22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 7 MAYIS 2006 / SAYI 1050 Bir haberi internetten okur musunuz? S iz haberi ille de kâğıdın üzerindeki haliyle okumalıyım diyenlerden misiniz, yoksa internette site site gezip haber takibi mi yapıyorsunuz? Kuşak çatışması diye bir şey var, bu şimdi gazetecilikte yaşanıyor. Şimdi sırada “podcast” var. İzlemek ya da dinlemek istediğiniz programları herhangi bir mp3 ya da mp4 çalara çekip sonra o programları izleyebiliyorsunuz... İnternet “haber”le tanıştıktan sonra çok şey değişti. Haber, kendine has canlılığını bir ekran önünde teşhir etme olanağı buldu, okur haberin hareketliliğine dokunabildi. Cnnturk.com’un koordinatörü Fırat Kayakıran’la haberin dijital ortamdaki macerasından ve sağladığı yeniliklerden konuştuk. İnternet haberciliği Türkiye’de ve dünyada yeni “bir şey”... Türkiye’de internet haberciliği nasıl bir şey olarak görülüyor sizce? İnternet haberciliği çok yeni bir alan olmasına rağmen haberin geleceği internette diyebilirim. Artık insanlar herhangi bir haber konusunda doğrudan internete başvuruyorlar. Orada arama yapmak, arşiv aramak bize sanki bahşedilmiş bir lütuf gibi görünüyor. Gazetelerin dahi internet ortamında var olma ihtiyacı hissetmeleri internet haberciliğinin geleceğinin parlak olduğu konusunda çok önemli bir gösterge. İnternet, ilk zamanlarında gazeteleri tehdit eden bir alan gibi göründü, ama öyle olmadı... “Gazetecilik ölecek” tarzındaki tezler bana başından beri yanlış göründü. Çünkü internet olsa olsa gazetenin basımını etkileyebilir. İnternet, haberin içeriğini sağlayan kadrolar için herhangi bir tehdit söz konusu değil. Bugün hâlâ gazetelerin bu kadar çok alınmasının nedeni çok etkili yazarların bulunması. Bundan bir sonraki kuşakta bu kadar etkili, haberin kaynağıyla iç içe olan bir kadro olacak mı, o ayrı bir konu. Belki de internet ekibi, basın ekibi diye bir ayrım kalmayacak, tamamı sanal ortamda olacak. Yani hedef, basılan gazete değil, hedef dijital ortama bilgi sağlamak olacak. Ancak dijital ortamdan bilgi almak konusundaki en büyük zorluk da iletişim altyapı ağının yeterli olmayışı. Habere teknolojik araçlarla ve aynı zamanda maliyetsiz ulaşımdan söz edince, Cnn Türk’ün öncülük ettiği podcast sistemini sorma sırası geliyor... Podcast, izlemek ya da dinlemek istediğiniz programları herhangi bir mp3 ya da mp4 çalara çekip sonradan izlemenizi ya da dinlemenizi sağlayan bir sistem. Çok ilginç, insanlar podcast’ı somut olarak önlerinde görmeyince ne kadar önemli olduğunu anlamıyorlar. Kaçırdıkları bir programı herhangi bir video ya da ses çalar cihaza yükleyip görmeyince sistemi tam anlamıyorlar. Sürekli TV izleyen biri, programı TV’den izlerim diye düşünüyor. İnsanlar televizyonlarda kaçırdıkları bir program, belgesel ya da bir dizi için o kadar çok email’ler gönderiyorlar ki... İşte öyle insanlara çok kolaylık sağlıyor bu sistem. Ve ilk indirdiğiniz ses ya da görüntüden sonra podcast’sız bi dünya düşünemez hale geliyorsunuz. MP3 çalarınıza izlemek istediğiniz haberleri ya da programları kaydetmek ister miydiniz? Cnnturk.com’un öncülüğündeki “podcast” sistemi size bu olanağı Fırat Kayakıran GAZETECİLİK KURALLARINA UYMAK ŞART... Peki avantajlarını ve dezavantajlarını bir arada düşünerek, ideal bir internet haber portalının sahip olması gereken nitelikler neler? Aslında ideal bir haber sitesi oluşturmak için yapılması gereken şey, gazetecilik kurallarının uygulanması. Her haber sitesinin kendi içeriğine uygun haberler seçmek konusunda titiz davranması gerekiyor. Sadece spotta 5N 1K’ya yanıt vermek de yetmez. “Bu haber neyi ifade ediyor?” sorusu üzerinde düşünmek gerekir. Haberi bütün arka planıyla verebilirsiniz. İnternet bu şansı tanıyor çünkü. Hiperlinkler ekleyebilir, haberi bir yerden bir yere taşıyabilirsiniz. Eğer okur haberin içeriği olan konudan bihaberse ve o konu onu ilgilendiriyorsa, bu şekilde haberin kendisine doğrudan etkisinin ne olacağını öğrenir. Okur haberi okuduğunda “Peki ben ne olacağım?” sorusuyla karşı karşıya kalmamalı. Eğer haberle ilgili zengin kaynak, referans değil de rakip bir sitede bulunuyorsa, okur rakip de olsa o siteye yönlendirilmeli. Yoksa eksik iş yapılır. Bazı siteler, okurun kaynağı rakip sitede bulması durumunda kendilerine geri dönmeyeceğini sanıyorlar. Oysa tam aksine, okur, doğru yere yönlendirildiğini anladığında size daima geri döner. Bu centilmenliği göstermediğin sürece kaybetmeye mahkumsundur. Sizin gazetecilik hikâyeniz nedir? Ben gazetecilik mesleğinde gözümü 92’de Reuters’te açtım. Reuters’te TV birimini kuran ekibin içindeydim. Sonra Londra’ya gittim. Orada Reuters için çalıştım. Daha sonra BRT, TV8 ve LİG TV’ye İtalya’dan muhabirlik yaptım. Sonra tekrar Londra’ya döndüm. Bir yıl sinema kursu aldım. Kısa film çektim. Görüntü yönetmenliği yaptım... Bir belgesel çekimi için Türkiye’ye geldiğimde CNN Türk’ün internet sitesini kurma teklifi aldım ve kabul ettim. sunuyor... Nasıl bir zorluk bu? Okur, diyelim laptop’undan, maliyetsiz bir şekilde gazete içeriğine ulaşabilse gazete alma ihtiyacı duymayacak belki. Ama insanlar hâlâ vapurda, otobüste gazete okuyor. Ayrıca hâlâ o kâğıda dokunmayı seven bir nesil var. Şimdiki nesil dokunmayı sevmiyor. Sanal yaşama alışık bir nesil geliyor. O nesle “gazete güzel kokuyor, bu kokuyu seviyorum” dediğinde gülerek bakıyor. Ayşe Tan Türkiye’nin ilk kadın radyosu kuruldu Özgür Erbaş T ürkiye’nin ilk kadın radyosu, radyoPINK 8 Mart’ta yayına başladı. Şimdilik sadece Marmara Bölgesi’nde yayın yapan radyo, en kısa zamanda Anadolu’nun her yerine ulaşmayı hedefliyor. Saran Grup radyoları arasında yer alan radyoPINK’in Genel Yayın Koordinatörü Özlem Göksan, on senedir radyoculuk yapıyor. Kadın radyosunun Türkiye’ye bugün dek gelmemesini, “talihsizlik” olarak yorumlayan Göksan, kısa zamanda kadınlar kadar erkeklerden de tebrik telefonları aldıklarını söylüyor. Kadınların, birbirinin desteğiyle güçlendiğine inanan Göksan, “Biz de dinleyicilerimizi 104.2’de bekliyoruz” diyor... PINK adını seçme nedeniniz neydi? Özlem Göksan... Öncelikle reklamcıların tercihi oldu ve kadının pembe dünyasını yansıtmak istedik. Kadının dünyası pembe mi derseniz, değil. Biz de kadını daha iyi konuma getirebilmek için platform olmak istiyoruz. Morla ya da feminizmle diyelim mesafeli misiniz? Mora yakınız, uzak olmamızın imkânı yok. Son yapılan araştırmalar da gösteriyor ki, haberlerde kadınlar çok az yer alıyor ve bu özellikle radyo için geçerli. Türkiye’de bu oranı yükseltmek gibi bir misyonumuz olduğunu düşünüyorum. Bizim şu anda yapmak istediğimiz de bu, yani hem sorunları görünür kılmak hem de çözüm için doğru yolları göstermek… Program başlıklarınız neler? Kadın hayatın yarısı sonuçta. Biz de kadınların özellikle ilgilendiği ve doğrudan katıldığı tüm konuları ele almaya çalışıyoruz. Kadının farklı rollerini, örneğin en bilinen rolü olan annelik üzerine bir program var. Hülya Yıldırım, anneçocuk ilişkisini canlı bağlantılarla işliyor. Son kitabı 06 yaş çocuk bakımına dair olan Ayşe Özgün’ün programı var. Seda Kaya Güler, gazeteci olarak da yıllardır işlediği konuları, “Ben pembe değil, koyu pembe sohbetler yapacağım” diyerek radyoya taşıyor. Sabahları benim haber programım var. Türkiye, dünya ve kadının gündeminde neler olduğunu konuşuyoruz. Tabii kadının gündemini daha geniş işliyoruz. Avukat Nazan Moroğlu, “Kadın ve Hukuk” başlığını işliyor. Medeni Kanun’la başladık. Şimdi istihdam, çalışma yaşamındaki hakları konuşuyoruz. Sonuçta kadınların haklarını öğrenmesi ve bu haklarına ulaşmak için neler yapması gerektiğini söylemek çok önemli. Bunun dışında Ahu Türkpençe, Yalçın Dümer, Sunay Akın’ın yanı sıra pek çok programcımız var. Cinsel sağlıkla ilgili program da var sanırım... Olmaz olur mu? Hülya Yıldırım, doğum sonrası bakım, kadın ve cinsellik, doğru beslenme konularını işliyor. Aşk ve romantizmi de ihmal etmedik tabii... “Aşk Doktoru”muz Mehmet Coşkundeniz, reçeteler veriyor. Aylık kadın dergilerinin radyo hali gibi olmuş, değil mi? Evet, onlar da biz de bütün yelpazeyi kapsamaya çalışıyoruz. Kadın dergilerinde cinselliğe dair verilen tavsiyelerin başlıkları genelde, “Erkeğinizi memnun etmenin yolları” oluyor ve bu, kadını görmezden geldiği için eleştiriliyor. Sizin yaklaşımınız ne? Tabii ki böyle değil, aksine kadının birey olması üzerinden yaklaşıyoruz. Kadınların erkeklerle birlikte, daha mutlu bir dünya yaratmasını istiyoruz. Kadınların, kadınlar için neler yaptığı sorusunu tartışıyoruz. Şiddete karşı çalışan kadınların ve diğer kadın çalışmalarının ön plana çıkmasına ayrıca önem veriyoruz. Araştırmalar da gösteriyor ki kadınlar, seks objesi ya da kurban olarak haberlerde yer alıyor. Haberlerin dili de alttan alta ya da açık biçimde şiddeti olumluyor. Siz haber dilinde nasıl bir denge gözetiyorsunuz? Haber diline dikkat ediyoruz tabii. Özellikle kadınları rahatsız eden, küçük düşüren sözlerden kaçınıyoruz. Bu da bir kadın radyosu için gayet doğal. Ancak ta içimize yerleşmiş bazı kalıplar var ve farkında olmadan kullanabiliyorsun. Kadınların bununla ilgili bir kitap hazırlığı var ve biz de hem duyurusunu yapıyoruz hem de bu çalışmadan yararlanıyoruz. Medyaya dair çalışmaları özellikle takip ediyoruz. Zaten radyoPINK’in farklı alanlarda çalışma yapan kadın örgütlerini birleştiren bir yapı olmasını istiyoruz. CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle