22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 HAZİRAN 2006 / SAYI 1055 15 mak için birebirdir. Kış boyunca vücutta biriken zehirli maddeleri hızla atar, sistemi pırıl pırıl yapar. Üstelik içerdiği bol demir sayesinde yorgunluk hissini de giderir, diyet yapanların sık sık hissettikleri halsizliğe meydan vermez. Ödemleri çözücü etkisiyle gut, artrit, romatizma gibi hastalıklara iyi geldiği söylenir. Tarihteki en büyük çilek düşkünlerinden biri 18. yüzyılda yaşamış ünlü İsveçli botanikçi Linnaeus çilek kürünü bizzat uygulamıştır. Modern botanik biliminin atası ve taksonomi sisteminin kurucusu Linnaeus, sabah akşam sadece çilek yiyerek çekmekte olduğu gut hastalığını tedavi etmiştir. Çileğe özel bir tutkusu olan ünlü bilim adamı, aynı zamanda çileğin isim babasıdır. En sevdiği meyveye Alman bir botanikçinin 15. yüzyılda verdiği Herbarius Latinus Moguntiae ismini yakıştıramayan Linnaeus çileğe kokusuna yaraşır “fragaria” adını vermiştir. Çileğin bağırsak florasını yenilediği ve böylece cilt problemlerini gidermek başta olmak üzere tüm sistemde canlandırıcı bir etki yaptığı da bilinir. Çileği bir kaşık balla ezerek yüzünüze sürdüğünüzde ise teniniz güzelleşir, çilek gibi kokar, çiçek gibi açarsınız. Kanımca kokusunun verdiği eşsiz ferahlık duygusu da ayrıca insanın içini açar, ruhları ışıldatır. Sofranızdan çiçeği de, çileği de eksik etmeyin. Çilekle güzelleşin, çiçek gibi olun. İşte size dünyayı fetheden çileğin hakkını veren bir tarif. Kıtalar ötesinden gelen bu tarifi deneyin, güzel tatların dünyayı nasıl yakınlaştırdığını görün. aylinoneytan@yahoo.com SOFRA MEKÂN Çiçek çilek Aylin Öney Tan Çilek kuşkusuz meyveler dünyasının çiçeğidir. Çilek kokusu nice çiçeğin kokusunu bastırır. Çileğin görüntüsü, en endamlı çiçekleri aratmaz. Çilek kokusu, koku dünyasının en belirgin temel kokularından biridir. Zaten çilek botanik “Fragaria” adını koku anlamına gelen Latince “Fraga” kelimesinden almıştır. Çilek, kokusuyla namlı çiçeklerin şahı gül soyundan gelmektedir. Çilek, kıtalar arası bir bitkidir. Dünyanın Avrupa yakasında eski dönemlerden beri minik yabani çilek türleri yetişegelmiştir. Amerika kıtasında ise çileğin Avrupalı kardeşlerinden çok daha iri ve lezzetlileri yetişiyormuş. Bildiğimiz çilekler ise Amerika kıtasının Kuzey ve Güney yarılarından gelen iki türün birleşmesiyle ortaya çıkmış. Şili ve Peru’da yetişen tür ile Virginia’dan gelen türün evliliğinden, çilek dünyasının üyeleri türemiş. Günümüzde yerli Şili, Peru çilekleri hâlâ varlığını koruyor. Avrupa’da yabani türler korunuyor. Ayrıca Kuzey Hindistan, Çin ve Japonya’da çok çeşitli yerli çilek türleri bulunuyor. Çilek gerçekten de dünya çapında damakları fetheden özel meyve olma konumunu koruyor. Kahvaltıda internet keyfi... İ ÇİLEK KÜRÜ Çilek, insanı kendi gibi güzel yapabilir. Çilek ideal bir diyet meyvesidir. Çileğin vücudu serinletici ve arındırıcı etkisi vardır. Bu nedenle bedenlerde bahar temizliği yap ST Cafe, yepyeni bir keyfin hazırlıklarını tamamladı: Açık Büfe Kahvaltı. Mekânda pazartesiden perşembeye haftanın dört günü 25 çeşitten oluşan kahvaltı servisi yapılıyor. Sınırsız çay ve filtre kahvenin dahil olduğu, kişi başı 12 YTL olan açık büfe kahvaltı kapsamındaki çeşitler, talebe bağlı olarak güncelleştiriliyor. Çilekli Pavlova Türkiye’nin kutbu Yeni Zelanda bize dünyadaki en uzak nokta. “Pavlova” içi krem şanti ve taze meyveyle doldurulmuş bezeden ibaret lezzetli ve hafif bir tatlı. Bizim baklava gibi tartışma konusu. Yeni Zelandalılar ile Avustralyalılar dünyanın öbür ucunda, adını Rusya’dan alan tatlıyı paylaşamıyorlar. Her iki ülkenin de milli tatlı olarak sahiplendiği Pavlova, adını 1926 yılında her iki ülkeyi de ziyaret eden ünlü Rus balerin Anna Pavlova’dan almış. İddiaya göre 1935 yılında Esplanade Oteli’nin Avusturalyalı şefi bu tatlıyı balerinin anısına ithaf etmiş. Tatlının köpük köpük beze kenarları balerin eteği tutuyu andırdığı için bu yakıştırmayı yapan şef, tatlıya böylece sahip çıkma uyanıklığı göstermiş. Yeni Zelandalılar ise bu sahiplenmeye çok içerliyor ve ilk Pavlova’nın kendileri tarafından yapıldığını iddia ediyorlar. Beze için: 5 yumurta akı, 250 gr. pudra şekeri, 1 tatlı kaşığı mısır nişastası, 1 tatlı kaşığı limon suyu veya elma sirkesi, 1 tatlı kaşığı vanilya esansı ya da 1 poşet vanilya Üstü için: 500 gr. çilek, 4 adet kivi, 300 ml. süt kreması (1,5 ufak karton kutu), 45 çorba kaşığı pudra şekeri Pavlova’nın pişme kıvamı çok önemlidir. Bildiğimiz kıtır kıtır ufalanan bezeden bu anlamda farklıdır. Dışı kabuk gibi kırılgan kuru olmalı, içi ise hafif kremamsı ya da sakızımsı yumuşak kalmalıdır. Bunu sağlamak için fırını çok sıcak olmayan ılık bir ısı ayarında tutmak gerekir. Pavlova’nın çileklisi klasik ve en güzel olanıdır. Bu tarifte çileğin yanı sıra Yeni Zelanda’nın dünyaya tanıttığı meyve kivi de var. Kıpkırmızı çilek ile yemyeşil kivi bembeyaz beze ve krema ile çok çarpıcı bir görüntü oluşturuyor. Yumurta aklarını köpük köpük olana kadar elektrikli çırpıcı ile çırpın. Çırpmaya devam ederek pudra şekerini azar azar ilave edin. İyice kar gibi olup şeklini muhafaza eder hale gelince limon suyu veya sirkeyi, nişasta ve vanilyayı ekleyin. Son bir kez karıştırın. Fırın tepsisine yağlı kâğıt döşeyin ve fırını 130 dereceye ayarlayın. Beze hamurunun yaklaşık yarısını 12 parmak kalınlığında yemek tabağı gibi yuvarlak bir şekilde yağlı kâğıt üzerine spatula yardımıyla yayın. Kalan bezeyi ise sıkma şırıngası veya kaşıkla kenarlarda yükseklik oluşturacak şekilde pay edin. Böylece içine krema ve meyve doldurabileceğiniz yenilebilir bir kâse elde etmiş olacaksınız. Fırında sertleşinceye dek 1,52 saat kadar tutun. Rengi dönüp sararmaya başlarsa fırın ısısını biraz daha düşürün. Fırını söndürdükten sonra kapağını açmadan 3 saat daha fırında tutun. Tamamen soğuyunca fırından çıkarın ve kırmamaya özen göstererek yağlı kâğıttan ayırarak geniş bir pasta tepsisine alın. Ayaklı bir tepsi olursa Pavlova’nız balerinin adına daha bir yaraşacaktır. Önceden soğuttuğunuz kremayı iyice çırpın. İyice sertleşince şekeri ekleyin. Sıkma şırıngasıyla şekil verecekseniz bir poşet krema sertleştirici de ekleyebilirsiniz. Çilekleri yıkayıp ayıklayın, kivileri soyun. Kremanın çoğunu beze kâsenin içine doldurun. Üzerine istediğiniz gibi dilimlediğiniz veya dörde böldüğünüz meyveleri dizin. Kalan kremayla süsleyin ve bekletmeden servis yapın. Tramvay yolu üzerindeki mekân, gündüz gezginleri kadar, iş çıkışı keyfi için de cazip bir seçenek. Ayrıca cafede hızlı ADSL bağlantısı sayesinde kablosuz internetten faydalanmak da mümkün. Sokakla iç içe konumlandırılmış mekânın ferah ortamı ve farklı mönüsü dikkat çekici. Kahvaltı büfesinde klasik kahvaltılıklar zeytin, peynir, reçel çeşitleri dışında, kepekli, mısır, zencefilli, otlu, peynirli, tahıllı ekmek çeşitleri ve poğaçalar da bulunuyor. İsteyene sahanda yumurta yapılıyor, tercih ettiği ekmek kızartılıyor. Ayrıca sosis, dana, hindi jambon, hafif kahvaltı keyfini tercih edenler için ise müsli ve cornflakes, cafenin kahvaltı büfesinde yer alan lezzetler arasında. Tel: 0 212 251 79 45 Karşı sahile elektrik ün sabaha karşı saat 4’te, elektrik şirketi müdürü Mösyö Hansen ile Anadolu sahillerinde elektrik tesisatı yapan şirketin müdürü Mösyö Jill, mühendisleri ile birlikte Arnavutköyü’ne gitmişler ve akıntı burnundan uzatılan kablonun denize ilkası (bırakılması) ameliyesinde bulunmuşlardır. Vaniköyü’ne cereyan verilmiştir. Tecrübeler müspet netice vermiş olduğundan, kablo geçirilen yerler de tesbit edilmiştir. Bu suretle, Boğaz’ın Anadolu yakasına ilk elektrik dün saat 10’da verilmiş olmaktadır. Şirket tarafından Üsküdar cihetinde (tarafında) yapılmakta olan elektrik tesisatı bir yandan Kuzguncuk, diğer taraftan da Kadıköyü istikametine Silahtarağa Elektrik Fabrikası ilerlemektedir. Elektrik tesisatı Vaniköyü’ne geldiği gün, kablodan cereyan verilmek mümkün olacaktır. Sahil boyunca kablo döşemeye devam edildiği takdirde tesisat mayıs ayı Elektrik kablosu, akıntı burnunda bir sonunda Vaniköyü’ne varabilir ve Üsküdar yalının kayıkhanesinden karşı sahile doğru ciheti de karanlıktan kurtulur. uzatılmıştır. İki vapur, denize atılan kabloyu Tesisat, sahil boyunca Boğaz’ın şimaline Vaniköy sahiline rapt etmiştir (bağlamıştır). (kuzeyine) doğru ilerleyecek olduğundan Kablo rabtı ameliyesi dün saat 10’da ileride Rumelihisarı’ndan da Anadolu tamamlanmıştır. Ameliyat bittikten sonra cihetine ikinci bir kablo daha uzatılacaktır. kablonun tecrübeleri yapılmış ve 17 Mayıs 1926 Pazar gününe güzel bir kahvaltı ile başlamak isteyenler için, Kanlıca’daki Ajia uygun bir adres. Ahmet Rasim Paşa Yalısı’ndaki mekânda, deniz manzarasına sahip. Her Pazar 07.0015.30 saatleri arasında brunch servisi veriliyor. Tel: 0216 413 93 5354 www.ajiarestaurant.com Pazar gününü çocuklarına ayırmak isteyenler için, Akbank Kültür Sanat Merkezi saat 11.00’de “Masal Masal İçinde” adlı tiyatro oyunu düzenliyor. Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği “Masal Masal İçinde”, ders vermeyen, düş gücü gerektiren ve oyun sonrasında da konuşulması gereken bir etkinlik. Bilet ücretleri tam 6 YTL, çocuk 3 YTL. Tel: 0212 252 35 0001 Bebek Lucca’daki Aslı Deniz Helvacıoğlu’nun “Küresel GençlikTüketilen Duygular” sergisi, tüketim odaklı kozmopolitanizmi hedef alarak günümüz dünyasının duygusal bir panaromasını sunuyor. Tel: 212 257 12 55 Pazar gününü hem sergi gezmek hem de Haliç’te bir sandal sefasıyla geçirmek isteyenler için, Rahmi M. Koç Müzesi “Liman 2 ile Nostaljik Haliç Gezileri” düzenliyor. Dörder kez müzenin rıhtımından demir alacak olan 1935 yılına ait tarihi Liman 2 Romorkörü 40 dakika boyunca konuklarına farklı ve özel bir deneyim yaşatacak. Müzenin diğer bir etkinliği “Hareket Günleri” ise, ziyaretçilerine objelerin özelliklerini gösteriyor. www.rmkmuseum.org.tr Tel: 0212 369 66 000102 Polonezköy’deki Adampol Restoran’da havuz başında verilen açık büfe akşam yemeğiyle günü sonlandırmanız mümkün. Hatta güneşten bunalanlar günü Adampol’da havuz keyfiyle geçirebilirler. Tel: 0216 432 31 54 D Venedik Bienali’nde dünya çapındaki bağımsız sanatçılar arasında en kapsamlı sergiyi gerçekleştiren İsmail Acar’ın çalışmaları şimdi Addresistanbul’da sergileniyor. “Eklektik Bahar” başlıklı etkinlikte, İsmail Acar’ın eskiyi ve yeniyi, geçmişi ve günümüzü birleştiren Melange objeleri, sultan ve padişah resimleri, “Kırmızı Oda” isimli yerleştirmesi ve daha pek çok çalışması sergileniyor. Tel: 0212 320 62 62 Anadolu Ateşi, saat 21.00’de Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda. Biletlerin ücretleri, 455565 YTL arasında değişiyor. Biletix Çağrı Merkezi, 0216 556 98 00. Hazırlayan: CANAN ONURAL sudoku.okulu@gmail.com YANITLAR Haftanın kolayı Haftanın kolayı Haftanın zoru Yeni tayyareler ürk tayyareciliğini Türklüğe layık bir mertebeye getirmeye çalışan Tayyare Cemiyeti’nin Avrupa fabrikalarından satın aldığı tayyareler İstanbul’a vâsıl olmakta (ulaşmakta) ve peyderpey Eskişehir’e sevk edilmektedir. Yarın vâsıl olması beklenen iki tayyare, son defa avcı tayyareleri arasında muvaffakiyetler göstermiş tiplerdendir. Fransız tayyarecisi Ferdinand Alan’ın idare ettiği bu tayyarelerden birisi, 16 muhtelif rekor kazanmıştır. Bu rekorlar arasında, 250, 500, 1000 kilo yük ile sürat ve mesafe rekorları vardır. Aynı tayyarenin Tour de France müsabakasına iştirak etmek üzere hazırlanmakta olduğunu Fransız gazeteleri yazmaktadır. T Pek kısa bir müddet zarfında elde edilen bu rekorlar, Tayyare Cemiyeti ile Hava Kuvvetlerimiz tarafından tecrübe ve teslim edilecektir. Tayyarenin uçuşları için fabrikanın pilotlarından yukarıda ismini zikrettiğimiz rekorcu Mösyö Alan, İstanbul’a gelmiştir. Tayyarenin alçak irtifada (yükseklikte) sürati saatte 260 ila 285 kilometrodur. 500 beygirlik bir Hisponosuiza motoruyla mücehhezdir (donatılmıştır). Tayyare Cemiyeti’ni, böyle mükemmel ve son sistem tayyareler aldığından dolayı tebrik ederken, halkımızı da, Hava Kuvvetlerimizin artması için küçük fakat muntazam fedakârlıklara davet ederiz. 25 Mayıs 1926 Haftanın zoru Yanıtlar sağ sütunda... CUMHURİYET 15 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle