ilk plağı “Her Yerde Kar Var17 Yaşında” dinleyiciyle buluştu, ama esas çıkışı üç yıl sonra gelen “İki Yabancı” ile sağladı. Dönemin ilerisindeki tarzı ve görüntüsü başarısını Türkiye sınırlarının dışına taşıdı. Atina’daki Uluslararası Apollonia Müzik Festivali’ne davet edildi. 1968’te “Özleyiş”, 1969’da ise “Perhaps One Day” şarkıları ile üst üste iki kere dördüncülük kazandı. Günümüzdekini aratmayan bir imaj çalışmasıyla müziği, hatta modayı yönlendirdi. Her şarkısı hit, her sözü olay olurken, o da hızla yükseliyordu. “Sensiz Yıllarda”, “Tanrı Misafiri”, “Hoşgör Sen” ve elbette ki “Kimler Geldi Kimler Geçti,” Türk pop müzik tarihinin dönüm noktaları oldu. Dillere dolanıp yıpranmayan şarkılarla her döneme seslenen Ajda Pekkan, ismi ile bütünleşen bir kült yaratmayı başardı. 1976’da Paris’in tanınmış Olympia müzikholünde Cezayir asıllı Fransız şarkıcısı Enrico Macias’la konserler verdi. Süperstar unvanını ise yine o yıllarda, Hürriyet gazetesi sahibi Erol Simavi’nin “Ajda Pekkan’a star demek yetmez, ancak süperstar dersek yerini bulur” demesi ile kazandı. Bu tanım öyle bir yer etti ki Pekkan o gün bu gündür, süperstar ve bunu değiştirecek bir şey de yok! Ama şunu da söylemeden geçmemek gerekir ki o da bu süperstarlığın içini doldurmak için ne gerekiyorsa yaptı. 1977’de, “Kim Ne Derse Desin” ve “Hancı” gibi şarkıları barındıran, pahalı ve çok emek harcanan, çok profesyonel bir prodüksiyon olan “Süperstar”ı çıkardı. Albüm sonrası Yamaha Müzik Festivali için gittiği Tokya’da “A Mes Amours” şarkısı ile büyük bir başarı elde etti. 1978’de “Pour Lui” Fransızca albümü ile “Bambaşka Biri”, “Haykıracak Nefesim” gibi klasikleri barındıran “Süperstar 2” geldi. bu olsa gerek; hızlı çıkışlar, sarsıcı düşüşler, ama ne olursa olsun her dönemde var olmak! 90’lı yıllara çok iyi başlayan Ajda Pekkan 2000’li yıllara dikkat çekmeyen albümlerle geldi. 1998’de eski klasiklerini yeniden yorumlayarak “Best Of” albümünü çıkardı. 2000’de çift CD’den oluşan ve şarkılarının yeni yorumlarının da bulunduğu “Diva” yayımlandı. Albümdeki “Bir Günah Gibi”, ünlü DJ Claude Challe’nin “Buddha Bar” serisinde yer aldı. Aynı yıl Monaco’da Monte Carlo Sporting D’été Müzikholü’nde sahneye çıktı. Birçok filmde müzikleri kullanılan Ajda Pekkan en son 2001 yılında, Ferzan Özpetek’in başarılı yapımı “Cahil Periler” filminde “Bambaşka Biri” ve Meksika’da gösterilen bir dizide de “Bir Günah Gibi” şarkıları ile dikkat çekti. Ajda Pekkan 10 yıl aradan sonra yeni şarkılarla dönüyor. Albümün ismi de yalnızca onun kullanabileceği türden, “Cool Kadın”. Sezen Aksu, Bülent Özdemir, Zülfü Livaneli, Can Algeç ve Tuna Kiremitçi’nin isimleri geçiyor albümde. Emma Chaplin’den tanıdığımız “Spentelle Le Stelle” parçası ile arajmana da kapı aralıyor. 1973 yılından bir Orhan Gencebay klasiği de var albümde. Pekkan “Kaderimin Oyunu”nu rock versiyonu ile yeniden yorumlamış. Yine Fikret Şenes klasiği “Olanlar Oldu Bana” albümdeki diğer cover parça. Albümün ilk konseri de 17 Haziran’da “Harbiye Açıkhava Tiyatrosu”nda. Anlaşılan, Türk pop müziğin tarihine eşdeğer bir tarihe sahip Ajda Pekkan’ı sıkça sahnelerde göreceğimiz bir döneme giriyoruz. A EUROVISION MACERASI VE HÜSRAN Bu başarılar Pekkan’ı Eurovision şarkı yarışmasında Türkiye’yi temsil etmeye taşıdı. Önce, belirlenen şarkılar jüri tarafından üçe indirildi. Sonra Pekkan bu üç şarkıyı, “Bir Dünya Ver Bana”, “Olsam” ve “Pet’r oil”ü televizyonda seslendirdi. En beğenilen “Pet’r oilPetrol” oldu ve Pekkan bu şarkıyla yarışmaya katıldı. Şarkı kıvrak bir melodiye, espri ve eleştiriye sahipti, tanıtım için de son derece profesyonel bir çaba harcandı, ama sonuç hayal kırıklığı oldu. Bu yarışma sonrasında Ajda Pekkan inzivaya çekildi ve Türkiye’den ayrılıp Amerika’da yaşamaya başladı. 80’li yıllara gelindiğinde her şey gibi müzik de değişti, pop yerini arabeske bırakmaya başladı. O dönemde Ajda Pekkan ses getirmeyen “Sen Mutlu Ol” ve “Sevdim Seni” albümlerini yayımladı. Hayranlarını da hayal kırıklığına uğratan bu donukluk bir süre daha devam etti. 1983’te Fikret Şenes’in sözlerini yazdığı “Uykusuz Her Gece” ile müzik piyasasına döndü. “Süperstar 83” isimli bu albüm yitirdiği popülariteyi ona geri kazandırdı. “O Benim Dünyam” ile yine dillerden düşmüyordu. Pekkan sanki kendi küllerinden yeniden doğmuştu. 1987’de “Süperstar4” albümü çıktı. Daha sonra aldığı evlilik kararı müziği bırakacağı anlamına geliyordu, ama hayranlarının hayal kırıklığı uzun sürmedi, o da müziksiz yaşayamayacağını anladı ve geri döndü. Evliliği de o dönemde bitti. 90’lı yılların başında yayımladığı “Ajda 90”, “Yaz Yaz Yaz” parçasıyla rüzgârı yine arkasına aldı. Pekkan aranjman bestelerdeki başarıyı yerli bestelerle yakalayamadı. Her dönemin kadınıydı, ama eleştireler hiç eksik olmadı. Zaten “süperstarlık” da CUMHURİYET 16 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle